Saturday, Dec 14th

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

Buradasınız: Home Röportaj MAKALE / ARTICLE Makale1 Biyobozunur Aktif ve Akıllı Gıda Ambalajı Üretimi; Sürdürülebilirlik ve Yenilikçi Yaklaşımlar

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Biyobozunur Aktif ve Akıllı Gıda Ambalajı Üretimi; Sürdürülebilirlik ve Yenilikçi Yaklaşımlar

Özet

Son yıllarda, gıda ambalajları sürdürülebilirlik açısından büyük bir öneme sahip hale gelmiştir. Geleneksel plastik ambalajların çevresel etkilerinin farkına varılmasının ardından, biyobozunur ambalaj malzemelerinin geliştirilmesi, gıda endüstrisi için yeni bir çözüm sunmaktadır. Biyoatıklardan elde edilen biyobozunur aktif ve akıllı ambalajlar, sadece çevresel sürdürülebilirliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda gıdaların taze kalmasını sağlayarak gıda israfını da önler. Bu çalışma, biyobozunur aktif ve akıllı ambalajların üretiminde biyoatıkların kullanımını incelemekte, bu alanda yapılan çalışmaları, son gelişmeleri, potansiyel faydaları ve uygulama alanlarını açıklamaktadır.

Anahtar kelimeler: Biyoatık, biyobozunurluk, sürdürülebilirlik, gıda ambalajı. 

1. Giriş

Gıda ambalajları, gıda ürünlerinin taze kalmasını sağlayan, güvenli bir şekilde taşınmasını ve saklanmasını mümkün kılan önemli ürünlerdir. Ancak, geleneksel plastik ambalajların doğada bozunmaması ve çevreye zararlı etkilerinin olması, sürdürülebilir alternatiflere olan talebi artırmıştır. Biyobazlı atıklardan elde edilen biyobozunur malzemeler, bu gereksinime cevap verebilmek adına önemli bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Biyobozunur ambalajlar, sadece çevre dostu olmakla kalmaz, aynı zamanda aktif ve akıllı özelliklerle de gıdaların ömrünün uzatılmasını sağlayabilmektedir [Siracusa ve Varricchio, 2021]. Şekil 1’de biyobozunur bir polimerle üretilmiş plastik şişenin doğada kaybolma süresi gösterilmiştir.

1.1. Biyobozunur Ambalaj ve Biyoatık Nedir?

Biyobozunur ambalajlar, doğada mikroorganizmalar tarafından parçalanarak yok olan malzemelerden üretilen ambalajlardır. Bu tür ambalajlar, çevreye zarar vermeden geri dönüşüm süreçlerine katkı sağlar. Biyobozunur ambalajlar, çoğunlukla biyolojik kaynaklardan (bitkisel veya hayvansal kökenli) elde edilir [Siracusa, 2013]. 

Biyoatıklar ise organik materyalleri ifade eder ve genellikle tarım, gıda üretimi, gıda tüketimi, ormanlar ve diğer biyolojik süreçler sırasında ortaya çıkan atıklardır. Biyoatıklar, çürüyebilen, doğada hızla bozulabilen ve çevreye zarar vermeyen malzemelerdir. Örnek olarak; gıda atıkları (sebze ve meyve kabukları, kahve telvesi, yemek artıkları), gıda maddeleri (lahana özütü, zerdeçal, kurkumin), tarım atıkları (buğday sapı, pirinç kabukları), ağaç ve odun atıkları (selüloz, talaş, lignin) biyoatık olarak sayılabilir [Rujnić-Sokele, 2017].

1.2. Biyobozunur Aktif ve Akıllı Ambalajlar

Biyoatıklar, tarım, gıda işleme, ormancılık gibi sektörlerden çıkan atıklardır ve biyoplastik üretimi için potansiyel bir hammadde kaynağıdır. Örneğin, mısır nişastası, patates kabukları, şeker kamışı atıkları gibi tarımsal yan ürünler biyoplastik üretimi için kullanılabilir. Bu biyoplastikler, biyolojik olarak bozunabilen ve çevre dostu ambalaj malzemeleri olarak kullanılabilecek özelliklere sahiptir [Rujnić-Sokele, 2017]. 

Biyoatıklardan elde edilen biyoplastiklerin, organik asitler ve doğada hızla bozunabilen polimerler içermesi, onları çevreye zarar vermeyen alternatifler haline getirir. Ayrıca, bu tür malzemeler, gıda ambalajlarının geri dönüşümünü ve biyolojik bozunmasını teşvik eder, böylece çevresel etkiyi azaltır [Jabeen, 2019]. 

Aktif ambalajlar, içerdikleri aktif bileşenler sayesinde gıda ürünlerinin raf ömrünü uzatabilen, gıdaların kalitesini koruyan ambalajlardır. Bu tür ambalajlar, oksijen, nem ve diğer çevresel faktörleri kontrol ederek gıdaların tazeliğini uzun süre korurlar. Biyoatıklardan elde edilen biyobozunur aktif ambalajlar, gıda koruma teknolojisinin bir adım ötesine geçebilir. Örneğin, antimikrobiyal özelliklere sahip biyoplastikler, gıda mikrobiyal bozulmalarını önleyebilir ve bu sayede gıda israfını azaltabilir [Siracusa, 2021]. 

Akıllı ambalajlar ise, çevresel değişimlere tepki veren, genellikle zaman içinde renk değişimi veya sensörler aracılığıyla gıda durumu hakkında bilgi veren ambalajlardır. Biyoatıklardan elde edilen biyobozunur akıllı ambalajlar, gıdaların taze olup olmadığını gösteren indikatörler içerebilir. Örneğin, gıda sıcaklıkları, oksijen seviyeleri ve nem değişimleri bu ambalajlarla izlenebilir (Şekil 2), böylece tüketiciler ve gıda üreticileri ürünün durumu hakkında daha doğru bilgilere sahip olabilirler [López-Rubio, 2018].

Biyo atıklardan elde edilen biyobozunur aktif ve akıllı ambalajlar, çeşitli avantajlar sunmaktadır. Öncelikle, çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli faydalar sağlar. Geleneksel plastiklerin doğada bin yıla kadar çözünmediği göz önünde bulundurulduğunda, biyobozunur malzemeler çevre kirliliğini önemli ölçüde azaltabilir. Ayrıca, gıda israfı büyük bir küresel sorun olup, biyobozunur aktif ambalajlar sayesinde gıda ürünlerinin raf ömrü uzatılabilir ve bozulma oranı düşürülebilir [Jabeen, 2019]. 

Bir diğer avantaj ise ekonomik faydalardır. Biyoatıkların ham madde olarak kullanılması, tarım atıklarının değerlendirilmesiyle yeni bir ekonomik değer yaratılmasına olanak tanır. Bu, aynı zamanda tarım endüstrisine katkı sağlamakta ve atık yönetimi konusunda yenilik yaratmaktadır [Rujnić-Sokele, 2017]. 

2. Bioatık Katkılı Filmler İle İlgili Yapılmış Çalışmalar 

Farklı bioatıkların polimerik bir matris içinde kullanımıyla ilgili literatürde pek çok çalışma yapılmıştır. Bunlardan bazıları bu bölümde özetlenmiştir. Terzioğlu ve arkadaşları 2021 yılında yaptıkları çalışmada portakal kabuğu ile zenginleştirilmiş çevre dostu kitosan/polivinil alkol (PVA) kompozit filmleri çözücü döküm tekniği ile geliştirilmiştir. Çeşitli portakal kabuğu içeriklerinin (%0,25-1,25 w/w) kitosan/PVA filmlerinin bariyer, biyoaktivite, renk, mikro yapı, mekanik, optik, fiziksel, yapısal ve ıslanabilirlik özellikleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Portakal kabuğu eklenmesiyle filmlerin oksijen geçirgenliğinin azaldığını, optik özelliklerinin değiştiğini ve antioksidan aktivitelerinin arttığını tespit etmişlerdir. Ayrıca filmlerin kopma uzaması değerleri portakal kabuğu tozunun eklenmesiyle artmış ve çekme mukavemeti sonuçlarıyla negatif korelasyon göstermiştir. Portakal kabuğu pigmentleri, filmlerin sarımsı bir renk almasına ve şeffaflıklarının azalmasına neden olmuştur. Yüzey ıslanabilirliği azalırken, antioksidan analizleri portakal kabuğu içeren filmlerin yüksek antioksidan aktivite sergilediğini göstermiştir. Üretilen biyokompozit filmler, oksidasyona karşı duyarlı gıdaların korunmasında potansiyel bir ambalaj malzemesi olarak önerilmiştir [Terzioğlu, 2021]. 

2020 yılında yapılan bir çalışmada da portakal kabuğu tozu katkılı kitosan/PVA biyokompozit filmlerinin çeşitli özellikleri incelenmiştir. Farklı oranlarda (%5 ila %20 ağırlık) dolgu maddesi olarak seçilen Portakal Kabuğu Tozu (OPP) ve matris olarak kullanılan PVA çözelti halinde hazırlanmış ve çözelti döküm yöntemi ile biyokompozit filmler elde edilmiştir. Filmler, Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopisi (FTIR), X-Işını Kırınım yöntemi (XRD), Termogravimetrik analiz (TGA), diferansiyel taramalı kalorimetri (DSC) ve çekme testleri ile analiz edilmiştir. Taramalı elektron mikroskobu (SEM) analizleri, OPP’nin yüzeyde topaklanma oluşturduğunu, ancak kesitlerde faz ayrışması olmadığını göstermiştir. FTIR analizleri, OPP ve matris arasında iyi bir uyum olduğunu ortaya koymuştur. Artan OPP miktarı, film kalınlığını ve uzama kapasitesini artırırken gerilme mukavemetini hafifçe düşürmüştür. Termal analiz, termal kararlılığın arttığını, su buharı geçirgenliğinin yükseldiğini ve oksijen iletim hızının azaldığını göstermiştir. Filmler sarımsı renk almış ve şeffaflık kaybı minimal kalmıştır. Bu sonuçlar, OPP’nin biyokompozit filmlerde performans artırıcı katkı maddesi olabileceğini göstermektedir [Rathinavel, 2021]. 

Günümüzde kullanılan antibakteriyel dolgu maddelerinin çoğu polisakkaritler, metal iyonları veya nanomalzemelerden oluşmaktadır ve bunların hepsi yüksek maliyetlidir. Biyolojik atıklardan elde edilen antibakteriyel dolgu maddeleri kullanılabilirse, gıda ambalaj malzemelerinin maliyeti önemli ölçüde düşecektir. 2023 yılında yapılan çalışmada Qu ve arkadaşları, düşük yoğunluklu polietilen (LDPE) ve termal işlem görmüş istiridye kabuğu tozunun (TOS) karışımını, sürdürülebilir gıda ambalajı için geliştirmiştir. Çalışmada, LDPE/TOS (0-10-20-30-40-50-60%) karışımları hazırlanmış ve TOS'un malzemenin mekanik, termal ve bariyer özelliklerini iyileştirdiği gösterilmiştir. Yapılan deneylerde, TOS oranı arttıkça çekme dayanımının yükseldiği, bununla birlikte yüksek TOS içeriği ile malzemenin esneklik ve uzama özelliklerinin azaldığı gözlemlenmiştir. TGA ve DSC testleri, TOS eklemenin malzemenin ısıl stabilitesini arttırdığı ve kristalin yapıyı güçlendirdiği sonucuna varılmıştır. Su buharı geçirgenliği testlerinde, TOS eklemenin bariyer özelliklerini iyileştirdiği ve su geçişini azalttığı bulunmuştur. Ayrıca, bu karışımın gıda ürünlerinin raf ömrünü uzatma ve mikroorganizmalara karşı direnç göstermede etkin olduğu belirlenmiştir [Qu, 2023]. 

Olejnik ve arkadaşları 2020 yılında, biyobozunur ambalaj filmlerinin üretiminde kahve ve çay bitkilerinden elde edilen bitkisel bileşenlerin polimer matrislere eklenmesinin etkilerini araştırmışlardır. Araştırmanın amacı, bitkisel kökenli yenilikçi katkı maddelerini birleştirerek akıllı ve çevre dostu ambalaj malzemeleri elde etmektir. Bu amaçla, yeşil çay özütü (polifenon 60) ve kafeik asit gibi doğal maddeler iki tür biyolojik olarak parçalanabilir termoplastiğe (Ingeo™ Biopolymer PLA 4043D ve Bioplast GS 2189) laboratuvar ölçekli ekstrüder ile eklenmiştir. Hem saf polimerler hem de %3 yeşil çay özütü ve kafeik asit sırası ile karışımlar haline getirilmiş ve karakterize edilmiştir. Sonuçlar, bu katkı maddelerinin film yüzeyinin morfolojisini ve hidrofobikliğini iyileştirerek su buharı geçirgenliğini azalttığını ve oksijen bariyer performansını artırdığını göstermiştir. Ayrıca, antimikrobiyal özellikler sergileyen bu filmlerin, gıda ürünlerinin raf ömrünü uzatabilecek potansiyele sahip olduğu bildirilmiştir. Mekanik testler, katkı maddelerinin polimer matrisle uyumlu bir yapı oluşturduğunu ve film mukavemetini artırdığını ortaya koymuştur. Çalışma, kahve ve çay gibi biyolojik atıkların sürdürülebilir ambalaj malzemelerine dönüştürülmesinin çevresel ve ekonomik açıdan faydalı bir yöntem olduğunu vurgulamaktadır [Olejnik, 2020].

2024 yılında Rathinavel ve arkadaşları, gıda ambalajı uygulamaları için nar kabuğu tozu (PP), gümüş nitrat (AgNO3) ve PVA kullanarak hibrit biyokompozit filmler geliştirmiştir. Üretilen filmler, termal kararlılık, mekanik dayanım ve biyobozunurluk açısından test edilmiştir. Çalışmada, %20 PP ve 1-5 mM aralığında AgNO3 içeren filmler çözeltiden dökme yöntemiyle hazırlanmıştır. Filmlerin morfolojik analizleri, homojen bir AgNP dağılımı göstermiştir. TGA ile 331 °C'ye kadar termal kararlılık sağlandığı görülmüştür. En iyi sonuçlar, 25.7 MPa çekme mukavemeti ve %11,1 biyobozunurluk değeri ile 5 mM AgNO3 içeren filmlerde elde edilmiştir. Sonuçlar, PVA/PP/AgNP'li filmlerin, plastik bazlı ambalajların yerine çevre dostu alternatifler olabileceğini göstermektedir [Rathinavel, 2024]. 

Babu ve arkadaşları 2022 yılında, PVA matrisine %5 ile %25 arasında artan oranlarda pirinç kabuğu tozu (RHP) ekleyerek çözeltiden dökme yöntemi ile biyofilmler elde etmiştir. Üretilen biyofilmler, FTIR, XRD, TGA, DSC, mekanik testler, su buharı geçirgenliği ve antibakteriyel aktivite açısından incelenmiştir. FTIR analizi, PVA ve RHP arasında güçlü hidrojen bağlanması gösterirken, XRD analizleri dolgu eklenmesiyle kristal boyutunun azaldığını ortaya koymuştur. %25 RHP içeren örnek, en yüksek çekme mukavemeti ve modül değerlerini sırasıyla 23.32 MPa ve 684 MPa ile sağlamıştır. Termal analizler, filmlerin 350°C'ye kadar termal kararlılığa sahip olduğunu, dolgu miktarı yani RHP arttıkça su buharı geçirgenliğinin azaldığını ve antibakteriyel aktivitenin gram-pozitif ve gram-negatif bakterilere karşı etkili olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlar, PVA/RHP biyofilmlerinin sentetik alternatiflere uygun bir seçenek olabileceğini göstermektedir. [Ganesh Babu, 2022]. 

2024 yılında yapılan çalışmada Mahanta ve arkadaşları, PVA matrisine %0-20 olacak şekilde artan oranda kaju fıstığı kabuğu tozu (CNS) ekleyerek biyokompozit filmler geliştirmiştir. Çözeltiden dökme yöntemi ile hazırlanan bu filmler, yüzey morfolojisi, FTIR, XRD, termal analiz, mekanik testler, antibakteriyel aktivite ve bozunma özellikleri açısından incelenmiştir. %20 CNS içeren filmlerin 26 MPa çekme mukavemeti ve 264 MPa çekme modülü ile en yüksek mekanik performansı sergilediği belirlenmiştir. Termal analizler, CNS içeriğinin artmasıyla filmlerin termal kararlılığının önemli ölçüde arttığını ve %20 CNS içeren filmin 367°C'ye kadar termal dayanıklılık gösterdiğini ortaya koymuştur. Antibakteriyel testler, artan CNS içeriği ile bakterilere karşı inhibisyonun arttığını ve %20 CNS içeren filmlerin en güçlü antibakteriyel etkiyi sağladığını göstermiştir. Toprak gömme testi, bu filmlerin bozunabilirlik özelliklerini doğrulamış ve en yüksek ağırlık kaybının %20 CNS içeren filmlerde olduğunu ortaya koymuştur. Sonuç olarak, PVA/CNS biyokompozit filmler, sürdürülebilir gıda ambalajı uygulamaları için potansiyel bir seçenek sunmaktadır. [Mahanta, 2024]. 

Zeghlouli ve arkadaşları 2023 yılında argan yan ürünleri (kabuk, posa ve argan keki) kullanarak biyopolietilen (BioPE) esaslı kompozitler geliştirmiştir. Kompozitler %30 argan katkısı içerirken tüm filmler laboratuvar ölçekli ekstrüder ile elde edilmiştir. Termal analizler, argan katkısının erime entalpisi ve kristallik oranını azaltarak polimer zincir hareketliliğini kısıtladığını göstermiştir. %30 argan katkısı içeren BioPE kompozitlerinde, özellikle argan kabuğu eklenen numunelerde elastik modülün saf BioPE'ye kıyasla 206 MPa’dan 498 MPa'ya ulaştığı tespit edilmiştir. Reolojik testler, argan katkılarının viskoziteyi arttırarak malzemenin akış direncini yükselttiğini ve polimer matrisi ile dolgu maddesi arasında iyi bir ara yüzey etkileşimi sağladığını ortaya koymuştur. Bu sonuçlar, argan yan ürünlerinin çevre dostu ve ekonomik bio-dolgu malzemeleri olarak kullanılabileceğini ve BioPE matrisli kompozitlerin ambalaj gibi endüstriyel uygulamalarda yüksek performans sağlayabileceğini göstermektedir [Zeghlouli, 2023]. 

Nguyen ve arkadaşları 2022 yılında, geri dönüştürülebilir ambalaj malzemeleri üretmek amacıyla termoplastik nişasta (TPS) ile kullanılmış kahve telvesini (SCG) (%5-10-15-20) farklı oranlarda karıştırarak sıcak sıkıştırma yöntemi ile termo kalıplamışlar ve elde edilen biyokompozitlerin kullanım potansiyelini incelemişlerdir. Çalışmada, SCG'nin TPS ile birleşmesinin filmlerin mekanik ve biyobozunurluk özelliklerini iyileştirdiği tespit edilmiştir. Kullanılmış kahve telvesinin, film yüzeyinde pürüzlülük oluşturarak dayanıklılığı artırdığı, aynı zamanda antioksidan özelliklerin gelişmesine yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Elde edilen filmler yanma performansları açısından UL-94 ve konik kalorimetre test cihazları ile karakterize edilmiş ve lignin açısından zengin olan SCG yapıya artan oranda eklendikçe yanma hızının azaldığı tespit edilmiştir. Ayrıca ısı salınım hızı pik yüksekliği (pHRR) ve toplam ısı salınımı (THR) artan SCG içeriği ile azalmıştır. SCG içeren filmlerin biyobozunurluk testlerinde, belirli bir süre sonunda çözünme oranının arttığı ve çevre dostu paketleme uygulamaları için uygun bir malzeme olabileceği sonucuna varılmıştır. Bu araştırma, biyoteknolojik atıkların sürdürülebilir ambalaj malzemeleri üretiminde kullanılmasının önemli bir potansiyel taşıdığını ortaya koymuştur [Nguyen, 2022]. 

Imam ve arkadaşları 2019 yılında, biyolojik atık kaynaklı Silikon Dioksit (SiO2) nanopartikülleri kullanarak PLA ve patates nişastası karışımını güçlendiren yeşil kompozitler üzerine çalışmışlardır. SiO2 nanopartikülleri, eriyik ekstrüzyon yöntemiyle PLA BIOPLAST GF 106/02'ye eklenmiş ve kompozitlerin termal ve mekanik özellikleri incelenmiştir. Sonuçlar, bu katkının PLA'nın termal kararlılığını arttırarak bozunma sıcaklığını 300°C'den 314°C'ye çıkardığını ve camsı geçiş sıcaklığını %42 oranında artırdığını göstermiştir. Yangına dayanıklılık özelliklerinde de yaklaşık %77'lik bir artış kaydedilmiştir. Ayrıca, mekanik testler, SiO2 katkısının çekme dayanımını önemli ölçüde arttırarak BIOPLAST GF 106/02'nin 25 MPa'dan 50.77 MPa'ya çıktığını göstermiştir [Imam, 2019]. 

Vadivel ve arkadaşları, biyolojik atık kaynaklı malzemeler kullanarak gıda ambalajı için biyolojik olarak parçalanabilir hibrit bir nanokompozit film geliştirmişlerdir. Çalışmada, kitosan, PVA, mısır koçanı kaynaklı ksilan ve deniz kabuğundan elde edilen nano-hidroksiapatit (nHA) gibi biyolojik atıklardan türetilmiş bileşenler kullanılarak kurkumin ile zenginleştirilen bir film çözeltiden dökme yöntemi ile üretilmiştir. Bu film, balık tazeliğini değerlendirmek için pH değişimlerine duyarlı renk değişim özelliği sergilemiş aynı zamanda UV ışınlarını engelleme kapasitesi göstermiştir. Amonyak algılama ve mikroorganizma tespiti gibi işlevsel özellikler de gözlemlenmiş film Escherichia coli ve Staphylococcus aureus gibi bakterilere karşı antibakteriyel etkinlik ve güçlü antioksidan aktivite sergilemiştir. Bu sonuçlar, biyolojik atıkların akıllı gıda ambalajı uygulamalarında umut verici bir seçenek olarak değerlendirilebileceğini ortaya koymaktadır [Vadivel, 2019]. 

2020 yılında, Priyadarshi ve arkadaşları yaptıkları derlemede biyolojik atıklar arasında yer alan deniz ürünü kabuklarından elde edilen kitosanın, gıda ambalajı uygulamaları için potansiyel bir biyobozunur malzeme olduğunu vurgulamışlardır. Kitosanın antimikrobiyal ve film oluşturma özellikleri nedeniyle esnek ambalaj filmleri ve yenilebilir kaplamalar olarak kullanımı incelenmiştir. Çalışmada, kitosanın mekanik ve bariyer özelliklerini iyileştirmek amacıyla polimer karışımları ve nanopartikül dolgular gibi çeşitli stratejilerin etkileri de ele alınmıştır. Biyopolimerin antioksidan özelliklerinin gıdaların raf ömrünü uzatma kapasitesi açısından önemli olduğu belirtilmiştir [Priyadarshi, 2020]. 

3.Sonuçlar

Biyo atıklardan elde edilen biyobozunur ambalajlar henüz gelişim aşamasında olan bir teknoloji olarak, çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır. Bu teknolojilerin ticarileşmesi, üretim maliyetlerinin yüksekliği, biyobozunur özelliklerin optimize edilmesi ve aktif bileşenlerin verimli bir şekilde kullanılması gibi engellerle sınırlıdır. Ayrıca, bu ambalajların geniş çapta uygulanabilirliğini artırmak için daha fazla araştırma ve geliştirme çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Biyo atıklardan elde edilen biyobozunur aktif ve akıllı gıda ambalajları, gıda güvenliği ve çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Bu tür ambalajlar, çevre dostu olmakla birlikte, gıdaların ömrünü uzatarak gıda israfını azaltabilir ve gıda tedarik zincirindeki verimliliği artırabilir. Ancak, bu teknolojilerin daha geniş bir uygulama alanına yayılabilmesi için daha fazla yenilikçi çalışma ve ticarileşme gereklidir. Biyo atıklardan biyoplastik üretimi ve aktif-akıllı ambalaj tasarımı, gelecekte gıda ambalaj sektöründe yeni bir alan yaratma potansiyeline sahiptir.

4. Referanslar

1. Siracusa, V., & Varricchio, M. (2021). Biodegradable polymers for food packaging applications. Food Packaging and Shelf Life, 28, 100620.

2. Ekolojist Dergisi, (2018). Biyobozunur Malzeme Nedir? 2018 Yayını.

3. Rujnić-Sokele, M., & Pilipović, A. (2017). "Biodegradable plastics and their applications: A review." Waste Management, 67, 3-13.

4. Siracusa, V., et al. (2013). "Biodegradable plastics: Standards and regulations." Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 53(6), 563-578.

5. Jabeen, S., & Sadiq, M. (2019). Biodegradable packaging from agricultural residues: New technologies and challenges. Journal of Cleaner Production, 239, 118059.

6. López-Rubio, A., & Garcia, J. (2018). Smart packaging for food products: A comprehensive review. Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 58(8), 1207-1220. (López-Rubio ve Garcia, 2018).

7. Kocaman, Nurcay (2010). Gıdalarda Akıllı Ambalaj Kullanımı. Vet Hekim Der Derg 81(2): 67-72, 2010

8. Terzioğlu, Pınar, et al. "Biowaste orange peel incorporated chitosan/polyvinyl alcohol composite films for food packaging applications." Food Packaging and Shelf Life 30 (2021): 100742

9. Rathinavel, S., and S. S. Saravanakumar. "Development and analysis of poly vinyl alcohol/orange peel powder biocomposite films." Journal of Natural Fibers 18.12 (2021): 2045-2054.

10. Qu, Chang-Lei, et al. "Polymer packaging through the blending of biowaste oyster shell and low-density polyethylene: A sustainable approach for enhanced food preservation." Polymers 15.19 (2023): 3977.

11. Olejnik, Olga, and Anna Masek. "Bio-based packaging materials containing substances derived from coffee and tea plants." Materials 13.24 (2020): 5719.

12. Rathinavel, S., et al. "Utilization of bio-waste material pomegranate peel powder along with silver nitrate and polyvinyl alcohol to form a hybrid biofilm." Biomass Conversion and Biorefinery 14.19 (2024): 24305-24316.

13. Ganesh Babu, A., and S. S. Saravanakumar. "Mechanical and physicochemical properties of green bio-films from poly (Vinyl Alcohol)/nano rice hull fillers." Polymer Bulletin 79.7 (2022): 5365-5387.

14. Mahanta, G. K., and H. Joardar. "Study on the Impact of Bio Waste Cashew Nut Shell Powder in the Polyvinyl Alcohol Bio Films." Waste and Biomass Valorization (2024): 1-11.

15. Zeghlouli, Jihane, et al. "Thermal, Morphological and Mechanical Properties of a BioPE Matrix Composite: Case of Shell, Pulp, and Argan Cake as Biofillers." Materials 16.6 (2023): 2241.

16. HT Nguyen, Vy, et al. "Spent coffee grounds: An intriguing biowaste reinforcement of thermoplastic starch with potential application in green packaging." Polymer Composites 43.8 (2022): 5488-5499.

17. Imam, Muhammad A., Shaik Jeelani, and Vijaya K. Rangari. "Thermal decomposition and mechanical characterization of poly (lactic acid) and potato starch blend reinforced with biowaste SiO2." Journal of Composite Materials 53.16 (2019): 2315-2334.

18. Vadivel, Manokaran, et al. "Bioactive constituents and bio-waste derived chitosan/xylan based biodegradable hybrid nanocomposite for sensitive detection of fish freshness." Food Packaging and Shelf Life 22 (2019): 100384.

19. Priyadarshi, Ruchir, and Jong-Whan Rhim. "Chitosan-based biodegradable functional films for food packaging applications." Innovative Food Science & Emerging Technologies 62 (2020): 102346.

1Sadık Ömer BOZKURT, 1,2Seda HAZER, 2,3Ayşe AYTAÇ

1 ILKA Plastik, Kimya Mühendisliği

2 Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü

3 Kocaeli Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü

Plastik & Ambalaj Teknolojisi Dergisi 311-Aralık 2024 Sayısında Yayımlanmıştır.

 

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı