Güvenli olmayan Li-ion pilleri hızlıca tespit edin
Brady Corporation, depolamadaki güvenli olmayan Li-ion pilleri hızlı bir şekilde algılamaya yönelik yeni bir çözüm sunuyor. Saniyede 0,5°C sıcaklık farklarını otomatik olarak ölçümleyebilen çözüm, güvenli olmayan pilleri güvenlik riski oluşturmadan önce izole etmek için gereken doğruluğu ve hızı sağlayabiliyor.
Şirketin sunduğu yeni pil sıcaklığı izleme çözümü 3 bileşenden oluşuyor: Yerleşik sıcaklık sensörlerine sahip kendinden yapışkanlı pilsiz UHF RFID etiketleri, 16 adede kadar antene sahip RFID okuyucular ve özelleştirilebilir bir RFID yazılım platformu.
Kendinden yapışkanlı UHF RFID yerleşik etiketler, hızlı sıcaklık değişimi tespiti için pil hücresi kutularının içine uygulanabiliyor. Alternatif olarak, Li-ion pil tedariği zincirlerinde daha kapsamlı avantajların sağlanması için her pil hücresi Brady´nin metal üzerine uygulanabilen ve yazdırılabilir UHF RFID etiketleri ile etiketlenebiliyor.
RFID antenleri ve okuyucuları her bir saniyede kapsama alanındaki tüm etiketlere ve sensörlere otomatik olarak güç vererek 0,5°C hassasiyetle sıcaklık değerleri alıyor. Her bir sıcaklık değeri ve buna uygun pil depolama konumu RFID yazılım platformu tarafından toplanıyor. Özelleştirilebilen sıcaklık eşik değerlerine ulaşıldığında ise yazılım platformu standart API aracılığıyla üçüncü taraf cihazları tetikliyor.
SABIC, yeni polikarbonat kopolimer reçinelerini piyasaya sürüyor
SABIC, yüksek kimyasal dirence sahip yeni LNP™ ELCRES™ CXL polikarbonat (PC) kopolimer reçinelerini tanıttı. Bu özel malzemeler, mobilite, elektronik, endüstriyel ve altyapı pazarlarındaki müşterilerin, çevresel gerilme çatlamasına (environmental stress cracking - ESC) ve erken arızaya neden olabilecek sert kimyasallara artan maruziyeti ele almalarına yardımcı olmak için son derece uygun bir performans sunuyor. Yeni kopolimer reçineleri, mevcut malzemelere kıyasla daha yüksek kimyasal direnç sağlamanın yanı sıra, düşük sıcaklık darbe dayanımı ve hava koşullarına karşı dayanıklılık gibi özellikleriyle parça dayanıklılığını ve güvenilirliğini artırabiliyor.
SABIC Polymers Özel Ürünler İş Birimi Portföy Stratejisi ve Pazarlama Direktörü Maureen MacDonald-Stein, “Birçok trend, plastik parçaların kimyasallara daha fazla maruz kalmasına katkıda bulunuyor. Pandemi sonrasında temizlikle ilgili endişeler artarak devam etti ve bu durum tüketicileri, akıllı telefon ekranlarından elektrikli araç şarj cihazı tutamaklarına kadar yüzeyleri sık sık dezenfekte etmeye yöneltti. Giyilebilir cihazların artan popülaritesi ve akıllı telefonların sürekli kullanımı, elektronik cihazların cilt yağları, losyonlar ve diğer kişisel bakım ürünleriyle sürekli temas halinde olmasına neden oluyor. Yeni malzemelerimiz, kimyasalların daha agresif hale geldiği ve maruziyetin yoğunlaştığı durumlarda bile parça performansını ve estetiğini korumaya yardımcı oluyor” dedi.
Yeni proje, rPET kullanarak %100 geri dönüştürülebilir skinpack ambalaj geliştiriyor
Avrupa Birliği'nin Döngüsel Ekonomi Stratejisi, 2030 yılına kadar tüm plastik ambalajların %100 geri dönüştürülebilir olmasını öngörüyor. Bu doğrultuda, İspanya'da yeni düzenlemeler devreye girdi. Şu anda en büyük zorluklardan biri, gıda ambalajlarında geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına getirilen kısıtlamalar. Bu kısıtlamalar, gıda güvenliğini sağlama amacı güdüyor. Örneğin, İspanya'da yalnızca geri dönüştürülmüş polietilen tereftalat (rPET), gıda ambalajlarında kullanılmasına izin verilen tek geri dönüştürülmüş malzeme olarak onaylanmış durumda. Ayrıca, esnek PET ambalajlar, çok katmanlı yapıları nedeniyle geleneksel mekanik geri dönüşüm teknolojileriyle geri dönüştürülemiyor.
AIMPLAS, Plastik Teknoloji Merkezi, Covinil ve Eroski, rPET kullanarak %100 geri dönüştürülebilir esnek skinpack ambalaj geliştirmek için BOTTLE4FLEX Projesi’ni başlattı. Skinpack, ürün etrafında görünmez bir “ikinci kaplama” oluşturarak tüketicilerin ürünün kalitesini daha iyi incelemelerini sağlıyor, böylece 3 boyutlu sunum ve kolay açılabilirlik özelliğiyle alışveriş deneyimini iyileştiriyor. Bu tür ambalajlar, tüketiciler için birinci sınıf ürün görünümü, üreticiler ve dağıtıcılar için ise maliyet etkinliği ve esnekliği sağlıyor. Ancak alan ve nakliye açısından bu kadar popüler ve verimli olmasına rağmen, bu çok katlı ambalajlar geri dönüşüm açısından ciddi zorluklarla karşılaşıyor.
Gerçek döngüsel ekonomi: Yoğurt kabından yoğurt kabına
INEOS Styrolution, yoğurt kabında mekanik olarak geri dönüştürülmüş polistiren içeren ilk projesini başarıyla tamamladığını duyurdu. Bu önemli başarı, değer zinciri boyunca çok sayıda ortağın işbirliğiyle mümkün oldu.
Polistirenin mekanik geri dönüşüm süreci, sıcak yıkama ve ince parçalara ayırma (flake) işlemlerinden (nesne tanıma dahil derin NIR sıralama) eriyik filtrasyonuna ve pelet haline getirmeye kadar çok sayıda aşamadan oluştu.
Bu süreçte kilit nokta, INEOS Styrolution'ın 2022/1616 sayılı AB yönetmeliğine göre yeni bir teknoloji olarak tescil edilmiş olan “süper temiz preses” oldu. Şirket bu süreç ile daha önce, sadece PET şişe geri dönüşümünden bilinen gıda temasına uygun kalitede malzeme üretmeyi başardı.
Şirkete göre bu geri dönüştürülmüş malzeme, geleneksel olarak üretilen polistirenle aynı fiziksel özellikleri taşıyarak, eksiksiz bir döngüsel çözüme olanak sağlıyor. Hem malzeme hem de kaplar üzerinde yoğun kalite kontrolleri gerçekleştirildiği bilgisi veriliyor. Ayrıca, bu yeni teknolojinin Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından değerlendirilmesi için detaylı analizlerin gerektiği ve geri dönüştürülmüş malzemenin çevresel ayak izinin, geleneksel olarak üretilen malzemeye kıyasla önemli ölçüde daha düşük olduğu belirtiliyor.
Geri dönüştürülmüş malzeme içeren kap ve kap renginin kabulü üzerine ilk tüketici testi, Almanya'nın önde gelen süt üreticilerinden biri olan Theo Müller Grubu ile işbirliği içinde 2024 ilkbaharında gerçekleştirildi. Geri dönüştürülmüş polistirenden yapılmış yüzlerce yoğurt kabı dolduruldu ve yeniliği değerlendirmek üzere bir INEOS kantininde gönüllülere sunuldu. Test edenlerin %90'ı ürünü satın alacaklarını belirtmekle kalmadı, aynı zamanda geri dönüştürülmüş bir kabın geleneksel olarak üretilenlerden farklı görünebileceği yönünde geri bildirim de paylaştılar. Örneğin, günümüzün düz beyazından farklı bir renk tamamen kabul edilebilir bulundu.
BASF ve araştırma ortakları, plastiklerin mekanik geri dönüşümünü optimize etmek için iş birliği yapıyor
BASF, Endress+Hauser, TechnoCompound ve Bayreuth ile Jena Üniversiteleri ile birlikte, plastiklerin mekanik geri dönüşümünü iyileştirmeye yönelik araştırmalar yürütüyor. Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’nın (BMBF) finansmanıyla yürütülen SpecReK projesi, geri dönüşüm süreci sırasında plastik atıkların bileşimini güvenilir ve hassas bir şekilde belirlemeyi ve böylece geri dönüştürülmüş plastiklerin kalitesini iyileştirmeyi hedefliyor. Bu amaç, son teknoloji ölçüm tekniklerinin yapay zekâ (AI) ile birleştirilmesiyle gerçekleştirilecek.
Araştırmacılar, geri dönüştürülmüş plastiklerin kimyasal yapısı hakkında bilgi edinmek için malzemenin ışıkla nasıl etkileşime girdiğini yorumlayan spektroskopik yöntemler kullanıyor. Proje ortakları, bu verileri işleme sırasında gerçek zamanlı olarak hangi plastik sınıflarının, katkı maddelerinin ve kirleticilerin malzemede bulunduğunu belirlemek için kullanmak istiyor. Sonraki bir adımda, bir yapay zekâ algoritması ölçüm verilerindeki numuneleri tanıyacak ve geri dönüştürülmüş plastik çıktısının kalitesini artırmak için hangi ek bileşenlerin eklenmesi gerektiğini veya geri dönüşüm sürecinin nasıl uyarlanması gerektiğini önerecek.