Sunday, Nov 24th

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

Buradasınız: Home Haberler

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Raceplast’tan gıda sanayisine uygun özel mühendislik plastikleri çözümleri

2007 yılında mühendislik plastikleri alanında hizmet vermek amacıyla Almanya Legden’de kurulan Raceplast, bugün sektörünün liderleri arasında yer alıyor. Geçtiğimiz aylarda Türkiye fabrikası için şirket kurulumlarını gerçekleştiren firma kurucusu ve CEO’su Süleyman Ceyran, gıda endüstrisine özel inovatif ürünleri hakkında bilgiler paylaştı.

Öncelikle gıda ambalajlarının önemine değinen Ceyran açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Gıdaların ambalajlanması, depolama ve dağıtım zinciri boyunca ürünün muhafazasında önemli bir rol oynamaktadır. Ambalajlamanın temel amacı gıdayı kontaminasyondan korumak ve raf ömrünü uzatmaktır. Raceplast olarak, sürekli ve doğru araştırma, tasarım, üretim ve testlerin yanı sıra tüm dünyada kullanıcı dostu ve çok güvenilir olan yüksek kaliteli mühendislik plastiklerini gıda sanayisinin hizmetine sunuyoruz. Ürünlerimiz gıda ile veya gıda ile doğrudan temasa geçen ambalajların üretim, şişeleme, dolum veya kapaklama süreçlerinde tercih edilmektedir.” 

Hafiflik ve kolay işlenebilirlik özellikleri sayesinde, gıda endüstrisinde kullanılabilir plastiklerin et, balık ve kümes hayvanları işleme ve süt ürünleri, unlu mamuller ve şekerleme üretimi için tesis ve makinelerin çeşitli uygulamalarındaki metallerin yerini alabileceğinin altını çizen Süleyman Ceyran, “Raceplast’ın gıda ile temasa uygun malzemeleri üretimi canlandırır ve üretim sürecinde hız ve güvenliği artırır. Ayrıca, metal algılanabilirliğinin gerekli olduğu yerlerde, özel metallerin tespit edilebildiği plastiklerimiz ve gıda için optik olarak tespit edilebilir mavi malzemelerimiz, gelişmiş performans ve masrafını azaltma için geleneksel plastiklere alternatif olabilir” diyerek sözlerini tamamladı. 

Ambalaj grubu şirketlerinden büyüme başarısı

Baskılı esnek ambalaj sektöründe dikey entegrasyon yapısıyla faaliyet gösteren Bakioğlu Holding Ambalaj Grubu şirketlerinden Bak Ambalaj, Polibak ve Bareks; üretime, ihracata ve Türkiye ekonomisine verdikleri önemi; EBSO 100, İSO 500 ve TİM 1000 listelerinde aldıkları yerle bir kere daha kanıtladılar. 

Her sene “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” olarak yayınlanan İSO 500 listelerinin 2021 yılı sonuçlarında Polibak Plastik Film San. Tic. AŞ, 2020 yılındaki 178. sırasını, 2021 listelerinde 26 sıra birden iyileştirerek 152. sıraya yükseltirken; Bak Ambalaj San. Tic. AŞ 477. sırada yerini aldı. 

Bunun yanı sıra, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan, “Üretimden Satışlarıyla Ege Bölgesi’nin En Büyük 100 Firması 2021 listesinde” Polibak 13. sırada, Bak Ambalaj 41. sırada ve Bareks 69. sırada yer aldılar. Türkiye’nin önde gelen plastik film üreticilerinden biri olan Polibak aynı zamanda, Türkiye İhracatçılar Meclisi 2021 raporunda; Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Firması arasında kendi sektöründe 13. sırada konumlanarak, sektördeki üretim gücünü ve ülkemiz ekonomisinde yarattığı katma değeri bir kere daha ortaya koydu.

PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün: “Sanayiye bir darbe de haksız rekabetten”

Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, son dönemde plastik sektöründe yaşanan ham madde ve enerji başta olmak üzere hızla artan girdi maliyetlerini değerlendirdi. Açıklamalarına kurlarda yaşanan hareketliliğe rağmen üretime ara vermeksizin devam etmek üzere büyük bir öz veriyle çalışan plastik sanayine bir darbenin de haksız rekabetten geldiğini dile getirerek başlayan Selçuk Gülsün, “Son aylarda İran’dan yurda giren polietilen ambalajların piyasada ham madde fiyatının da altında satıldığına ve yaşanan bu damping sebebiyle çok sayıda işletmenin üretim yapamaz hale geldiğine şahitlik ediyoruz. Söz konusu duruma bir önlem alınmaması halinde bu mamul grubunda tamamen ithalata bağımlı bir yapı oluşması dahi söz konusu olabilir” dedi.

Açık bir damping uygulanmakta

İran’ın polietilen film grubu ürünlerde açık bir damping uyguladığının ve ülke sanayisini hedef aldığının altını çizen Selçuk Gülsün, “Herkesin bildiği üzere plastik sektöründe ham madde fiyatları küresel piyasalarda belirleniyor, bu sebeple fiyatlar arasında görülen ufak farklar ancak lojistik maliyeti kaynaklı olabiliyor. İşte bu şartlar altında İran’dan gelen ürünlerin ham madde fiyatının dahi altına yurtiçi piyasamıza sokuluyor olmasının tek açıklaması kasıtlı bir damping yaparak Türkiye’de yerleşik sanayinin rekabet gücünü yitirmesi ve üretimini durdurmasının hedefleniyor olmasıdır. Öyle ki, plastik film, poşet ve streç grubunu incelediğimizde bir önceki yıla göre İran’dan yapılan ithalatın miktar bazında 4 kat arttığını gözlemliyoruz. İran daha önce farklı ürün gruplarında da damping uygulamasına gitmişti. Örneğin bir dönem polistiren grubu ürünleri stiren ham maddesinin dahi altında satmaya başlamış, Ticaret Bakanlığımızın yürüttüğü anti-damping süreci neticesinde bu yıkıcı rekabete karşı firmalarımızın korunması mümkün olmuştu. Bugün de yaşanan durum bundan ibaret olup bir an önce koruyucu önlemler hayata geçirilmelidir” dedi.

İKMİB Başkanı Adil Pelister TİM Başkan Vekili oldu

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’de, Mustafa Gültepe’nin başkanlığında oluşturulan yeni yönetim kurulunda görev dağılımı yapıldı. 

İki dönemdir İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanlığı görevini başarıyla sürdüren ve güçlü yönetimi ile kimya sektörünü ihracatta birinciliğe taşıyan Adil Pelister, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanlığı’na seçilen Mustafa Gültepe’nin yeni yönetim kurulunda TİM Başkan Vekili olarak görev yapacak. 

Pelister: “Güçlü ihracat ailemizle birlikte yeni hedeflere yürüyeceğiz”

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin yeni yönetimiyle birlikte Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı payı artırmak için çalışacağını ifade eden TİM Başkan Vekili ve İKMİB Başkanı Adil Pelister, “Öncelikle TİM Başkanımız Sayın Mustafa Gültepe’yi kutluyor ve yeni yönetim kurulumuza başarılar diliyorum. Ülke ekonomimizin büyümesinde, sanayimizin gelişmesinde ve istihdamımızın artmasında ihracat ailemiz çok önemli bir rol üstleniyor. TİM çatısı altındaki 27 sektör ve 61 ihracatçı birliği ile güçlü ve büyük bir aileyiz. Özellikle son 2 yıldır ihracatta tarihi rekorlara imza atarken; ihracatımızın niteliğini artırmak, “Made in Türkiye” kalitesini dünyanın dört bir yanına taşımak, küresel ihracattan aldığımız payı yükseltmek ve kilogram başına ihracat değerimizi en üst seviyeye taşımak için güç birliğiyle çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde yine aynı ortak akıl ile hareket ederek, Türkiye’ye ihracatta eşik atlatacak vizyon dolu projelere imza atacağımıza inanıyorum. İKMİB’de kimya ihracatçılarımızla yakaladığımız sinerji ile kimya sektörümüzü ihracatta birinciliğe taşımayı başardık. Kalıcı birincilik için de var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Bununla birlikte söz verdiğimiz üzere TİM Yönetim Kurulu’nda da kimya ihracatçılarımızı en üst düzeyde temsil edeceğiz. İhracat ailesi olarak TİM’in önderliğinde yeni rekorlar kıracağımıza ve Türkiye’yi ihracatta bir üst lige taşıyacağımıza inanıyoruz. Bir önceki dönem TİM Başkanımız olan İsmail Gülle’ye de bugüne kadarki özverili ve başarılı çalışmaları için teşekkür ediyorum” dedi.

Avrupa’nın geri dönüşüm hedefi 10 milyon ton

Yavuz Eroğlu: “AB, 2025 yılında 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastiğin, plastik mamul üretiminde kullanılmasını hedefliyor.”

Brüksel merkezli Avrupa Plastik Mamul Üreticileri Birliği (EuPC), 51 plastik derneğinin çatı örgütü olarak 50 binden fazla plastik üreticisini temsil ediyor. Yıllık 280 milyar Euro’luk ciro yapan ve 1 milyon 600 bin kişinin çalıştığı EuPC, Avrupa Birliği Parlamentosu’nda plastikle ilgili kararların alınmasında etkin rol üstleniyor. Birlik, çevre ve yeni düzenlemeler başta olmak üzere sektörü ilgilendiren tüm konularda söz hakkına sahip. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen EuPC Genel Kurulu’nda Herige Group CEO'su Benoît Hennaut, 4 yıllık yöneticiliğin ardından görevi devreden Renato Zelcher'in yerine 2022-2024 dönemi için yeni Başkan seçildi. Genel Kurul’da, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu da EuPC Yönetim Kurulu Üyeliği’ne yeniden seçildi. 

Fırsatlar ve zorluklar bir arada  

EuPC Başkanı seçilen Hennaut: "Önümüzde, Avrupa'daki plastik endüstrimizin döngüselliğine yönelik yıllara yayılmış fırsatlar ve güçlükler var. İhtiyaç duyulan bu dönüşüme, sektörümüzdeki inovasyon ve karbon tasarrufu sayesinde öncülük etmeye devam edeceğiz” dedi. Yeni EuPC yönetimi, CPA Projesi’ni de AB Komisyonu ile devam ettirecek. “CPA”, Circular Plastics Alliance ile AB Komisyonu, EuPC’nin de dahil olduğu sivil toplum inisiyatifi sayesinde 2025 yılında 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastiğin, plastik mamul üretiminde kullanılmasını hedefliyor. 

Yavuz Eroğlu yeniden EuPC yönetimine seçildi

Avrupa Birliği dışından özel statü ile EuPC yönetimine tekrar seçilen Yavuz Eroğlu ise yeniden seçilmesinin ardından yaptığı açıklamada: “Avrupa’da her sene 21 milyon ton atık toplanıyor. Bunun önemli bir kısmı enerji dönüşüm tesislerinde elektriğe dönüşürken (plastiğin, kömürden daha büyük olan kalorifik değeri sebebiyle), 9,2 milyon tonluk kısmı toplama ayırma tesislerinde ayrıştırılarak geri dönüşüm tesislerine gönderiliyor. Geri dönüşüm sonrasında ise 5,2 milyon tonluk geri dönüştürülmüş plastik ham maddesi elde ediliyor. Dolayısıyla AB’nin, 2025 yılına kadar, 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastiği, plastik mamullerin içinde kullanma hedefi, önemli bir artışa işaret ediyor” dedi. 

CPA Projesi çok değerli

Eroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “PAGEV olarak ‘Plastiğin Doğada Yeri Yok, Hayatımızda Yeri Çok, Dönüştürelim’ mottosu ile çalışmalar yürütüyoruz. Tüm Avrupa kıtasında geri dönüşümü arttıracak sistemler ve bilincin geliştirilmesi önemli. Hem Avrupa hem Türkiye’de bu konuda aktif çalışmalarımıza devam edeceğiz. AB Komisyonu ile yürüttüğümüz CPA Projesi çok değerli. Şöyle ki; plastiği sadece geri dönüştürmeyip, bunun aynı zamanda ürün içinde kullanılması kritik öneme sahip. Bu sebeple hedef, Avrupa Birliği içerisinde 2025 yılında, 10 milyon ton plastiği dönüştürmek değil, 10 milyon ton geri dönüştürülmüş ham maddeyi plastik ürünlerde kullanmak olmalı. Avrupa’daki bu projeden alınacak iyi uygulama örneklerini, Türkiye’ye de taşımak istiyoruz.”  

Sarten’in 2025 hedefi 1 milyar dolar

Sarten Ambalaj yeni yatırımlarla büyümeyi planlıyor. Şirket olarak 50'inci yıllarını kutladıklarını belirten Sarten Ambalaj CEO'su Zeki Sarıbekir, bu yılın planlarını 10 yıl önce yaptıklarını, 60'ıncı yıl planlarının da şimdiden hazır olduğunu söyledi. 2030’da 1 milyar dolarlık bir ambalaj şirketi olma hedefi koyduklarını ancak bunu daha erkene çektiklerini ifade eden Sarıbekir, en geç 2026 yılında hedefe varacaklarını tahmin ettiklerini kaydetti. Sarıbekir, 2030'a gelindiğinde de Sarten'in bölgesel bir lider firma olacağını vurguladı. 

2030’da 30 fabrika hedefleniyor 

Bu seneyi 700 milyon dolar ciro ile bitireceklerini öngördüklerini anlatan Sarıbekir, "Fabrika yatırımlarımız devam ediyor. Her sene bir fabrika kurarak 2030 yılına 30 fabrika ile girmeyi hedefliyoruz. Bu yıl Çerkezköy’de bir fabrika kurduk. Son olarak Niğde'de bir fabrika yatırımına başladık, 2023 yılının Nisan-Mayıs aylarında fabrikayı açmayı planlıyoruz. Niğde ve çevresi tarım ve tarıma dayalı sanayinin gelişeceği yerler olacak. Aynı zamanda tarım olarak Türkiye’nin geleceği. Bu yüzden Niğde'deki yatırımımıza çok önem veriyoruz. Ambalaj üreticisi olduğumuz için müşterilerimiz nereye gidiyorsa oraya gidiyoruz" dedi. 

PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz: “Eğitime yapılacak yatırım, sanayinin en büyük teminatıdır”

Nitelikli eleman konusunda yaşanan ciddi sıkıntıların üretimi ve sanayinin işleyiş çarkını olumsuz etkilediğini söyleyen PLASFED – Plastik Sanayicileri Federasyonu Başkanı Ömer Karadeniz, “Son yıllarda eğitimde yaşanan ciddi sıkıntılara bağlı olarak artan nitelikli eleman ihtiyacı, geleceğe dair sanayimiz için ciddi tehlikelerin sinyallerini veriyor” dedi.

Türkiye’nin sayısal olarak genç nüfus anlamında diğer ülkelere göre üstünlüğüne dikkat çeken Ömer Karadeniz, “Sayısal olarak genç nüfus anlamında büyük bir güç olan ülkemizin, nitelik olarak sanayiye tam anlamıyla katkı sağlayamaması üzüntü verici bir durum. Ülkemizde nitelikli personel bulamayan işveren sayısı maalesef çok fazla. Bu da şunu gösteriyor ki; nitelikli eleman eksikliği gelecekte sanayimizin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkacak. Bir diğer ciddi sorun ise iyi eğitimli, üretken, sürekli düşünen, nitelik sahibi genç nüfusun yurtdışına gitmesi ya da gitmeyi düşünmesi. Son yıllarda beyin göçü hız kazandı. Ülkemizde nitelikli ve iyi eğitim almış bireyler ekonomik gerekçelerle yurtdışına çıkmanın yollarını arıyorlar. Ülkemiz bu gençlerimizi maalesef yabancı ülkelere kaptırmakta. Bu durum hem sanayimiz hem de ülkemiz için ciddi bir beka sorunu. Türkiye’nin hızlı kalkınma sürecini devam ettirmesi ve uluslararası alanlarda ekonomisinin rekabet gücünü arttırması için bu ciddi sorun daha fazla göz ardı edilmemeli” dedi.

Düzce’deki üretim tesisinin temeli atıldı

Ayakkabı, otomotiv, mobilya, ısıtma-soğutma ve yalıtım-inşaat gibi farklı sektörlerde kullanılan poliüretan sistemler üreten kimya sanayi şirketi, Kimteks Poliüretan Sanayi ve Ticaret A.Ş. (KİMPUR), Düzce üretim tesisinin inşaatı için harekete geçti. 24 Mayıs 2022 tarihinde yapılan temel atma töreni; Kimpur Yönetim Kurulu Başkanı Leon Mizrahi, Kimpur CEO’su Cavidan Karaca, Pekintaş CEO’su Özhan Olcay ve Düzce Projesi Mimarı Nevzat Sayın’ın katılımıyla gerçekleşti.

Üretim tesisinin projelendirmesini tamamlayan ve PEKİNTAŞ A.Ş. ile KDV dahil yaklaşık 9 milyon dolarlık anlaşmaya imza atan Kimpur, inşaatın projelendirilmesinde ünlü mimar Nevzat Sayın ile çalıştı. Yıllık kapasitesi toplam 65 bin ton olacak Düzce Gümüşova OSB’deki yatırımın; 50 bin tonluk mevcut ürün grubu olan poliüretan sistemleri, 5 bin tonluk yeşil ürün gamı kapsamında PET artıklarından sentezlenerek üretilen geri dönüşüm tesisi ve polyester poliolü ile 10 bin tonluk ek ‘eva granül ham madde’ üretim kapasitesine 2022-2024 döneminde ulaşması hedefleniyor. 

Makine Alım-Satım platformu online olarak yayında

30 yılı aşkın süredir plastik sektöründe makine tedariki ve üretiminde faaliyet gösteren Tepro Makine’nin kurucusu Semih Doğan, Tepzone A.Ş. firması çatısı altında yayın hayatına başlayan machinetotal (benim.makinem) projelerinin kuruluş amaçlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sözlerine tecrübelerini sürekli olarak yenilenebilir bir bakış açısı ile değerlendiren, uluslararası pazarları ve dünya ekonomisini iyi takip eden bir kuruluş olduklarının altını çizerek başlayan Semih Doğan açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Uluslararası ölçekte projelere imza atan ve teknolojik gelişmelere her daim açık olan Tepro Makine, bu özellikler neticesinde daha da bütünsel bir kuruluş olma unvanını elinde taşıyor. Yaptığımız çalışmalarla daha verimli ve işlevsel pazar yerlerini araştırmakla yola devam eden şirketimiz, aynı zamanda yeni teknolojik faaliyet alanlarında da yer alıyor. Hayatımızı etkisi altına alan Covid-19 salgını ve pandemi süreci sebebiyle değişen yaşam koşulları, çalışma alışkanlıkları ve yeni teknolojik platformlar hepimizi daha farklı planlamalara yöneltti. Kısa sürede bu değişim rüzgarından tüm iş dünyası da payına düşeni aldı ve yeni başlangıçlar yapmaya zorladı. Ülke ekonomisine ve istihdamına katkıda bulunmanın önemini marka DNA’mıza işlemiş olmanın verdiği sorumluluk ile, başta Ar-Ge olmak üzere sektörel yatırımlarımızın ve yeni projelerimizin temellerini attık. Bu projelerden biri de Machinetotal!"

Online platformlarının içeriğine ve işleyişine ilişkin detaylara da değinen Semih Doğan sözlerini şu şekilde tamamladı: “Yeni veya ikinci el makineleri uygun alıcılar ile buluşturmak üzere yola çıkan Machinetotal,  satıcılara sektörün en kullanışlı mağaza özelliklerini sunarak hem ticari hem de zaman kazanımlarında fark yaratacak bir platform sunacak. Alıcılar için ise, detaylı makine/ekipman arama özelliğinin yanı sıra güvenli ödeme ve alışveriş politikası ile hizmet verecek. Projemizin süreç içinde makine ve ekipman sektöründe tüm kategorilerde en detaylı veritabanı yapısına sahip olması sebebiyle ülkenin en güçlü makine pazar yeri platformu olmasını hedefliyoruz. Kendi içerisindeki kategorileri en ince detaylarına kadar düşünülerek hazırlanan platformumuz şu an Plastik, Metal, Fabrika Ekipmanları, Komponentler/Yedek Parçalar, Ağaç/Ahşap/Karton ve Robot/Otomasyon sektörlerine ilişkin ürünleri en iyi şekilde tanıtmaya olanak sağlıyor. Diğer tüm sanayi sektörleri ise uzmanlarımızın çalışmaları ile yakında hizmete açılacak. Yeni projemizle özellikle ikinci el ve yeni makine ticaretinde, makine geri dönüşüm politikası ile sektörde ihracat pazarlarına olanak sunarak ülke ekonomisine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.”

Farklılıklara odaklanmak kazandırdı

Tasarist, 2022 yılının ilk yarısında 4 farklı markaya tasarladığı ambalajlarla dünyanın önde gelen tasarım yarışmalarından 7 ayrı ödülle döndü.

2011’den beri iyi tasarım ve yaratıcılık odaklı duruşlarıyla 40’tan fazla ödüle layık görülen Tasarist, Greyder’e tasarladığı V Design ambalajıyla Muse Design Awards’ta “Silver” ödülünü kazanırken WPO Worldstar yarışmasında da pazarlama ve e-ticaret kategorilerinde iki ayrı ödülün sahibi oldu. Ayrıca Gleen Eco-Smile tasarımıyla da A’ Design Award and Competition ve Muse Design Awards yarışmalarından iki ödülle dönen şirket, A’ Design Award and Competition’da da Kertil Çam için tasarladığı Messenger Angel ambalajıyla “Iron” ödülünün kazananı oldu. 

Her sektörün kendine özgü kalıpları olduğunu belirten Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik’e göre, ambalaj tasarımında da mutlaka göz önünde bulundurulması gereken belli başlı kalıpların yanı sıra markanın farklılıklarını ön plana çıkarmak hem satış artışı hem de marka bilinirliği kazandırıyor. 

Tayland’daki plastik kirliliği krizine uzun vadeli çözüm

160 yıldır çevre hizmetlerinde önemli bir oyuncu olan SUEZ, çevremizin doğal sermayesini (su,toprak ve hava) koruma konusunda yerel yönetimleri ve sanayi şirketlerini destekliyor.

SUEZ ve BEIER firması geçen sene imzaladıkları yeni sözleşme ile 3 set 3 ton/saat kapasiteli PET yıkama ve granül hatlarını başarılı bir şekilde teslim ettiğini duyurmuştu. Bu proje ile birlikte BEIER şirketi, geri dönüşüm hatlarında 2022 yılı için hedeflerini yükselterek yeni ek tesis için yatırım kararı aldı.

Tayland’ın Bang Phli kentinde resmi açılışı yapılan SUEZ Polimer Fabrikası, grubun Asya’daki ilk plastik geri dönüşüm tesisi. Şirketin çevreyi iyileştirme ve daha iyi sürdürülebilir bir toplum inşa etme taahhüdünün altını çizmekte olan tesis, plastik kirliliği krizine uzun vadeli bir çözüm olarak yılda 30.000 ton Tayland plastik ambalaj atığını, tüketici sonrası geri dönüştürülmüş plastiğe dönüştürecek. Bu sayede yılda 35.000 ton sera gazı emisyonu önlenmesi hedefleniyor. Bu rakam 1,5 milyon ağaç dikmeye eşdeğer olarak görülüyor. 

Dünya her yıl 300 milyon ton plastik üretiyor ve bunun %50’si ambalaj olarak kullanılıyor. Küresel olarak, 8 milyon tondan fazla plastik atık okyanusa dökülüyor ve buna Güneydoğu Asya en büyük katkıyı sağlıyor. Şirketin yaptığı açıklamada ayrıca, Tayland’da yılda 2 milyon ton plastik atığın yalnızca dörtte birinin geri dönüştürülebildiği de belirtiliyor.

İSO 500’deki ambalaj firması sayısı 32’ye yükseldi

Geçtiğimiz günlerde açıklanan İSO Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde önceki yıl 20'si Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) üyesi olmak üzere toplam 30 firma ile yer alan ambalaj sektörü, 2021 yılında listedeki firma sayısını artırdı. Listede 21’i Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) üyesi olmak üzere toplam 32 firma yer aldı.

Listedeki firma sayısı artıyor

Ambalaj sektöründeki firmaların İSO 500 listesindeki ağırlığının giderek arttığına işaret eden ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, bu sene listeye giren 32 firmanın gerçekleştirdiği üretimden satışların önceki seneye göre yüzde 35,07 artışla 53 milyar TL'ye dayandığını söyledi. Listedeki firmaların ihracatlarının ise yüzde 49,81 artışla 1,25 milyar dolara ulaştığını, yarattıkları istihdamın da yüzde 21,85 artışla 13 bin 500 kişiye yaklaştığını kaydetti. Zeki Sarıbekir'in verdiği bilgiye göre ambalaj sektöründeki firmalar, İSO 500'deki tüm firmaların üretimden satışlarının yüzde 2,6'sını ve ihracatlarının yüzde 1,5'ini gerçekleştirirken, toplam istihdamın yüzde 1,8'ini oluşturdu.

Ambalaj sektörünün geçtiğimiz yıl 6,5 milyar dolar ihracata ulaştığını ve 2,7 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini hatırlatan Zeki Sarıbekir, sektörün her geçen sene güç kazandığını ve Avrasya’nın ambalaj merkezi olma yolunda kararlı adımlarla yürüdüklerini belirtti. Türkiye Ambalaj sektörü ürünlerinin 180 ülkeye direkt ve dolaylı olarak ihraç edildiğini söyleyen Zeki Sarıbekir, "Sektör olarak daha fazla ihracat yapmak ve ürettiğimiz ambalajların en az yarısını ihraç etme hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye Ambalaj sektörü, avantajlı coğrafi konumu, kalifiye iş gücü ve ihracat odaklı yapısı ile bu hedefi başarabilecek güçtedir" dedi.

FANUC, Roboshot’lar ile medikal sektörünün en teknolojik çözüm ortağı oluyor

Şirket, son yıllarda önemi daha da artan medikal sektörünün üretim kapasitesi ve verimini yenilikçi Roboshot modelleriyle sağlıyor.

Otomasyon endüstrisinde CNC kontrolör, robot ve makinelerin geliştirilmesine öncülük eden FANUC, otomasyon potansiyelinin yükseliş gösterdiği medikal sektörüne yüksek iş kabiliyeti sağlıyor. Dünyanın en düşük enerji tüketimini destekleyen Roboshot modelleri sayesinde üretim maliyetlerini düşüren şirket, Avrupa’nın en büyük firmaları ile çözüm ortaklığını her geçen gün büyütmeyi sürdürüyor. 

Roboshot, temiz oda şartlarına tam uyumlu çalışıyor

Medikal sektöründe Roboshot kullanımının pandemiyle birlikte büyük bir değişim geçirdiğini söyleyen FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “FANUC olarak insanlığın yararına olan her projeye, minimum ticari kaygı ve beklenti ile yaklaşıyoruz. Bu farkındalıkla Roboshot’ın ISO 7 ve ISO 8 standartlarındaki temiz oda şartlarına uygun çalışması, üst düzey tekrarlama kabiliyeti, hassas üretim imkanı ve minimum bakım gereksinimi olan yalın teknolojisi medikal sektöründeki zorlu birçok projede tercih edilmesini sağlıyor. % 100 elektrikli plastik enjeksiyon makinesi FANUC Roboshot, üstün özellikleri sayesinde gereklilikleri karşılıyor ve yan ekipmanlar ile de üretimdeki standartları sağlıyor. Diğer taraftan CNC kontrol sistemine sahip olma özelliğiyle öne çıkan Robosot ile müşterilerimiz üstün tekrarlama kabiliyeti ve minimum fire ile üretim yapıyor” dedi.

Foteg İstanbul Fuarı için geri sayım başladı

Gıda endüstrisinde bölgenin saygın ve yüksek ticaret potansiyelli fuarları arasında yer alan FOTEG İSTANBUL Fuarı, HKF Fuarcılık organizasyonuyla,  09-11 Haziran tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nin 1 ve 3'üncü salonlarında  on beşinci kez gerçekleşiyor.  

Saat 9:30 ve 18.30 saatleri arasında açık olacak ve 3 gün sürecek fuarda, MEYPO “diamond  sponsor”, CEMSAN’ ise “platinum sponsor” olarak yerlerini alırken, GEA, Beta-pak, Gemak, Korozo Ambalaj ve Frumak‘ın da dahil olduğu 400’ü aşkın yerli ve yabancı gıda endüstrisinde söz sahibi marka ve firma yer alıyor.

10.000 aşkın ziyaretçinin beklendiği fuarı, OAİB (Orta Anadolu İhracatçılar Birliği) organizasyonu ile Cezayir, Bahreyn, Hırvatistan, Kazakistan, Kosova, Kırgızistan, Moldova, Fas, Rusya, Senegal, Güney Afrika, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelecek ve ayrıca HKF fuarcılık davetlisi çok sayıda potansiyel alıcıdan oluşan yabancı alım heyetleri fuarı ziyaret ederek katılımcı firmalarla birebir görüşmeler yapacaklar. 

Foteg İstanbul Fuarı ayrıca firmaların ve derneklerin ürünlerini ve tecrübelerini daha ayrıntılı olarak anlatacağı birçok seminere de ev sahipliği yapacak. Yerli ve yabancı birçok firma yepyeni ürün ve teknolojilerini ve sektöre ışık tutacak yeniliklerini ziyaretçi ve katılımcılar ile paylaşacaklar.

Ayrıntılı Seminer Programı listesi ve ücretsiz davetiye fuar web sitesinden temin edilebiliyor.

Collier Aerospace’den yeni HyperX® yazılımı

Yazılım, küçük rüzgar türbini kanatlarının sürdürülebilirliğini geliştirmek amacıyla E-cam fiberlerin keten elyaflarla değiştirilmesinin fizibilitesini değerlendirmesine yardımcı oluyor.

Collier Aerospace Corp., JEC World 2022'de yeni HyperX® yapısal analiz ve tasarım yazılımının lansmanı ile birlikte, 7,4 metrelik doğal fiber kompozit rüzgar türbini kanadının boyutlandırılmasında aracın gerçek dünyadaki uygulamasına ışık tutuyor. Kanadın geliştirilmesi, Güney Kore'deki Hongik Üniversitesi'ndeki Gemi Mimarisi ve Okyanus Mühendisliği Bölümü ile bir yazılım distribütörü olan Samwon Millennia, Inc. arasındaki bir işbirliğiydi. Amaç, ömrünü tamamlamış kanatların çevresel etkisini azaltmak için E-cam elyafı, doğal bitki bazlı keten elyaf takviye ile değiştirmenin uygulanabilirliğini birlikte değerlendirmekti.

Boyutlandırmaya ek olarak, malzemeleri ve katman yerleşimlerini tanımlamak, kanadın ekibin tüm performans gereksinimlerini karşıladığından emin olmak ve boyutları belirlemek için HyperX yazılımı kullanıldı. Yeni yazılım, laminasyon serim dizilimlerini, katman sınırlarını ve serilme düzeni dahil olmak üzere kanadın yapısal tasarım aşamaları boyunca kullanıldı. 

Geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir malzemelerden dizüstü bilgisayar

Dell Technologies, artan atık sorunu ve kaynak kısıtlamalarına çözüm oluşturmaya yardımcı olmak için yeni ürünlerini sürdürülebilir malzemelerle üreterek piyasaya süren markalar arasında yer alıyor.

Bu yeni ürün ve malzemeler, şirketin yakın zamanda ortaya koyduğu Concept Luna’yı temel alıyor. Concept Luna, kaynak kullanımını azaltmak ve ekonomide daha fazla döngüsel malzeme tutmak için tasarım fikirlerini araştıran bir prototipti. Marka yapılan bu yeni eklemeler ile satın alma kararı verirken çevre konularına daha çok önem veren müşteriler için daha fazla seçenek sunmayı hedefliyor.

Dell Technologies Müşteri Ürün Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı Rahul Tikoo konuyla ilgili olarak şunları dile getiriyor: “Şirketimizin amacı, insanlığın ilerlemesini sağlayan teknolojiler yaratmaktır. Gelecek nesiller için bir şeyleri daha iyi hâle getirme fırsatından ilham alıyoruz. Bu, çevresel etkiyi, atıkları ve emisyonları azaltmaya yardımcı olmak için ürünlerimizi tasarlama ve ambalajlama yöntemlerimizde de açıkça görülüyor. Gelecekte daha da sürdürülebilir ürünler sunmak için ürün yaşam döngüsünün her adımını sürekli olarak inceliyor, tekrar tekrar değerlendiriyoruz.”

Lezita’ya uluslararası tasarım ödülü

Lezita, yaratıcılığa olan bağlılığı ve tasarım konusundaki titizliği ile uluslararası ödül organizasyonlarından bir kez daha takdir gördü. Marka, sektörde bir ilke imza attığı “İçli Tavuk” ürün ailesinin ambalaj tasarımı ile NY Product Design Awards’da Gümüş (Silver) ödülün sahibi oldu. 

Ödülle ilgili değerlendirmede bulunan Lezita Genel Müdürü Mesut Ergül, “Ürünlerimizi tüketicimizle nasıl buluşturduğumuz konusuna büyük önem veriyoruz. Bu nedenle ambalaj konusunda oldukça titiz davranıyoruz. Markamızın dinamikliğini, kalitesini, verdiği güven duygusunu, öncü inovatif bakış açısını ve sıradışılığını ambalajlarımıza da taşıyoruz. Bu çabalarımızın uluslararası organizasyonlarda takdir görmesi bizlere gurur veriyor” diye konuştu.

International Awards Associate’in (IAA) misyonunu sürdüren NY Product Design Awards, tasarımları ile günlük yaşamı daha iyi hale getiren, dünyanın her yerinden yetenekli ürün ve tasarımcıların, tasarım ekiplerinin ve üreticilerin çabalarını onurlandırmak için kuruldu. “İçli Tavuk” ürün ailesinin ambalajları kısa bir süre önce, dünya çapında en yaratıcı markaları ödüllendiren ABD merkezli MUSE Awards’da da ödüle layık görülmüştü.

Küresel gelişmeler büyümeyi yavaşlatıyor

Ukrayna’da devam eden savaş, Çin’de pandemiye karşı kapanma, yüksek enerji ve navlun fiyatları gibi küresel gelişmelerin gerek ülkemizin gerekse diğer ülkelerin büyümesini yavaşlattığını belirten Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “2021 yılında sanayimiz açısından en önemli fırsat ana ihracat pazarlarımızın pozitif ekonomik görüntüsüydü, bu sayede yurtiçinde satın alma gücünün düşmesine rağmen ihracatla büyümeyi başardık. Şu an ise küresel gelişmelere bağlı olarak tüm ülkelerin performansının gerilemekte olduğunu görüyoruz” dedi.

Ukrayna – Rusya savaşı yakın gelecekte çözüme kavuşmalı

Girdi maliyetlerinde yaşanan artışın tüketici enflasyonunun da esas nedeni olduğunu belirten Ömer Karadeniz, “Yüksek petrol varil fiyatları ve doğalgaz fiyatları petrokimya ürünlerinin fiyatlarını eskiden olduğu gibi doğrudan etkilemiyor olsa da özellikle lojistik maliyetler üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Bu durum ise ülkemiz plastik sektörü gibi üretim için gerekli ham maddeyi yurtdışından temin etmek zorunda olan sektörler açısından üretim maliyetlerinin artması anlamına gelmektedir. Ayrıca plastik sektörü özelinde baktığımızda son dönemde yaşanan enerji maliyetleri artışı sonrası ana girdi kalemleri arasında enerji maliyeti işçilik maliyetini geçerek ham maddeden sonra ikinci sıraya yükselmiştir. Esasen bu etkiyi ÜFE’nin %120’yi aşmasıyla gözlemliyoruz. Her ne kadar ülkemizin elinde olmayan bir husus olsa da enflasyonu arttırıcı etkisi olan bu maliyet artışının kontrol altına alınabilmesi adına Ukrayna – Rusya savaşının bir an önce çözüme kavuşturulması önem arz etmektedir” dedi.

Optimak STU anahtar teslim fabrika kuruyor

Verimlilik ve rekabet gücünü artıran yüksek teknoloji çözümleri ile müşterilerinin kârlılığını hedefleyen Optimak STU, Türk sanayisine know-how sağlıyor. “Anahtar Teslim Fabrika” kurarak sektörel çözümler geliştiren şirket, bünyesindeki Ar-Ge Merkezi ile firmaların inovasyon kabiliyetini geliştirmelerine yardımcı oluyor.

Bu yıl TOBB 100 listesine giren ve 30 ülkeye ihracat yaparak “Üreten Türkiye” yolunda hızla ilerleyen şirket, “Sistem ve Teknoloji Uzmanı” mottosuyla sanayinin komple hizmet talebini karşılıyabiliyor. Otomasyonlu üretim ve montaj hatları kurulumu, hat sonu uygulamaları, intralojistik sistemleri ile tüm kaynakları sektörün ihtiyaçları doğrultusunda optimize ederek faaliyetlerine başarılı bir şekilde devam ediyor.

Sanayicilerin üretim verimliliğini artıran bir teknoloji şirketi olarak başarılara imza atan Optimak, 2021’de OSBÜK-OSB Yıldızları Araştırması’nda OSB’lerde en çok Ar-Ge harcaması yapan ilk 50 firma içinde yer aldı. 2020 ve 2021 yılında Deloitte Technology Fast 50 listesine seçildi. Bu başarılarını son üç yılda 5 patent ve 3 faydalı model başvurusuyla taçlandırdı.

Sivas’a 15 milyon Euro’luk fabrika yatırımı

Tezmaksan, gerçekleştirdiği yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. Sivas Nuri Demirağ Organize Sanayi Bölgesi’nde robotlu otomasyon ile CNC tezgah üretiminin yapılacağı Tezmaksan fabrikasının temeli 10 Mayıs 2022 günü atıldı.

Sivas Valisi Salih Ayhan, Sivas Belediye Başkan Vekili Turan Topgül, Sivas Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Mustafa Eken ve çok sayıda davetlinin katılımı ile gerçekleştirilen törende açılış konuşmasını yapan Tezmaksan Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aydoğdu, “40 sene evvel kurduğumuz Tezmaksan’ın bugün Türkiye’de birinci, Avrupa’da ikinci büyük şirket olmasından şahsım, ailem ve iş arkadaşlarım adına büyük gurur duyuyorum. Biz yola Sivas’tan çıkmıştık ve 40 yıl sonra yatırım yapmak üzere yine Sivas’a geldik. Benim gibi eski toprakların dirayetine ve inadına, genç nesillerin enerjisi ve kuvveti eklenince hayalimiz nihayete erdi” dedi.

Hedef “Güçlü Sivas, Güçlü Türkiye”

Aydoğdu’nun ardından Sivas Valisi Salih Ayhan da Nuri Demirağ Organize Sanayi Bölgesi’nin Sivas’ın geleceğini belirleyen bir yatırım ve üretim üssü olduğunu, yatırımcılardan görülen yoğun talep ile atılan fabrika temellerinin bunun en bariz göstergesi olduğunu belirterek şunları söyledi. “Bugün Türkiye’de alanında lider konumda olan Tezmaksan firmamızın fabrikasının temeli atıyoruz. Robotik teknoloji başta olmak üzere üretimin temel makine ve tezgahlarının üretimini gerçekleştiren Tezmaksan, deyim yerindeyse fabrika kuran bir fabrika olacak. Sektörün beklentisi ve çağın gereksinimi olarak robotik teknolojilerin yoğun olarak kullanılacağı bu fabrika ile firmamızın Avrupa liginde de çok daha yukarılara çıkacağına inanıyorum. Ürettikçe büyüyen, büyüdükçe refah seviyesi artan bir ülke hedefiyle taşın altına elini koyan iş insanlarımızı da tebrik ediyorum. ‘Güçlü Sivas, Güçlü Türkiye’ parolamızla her sektörde olduğu gibi sanayi alanında da ülkemize katma değer yaratan bir şehir olmaya devam edeceğiz.”

Atık balıkçı ağlarından üretilen malzemeler karbon emisyonunu azaltıyor

Samsung’un mobil cihazlarında kullandığı okyanus kaynaklı geri dönüştürülmüş plastik kullanımının, sıradan plastik kullanımıyla kıyaslandığında karbondioksit (CO2) emisyonunu %25 oranında azalttığı araştırmalarla ortaya koyuldu. Şirketin bu yılın başında piyasaya sürdüğü yeni Galaxy cihazlarda, okyanusa atılan ve ‘hayalet ağlar’ olarak da adlandırılan balıkçı ağlarından yapılmış ve geri dönüştürülerek yeniden işlevlendirilmiş malzemeler kullanılıyor.

Güvenlik sertifikasyon kuruluşu Underwriters Laboratories (UL) tarafından yürütülen Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) sonuçlarına göre1, 1 tonluk sıradan plastiğin üretilmesi için 4,4 ton karbon emisyonu gerçekleştiriliyor. Aynı miktarda okyanus kaynaklı geri dönüştürülmüş plastiğin kullanılması sonucunda ise 3,3 tonluk karbon emisyonu oluşuyor. 1 tonluk plastik üretimi için; geleneksel yöntemler yerine atık balıkçı ağlarının geri dönüştürülerek kullanılması ile karbon emisyonu 1,1 ton azalmış oluyor. Karbon emisyonunda 1,1 tonluk bu azalma, 30 yaşındaki 120 adet çam ağacının emeceği karbon miktarına eşit bulunuyor2.

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı