Thursday, Nov 21st

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

Buradasınız: Home Makale Kalite Yönetim Sistemleri ve Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi -2-

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Kalite Yönetim Sistemleri ve Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi -2-

Özet

Hızla gelişen teknoloji ve insanların mal ve hizmetlerden beklentilerinin değişmesiyle beraber mal ve hizmet sunan firmaların buna ayak uydurması ve sistemlerini entegre etmesi pazarda rekabetçi olarak kalabilmesi açısından önemlidir. Akıllı malzemelerin üretimlerde yer almaya başlaması, firmaların süreçlerini yazılım sistemleri üzerinden kontrol etmesi hatta otomasyon üretim hatlarının yaygınlaşmasıyla üretim kalitelerinin kontrolü önem kazanmıştır.  Kalite yönetim sistemleri (KYS) firmalara uluslararası piyasalarda belirlenmiş özelliklerde mal ve hizmet sağladıklarını belgelemelerini sağlar. Firmalar müşteri memnuniyetini sağlamak ve ürünlerinin yaşam döngüsünü takip edebilmek için kalite yönetim sistemleriyle dizayn, mühendislik, üretim, tedarik zinciri ve bakım-onarım süreçlerini entegre eder. Firmaların çoklu teknolojiler, tedarikçiler ve farklı malzeme çeşitleri kattıkları mal ve hizmetlerini küresel alanda yönetmesi, yeniliklere uyum sağlaması ve mal-hizmet kârlılıklarını üst düzeye çıkartması gereklidir. Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) uygulaması firmaların kurduğu organizasyonun beraber çalışması ve süreçlerinin yönetiminin kontrolünü sağlar.   

Birinci bölümü bir önceki 276.Ekim sayısında yayınlanan makalemizin ilk bölümünde yeni ürün tasarlayan firmalar için PLM’nin önemi ve kullanım amaçlarından, firmaların KYS ile sahip olacağı yönetim bakış açısından ve KYS’nin gelişen teknolojiyle beraber dijitalleşmesinden bahsedilmiştir. 

Makalemizin ikinci bölümünde ise, kalite yönetim sisteminin süreçlerinin ürün yaşam döngüsü kavramlarıyla entegrasyonundan bahsedilir ve bu süreçlerde PLM’nin katacağı değerler vurgulanmaktadır. Gelişen üretim teknolojileri ve KYS sistemi kullanan güç jeneratörleri üreten bir işletmede yapılan çalışma örneği yer almaktadır. Yaşam döngüsü entegrasyonuyla ilgili faydaların ölçümü, satış sonrası/bakım aşamalarına odaklanılmıştır.

2.2 Neden Ürün Kalitesini Sistemde Yönetmeliyiz

PLM uygulamalarının bilgisayar teknolojilerindeki gelişmelere birlikte 1980'li yıllara kadar geçmişi var denilebilir. İlk erişilen teknolojiyle birlikte ürünlerin tasarımı ve imalat yöntemleri bilgi verilerinin iki boyutlu, üç boyutlu çizimlerinin dijital ortamda kaydedilmesi, arşivlenmesi ve düzenlenmesi ile başlamıştır.

Firmalar farklı yerlerde oluşturdukları üretim alanlarıyla, uluslararası pazarda şirket temsilcikleriyle, yurtdışı iş birlikleri kurarak büyürler. Firmaların yönetim ve üretim ile ilgili sorumlulukları değişmeye ve çoğalmaya başlar. Görev dağılımındaki oluşturacağı sorunların yanında, zaman kaybı olmadan kontrollü bilgi verilerine ulaşmak, paylaşmak, fikir alışverişinde bulunmak, gerekli müdahaleleri gerçekleştirmek gibi yeni unsurlar oluşmaktadır.

PLM’yi ülkemizde aktif kullanan sektörler uluslararası pazarlarda yer alan otomotiv, beyaz eşya, uçak, inşaat ve gemi sanayileri baştadır. Bu sektörler pazarın hızla geliştiği ve üretimin global olarak yapıldığı alanlardır. Bu sektörler teknolojinin gelişmesine öncülük etmektedir. 

Tüm bu üretimleri firmalar kendi çatısı altına yapamadıkları zaman, alt yükleniciler, tedarikçilerle eşzamanlı çalışması gereklidir. Maalesef ülkemizde ve gelişmeyen sanayilerde üretim yapan firmaların hepsinde PLM sistemi kullanılması yaygın değildir. 

Bu ufak ölçekli işletmeler ve alt yüklenicilik yapan firmalarda üretim kalitelerini belirlemek için uluslararası standartlardan yararlanılmaktadır. 

Uluslararası pazarda yer alan işletmelerin çoğu için, özellikle de Kobi'ler için, bir performans göstergesi olarak Kalite Yönetim Sistemi Belgelendirmesi, şirketleri küresel bağlamda rekabetçi olması için zorunluluk haline gelmiştir.

Ürün Yaşam Döngüsü hem tasarım özelliklerine uygunluk açısından hem de aynı performansın ürünün kullanım ömrü boyunca devam ettirilmesini ve iyileştirilmesini sağlar. Kalite Yönetim Sistemi kullanan bir firmada ürün tasarımı ve kullanım ömrü boyunca kontrol garanti edebilir. Yeni ürün fikrinden ve tasarımından, mühendislik ve üretim, ürünün montajı ve hatta bakım - onarım işlemlerine kadar imalatın tüm aşamalarıyla ilgili Kalite Güvencesi standartları vardır. KYS’ye sahip olmak için firmaların büyüklükleri önemli değildir, sadece 20 işçi çalıştıran bir firmada sistem fonksiyonlarının birkaçına sahipse ISO 9001'e başvurabilir.

PLM sistemine sahip bir firma ile sadece kalite yönetim sistemine sahip firmaların üretim kapasitesi ve maliyetlerini kıyaslamak doğru değildir. PLM teknolojilerin desteğiyle oluşabilecek üretim hatalarının bile önüne geçmektedir.

Ürün geliştirilmesi sadece PLM sistemine sahip firmalara özgü değildir, birçok üretim standardı ürün geliştirilmesini destekler. PLM olmadan ürün geliştirilen sistemlerde yapılan küçük bir hata, ürünün geliştirilmesinde büyük problemlere dönüşecek, bu durum ürünün pazara ulaşım süresi uzatacak ve hesaplanmayan maliyetlere sebep olacaktır. Farklı birim ve disiplinlerde çalışanlar arasında iletişim kopukluğu olacak ve sonuçta üretkenlik, verimlilik ve ürün kalitesi düşecektir.

Bir ürünün yaşam döngüsüne KYS gereksinimleriyle birlikte PLM konseptlerini uygulamak için tam yönetimsel yönergeler vererek, iki sistemin eksiksiz bir şekilde yerleştirilmesine yönelik olarak genişletilebilir.

Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi, ürünü yaşam döngüsü boyunca takip edecek yönetim stratejilerini daha ayrıntılı olarak tanımlamak için kalite yönetim sistemiyle bağlanabilir. Çoğu şirket için tek bir KYS ve PLM çözümü elde etmesinin en pratik yolu, ürün yeniliği, ürün geliştirme ve mühendislik süreçleriyle birlikte kaliteyi desteklemek için PLM'den yararlanmaktır.

Pazarların hızlı ve sürekli değişimi ve tüm yaşam döngüsü boyunca artan ürün kalitesi ve verimliliği ihtiyaçları, ürün kalitesi ve kalite yönetimi açısından dönüşümler gerektirir. İşletmeler, küresel dünya çapındaki pazarda rekabetçi kalabilmek için tüm ürün yaşam döngüsünü optimize ederek sürekli bir Müşteri Memnuniyetini göz önünde bulundurmalıdır.

Endüstriyel mal ve hizmet üreten firmalar PLM kullansa bile bazı sorunlarla karşılaşabilir;

• Rekabet şartları

• Müşteri taleplerindeki değişiklikler

• Girdi maliyetlerinin artması

• Tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar

• Dış kaynak kullanımın artması

• Birimler arası iş birlikleri ile artan sorumluluklar

• Pazara kısa sürede girme baskısı

• Farklı ürünlerin bir arada kullanılmasına bağlı hata olasılığı riskinin artması

• Akıllı malzemelerin yaygınlaşması ve işlenmesinde imalat sorunları

• Geleneksel üretim sistemlerinin yerini sanal sistemlerin alması

• Enerji ve malzeme girdilerinde yüksek artışlar 

Kalite yönetim sistemini PLM’ye entegre eden bir firmanın ürün yaşam döngüsü boyunca gelişen kaliteyi gözlemlediğinde elde edeceği bilgiler; 

• Ürün geliştirme süreci katılımcılarının, ürün kalitesini yönetebileceği ve takip edebileceği “tek bir merkez” oluşması

• Üst yönetimi ve çalışanların karar vermeye katkılarıyla, karar alırken bilgiye çabuk ulaşması ve fikir paylaşımı yapabilmesi

• Yaşam döngüsü boyunca çalışanlara, kalitenin geliştirilmesi için etkilerini anlamaları sağlanması

• Ürün yaşam döngüsü boyunca tüm aşamalarının kaliteyle ilişkili aşamaları birbirine bağlayabilmesi

Tüm üreticiler, ürün kalitesini tam ve doğru şekilde yönetmeye ve bu çıkarımlara ulaşmaya çalışırlar.

Tüm ürün yaşam döngüsü boyunca, kalite, güvenilirlik ve risk planlaması oluşturulur. Ürün gereksinimleri ve süreçler kontrol altına alınır. Üretim için gerekli tüm karakteristiklerin uyuşması sağlanır. Oluşan veya oluşacak kalite sorunları önceden tanımlanır ve düzeltici faaliyetler gerçekleştirilir. Birimler arası iletişim arttırılır. Neticede istenilen ürün kalitesini, istenilen maliyet ve zamanda sağlanması ve üreticinin pazar rekabetini koruması sağlanır.

3. Kalitenin Değeri ve PLM Örtüşmesi

PLM bir ürünün dizaynından ömrünün sonuna kadar ürünle ilgili bilgilerin yönetimini, dağıtımını ve kullanımını kolaylaştırmak için kişileri, süreçleri ve teknolojiyi entegre edecek şekilde yönettiğini defalarca vurguladık. Bütün süreçlerin kontrol edilmesini sağlayan PLM sistemi, fabrikasyon sistemleri altında da istenilen düzenin tam olarak yakalanmasına ve çok daha yüksek performans altında verimler elde edilmesine imkân tanır.

KYS kendi sistemine uygun prosedürleri ve modülleri aracılığıyla firmanın tüm faaliyetlerinde, ‘Kalite Politikasına’ ve sunduğu hizmetin pazar amacına uygun olarak işleyişinin, müşteri odaklı ürün ve hizmet sunmasını sağlar. Kalite yönetim sistemi olan ISO 9001'in amacı, etkin bir şekilde uygulandığı takdirde, tedarikçinin sürekli olarak aynı kalitede mal ve hizmetleri sağlayabileceğini taahhüt etmesi ve gereksinimleri karşılamasını sağlar.

ISO 9001, kaliteyi firmanın her biriminde etkin şekilde nasıl uygulanacağı ve geliştirilmesi üzere tasarlanmıştır. ISO 9001 sisteminin işletme performansı üzerine pozitif etkilerini standart başlıklarını tanımlayarak anlatabiliriz. 

Müşteri odaklılık; Kalite yönetim sistemi müşteri ihtiyaç ve beklentilerini anlamayı ve kalite hedeflerinin, müşteri ihtiyaç ve beklentilerine göre oluşturulmasını sağlar.

Liderlik; Kalite politikası ve hedeflerinin belirlenmesi ve bu hedefler doğrultusunda müşteriler, işverenler, çalışanlar, tedarikçiler ve ilgili tarafların ihtiyaçları dikkate alınarak firmanın vizyonunu oluşturur.

Çalışanların yönetime katılımı; Şirket çalışanlarının KYS'yi gerçekleştirmeyi taahhüt etmesini, yaşanan problemlerin çözme sorumluluğunu üstlenen ayrıca yeterliliklerini, bilgi birikimlerini ve tecrübelerini aktaran çalışanlar olmasını sağlar.

Süreç yaklaşımı; İstenilen sonucu elde etmek için gerekli süreç adımları tanımlar, yetki ve sorumluluklar belirlenir ve bu süreçlerin kapasitesini ölçer ve analiz eder. Ayrıca faaliyetlerin müşteri, tedarikçi ve diğer paydaşlar üzerinde oluşturacağı riskleri, sonuçları ve etkilerini değerlendirir.

Yönetim sistem yaklaşımı; Firmanın hedeflerine hızlı ve verimli yollarla ulaşması için bir sistem tanımlanır. Faaliyetlere başlamadan önce firma kapasitesini bilir, kaynaklarını kullanmayı ve sınırını bilir, ölçme ve değerlendirme yöntemiyle sisteminin kontrol altında olmasını ve sürekli iyileştirilmesini sağlar. Ayrıca sistem içerisindeki belirli faaliyetlerin nasıl uygulanacağını da tanımlar.

Sürekli iyileştirme; Firmanın performansının sürekli iyileştirilmesi ve firma genelinde bir katılım olması sağlanır. Firmadaki her çalışan için ürünler, süreçler ve sistemlerde sürekli iyileştirilme bir hedef haline getirilir.

Karar verme; Verilerin, bilgilerin yeterince doğru, güvenilir olmasını ve verilere ihtiyacı olan herkesin erişebilmesini ayrıca verileri ve bilgilerin geçerli yöntemler kullanılarak analizini sağlar. Bu gerçekçi analizlere dayalı, ama bununla birlikte tecrübe ve öngörüyü de dikkate alan kararlar alınmasını ve buna bağlı faaliyetlerin gerçekleştirilmesidir.

Tedarikçi ilişkileri; Ana tedarikçilerin belirlenmesi ve seçilmesi, ortak geliştirme ve iyileştirme faaliyetlerinin oluşturulması. Çözüm ortaklarıyla kısa vadeli kazançlarla uzun vadeli planlamaları dengeleyen ilişkilerin kurulmasını, karşılıklı uzmanlık ve kaynakların paylaşımını sağlar.

Kalite Yönetimi ve Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM), her ikisi de uluslararası pazarda kanıtlanmış disiplinlerdir. Bu iki birim birbirine tamamlayıcı olarak şirketlerin kalite ve ürün kârlılığını artırmalarına yardımcı olur.

Sanayide PLM uygulanmasının olumlu özellikleri şu şekilde listelenebilir; 

• Üretim aşamalarının belirlenmesi, bu süreçte olası aksaklıkları ve aşamaların tespit edilerek kaldırır

• Üretim süreçlerinin öngörülmesi, maliyet arttıracak üretim birimlerin ve kaynakların sonradan ortaya çıkmasını önler

• Ürün ve üretim ile ilgili değişikliklerin, yeniliklerin tarihlerinin işlemci ile belgelenmesi

• Tasarımı yapılan ürüne ait çizimlerin dijital ortamda kaydedilmesi

• Ürün ile bilgilerin dijital ortamda kaydedilmesi ve bu sayede gerekli bilgilere kısa sürede kolay ulaşılması, iç ve dış birimlerle paylaşılması

• Mal ve hizmet üretiminde iş aşamalarında ilgili birimlerin suiistimallere yer vermeyecek şekilde yönetilebilmesidir

• Mal ve hizmet üretiminde ilgili iç ve dış birimlerin doğrudan iş birliğinin sağlanması 

• Geçmişte zaman alıcı, külfetli ve hata olasılığı yüksek, kontrolleri zorlaşan üretim ile ilgili birçok uygulama, günümüzde PLM sayesinde süratli bir şekilde, kolaylıkla ve güvenli bir şekilde gerçekleşebilmektedir

• Çokuluslu ortak üretimin sürdürülmesi PLM uygulamaları ile mümkün olmaktadır 

• Serbest piyasada satılabilir iyileştirilmiş ve/veya yeni ürün tasarımlarının piyasaya yüksek kazançlı, kârlı bir şekilde sürülmesine olanak vermektedir

• Mal ve hizmet üretimlerinde ürün yaşam döngü yönetiminde, PLM faaliyetlerin sanal uygulama ve simülasyonların testleri yapılarak gerçek üründe, üretim aşamalarında ortaya çıkabilecek aksaklıklar ve hatların önüne geçilmektedir 

• Şirketin rekabet gücünü, geleceğini, piyasada varlığını korumasını belirlemektedir.

Kalite yönetim sisteminin ve ürün yaşam döngüsünün uygulanmasıyla firmaların elde edecekleri avantajları karşılaştırarak ortak kesişim kümelerine ulaşılır. Firmaların üretim kapasiteleri büyüdükçe, uluslararası pazarlarda rekabete girdikçe uygulamaları gereken sistemlerin sayısı artmaktadır. Bir ürünün oluşturulması için dizaynı da firma kapsamında olduğunda üretiminde alabileceği riskleri düşürmek zorundadır. Tüm birimlerini bir arada tuttuğu yazılımlarını (ERP, SAP vb.) ürünün beşikten mezara kontrolünü sağlayan sistemle entegre etmesi zorunluluk kazanmaktadır. Firmalar PLM sayesinde teknolojik kontrollerini de yapabilir. Kalite yönetim sistemini PLM sisteminin dışında tutmak firmalara avantaj katmayacaktır.  Aksine PLM sistemine entegre ederek birleşiminde yer alan birimlerin kontrolünü sağlar. 

Müşteri Odağı, Kaynakların Yönetimi, İş Süreci Odağı, Veri İlişkileri Yönetimi, Tedarik Zinciri İş birliği, Sürekli İyileştirme

Şekil 2. PLM ve KYS kesişim noktasındaki aşamalar

Kalite yönetim sistemi PLM gibi tüm aşamaların yönetilmesini değil hepsinin denetimi ve kontrol altında tutulmasını sağlar. 

4. Kalite Yönetim Sisteminin Yaşam Döngüsü Kavramlarıyla Entegrasyonu;

PLM uygulamaları dokümanların anlık olarak ulaşılabilir olmasını, revizyonların tüm birimler tarafından takip edilebilir olmasını, hızlı şekilde istenilen bilgiye ulaşılmasını ve bir veri havuzunda ürün bilgilerinin güncel şekilde arşivlenmesini, doküman yönetimi yeteneklerine sahip olmasını sağlar.

PLM sistemleri bilgi yönetiminin merkezi olması sayesinde, doküman dağıtımıyla uğraşmaz, sistemde herkesin iş alanına göre erişebileceği şekilde depolar. Ayrıca arşiv ve yedekleme konularında merkezi yönetimi sağlar.

Ürünlerin kalitesini, güvenilirliğini ve güvenliğini garanti altına almak, ürün geliştirme süreçlerinin ayrılmaz parçasıdır. PLM’ e sahip firmaların “Kalite, Güvenilirlik ve Risk Yönetimi” ihtiyacı oluşmaktadır, bütün bilgilerin dijitalleşmesi siber güvenlik çalışmalarını da gerektirir. 

Firma ürün kalitesini ürün yaşam döngüsü boyunca bütünleşik şekilde yönetemezse maliyetin artması ve itibar kaybına sebep olur. İptal edilen projeler, ertelenen piyasa çıkış tarihleri, ürün geri çağırmaları ve satış sonrası tamir ve parça değişimlerinin tamamı, yüksek maliyetlere neden olan bu olumsuz sonuçlardan bazılarıdır. 

Kalite yönetim sistemi kalitenin planlanmasıyla başlar, mal veya hizmetin dizaynından bakım aşamasına kadar tüm süreçler oluşturulur. Ürün yaşam döngüsündeki diğer elemanlar ise, kalite planı içerisinde belirlenmesi gereken standartlar için önemli unsurlardır. Kalite Yönetimi, ürün kalitesine odaklanmış tüm yaşam döngüsü süreçlerinin entegrasyonuna imkân sağlar. 

Tasarım/Geliştirme: Sistem performansını tahmin etmek ve riskleri ortadan kaldırmak ya da azaltmak için risk analizleri kullanılır. Bu işlemler, prototip oluşturma ve üretim gibi çok daha maliyetli aşamalara sahip süreçler başlamadan önce yapılır.

Sadece KYS olan firma bu aşamada gözden geçirme onay ve süreçlerin belirlenmesini sağlar. Oluşturulan çizimler onaylanır ve dağıtıma hazır hale getirilir. 

PLM bu aşamada ürünlerin tasarımı ve imalat yöntemleri bilgi verilerinin sanal çizimlerinin dijital ortamda kaydedilmesiyle sanal üretim ve fabrikasyon işlemleri gerçekleştirilebilir. Onay ve kontrol süreçleri çok daha hızlı sürdürülür.

Örneğin, dünyaca tanınan Siemens, Dassault firmaların ilgili sektörlerinde PLM uygulamaları hizmetleri verilmektedir. CAD, CATIA, SOLIDWORKS (3D sanal ve mekanik tasarımları) DELMIA (Sanal üretim) SIMULIA (sanal testler), ENOVIA gibi otomotiv sektöründe kullanım alanı bulan çok sayıda yazılımlar piyasada sunulmaktadır. 

Dizaynın kontrolünde küçük ve orta ölçekli firmaların, PLM kullanımları sayesinde büyük şirketler karşısında serbest piyasada rekabet güçlerini artırma şansları bulunmaktadır. 

Mühendislik: Dizaynı onaylanan ürünün üretimi için süreç şemaları çıkarılır ve üretim yöntemleri belirlenir. PLM’ye sahip olmayan firma elindeki kaynaklara göre üretim metotlarını belirler. Elindeki teknolojinin geliştirilmesi ve yönetimsel kararlar verilir. 

PLM ile bu süreç çok daha hızlı ve kontrollü devam ettirilir. Firma elindeki kaynakların farkındadır ve yönetimsel süreçler devam eder. 

Mal ve hizmet üretiminde ürün kalitesinin artırılmasında, maliyetin azaltılmasında, kârlılığın arttırılması, rekabette öne geçilmesi, ürünlerin tasarımında hızlı fikirlerin oluşmasında PLM’nin yönetimsel müdahaleleri çoğu kez yeterli gelmeyebilir. Üretim mühendislik yöntemlerinde yapılan müdahalelerle ürün kalitesinin arttırılması ve pazara hakimiyet sağlanabilir. En uygun ürün tasarımına karar verildiğinde hem güvenilirlik analizi çıktıları hem de test aktivitelerini optimize etmek için önceden tanımlanmış ürün gereksinimleri kullanılarak geniş kapsamlı bir test planı oluşturulur. Prototip testleri, sistem tasarımı ve erken güvenirlik ve risk analizlerini doğrular ve onaylar.

Üretim: Bu aşamada PLM’nin varlığı ürünün piyasaya çıkışını hızlandırır. Üretime başlamadan tasarım süresinde prototip yapılması veya sanal üretimle onaylandıktan sonra, tüm üretim aşaması boyunca ürün kalitesinin korunacağını garanti altına alınır. Kullanılacak üretim kontrol ölçülerinin tanımlanması ve uygulanması için gereken kalite açısından kritik iş tanımları oluşturulur.

Simülasyon programlarının PLM yazılımına entegre edilmesiyle ile ürün yaşam döngü süreçlerine ait üretim aşamaları ve testler sanal olarak yapılıp değerlendirilmektedir. Sanal dizayn veya testler sırasında olası tespit edilen hatalarla ilgili anında düzeltmelere gidilir.  Bu programlar sanal tasarım, sanal üretim, sanal fabrikasyon, ürün kalitesinin belirlenmesi ve üretim teknolojilerinin yönetilmesinde kullanılmaktadır. 

Ürün yaşam döngü yönetimi en bilinen uygulaması otomobil sanayindedir. Tüm sistemlerin PLM ile entegrasyonu yapılır. Otomobil malzeme kalitesini gösteren ve satış için değerini belirleyen testler de sanal olarak yapılır. Hatta gelinen endüstriyel teknolojilerin gelişmesiyle üretim hatları sistem üzerinden takip edilir ve kontrol edilebilir. Otomobil imalatında uygulanan her yöntem, kullanılan her eleman, bilgisayar ekranından sanal olarak takip edilebilmektedir.

Uçak, havacılık, inşaat ve gemi sanayinde de PLM uygulamaları yaygınlaşmıştır. Uçak yapımında kullanılan yapı elemanların karmaşık ve çok sayıda olmaları, farklı özelikteki malzemelerin, tekniklerin birbirine entegre olması, farklı mühendislik ve yazılımların kullanılması nedeniyle PLM uygulamaları olmazsa olmazdır. Boing, Airbus gibi uçak şirketleri PLM kullanmakta ve bu yazılımların geliştirilmesine öncülük etmektedir.

İnşaat sektöründe de PLM uygulamaları kullanılmaya başlanmıştır. İnşaat faaliyetleri yürüten firmalar da artık uluslararası çalışmaktadır. İnşaatların sanal dizaynları için uluslararası etkinlikler düzenlenmektedir. İnşaatların maliyetini azaltmak, zamanında bitirilmesi ve tedarikçiler ile taşeron işlerinin uyumlu yürütülmesi için PLM yazılımlarını kullanılır. Bilgisayar ekranında sanal olarak hazırlanan hava limanları, stadyumlar, limanlar, gökdelenler, mega fabrikaların yapımında her faaliyet ayrıntısına kadar takip, kontrol edilebilmektedir. 

Tedarik Zinciri:  Üretim yapan firmaların birçoğu üretimlerini taşeron firmalardan ve alt tedarikçilerden sağlamaktadır. Taşeron firmaların yürüttüğü işlerde yaşanan sıkıntılar, kontrol edilemeyen kaliteleri, dokümanları ve ilave çıkarılan üretim masrafları günümüzde PLM uygulamalarıyla ortadan kaldırılmıştır.

Uçak yapımında da en önemli problemler arasında, tedarikte yaşanan sıkıntılar, gecikmeler yer almaktadır. Birçok tedarikçiyle çalışılması nedeniyle tedarikte yaşanan aksaklıklar, gecikmeler uçak şirketlerinde büyük zararlara neden olmaktadır. Bu gibi problemlerin üstesinden gelmek için uçak şirketleri PLM yazılımlarına, kullanımlarına büyük yatırımlar yapmaktadır.

Bakım ve Onarım: Bakım planının oluşturulması, ürün veya hizmetin pazara/kullanıcıya sunulduktan sonrada ürün kalitesinin devamını sağlar. Önleyici bakım planları, parça değişimi ve öngörülebilir hata kılavuzları gibi önemli maliyet kriterlerini optimize etmeye imkân verir. Servis ve kullanım aşamaları, ürün hataları ve karşılaşılan diğer sorunlar aracılığıyla gelen geri dönüşler sayesinde değerli bilgiler üretir. Bu bilgiler, mevcut ve sonraki dönem tasarımlarında ürün geliştirme yapabilmek amacıyla temel sebep analizi ve düzeltici faaliyetler başlatabilmek için öncülük eder. 

5. Uygulama Örneklerinin İncelenmesi

Kalite yönetim sistemi, firmaların elindeki kaynakları doğru ve yeterli kullanmasını sağlaması için süreç planı yapmaya teşvik eder. Süreç planları dizayn, üretim, tedarikçi, sevkiyat alanları için yapılır. 

Süreç şemalarıyla dizayn aşamasından sonra üretime geçildiğinde hangi yöntemlerin kullanılacağına karar verilmesini sağlar. Kalite yönetim sistemleri firmanın kaynaklarını doğru kullanmasını sağlar, yeni üretim yöntemlerinin değerlendirilmesinde yetersizdir. 

PLM kullanan bir firmada üretim yöntemleri belirlenirken teknolojik gelişimlerin kontrolünde sağlanabilir. Günümüzde hızla gelişen lazer teknolojisinin kullanımıyla örnekleyebiliriz. Lazer teknolojisi çok amaçlı ve fonksiyonlu temassız takımı, aracı, silahı, ölçme, analiz enstrümanı, algılayıcı, tanı ve tedavi yöntemi olarak değerlendirilmektedir. Lazerli teknolojiler yeni ve üstündür. Endüstride alışılagelen yöntem ve tekniklerin yerini almaktadır. İmalatların birçok aşamasında, otomasyon sistemlerde kullanımı artmaktadır. Bunların yanı sıra malzemelerin işlenmesi, ölçümler, analizler ve kalite kontrollerde, üretim süreçlerinde, tıpta hastalıkların tanı ve tedavisinde, savunma sanayinde kullanılmaktadır. Mal ve hizmet üretim süreçlerinde meydana gelen problemlerin çözümünde de lazer teknolojisi tercih edilmektedir.

Geleneksel yöntemlerle üretimde mümkün olmayan ya da zaman alıcı külfetli tasarımlar, günümüzde lazer teknolojisi ile hızlanmıştır. Gelişen teknolojide, ölçüm analiz yöntemleri, savunma silahları, çift cidarlı tekne gemi yapıları, hafif ve yakıt tasarruflu uçaklar, yeni akıllı malzemeler lazer teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak gelişmiştir. Lazer teknolojisinin üretim yöntemleriyle beraber kullanımı ile firmalar, üretim hızını arttırdıkları gibi ürün kalitesini de arttırır ve firmanın performansını ve kazancını yükseltebilir.

Örneğin çelik bir yapının dizaynı esnasında üretim yönetimleri gözden geçirilir. Ergitme ve lazer kaynak yöntemlerinin uygulama karşılaştırılması yapılır. Eğer ürün için uygun yöntem olduğuna karar verilirse daha hızlı ve yeni teknoloji olan lazer kaynağı tercih edilebilir. Değerlendirme yapılırken ergitme kaynağının hızı ve kalitesinin kişilere bağlı olduğu gerçekleri ele alınır. Lazer kaynak ergitme yöntemine göre çok daha hızlıdır ve farklı malzemelerin kaynağında başarılı yöntemdir. Ergitme kaynak ise gelenekselleşmiştir.

Teknolojinin gelişmesi ve en basit üretim yöntemlerinde kullanılacak kadar ulaşılabilir olması firmaları yeniliğe itmektedir. Firmalar rekabet ortamında var olmak için yeni teknolojileri takip etmek, uygulamak ve geliştirmek mecburiyetindedir.

Kalite yönetim sisteminin PLM ile uygulanmasıyla firmalara mal ve hizmet sonrası ürün ömrünün kontrol imkânı da verilir. Kalite yönetim sistemi tek başına bakım ve teknik destek zorunluluğu sağlamamaktadır. Müşteri taleplerinin artışı ve rakip firmaların bu destekleri de vermesiyle firmaların bakış açıları değişmektedir. 

PLM bakım masraflarının düşürülmesi ve daha da önemlisi müşteri memnuniyetini arttırma üzerine sistem sunmaktadır. Bakım yönetiminin verimliliği üzerine yapılan araştırmalar, bakım masraflarının 1/3'ünün gereksiz yapılan veya zamanında yapılmayan bakımlar sonucu oluştuğunu göstermektedir. 

Uluslararası pazarlarda rekabet için bakım planları önemlidir. Bakım planları doğru yapılmadığında kullanıcı için zaman kaybı ve ürün kalitesinde düşme olacaktır. (5)

Küvet eğrisi, bir ürünün yaşam döngüsü boyunca güvenilirliği üç ana periyodla (başlangıç, ürünün faydalı ömrü, sonu) ifade eder (Şekil 3) (Carter, 1986).

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 3: Küvet Eğrisi (Ürünün yaşamının başlangıcı, ürünün faydalı ömrü, sonu)

Yaşam döngüsü yaklaşımı kullanmak için firma, arızaları üç dönemine ayırması gerekir: Erken dönem arızaları, faydalı ömür arızaları ve kullanıma bağlı arızalardır. PLM'nin bu aşamadaki amacı, faydalı ürünün ömrünü mümkün olduğunca uzatmak ve bakım maliyetlerini düşük tutmaktır.

Yaşam Döngüsü amaçları için aşağıdaki bakım politikalarından birisi benimsenebilir;

Arıza Bakımı; Bakım işlemi, bir hasar sonucunda veya genellikle arıza meydana geldiği anda gerçekleştirilir.

Önleyici Bakım: Ürünün her bir bileşeni için ortalama çalışma ömrü tanımlanır ve belirli bir süre sonra gerçekleştirilen tüm bakımlar bu kapsamdadır. 

Tahmin edilebilir/Öngörülür Bakım: Bu bakım türü, arızaların büyük bir kısmının anında gerçekleşmediği, ancak belirli bir değişkenle ilgili olduğu kavramına dayanmaktadır.

Yaşam döngüsü kavramlarına KYS'nin dâhil edilmesinde bakım-onarım aşaması için çalışma incelendi. Bu sayede bakım süreçlerinin seçilmesi ve ürün kalitesine etkisi gözlemlenebilmektedir. 

Çalışma güç jeneratörleri üreten bir kuruluşta yapılmıştır. Firma ISO 9001 sertifikalı ve 6 farklı tesiste 20 farklı model jeneratör üretmektedir.

Uygulama örneğinde orta sınıf güç jeneratörü modeli analiz edilmiştir. Bu model, işletmenin toplam satışlarının %15'ini temsil etmesi, kullanım açısından en bilinen modeli olması için geliştirilmiştir. Ürün, dört silindirli bir motora ve jeneratör ünitesine sahip çelik sac şasiden yapılmıştır. Tüm ünite elektronik bir panel üzerinden yönetilmektedir.

İlk aşamada, on ay boyunca altı makine çalışması takip edilerek makinenin ortalama kullanım ömrü belirlenmiştir. 

Ürün ömrü belirlendikten sonra bakım süreleri ve kullanım ömrünün belirlenmesi için analiz edilmiştir. Analizin ilk aşaması, üç ay süre içerisinde, makinanın 700 çalışma saatine denk gelen dönemidir.

Çalışma analizinde asıl sorunların yakıt deposundaki kaynak yapma işleminin hatalarından dolayı olduğu ortaya çıkarken, düşük oranda da motor arızası, türbin, arızalı akü şarj cihazı veya elektrikli marş motoruyla gibi çeşitli faktörlerden arızalar oluştuğu gözlenmiştir.

Ölçüm sırasında, gözlemlenen altı makine için toplam arızaların ortalaması hesaplanmıştır. Arıza oranı (λ) sonuçları Tablo 1’de özetlenmiştir.

Tablo1: Yaşamın ilk aşaması için λ değerleri

İlk aşamadan sonra, ürünün faydalı ömrü dediğimiz yani 10 aya tekabül eden 700 ila 6000 kesintisiz çalışma saati (günde 24 saat) süresi incelenmiştir. Bu aşama için arıza oranının (λ) bu sonuçları Tablo 2’de verilmiştir.

 

 

 

 Tablo 2: Faydalı ömür aşaması için λ verileri

 Son aşama yaklaşık iki ay sürmüştür, ürünün ömrünün son evresindeki (> 6000 çalışma saati) arıza oranını (Tablo 3) göstermektedir.

 

 

 

 

 

 

Tablo 3: Son aşama için λ verileri

 Ürünün piyasaya sürülmesinden önce, KYS prosedürü iki modül tanıtılarak yeniden gözden geçirilmiştir.

• Makinede yapılan her bakım işlemini, değişen parçaları, makinelerde yapılan test ve kontrolleri rapor eden bir Teknik Föy oluşturulmuştur. 

• Her makine ile satılan bir bakım sözleşmesinin kurulmasıyla ilgili bir Planlı Bakım Prosedürü oluşturulmuştur. 

Yeni modelde bakım prosedürü ve planı oluşturulmuştur. Önleyici bakım mantığıyla hareket edilmiştir, böylece üründe arıza meydana gelmeden çalışma saatlerine göre bakımları yapılmış ve müşteriye bakım için kitapçıklar sunulmuştur. 

Sonuçları doğrulamak için eski modelin toplam çalışma saatleri ve mevcut modelin piyasaya sürüldükten sonraki toplam çalışma saatleri karşılaştırılmıştır.

Eski modelin (gri ile gösterilen) çalışma saatleri, yeni modelin (yeşil ile gösterilen) toplam çalışma saatlerinin sonuçlarıyla karşılaştırılınca %20'ye varan bir iyileştirme görülmektedir.

Ayrıca bakım maliyetlerinde büyük bir düşüş gözlemlenmiş ve müşteri memnuniyeti sağlanmıştır.

6. Sonuç

PLM uygulamalarının az da olsa olumsuz özelliklerinden bahsedebiliriz. Sistemin kurulmasının ve uygulamaya alınmasının zaman gerektirmesi, pahalı olması ve özellikle sanayisi gelişmeyen bölgelerde alt yüklenicilik yapan firmalara uygulamanın daha zor olmasıdır. 

PLM, sanayisi gelişmiş ülkelerde ve tasarım yapan firmalar için stratejik öneme sahiptir. Firmaların sürdürülebilir rekabet gücünü, piyasadaki geleceklerini belirlemektedir. 

Firmalar PLM proje uygulamalarında da risklerin olduğu gerçeğini göz ardı etmemelidir. Geçişe karar verilirken yeni teknolojiler, yeni malzemeleri ve yeni olanakları sağlar sözü ile günümüzün ve geleceğin teknolojik olanakları da değerlendirilmelidir.

Küçük ve orta ölçekli firmalar PLM kullanımları sayesinde büyük şirketlere karşı pazarda rekabet güçlerini artırma ve kendilerine ana üretici seçme şansı kazandırırlar. Kısaca, PLM yazılım uygulamaları şirket performansının artırılmasında tercih edilmektedir. 

PLM, işbirlikçi bir sistem olduğundan, işletme kapsamını, tedarik zincirini ve kalite yönetim sistemini de yönetmek için geliştirilmiştir. 

PLM satıcıları, kalite süreçlerini yönetmek ve kalite ve ürün verilerini bağlantılı kayda almak için PLM'yi genişletmiştir. Bu kapsamla, kayıtlı bilgiyi hızlıca bulmak, kapasiteyi geliştirmek ve ürün dokümantasyon ihtiyaçlarını karşılamak kolaylaşmaktadır. 

PLM; verileri, prosedürleri ve insanları entegre etmek için kalite süreçlerini destekler. Bu kapsamlar, kaliteyi iyileştirmek ve riski azaltmak isteyenler için kalite yönetimini PLM'ye uyumlu hale getirir. 

PLM'de kaliteyi yönetmek, potansiyel maliyeti düşürmeyi, üreticilerin talep ettiği kalite güvencesini, uyumluluğu ve müşteri güvenliği sağlar. Tek bir sistemin basitliğini sunar. Bilgileri birleştirme ve bütünleştirme fırsatı yaratır.

Amaç, entegrasyon olanaklarını ve ilgili faydaları gösteren bir KYS süreçleriyle bu kavramları birleştirmektir. Genel bir yaklaşım anlatılmış ve bakım alanı ile ilgili bir örnek sunulmuştur. Elde edilen sonuçlar, KYS ifadelerine yerleştirilmiş Yaşam Döngüsü kavramlarının daha iyi bir şekilde yayılmasının firmaların bir Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) vizyonunun uygulanmasına götürebileceği sonucuna yol açmıştır.

Sonuç olarak KYS’nin Yaşam Döngüsü Yönetimine katılmasıyla kalite, güvenilirlik ve risk planlamasının ürün geliştirme yaşam döngüsünün her aşamasına etki eder. Bilginin bir aşamadan diğer aşamaya kolayca aktarılması sağlanır ve tasarımı yapılan yeni ürünlerin kalitesini artırmak için risk analizleri oluşturulur ve düzenleyici faaliyetlerle yeniden kullanılmasını sağlar. Üretim süreçlerine sadece yönetimsel bakılmasının önüne geçilir ve çalışanların sisteme dâhil edilmesiyle bilgi ve tecrübelerinden yararlanılır. 

7. Kaynaklar

1. Matteo M. Savino , Gaetano Nicchiniello and Abdelaziz Bouras – Toward a structured approach for the integration of Lifecycle Requirements in Quality Management Systems.

2. https://www.botsnbrains.com/iso-13485-quality-management-system/

3. https://rockwellconsults.wordpress.com/2014/11/05/3-plm-and-iso-9001-what-does-it-mean/

4. https://www.arenasolutions.com/wp-content/uploads/does-quality-management-belong-in-plm.pdf 

5. Celal Bayar Üni. Fen Bilimleri Ens. Makina Mühendisi  M. Fatih Karahan 

https://docplayer.biz.tr/1017206-Celal-bayar-universitesi-fen-bilimleri-enstitusu-titresim-analizi-ile-makinalarda-ariza-teshisi-yuksek-lisans-tezi.html

6. Ege Üniversitesi PLM Proje Grubu- Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) / https://egeplm.ege.edu.tr/files/egeplm/icerik/PLM-Makale-Plastik-Ambalaj-2015.pdf

7. Özden, H. 2016. “Endüstriyel Mal ve Hizmet Üretimlerinde PDM, PLM Uygulamaları,” Mühendis ve Makina, cilt 57, sayı 672, s. 34-43

8. Özden, H., ‘‘Ege Üniversitesinde PLM ve Laser Laboratuvarların Kurulma Faaliyetleri, Bilgilendirme Seminer Sunumu’’ EÜ, Makine Müh. Bölümü, 2013.

9. Sayer, S., Ülker, A. 2014. “Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi,” Mühendis ve Makina, cilt 55, sayı 657, s. 65-72.

Prof.Dr.Semih Ötleşa,b, Özlem Kanneci Yeşilçimena,c

aEge Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Anabilim Dalı

bEge Üniversitesi, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) Mükemmeliyet Merkezi

cKalite Müdürü, Propenta Çelik

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı