Plastik sektörü yerli petrokimya yatırımına sevindi
Türkiye, dünyanın 6’ıncı, Avrupa’nın en büyük ikinci plastik üreticisi konumunda. 2017 yılında 36,8 milyar dolar değerinde 9,6 milyon tonluk plastik mamul üreten sektör yüzde 9 büyüdü. Yerli hammadde üretimi ise sektörün büyüme hızına yetişmekte yetersiz kalıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir’in milli enerji şirketi Sonatrach ile Rönesans ve Bayegan arasında Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi’nde 1 milyar dolarlık petrokimya yatırımı konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı. Tesis yılda 450 bin ton Polipropilen üretecek. Petrolü olmayan Türkiye, çoğu KOBİ olmak üzere yaklaşık 11 bin firma ile yıllar içinde artan bir gelişim grafiği göstererek plastik mamul üretiminde dünya 6.’lığına kadar yükselmeyi başardı. Plastik işleme kapasitesini sürekli artıran ve Türkiye ekonomisinin üzerinde büyüyen sektörün bu süreçte hammadde sorunu da hızla büyüdü. Yerli üretimin yeterli olmamasından dolayı hammaddede ithalata bağımlılık 2017 yılında yüzde 88’e kadar yükseldi.
Plastik hammadde ithalatı 2017 yılında önceki yıla kıyasla miktar bazında yüzde 9,9 artışla 7,2 milyon ton, değer bazında yüzde 16,8 artışla 10,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde yerli hammadde üretimi ise 1 milyon ton seviyesinde kaldı. Geçen yıl miktar bazında en fazla ithal edilen hammaddeler Polietilen ve Polipropilen oldu. Bu iki hammaddede yapılan ithalat miktar bazındaki toplam ithalatın yüzde 55’ini oluşturdu. Sektörün 2017 yılında 2,1 milyon tonluk Polipropilen ithalatı gerçekleştirdiği göz önüne alındığında Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi’nde yapılacak petrokimya yatırımı PP ithalatının yaklaşık yüzde 25’ini oluşturması bakımından önemli.
TOBB Plastik Kauçuk Kompozit Sanayi Meclisi ve PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, plastik sektörünün artık kronik hale gelen hammadde sorunu karşısında atılan yerli petrokimya yatırımı müjdesini son derece olumlu karşıladıklarını belirterek devamını beklediklerini dile getirdi. Eroğlu, “Plastik sektörümüz çoğu küçük ve orta ölçekli firmalarımızın gayretleri ile yıllar içinde hızla gelişti. 36,8 milyar dolarlık üretimi, 5 milyar dolara yaklaşan direkt ihracatı ile Türkiye ekonomisine değer katan bir sektör olmamıza karşın hammadde ithalatımız yıllar içinde yükselerek yüzde 88’e dayandı. Petrolümüz yok ancak plastik üretiminde kayda değer bir altyapı, deneyim ve know how sahibi olduk. Ekonomik büyüme ve ihracatçı sektörlerdeki yükseliş ile birlikte iç pazarda da plastik talebi sürekli artıyor. Cumhurbaşkanımızın Cezayir’de açıkladığı yıllık 450 bin ton PP üretecek 1 milyar dolarlık petrokimya yatırımı Türkiye pazarının büyüklüğü ve potansiyelini de ortaya koyması açısından önemli. Sektörümüz açısından bu yatırımı son derece olumlu buluyor ve yeni yatırımlar için teşvik edici olmasını bekliyoruz. Geçen yıl ithal ettiğimiz 7,2 milyon tonluk hammaddeye 10,2 milyar dolar ödedik. Yerli petrokimya yatırımlarının artması bu değerin ülkemizde kalmasını sağlar. Ayrıca yerli Polipropilen yatırımı sadece dış ticaret açığını azaltmakla kalmaz, katma değerli mühendislik plastiklerine geçiş içinde bir know-how ve insan kaynağı oluşturacaktır” diye konuştu.