E-ticaretteki ivmelenme, ambalaj tüketimini geçtiğimiz seneye oranla iki kat arttıracak
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Pandemiyle birlikte Türkiye üretime dayalı birçok sektörde ihracat için önemli bir fırsat yakaladı. Cazip hale gelen ambalaj sektörünün ihracatı yılın ilk yarısında %11 artış gösterdi. Özellikle e-ticaretteki ivmelenmenin yanında tek kullanımlık kâğıt, karton ile ambalaj kullanımı ihtiyacında önemli bir artış olması bekleniyor. Rakamlar ise belirsizliğini koruyor.
2020’nin ilk aylarından bu yana tüm dünyanın mücadele ettiği koronavirüs salgını, kimi sektörlerde kritik durgunluklara neden olurken kimileri için yeni fırsatlar doğurdu. Bunların başında ise ambalaj sektörü geldi. Bulaş riski nedeniyle temasın alışverişte de en aza indirildiği bu süreçte e-ticarette yaşanan ivmelenme ambalaj tüketimini artırdı. Ambalaj Sanayicileri Derneği verilerine göre, ambalaj sektörünün toplam ihracatı da 2020 yılının ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 11 artış göstererek 2 milyar 414 milyon 219 bin dolara ulaştı. Sektör, yalnızca koronavirüsü değil, son dönemde yaşanan kur artışlarını da fırsata çevirdi.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan ProjePack CEO’su Altuğ Akça “Türkiye maliyet avantajı sayesinde bu dönemde özelikle Avrupa’daki oluklu mukavva tüketicileri için önemli bir kaynak haline geldi. Kurdaki artış ve sokağa çıkma yasakları, Avrupa'ya yapılan özellikle pizza kutusu ticaretini fazlasıyla artırdı. Ambalaj üretimindeki kalitesi, teknolojisi ve üretim kapasitesiyle Çin’deki üreticilerin payından fazlasıyla almaya başladı. Maliyet avantajı devam ettikçe Türkiye’deki üreticiler Avrupa’nın tüketim pastasından daha fazla pay alacak. Çin gibi üreticilerden bir adım önde olacak. Ancak maliyet avantajının geçici olabileceğini unutmamak gerekir. Çünkü hurda toplama ve kâğıt üretiminde atık zincirin kırılması ile hammadde sıkıntısı çeken sektör, yakaladığı ivmelenmeyi tam manasıyla kullana-mama riski ile karşı karşıya kalabilir. Önemli olan, üretim kalitemizi ve teknolojimizi esas tercih edilme sebebimiz haline getirebilmek” dedi.
E-ticaretteki ivmelenme kâğıt karton ambalaj tüketimini iki katına çıkarabilir
Türkiye’nin ambalaj sektörü içindeki kâğıt ve karton ambalaj ihracatının payına dikkat çeken Altuğ Akça, “Türkiye İhracat Genel Müdürlüğü verilerine bakıldığında kâğıt, karton ve oluklu mukavva ürünleri, ambalaj sektörünün en önemli kolları arasında yer alıyor ve üretimin büyük bölümünün bu alana ait olduğu görülüyor. Kâğıt ve karton ambalaj ürünleri, % 24,4’lük ihracat payıyla da öne çıkıyor. Geçtiğimiz yıl 1,2 milyar dolara yaklaşan kâğıt ve karton ambalaj ihracatının, e-ticaretin de etkisiyle 2 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. ProjePack olarak bizler de bugüne kadar ağır sanayi ve otomotiv sektöründe yoğunluklu hizmet vermiştik. Pandemi etkisinden sonra online ticaretin yaygınlaşması ve kargo hizmetlerindeki ivmelenme, ambalaj tüketimini hatırı sayılır bir noktaya ulaştırdı. Öngörümüz, Türkiye’deki %6 olan online ticaret payının önümüzdeki günlerde %12 gibi bir orana ulaşarak %100 büyüme göstereceği ve kâğıt karton ambalaj tüketiminin 2 katına çıkacağı yönünde. Bizler de payımızı maksimum düzeyde almak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Belirsizlikler ortadan kalkmış değil
Olumlu öngörülerin yanı sıra kişisel hijyen, e-ticaret ve sürdürülebilirlik hassasiyeti gibi değişkenlerin belirsizlikleri de beraberinde getirdiğine değinen Akça, “Maske, eldiven, temizlik kâğıtları, dezenfektan gibi pek çok hijyen ürününün stoklanma şekli, ülkelerin koyacağı kurallara ve tüketici davranışlarına bağlı olarak değişebilir. E-ticaretteki ivmelenmenin sektöre kazandırdıkları ise çok kıymetli. Ancak pandemi bittiğinde tüketicilerin eski alışkanlıklarına ne ölçüde döneceği henüz bilinmiyor. Bir diğer nokta da hem vatandaşların hem de şirketlerin sürdürülebilirlik hassasiyeti. Salgın öncesinde doğanın korunması, plastik kirliliğinin azaltılması, sıfır atık hedefi gibi pek çok konu gündemdeydi ancak hijyen kaygıları tek kullanımlık plastik ürünlerin kullanımını arttırdı. Şu an amaç bu ürünlerdeki plastik miktarını azaltarak kâğıt/oluklu ile kombine etmek olsa da ne denli uygulanacağı sürdürülebilirlik beklentilerinin nasıl şekilleneceğine bağlı” dedi.
Sektöre fiyat değil proje bazlı rekabet gerek
Ambalaj sektöründeki potansiyelin doğru kullanılması ve yakalanan ivmenin sürdürülebilir hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Altuğ Akça, “ProjePack olarak 2013 yılından bu yana faaliyet gösteriyor, 50 kişilik ekibimiz ile 5.000 m2 kapalı alana sahip tesisimizle hizmet veriyoruz. Son 4 yıldır da her yıl satışlarımızı ikiye katlayarak büyüyoruz. Deneyimlerimiz ışığında gördüğümüz şu ki, sektörde üretebilen fabrikaların ötesine geçmemiz gerektiği. Yani hem üretip hem hizmet sunan yapılara ihtiyaç var. Bu sayede sektöre fiyat değil proje bazlı bir rekabet gelebilir. Hem potansiyelimizi verimli kullanır hem de kazandığımız ivmenin kalıcı olmasını sağlayabiliriz” diye konuştu.
Türkiye’de bir ilke hazırlanıyor
Sektördeki hareketlenmenin şirket olarak sürdürdükleri faaliyetleri de bir adım öteye taşıdığını söyleyen Altuğ Akça, “ProjePack olarak hem ihracat rakamlarımızı hem de ihracatçılara verdiğimiz hizmet ile iç piyasadaki satışımızı artırarak kendi rekorlarımızı kırdık. Geçtiğimiz Eylül ve Ekim aylarında da rekor tazeledik. Sektörde bizi bekleyen gelişmeleri Temmuz ayında öngörerek yeni yatırım kararları almıştık. Bu kapsamda Ocak ayında kurulacak lateksli 8 nokta yapıştırma makinamız ile Türkiye’de bir ilke imza atmayı planlıyoruz. Ocak 2021’den itibaren kapasitemizi %40 oranında artıracağız. Patenti firmamızda olan seri ve otomatik kurulumlu bu inovatif proje ile çevreye duyarlı, sektöre yenilikçi ürünler kazandırmayı planlıyoruz” dedi.