Yeşil dönüşüme entegre olan Türk firmaları marka gücünü artırıyor
Mikroplastiklerin denizlere karışmasını engellemek amacıyla Amerika ve Avrupa’nın uyguladığı OCS Sertifikasyon Programı’nı Türkiye’de de hayata geçirdiklerini söyleyen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu: “Farkındalık, eğitim ve denetim hizmetlerimizle sıfır granül, flake ve toz kaybı hedefliyoruz”
Dünyada, çevresel kirliliği azaltmak amacıyla geliştirilen global çalışmalardan biri olan Operation Clean Sweep (OCS) Türkiye’de de uygulanmaya başlandı. İyi Süpürme Hareketi olarak adını duyuran global program OCS, Amerika ve Avrupa’da yıllardır yürürlükte. Plastiklerin üretim ve kullanımları sonrasında oluşan atıkların yönetilmesinin çevre açısından ciddi takip gerektirdiğine işaret eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, özellikle son yıllarda sıkça gündeme gelen mikroplastikler ve bu mikroplastiklerin doğaya salınımının engellenmesiyle ilgili dünyada bir dizi tedbirin hayata geçirildiğinin altını çizerek şöyle konuştu: “OCS Sertifikasyon Programı bu hedefle hayata geçirildi. Üretim sürecinde kullanılan plastik granüller mikroplastik tanımı içinde olduğundan, söz konusu granüllerin gerek petrokimya tesisindeki üretimi gerek plastik mamul üreticilerine ulaşana kadarki nakliye süreçleri ve plastik mamuller üretilirken tesislerdeki kayıp ve sızmalarının engellenmesi için OCS Sertifikasyon Programı uygulanıyor. Deyim yerindeyse İSO Kalite Belgesi gibi, OCS Sertifikasyon Programı da firmaların kayıtlarıyla alakalı sistem oluşturmasını sağlıyor. Takip ve gözetimi içeren uluslararası geçerliliğe sahip belge niteliği taşıyan OCS Çevre Sertifikası’nın, Türkiye Temsilcisi olan PAGEV olarak bizler bu alanda ülkemizdeki firmalarımıza farkındalık, eğitim, denetim ve uluslararası geçerliliğe sahip sertifikalandırma hizmetlerini sunmak üzere yetkilendirilmiş tek kurumuz.”
Sorumlu endüstri sorunsuz çevre
“Sorumlu Endüstri, Sorunsuz Çevre” misyonu ile sektörün gelişimine katkı sunduklarını ifade eden Eroğlu, “PAGEV’in, Plastik Sanayi Birliği ve Amerikan Kimya Konseyi ortaklığıyla 2016 yılından bu yana devam eden “İyi Süpürme Hareketi (Operation Clean Sweep)” çalışması, sektörün doğaya ve gelecek nesillere yaşanabilir dünya bırakmaya yönelik katkılarına çarpıcı bir örnektir. Amerikan Kimya Konseyi’nin, Plastik Bölümü ve ABD Plastik Sanayi Birliği Birliği’nin (PLASTICS) bir ürün yönetim programı olan İyi Süpürme Hareketi (OCS) ilk olarak ABD’de 1990 yılında uygulanmaya başlandı. 2015’ten beri Avrupa’da da uygulanıyor. Program küresel sıfır granül, flake ve toz kaybı hedefiyle, endüstrinin deniz çöpünü ele almadaki rolüne yardımcı olmak için “Deniz Çöpüne Yönelik Çözümler için Global Eylem Planı”na dahil edildi. İyi Süpürme Hareketi programını benimseyen şirketler, bir yandan çevreyi mikroplastiklerden korumak adına adım atarken diğer yandan markalarının adını ‘çevre dostu’ olarak küresel çapta da duyurmuş ve rakiplerine karşı prestij kazanmış oluyor” dedi. Uluslararası Geçerliliğe Sahip OCS Çevre Sertifikası Programı’na dair anlaşma, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ve Plastics Europe Bölgesel Direktörü Giuseppe Riva tarafından İstanbul’da gerçekleştirilen törende imzalanmıştı.
Üretim ve nakliye süreçleri mercekte
Yeşil Mutabakat kapsamında okyanuslara karışan mikroplastikleri engellemek için başlatılan bir sertifika programı olan “İyi Süpürme Hareketi (Operation Clean Sweep)” projesinin; plastik üretim tesislerinden geçen plastik granüllerin, flakelerin, parçacıkların ve tozların gereken özenle ele alınmasını ve nehirlere ya da denizlere karışmamasını sağlamayı hedefliyor. Plastik malzemeleri kullanan tesisler için gönüllük esasına dayalı bir yönetim programı olan İyi Süpürme Hareketi, “Küçük şey yoktur” sloganı ile üretim ya da nakliye sırasında yere dökülen plastik ham maddelerinin (kanilazyon ve su kanalları yoluyla) denizlere veya nehirlere karışmasının önüne geçmeyi hedefliyor. Plastik ürünler, küçük granüller şeklindeki plastik ham maddelerin eritilerek şekil verilmesiyle üretiliyor. Üretim ya da nakliye sırasında bu tanecikler yerlere dökülüp, çevreye ve oradan kanalizasyon yoluyla denizlere karışabiliyor. Operation Clean Sweep (OCS) hareketi ekonomik değer de taşıyan plastik ham madde taneciklerinin deniz canlıları için tehlike oluşturmaması amacıyla farkındalık, eğitim ve denetim hizmetleri sunuyor.
Türkiye, global programın parçası
İyi Süpürme Hareketi’ne katılan şirketlerin; en iyi uygulamalara bağlı kalacaklarına ve plastik granül kaybını azaltacak sistemleri uygulayarak, suların korunmasında kendilerine düşen rolü oynayacaklarına dair vaatte bulunduklarını hatırlatan Eroğlu, Türkiye ve dünyada OCS Programı’na katılan markalara ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Global ölçekte yürütülen projenin ülkemizdeki temsilciliğini üstlenen PAGEV ile Birleşmiş Milletler Proje Hizmet Ofisi (UNOPS) arasında yapılan Mutabakat Muhtırası sonucunda Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından uygulanan Ulusal SGP Çalışma Programı’na da dahil olarak, Türk firmalarını konu ile ilgili bilinçlendirmek ve harekete dahil etmek adına firmalarda eğitim-sertifika faaliyetlerini gerçekleştiriyor. Bu çerçevede Türkiye’de; An-el Anahtar, Avient (Polyone), Avient (Clairant), Bareks Plastik, Jokey Turkey, Polibak, Sapro Temizlik Ürünleri, Tulipack firmaları OCS Sertifikasını alarak tesislerinde OCS programını işleten öncü firmalar arasında yer aldılar. GF Hakan Plastik, Polinas Plastik, Sem Plastik, Lux Plastik, Paccor Ambalaj, Dizayn Konsept, Fimaks Plastik firmalarının OCS Sertifikasyon süreçleri ise tamamlanma aşamasında. Dünyada ise BASF Corporation, Dow Chemical Company, SABIC, Solvay Specialty Polymers, Exxon Mobile Chemical Company, A. Schulman Plastics BV – LyondellBasell firmalarının da aralarında olduğu pek çok marka OCS belgesine sahip.”
OCS Programı firmaya ne fayda sağlar?
Ülkemizde faaliyet gösteren firmaların, yurt içi çevre uyumu ve yurt dışına dair ihracatları açısından OCS Sertifikasyon Programı’na sahip olmalarının önemine değinen Eroğlu, çevresel ve sektörel etkileri şu başlıklar altında özetledi:
– Sürdürülebilirlik/çevre inisiyatiflerinizin bir parçasını oluşturur
– Ham madde kullanımını verimlilik açısından en üst düzeye taşır
– İşletmelerde iş sağlığı ve güvenliğini artırarak, kayma ve düşme kazalarını önler
– Operasyonel verimliliği artırır
– Su kalitesinin ve vahşi yaşamın iyileştirilmesine katkıda bulunur