İşletmelerde stratejik analiz
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
İşletmecilik alanında ve yönetim araştırmalarında aile işletmelerine ilişkin araştırmalar ve incelemeler bu konuya verilen önemle birlikte her geçen gün daha da artmaktadır.
Aile işletmeleri ülkemizdeki ve dünyadaki işletmelerin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Bununla birlikte ülkemizdeki KOBİ’lerin bir çoğu da aile işletmesi olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Dolayısıyla aile işletmelerinin günümüz ekonomisini yönlendiren ve iş dünyasının kurallarını belirleyen işletmeler arasında oldukça önemli bir paya sahip olduğu söylenebilir.
Aile şirketi, “ailenin geçimini sağlamak ve/veya mirasın dağılmasını önlemek amacıyla kurulan, ailenin geçimini sağlayan kişi tarafından yönetilen, yönetim kademelerinin önemli bir bölümü aile üyelerince doldurulan, kararların alınmasında büyük ölçüde aile üyelerinin etkili olduğu ve aileden en az iki jenerasyonun kurumda istihdam edildiği şirket” şeklinde tanımlanabilir (Karpuzoğlu, 2001:19). Aile şirketlerinin kuruluş nedenleri arasında; çocuklarına fırsat yaratmak, aile mirasını ölümsüzleştirmek, aileyi bir arada tutmak, finansal bağımsızlık ve varlık yaratmak, kendi emeklilik ve kişisel planları, liyakatlı çalışanları korumak, aileye finansal güvenlik sağlamak ve topluma yararlı olmak bulunmaktadır (Özkaya & Şengül, 2006:110). Başarılı aile şirketlerinin ortak özellikleri incelendiğinde; aile üyesi olan veya olmayan çalışanlar için çok iyi bir yönetim geliştirme sistemlerinin bulunduğu, sürekli olarak araştırmacı ve yenilikçi oldukları, değişime karşı değil değişimi teşvik eden bir anlayışı benimsedikleri, topluma karşı yüksek bir sorumluluk duygularının bulunduğu ve bunu bağışları ve toplumsal hizmetleri ile gösterdikleri, çalışanlara adalet ve sadakat duygusu ile yaklaştıkları, ailenin ismi ürün ve hizmetlerde yaşadığı için en yüksek kalite ve hizmet anlayışı ile yaptıkları, gücün kimde olduğu herkes tarafından görülebildiği için kararları hızlı verdikleri, aile bireylerinin daha küçük yaştan itibaren mülkiyet ve gelecek kuşakların sorumluluğu konusunda yetiştirildikleri ve şirketin gelecek nesillere devam etmesi gerektiği konusunda sürekli eğitildikleri görülmektedir (Kırım, 2005:7).
İşletmeler yapılarına ve amaçlarına göre farklılık göstermekle beraber, en genel açıdan bir işletmenin başarısında ya da başarısızlığında iç ve dış çevre faktörleri belirleyici olmaktadır (Yüksel & Akın, 2005:441). Dolayısıyla aile işletmeleri için de stratejik yönetim yaklaşımının benimsenmesi çerçevesinde işletmeyi etkileyecek iç ve dış faktörleri doğrultusunda stratejik analizin yapılması ve işletmenin izleyeceği stratejilerin ortaya konularak uygulanması oldukça önemlidir. Böylece aile işletmeleri de sahip oldukları misyon ve vizyonu gerçekleştirmek üzere harekete geçmiş olacaktır.
İşletmelerde stratejik analiz
İşletmelerdeki sürekli ve dinamik stratejik yönetim sürecinin ilk aşamasını stratejik analiz oluşturmaktadır. Stratejik analiz; amaçların yeniden tanımlanması, bunlara uygun stratejilerin seçilmesi ve hem işletmenin hem de işletmenin dış çevresinin incelenmesine yönelik çabaları diğer bir ifadeyle işletme-çevre etkileşiminin değerlendirilmesini kapsamaktadır (Dinçer, 2004:70). İşletmeler; stratejik analizle birlikte elde ettikleri bulgulardan hareketle, rekabetçi avantaja sahip olmak veya mevcut avantajlarını koruyabilmek için uzun vadeli planlarını, yani stratejilerini geliştirebilecek, geliştirdikleri stratejilerini programlar, bütçeler ve prosedürler yoluyla uygulamaya koyarak değerlendirip kontrol edebilecekleri faaliyetlere ve sonuçlara dönüştürebileceklerdir (Efil, 2004:308-309). Farklı bir bakış açısıyla düşünülecek olursa, stratejik yönetim sürecinde, var oluş nedenlerini ortaya koyan misyonları ve ilerledikleri yönü netleştiren bir resim çizen vizyonları ile çekirdek değerlerini belirleyen işletmeler, bu sabit değerlerden sonra oluşturacakları ve uygulayıp izleyecekleri stratejilerin dinamikleri yönünde harekete geçecektir. Oluşturulacak stratejiler ise dış koşulların ve iç kapasitenin getirdiği değişken durumları karşılamak üzere zaman içinde gelişecek ve değişecektir (Kaplan ve Norton, 2006:34). İşte bu nedenle işletmelerde stratejik analiz süreci oldukça önemlidir.
Stratejik analiz sürecinde öncelikle işletmenin dış çevresi daha sorma ise işletmenin kendisi incelenmektedir. Dış çevre analizi örgütün faaliyet çevresindeki fırsat ve tehditleri açıklamayı, iç çevre analizi ise örgütün kendi içindeki güçlü ve zayıf yönlerini açıklamayı amaçlamaktadır (Bernroider, 2002:564). Dış ve iç çevre analizi birlikte ele alındığında işletme ve çevre arasındaki etkileşimi değerlendirme imkanı sunmakta ve birçok işletme bu etkileşimi değerlendirmek için SWOT analizi denilen yöntemden yararlanmaktadır. SWOT analizi gelecekteki hareket noktalarını tasarlamak ve mevcut problemleri tanımlamak için uygun temel oluşturan etkin bir araçtır (Terrados ve diğ., 2007:1275).
“İncelenen kuruluşun, tekniğin, sürecin veya durumun güçlü ve zayıf yönlerini belirlemekte ve dış çevreden kaynaklanan fırsat ve tehditleri saptamakta kullanılan bir teknik” olarak tanımlanabilen SWOT analizi işletmelere stratejilerini ve taktiklerini geliştirmeden önce bilgi vermekte ve kurumsal analizleri için bir çerçeve sunmaktadır. SWOT kelimesi bazı İngilizce kelimelerin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır. Bunlar; Strength, Weakness, Opportunity ve Threat (www.cowiprojects.com). Türkçede ise aynı kelimelerin Türkçe karşılığından yararlanılarak (güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar, tehditler) GZFT analiz şeklinde kullanılmaktadır (Tek, 1999:97). Bu analiz içinde yer alan öğeler kavram olarak yukarıdaki şekil yardımıyla incelenebilir (Dinçer, 2004:143-147).
GZFT (SWOT) analizinde iki liste hazırlanmaktadır. GZ listesi ve FT listesi. GZ listesi işletmelerin sahip olduğu kaynak ve kabiliyetlere bağlı olarak güçlü ve zayıf olduğu başlıca yönlerini anlatmaktadır. FT listesi de işletmeleri bir fırsat ya da tehditle karşı karşıya bırakan çevre şartları ve sürekli meydana gelen değişiklikleri anlatmaktadır. FT listesi önce hazırlanmalıdır. Bunun nedeni böyle bir listenin işletme ya da ürünün güçlü ve zayıf yönlerinden hangilerinin dikkate alınması gerektiği konusunda ipuçları taşımasıdır. Örneğin; eğer rakipler ürünlerini satmak için etkili internet web sayfaları açmışlarsa ve şirket de henüz kendi web sayfasının tasarımını bile yapmamışsa, bu yalnızca bir zayıflık değil, fakat hemen harekete geçilmesini gerektiren bir durumdur. Bu iki listeyi oluşturabilmek için işletmeler dış ve iç çevrelerini oluşturan her bir faktörü kendileri için anlamlılık derecesine göre değerlendirilmelidir (Kotler, 2002:239-240). Böylece, bu analiz ile birlikte, güçlü ve zayıf yönleri ile çevrelerindeki fırsatları ve tehditleri tanımlayan işletmeler tehditlere karşı koymak için fırsatları kullanarak ve zayıf yönlerini elimine edip güçlü yönlerine bağlı olarak stratejilerini oluşturabilecektir. Dolayısıyla SWOT analizi işletmeler için karar almada oldukça önemli destekleyici bir araçtır (Yüksel & Dağdeviren, 2007:3365).
SWOT analizi yapılırken SWOT Matriksi’nden yararlanılabilir. SWOT matriksinde işletmenin iç ve dış çevresel faktörleri tanımlanmakta ve eşleştirilmektedir. Örneğin; yeni bir stratejik girişimi harekete geçirmek amacı ile fırsatların güçlü yönler ile eşleşmesi. SWOT matriksi ile ortaya çıkabilecek alternatif stratejiler yukarıdaki şekilde de görülmektedir. Böylece işletmelerin kendileri için en önemli olan stratejiyi tanımlamaları ve öncelikli stratejilerini bu doğrultuda uygulamaya geçirmeleri SO-ST-WO-WT karelerine bağlı olarak değişecektir (Dyson, 2004:632).
Yrd. Doç. Dr. Umut H.İNAN
Haliç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü
www.umutinan.com