Makine sektörü Avrupa Birliği’nin açılmasına şartlandı
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) yılın ilk 4 ayında toplam makine ihracatını 5,3 milyar dolar olarak açıkladı.
Türk makine sektörünün ihracatı yılın ilk 4 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10’un üzerinde azaldı. Sektörün makine ihracatı ilk 4 ayda 5,3 milyar dolarda kaldı. Nisan ayındaki ihracat ise önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38 düşerek 947 milyon dolar oldu. Makine sektöründe en büyük kayıplar ana pazarlarda yaşandı. Nisan ayındaki ihracat kaybı en fazla makine ihraç edilen 5 büyük pazarda yüzde 52,5 ortalamasında gerçekleşti. Bu ülkelerden en az düşüş yüzde 43 ile Almanya’da yaşanırken Fransa’ya makine ihracatındaki düşüş Nisan ayında yüzde 71’e ulaştı.
“Hastalık Batı’ya doğru kaydıkça hasarımız arttı”
Sektörün geçtiğimiz yıl ulaştığı cironun yüzde 59’unun ihracattan geldiğini ancak Nisan ayında bu gelirin yarısını kaybettiklerini vurgulayan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:
“Yıla iyi başlamamıza rağmen, Uzak Doğu’dan gelen ara mal stoklarımız tükendikçe sorunlarımız arttı. Hastalığın merkezi Batı’ya doğru kaydıkça pazar kayıplarımız da yükseldi. Geçtiğimiz yıl Nisan ayında Almanya, ABD, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa’ya 564 milyon dolar değerinde makine göndermiştik. Bu yıl aynı ülkelere Nisan ayı ihracatımız 283 milyon dolara kadar geriledi.”
“Tam da korunacak zaman ve haldeyiz”
İlk 4 ayda yaşanan yüzde 10’un üzerinde düşüşün Mayıs sonunda yüzde 15’i aşabileceğini belirten Karavelioğlu şöyle konuştu:
“Küresel ekonomik krize en sıkıntılı yakalanan sektör makine sanayiidir. Makine imalatçıları dünyanın hiçbir yerinde baskı altında; toplam cirolarının sadece yüzde 5’ine denk düşen yedek-parça ve bakım-onarım hizmetleriyle ayakta kalamazlar. Rekabetin çok çetinleşeceği tabiidir. Yerli imalatçıları ithalattan korumak üzere gümrük duvarları yükseliyor. Yaklaşık 400 firmayla yaptığımız anket Nisan ayında normal üretimi süren fabrikaların oranının sadece yüzde 21 olduğunu gösteriyor. Makine imalatçısı her 10 firmadan 4’ü Nisan ayında yurtiçinden hiç sipariş alamadığını, 5’i ise yurtdışından hiç sipariş alamadığını söylüyor. Her 10 firmadan 9’u elindeki işleri bir ila üç ay içinde tamamlayacağını belirtiyor; sonrası için işleri yok. İyi başladığımız bir yılda frene basmak zorunda kaldık ama doğru hamlelerle yeniden hız kazanabiliriz. Gerekli olan, Türkiye’de kamu strateji dokümanlarının merkezine makinenin koyulduğunu ve yeniden sanayileşmede temel rolün makine sektörüne verildiğini akılda tutmaktır. Desteklerin sektörlere göre değil, firmaların ihtiyaçlarına göre dağıtılmasının daha efektif ve adilane olacağına inanıyoruz.”
“AB ülkeleri için özel kampanyalar hayata geçireceğiz”
Almanya, Çin, ABD, Japonya ve Güney Kore gibi güçlü ekonomilerin 2030 stratejilerinin merkezinde makinenin yer aldığına fakat bu ülkelerin eylem planlarını eksiksiz olarak uygulamaya devam ettiklerine dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi:
“Makine imalatının küresel liderleri salgın sonrası yeniden üretime başlamak konusunda sabırsızlanıyorlar. Özellikle Çin ve Almanya, yeni küresel pozisyonlanmalarda erken rol alarak egemenlik kapmak istiyorlar. İtalya, İspanya ve Fransa gibi AB'nin önemli üreticileri bu salgından oldukça yara almış olarak çıkacak. Biz diğer rakiplerimizle yarışta öne geçmek için bilhassa bu ülke pazarlarını nakış gibi işlemeliyiz, Avrupa pazarının lokomotifi Almanya ile endüstriyel işbirliklerimizi daha da güçlendirmeliyiz. Türkiye'nin Makinecileri markasıyla, biz bu süreçte Almanya başta olmak üzere tüm AB ülkeleri için özel kampanyalar hayata geçireceğiz.”
“Dünyanın durduğu ayda ithalatımız artmış”
Dünya ekonomisinin durduğu ve Türkiye'deki makine imalatçılarının üretimlerini kıstıkları bu dönemde, Mart ayı verilerine göre ithalatın yüzde 14 artmasının ise şaşırtıcı bir veri olduğunu ifade eden Karavelioğlu, “Makine ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 85’den yüzde 73’e kadar gerilemiş. Oysa geçen yıl makine dış ticaret açığını 5 milyar dolara kadar indirmiştik. Şu an firmalarımız yüksek maliyetlerle ve verimsiz bir çalışmayla ayakta kalmaya çalışıyor. Personelimizi ne pahasına olursa olsun korumaya çalışıyoruz çünkü yetişmeleri on beş yılı bulan Ar-Ge ve tasarımcılarımız başta olmak üzere hepsi işlerinde uzmanlar” dedi.