Geleceğin Fabrikası: SPS SENUR Technology Center ve Akıllı Otomasyon Çözümleri
SPS Senur, yenilikçi çözümleri ve ileri teknolojileri ile plastik enjeksiyon sektöründe öncü bir şirket olarak fark yaratmaya devam ediyor. Şirket, müşteri memnuniyetini ve kaliteyi ön planda tutarak plastik enjeksiyon makineleri ve yardımcı ekipmanların satışındaki uzmanlığını kuruluşundan bu yana başarılı bir şekilde yürütüyor. Şirket şimdi ise, otomasyonu bir üst seviyeye taşıyarak SPS Senur Technology Center (Senur Teknoloji Merkezi)’ni hayata geçirdi.
Yeni fabrikaları ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan SPS Senur Plastik Robotik Ar-Ge Mühendisi Yasemin Biçer, “Amacımız, teknik ekip ve müşterilerimizin ziyaretine 7 gün 24 saat açık olan ve sürekli üretim yapan insansız fabrika uygulaması oluşturmak” dedi.
Senur Technology Center’ın, karanlık fabrika showroom’u ve eğitim merkezini kapsayan 600m² alanda interaktif bir teknoloji merkezi olmayı hedeflediğini belirten Yasemin Biçer, açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Merkezimizde sergileyeceğimiz çeşitli üretim teknolojileri arasında gerçek zamanlı veri toplama, kolaboratif robotlar, otonom mobil robotlar (AMR), otomatik depo sistemi ve yapay zekâ destekli 3 boyutlu kameralar dikkat çekiyor. Merkezimizde bu son teknoloji ekipmanların eğitimlerini vermekteyiz. Henüz sistemin tamamı kurulmamış olsa da Showroom’umuzda gerçek üretim başladı bile.”
Karanlık Fabrika Sistemi Nedir?
Günümüz teknolojisinde telaffuzu yaygınlaşan karanlık fabrika kavramı, insanların çalışmasını gerektirmeyecek, ‘ışıksız’ ortamda otonom çalışabilen bir fabrika yaratmaktan geliyor. Doğal olarak, ham madde alımından üretime, bitmiş üründen ürün paketlemesine ve hatta kalite kontrol uygulamalarına kadar birbiriyle etkileşimde olan birçok ekipmanın haberleşmesini sağlamak gerekiyor. Bunun için, sistem tabanındaki veri toplama yazılımı büyük bir rol oynuyor.
Kolaboratif Robotlar
Kolaboratif robotlar, insanlarla güvenli bir şekilde birlikte çalışabilen robotlardır. Çarpışma algılama sensörleri ve kuvvet tork sensörleri ile donatılmış olan bu robotlar, iş güvenliğini artırırken, üretim süreçlerini de optimize etmesiyle tanınıyorlar. Kolaboratif robotların avantajlarından bir diğeri ise yer kazanımı. Endüstriyel robotlara kıyasla, güvenlik kafesi gerektirmeden ve hatta aynı hattın üzerinde insanlarla birlikte çalışabiliyorlar. SPS Showroom'umunda, bu robotlar kasa dolumu, ürün dizimi, kalite kontrol ve paletleme gibi görevlerde kullanılıyor.
Kolaboratif robotları, mevcut fabrikadaki üretim hücrelerine entegre etmek de astronomik yatırımlar gerektirmiyor. Akıllı otomasyona geçişte fiyat-performans uygunluğu ve kullanım alanı esnekliği sayesinde oldukça başarılı bir giriş ekipmanı.
AGV (Otomatik Güdümlü Araçlar) ve AMR (Otonom Mobil Robotlar)
Fabrika uygulamalarında özellikle malzeme taşıma ve lojistik süreçlerinde öne çıkan iki tip otomasyon teknolojisi mevcut: AGV (Automatic Guided Vehicles) ve AMR (Autonomous Mobile Robots). Farklı boyutlarda ve ağırlık kapasitelerinde modellenebilen araç tipi robotların temel farkları, kullandıkları navigasyon ve sensör teknolojilerinde yer alıyor.
AGV'ler, manyetik şeritler, optik sensörler veya lazer rehberlik sistemleri gibi önceden belirlenmiş yollar boyunca hareket ederler ve genellikle sabit rotalar izlerler.
AMR'ler ise SLAM teknolojisi ile çevrelerini algılayarak haritalarlar ve çizili yoldan bağımsız olarak hareket edebilirler. Lidar sensörleri ve kameralar yardımı ile dinamik ve değişken ortamlarda esnek bir şekilde çalışabiliyorlar. Kullandıkları sensörler sayesinde yollarındaki sabit veya dinamik engelleri algılayıp etrafından geçebiliyor veya engelin geçip yollarının açılmasını bekleyebiliyorlar. Bu esneklik, AMR'lerin değişen üretim taleplerine ve ortam koşullarına hızlıca uyum sağlamasını mümkün kılıyor.
Yasemin Biçer, “AGV'ler daha sabit, öngörülebilir ve hız gerektiren görevler için daha uygunken, AMR'ler daha esnek ve adaptif uygulamalar için ideal konumda kalıyor. SPS Karanlık Fabrika uygulamamızda AGV’leri depo yönetiminde kullanırken AMR’leri üretim alanında kasa taşıma ve kalite kontrol görevleri için daha yaygın bir şekilde kullanılıyor olacağız” yorumunda bulunuyor.
Endüstriyel Kameralar
Endüstriyel kameralar, üretim süreçlerinde kalite kontrol, montaj doğrulama ve robot yönlendirme gibi çeşitli uygulamalarda kullanılabiliyorlar. 2 boyutlu (2D) kameralar, düzlemsel görüntüler yakalayarak yüzey özelliklerini analiz ederken, 3 boyutlu (3D) kameralar nesnelerin derinlik bilgilerini de içeren üç boyutlu görüntüler yakalıyor. 2D kameralar, genellikle barkod okuma ve yüzey kusurlarının tespiti gibi basit uygulamalarda kullanılırken, 3D kameralar hacim ölçümü, karmaşık yüzey analizleri ve robotik yönlendirme gibi daha gelişmiş uygulamalarda tercih ediliyor.
SPS Robotics’ten Otonom Mobil Kalite Kontrol
Yasemin Biçer, teknoloji merkezinin otonom mobil kalite kontrol sistemleri ile ilgili olarak ise şu bilgileri paylaştı: “Showroom'umuzda, kameralar ağırlıklı olarak mobil kalite kontrol hücremizde kullanılıyor. 600kg ağırlık kapasiteli AMR’mizi seyyar kalite kontrol istasyonu olacak şekilde programladık. Üretim hatlarına tek tek uğrayarak, üzerindeki kolaboratif robot ile ürünleri kenara ayırıp kameralar yardımı ile boyut, renk, şekil kontrolü yapabiliyoruz. Bunun yanında AMR üzerine farklı teçhizatlar da eklenebiliyor; özellikle plastik enjeksiyonda ürünün gramaj kontrolü yapılması gerekli olabiliyor. Bu kontrolü de kalite kontrol AMR hücremize endüstriyel tartı entegre ederek yapıyoruz.”
SPS Senur Plastik Sistemleri Genel Müdürü Doğa Olgunsoy ise yeni oluşumları hakkında yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi.
“Showroom projemiz, plastik enjeksiyon sektöründe geleceğin fabrikası konseptini hayata geçiren yenilikçi bir adım. Bu proje, firmamızın vizyonunu ve teknolojik altyapısını vurgularken, sektördeki diğer firmalara da ilham kaynağı olmayı amaçlıyor. Kurduğumuz sistemi daha yakından incelemek için Plast Eurasia Fuarı’nda 9. Hol 902B ve 8. Hol 805 stantlarımıza mutlaka uğramalısınız!”