Sunday, Dec 22nd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

Buradasınız: Home Röportaj Makale Türk plastik sektörü inceleme raporu (2)

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Türk plastik sektörü inceleme raporu (2)

Plastik sektörünün genel görünümü

Plastik sektörü’ne dair genel görünüm verilerini, Mayıs 2016 tarihli “PAGEV Türkiye Plastik Sektör İzleme Raporu”ndan aktarıyoruz.

Raporda şöyle deniliyor: “OECD Haziran başında yayımladığı Ekonomik Görünüm raporunda, küresel ekonominin düşük büyüme tuzağına girdiğini ifade ederek 2016 ve 2017 için küresel büyümeyi % 3 ve % 3,3 olarak tahmin etmiştir. OECD Türkiye’ye ilişkin büyüme tahminini 2016 yılı için % 3,4’ten % 3,9’a yükseltirken, 2017 için % 4,1’den % 3,7’ye düşürmüştür. Asgari ücret artışının Türkiye’nin rekabet gücüne ve ihracatına olumsuz etkide bulunduğuna işaret eden kuruluş, enflasyonun 2016 ve 2017’de sırasıyla % 7,9 ve % 7,3 olacağını öngörmektedir.

Genel olarak bakıldığında; 2015 yılında küresel ekonomik büyümeyi aşağı çeken faktörlerin 2016 yılında da devam etmesi beklenirken, 2016 yılında küresel büyümenin sürdürülebilirliğinin sağlanması temel hedef olarak alınmaktadır. 2016 yılında dünya ekonomisinin yönünü etkileyecek en önemli gelişmeler; ABD ekonomisindeki toparlanma, Euro bölgesindeki gelişme, FED’in para politikasının seyriyle ilgili alacağı kararlar, gelişmekte olan ekonomilerdeki gelişmeler ve emtia ihracatçısı ekonomilerin, emtia fiyatlarında yaşanan hızlı düşüşlerin yarattığı olumsuz etkileri tolere edebilme kabiliyetleri olacaktır.

Petrol fiyatlarındaki düşüş, petrol üreticisi olmayan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde iç talebi canlandıracak ve bu ülkelerde cari açığın düşmesine, enflasyonun ve faizlerin gerilemesine olumlu etkileri olacaktır. Ancak, 2016 yılında küresel para arzında beklenen gerileme, gelişmekte olan ülkeleri büyümek için daha çok yapısal reformlara zorlayacaktır.

2016 yılının ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi yıllık bazda % 4,8 ile % 4,5 olan piyasa beklentisinin üzerinde büyümüştür. Diğer taraftan, TL’deki değer kaybının etkisiyle ABD doları bazında milli gelirdeki gerileme sürmüştür.

Plastik mamul iç pazar tüketiminde sağlanan artış, 2016 yılının ilk 5 ayında plastik mamullerde üretim artışının motoru olmuştur. Bu dönemde üretim 3,8 milyon ton ve 14,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Üretimin 2016 sonunda 9,2 milyon tona ve 35,5 milyar dolara çıkması ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 7, değer bazında da % 8 artması beklenmektedir.

Türkiye, 2016 yılında kırılganlık riski taşıyan ekonomilerin başında gelmektedir. Yüksek cari açık, enflasyon artışı, artan finansman ihtiyacı Türkiye ekonomisinin 2016 yılında da karşılaşacağı riskler arasında görülmektedir.

Sektörün 2023 ihracat vizyonu, kimya sektörü için hedef alınan 50 milyar dolarlık ihracat hedefinin en az 17 milyar dolarını gerçekleştirmektir. Bu düzeyde bir ihracatın gerçekleştirilmesi için sektörün büyümesine paralel olarak, katma değeri büyük mamuller üretim ve ihracatına yoğunlaşması, birim ihraç fiyatlarını gelişmiş ülkeler ortalaması olan 4,5 $ / Kg’a çıkarması, artan sorunlarını çözümünün dışında, yatırım teşviklerinden de azami ölçüde yararlanılması gerekmektedir.

Türkiye plastik mamul sektöründe gelişmeler

Üretim: 2016 yılının ilk 5 ayında 3 milyon 823 bin ton ve 14 milyar 790 milyon dolarlık plastik mamul üretimi gerçekleşmiş olup, aynı trendle sürmesi halinde 2016 sonunda üretimin 9 milyon 175 bin ton ve 35,5 milyar dolara çıkması beklenmektedir. Bu durumda 2016 yılında toplam plastik mamul üretiminin 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 7,1 değer bazında da % 8,1 artacağı tahmin edilmektedir.

Kapasite kullanımı: Plastik sektöründe 2016 yılının ilk 5 ayında ortalama kapasite kullanımı % 73,3 olarak gerçekleşmiş olup, genel imalat sanayinin ortalama kapasite kullanımı olan % 75,7’’in 2,4 puan gerisinde kalınmıştır.

Plastik mamul üretiminin sektörel dağılımı: 2016 yılının ilk 5 ayında 3 milyon 823 bin tonluk toplam plastik mamul üretimi içinde yaklaşık 1,53 milyon ton ile plastik ambalaj malzemelerinin başı çektiği, plastik inşaat malzemeleri üretiminin ise 841 bin ton ile ambalaj malzemelerini takip ettiği görülmektedir.

Plastik sektörünün makine teçhizat yatırımı: Plastik sektöründe 2011 – 2015 yıllarını kapsayan son 5 yılda, yılda ortalama 821 milyon dolarlık makine ve teçhizat yatırımı gerçekleşmiş olup toplam yatırımın % 36’sını presler ve diğer makineler, % 23’ünü enjeksiyon, % 18’unu ekstrüzyon, % 5’ini termoform, % 3’ünü şişirme ve % 14’ünü de aksam ve parçalar oluşturmuştur.

Plastik sektöründe makine teçhizat yatırımı 2016 yılının ilk 5 ayında 392 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı trendle devamı halinde 2016 sonunda sektörün makine ve teçhizat yatırımının 942 milyon dolara çıkacağı ve 2015 yılına kıyasla %12 artacağı tahmin edilmektedir.

2016 yılının ilk 5 ayında sektöre yapılan toplam 392 milyon dolarlık yatırımın % 52’sini presler ve diğer makineler, % 16’sını enjeksiyon makineleri, % 15’ini ekstrüzyon makineleri, % 10’unu da aksam ve parçalar oluşturmuştur. Termoform ve şişirme makineleri toplam yatırımdan sırası ile % 5 ve % 2 pay almıştır.

Plastik mamul ithalatı: 2016 yılının ilk 5 ayında 242 bin ton ve 1 milyar 228 milyon dolarlık plastik mamul ithal edilmiştir. Aynı trendle devamı halinde toplam plastik mamul ithalatının yıl sonunda 581 bin ton ve 2,95 milyar dolara erişebileceği ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında %1 gerileyeceği ve değer bazında da % 3 artacağı tahmin edilmektedir.

2016 yılının ilk 5 ayında miktar ve değer bazında en yüksek ithalat 3920 GTİP nolu (plastikten diğer levha, yaprak, pelikül, varak ve lamlar) mamul grubunda gerçekleşmiştir. Bu GTİP no’da yer alan mamullerin ithalatı, toplam plastik mamul ithalatının miktar bazında % 43’ünü değer bazında da % 31’ini oluşturmuştur.

Ülkeler itibariyle plastik mamul ithalatı: Türkiye her yıl 100’ün üzerinde ülkeden plastik mamul ithalatı yapmaktadır. 2015 yılında 10 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın miktar bazında % 72’sini değer bazında da % 76’sını oluşturmuştur. 2016 yılının ilk 5 ayında da ilk 10 ülkenin toplam ithalattan aldığı pay miktar bazında % 73’e çıkmış, değer bazında da % 76 olarak sürmüştür.

2014 yılından bu yana Çin, plastik mamullerde en çok ithalatın yapıldığı ülke konumundadır. 2016 yılının ilk 5 ayında Çin’in toplam plastik mamul ithalatımızdan ton bazında % 27 ve değer bazında da % 20 pay aldığı ve Almanya, İtalya, Güney Kore ve Fransa’nın toplam plastik mamullerde Çin’den sonra en büyük ithalat yaptığımız ülkeler konumunu koruduğu görülmektedir.

Plastik mamul ihracatı: 2016 yılının ilk 5 ayında 648 bin ton ve 1 milyar 727 milyon dolarlık plastik mamul ihracatı yapılmıştır. Aynı trendle sürmesi halinde plastik mamul ihracatının yıl sonunda 1 milyon 556 bin tona ve 4,15 milyar dolara çıkması ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 1 değer bazında da % 4 gerilemesi beklenmektedir.

2016 yılının ilk 5 ayında miktar ve değer bazında en büyük ihracat 3920 (plastikten diğer levha, yaprak, pelikül ve lamlar) ve 3923 (eşya taşıma ambalajı için plastik mamuller, tıpa, kapak, kapsül) GTİP’lerdeki mamul gruplarında gerçekleşmiştir. Bu GTİP gruplarında yer alan mamullerin ihracatı toplam plastik mamul ihracatının miktar bazında % 47’sini, değer bazında da % 42’sini oluşturmuştur.

Ülkeler itibariyle plastik mamul ihracatı: Türkiye, yaklaşık 150 ülkeye plastik mamuller ihraç etmektedir. 2015 yılında 10 ülke, toplam ihracattan miktar bazında % 46, değer bazında da % 45 pay alırken 2016 yılının ilk 5 ayında 10 ülkenin toplam ihracattan aldığı pay miktar bazında % 47’ye çıkmış değer bazında da % 45 olarak sürmüştür. 2016 yılının ilk 5 ayında, 2015 yılında olduğu gibi Irak, Almanya, İngiltere, Fransa ve İsrail en çok plastik mamul ihraç edilen dış pazarları oluşturmuştur.

Rusya Federasyonu 2015 yılında Türkiye plastik sektör ihracatında % 2,8 payla ilk 10 ihracat pazarı içinde yer alırken 2016 yılının ilk 5 ayında toplam ihracatımızdan % 1,16 pay alarak ihracat pazarımızda 25’inci sıraya inmiştir.

2015 yılında en büyük 10 ihracat pazarında yer almayan Bulgaristan ve İspanya’nın 2016 yılının ilk 5 ayında ilk 10 büyük ihracat pazarı içinde yer aldığı görülmektedir.

Plastik mamul dış ticaret fiyatları: Plastik mamullerde birim ithal fiyatları 2000 yılından bu yana birim ihraç fiyatlarının daima üzerinde seyretmiştir.

2016 yılının ilk 5 ayında plastik mamullerde ortalama ithalat fiyatları 5,07 $ / Kg, ortalama ihracat fiyatları da 2,67 $ / Kg olarak gerçekleşmiş olup, 2015 yılına kıyasla ortalama ithalat fiyatı % 3 artarken ortalama ihracat fiyatı % 3 gerilemiştir.

Plastik mamullerde dış ticaret fazlası: Türkiye plastik mamul dış ticaretinde daima dış ticaret fazlası vermektedir. 2016 yılının ilk 5 ayında 406 bin ton ve 500 milyon dolar olarak gerçekleşen dış ticaret fazlasının aynı trendle sürmesi halinde yıl sonunda 975 bin tona ve 1 milyar 199 milyon dolara çıkması ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 1,6 değer bazında da % 18 gerilemesi beklenmektedir.

Plastik mamul iç pazar tüketimi: 2016 yılının ilk 5 ayında 3,4 milyon ton ve 14,3 milyar dolarlık iç pazar tüketimi gerçekleşmiştir. Tüketimin aynı trendle sürmesi halinde yıl sonunda 8,2 milyon ton ve 34,3 milyar dolar olarak gerçekleşeceği ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 8 değer bazında da % 9 artacağı tahmin edilmektedir.

2016 yılının ilk 5 ayında 3,4 milyon tonluk plastik mamul iç tüketimin yaklaşık 1 milyon 700 bin tonu otomotiv, ambalaj, inşaat ve elektronik gibi ihracatçı sektörler kanalı ile yarı mamul ve mamul şeklinde dolaylı olarak ihraç edilmiştir. Kalan 1 milyon 750 bin tonluk kısım ise doğrudan tüketici tarafından tüketilmiştir.

Plastik mamullerde genel arz ve talep dengesi: Plastik mamul iç pazar tüketiminde sağlanan artış, 2016 yılının ilk 5 ayında plastik mamullerde üretim artışının motoru olmuştur. Bu dönemde özetle;

Üretim 3,8 milyon ton ve 14,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Üretimin 2016 sonunda 9,2 milyon tona ve 35,5 milyar dolara çıkması ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 7 değer bazında da % 8 artması beklenmektedir.

İthalat 242 bin ton ve 1,23 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2016 sonunda ithalatın 581 bin ton ve 2,95 milyar dolara çıkması ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 1 gerilerken değer bazında % 3 artması beklenmektedir.

İhracat 648 bin ton 1,73 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatın yıl sonunda 1,57 milyon ton ve 4,15 milyar dolara çıkması ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 1 değer bazında da % 4 gerilemesi beklenmektedir.

Dolaylı İhracata giden dahil olmak üzere yurtiçi tüketim 3,42 milyon ton ve 11,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İç tüketimin 2016 sonunda 8,2 milyon tona ve 34,3 milyar dolara çıkarak 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 8 değer bazında da % 9 artması beklenmektedir.

Dış ticaret fazlası 406 bin ton ve 500 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Yıl sonunda dış ticaret fazlasının 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 2 değer bazında da % 18 azalması beklenmektedir.

Yerli üretimin miktar bazında % 17’si değer bazında % 12’si ihraç edilmiş,

Dolaylı ihracata giden dahil olmak üzere toplam yurtiçi tüketimin miktar bazında % 7’si değer bazında % 9’u ithalatla karşılanmış,

İhracatın ithalatı karşılama oranı ise miktar bazında % 268 değer bazında da % 141 olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye plastik hammadde sektörü 

Plastik hammadde üretimi: 2016 yılının ilk 5 ayında toplam plastik hammadde üretiminin 423 bin ton civarında gerçekleştiği tahmin edilmektedir.

Türkiye’de 2016 yılının ilk 5 ayında üretilen toplam plastik hammaddenin % 31’ini AYPE, % 9’unu YYPE, % 14’ünü PVC, % 13’ünü PP, % 9’unu PS, % 24’ünü de PET oluşturmuştur.

Plastik hammadde ithalatı: 2016 yılının ilk 5 ayında 2 milyon 827 bin ton ve 3 milyar 715 milyon dolarlık plastik hammadde ithalatı yapılmıştır. Yılın diğer aylarında da aynı trendin sürmesi halinde plastik hammadde ithalatının 2016 sonunda 2015’e kıyasla miktar bazında % 8 değer bazında da % 19 artarak 6,78 milyon ton ve 11,15 milyar dolar olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

2016 yılının ilk 5 ayında miktar bazında en yüksek ithalat polietilen ve polipropilen de gerçekleşmiştir. Bu iki hammadde de yapılan ithalat toplam plastik hammadde ithalatı içinden miktar bazında % 57 pay almıştır.

Diğer taraftan, aynı dönemde dolar bazında da en yüksek ithalatın gene polietilen ve polipropilen de yapıldığı gözlenmektedir. Bu iki hammadde de yapılan ithalat toplam plastik hammadde ithalatı içinden değer bazında % 54 pay almıştır.

Türkiye plastik sektörünün plastik hammadde tedarikinde ithalata olan yüksek bağımlılığının sürmekte olduğu ve ithalatın toplam arzın içinden % 87 pay aldığı görülmektedir.

Ülkeler itibariyle plastik hammadde ithalatı: Türkiye, 100’ün üzerinde ülkeden plastik hammadde ithal etmektedir. 2016 yılının ilk 5 ayında toplam ithalatın miktar bazında yaklaşık % 64’ü değer bazında da % 66’sı 10 ülkeden yapılmıştır.

2016 yılının ilk 5 ayında toplam plastik hammadde ithalatında ilk 3 sırayı 2015’de olduğu gibi S. Arabistan, G. Kore ve Almanya almış olup bu 3 ülkenin toplam plastik hammadde ithalatımızdan aldığı pay miktar ve değer bazında da % 35 civarındadır.

Plastik hammadde ihracatı: 2016 yılının ilk 5 ayında 327 bin ton ve 400 milyon dolarlık plastik hammadde ihraç edilmiştir. Aynı trendle sürmesi halinde ihracatın 2016 sonunda 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 14 değer bazında da % 3 artarak 784 bin ton ve 959 milyon dolara çıkacağı tahmin edilmektedir.

2016 yılının ilk 5 ayında miktar ve değer bazında en büyük ihracat poliesataller de ve akrilik polimerlerde gerçekleşmiştir.

Ülkeler itibariyle plastik hammadde ihracatı: Türkiye 100’ün üzerinde ülkeye plastik hammadde ihracatı yapmakta olup 10 ülke toplam ihracattan 2016 yılının ilk 5 ayında miktar bazında % 53 değer bazında % 51 pay almıştır. 2016 yılının ilk 5 ayında İtalya, Almanya, Mısır, İran ve Bulgaristan Türkiye’nin plastik ham madde ihracatında önde gelen ilk 5 pazarını oluşturmuştur.

Plastik hammadde dış ticaret birim fiyatları: 2016 yılının ilk 5 ayında plastik hammadde ortalama birim ithal fiyatının 1.31 $ / Kg olarak gerçekleştiği ve 2015 yılına kıyasla %12 gerilediği görülmektedir. Aynı dönemde plastik hammadde ortalama birim ihraç fiyatı ise 1.22 $ / Kg olarak gerçekleşmiş ve 2015 yılına kıyasla %10 gerilemiştir.

2016 yılının ilk 5 ayında Türkiye’nin ortalama plastik hammadde ithal fiyatları, ihraç fiyatlarının yaklaşık % 7,4 üzerinde gerçekleşmiştir. Başka bir değişle Türkiye katma değeri daha büyük plastik hammaddeleri ithal ederken daha düşük katma değerli hammaddeleri ihraç etmiştir.

Plastik hammadde dış ticaret açığı: Türkiye plastik hammadde dış ticaretinde sürekli dış ticaret açığı veren bir ülkedir. 2016 yılının ilk 5 ayında plastik hammadde dış ticaret açığı 2,5 milyon ton ve 3 milyar 315 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Plastik hammaddelerde dış ticaret açığının 2016 sonunda 6 milyon ton ve 7 milyar 957 milyon dolar olarak gerçekleşeceği ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 7,5 değer bazında da % 6 azalacağı tahmin edilmektedir.

Plastik hammadde iç pazar tüketimi: 2016 yılının ilk 5 ayında plastik hammadde iç pazar tüketimi 2 milyon 923 bin ton ve 3,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup, yılsonunda 7 milyon 14 bin tona ve 10 milyar 52 milyon dolara çıkması ve 2015 yılına kıyasla miktar bazında % 6,3 değer bazında da % 6,8 artması beklenmektedir.

Plastik hammadde genel arz ve talep dengesi: 2016 yılının ilk 5 aylık gerçekleşmeleri dikkate alınarak 2016 sonunda plastik hammadde de 2015 yılına kıyasla;

  • Üretimin 2015 düzeyini koruyacağı,
  • İthalatın % 8 artarak 6,78 milyon tona çıkacağı,
  • İhracatın % 14 artarak 784 bin tona yükseleceği,
  • Yurtiçi tüketimin % 6 artarak 7,01 milyon tona çıkacağı,
  • Dış ticaret açığının % 8 artarak 6 milyon tona çıkacağı,
  • İthalatın toplam arz içindeki payının % 87 olarak gerçekleşeceği,
  • İhracatın ithalatı karşılama oranının da % 12 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Sonuç ve öneriler:

Plastik sektörünün dış ticareti ve ülke ekonomisine katkıları hesaplanırken, petrokimya sektörü tarafından ithal edilen plastik hammaddeler, sektörün ithalatı olarak kabul edildiğinden, dış ticaret fazlası veren plastik sektörü çok büyük dış ticaret açığı veren bir sektör konumuna sokulmaktadır. Bu durum sektör için olumsuz bir algı oluşturmaktadır. Kullanılan plastik hammaddeler, tümüyle petrokimya sektörü tarafından üretilmektedir. Bu nedenle, bu hammaddelerde yapılan dış ticaret de petrokimya sektör kayıtlarında yer almak durumundadır.

Burada esas sorun polimer sektörüyle, plastik sektörünün aynıymış gibi algılanmasından kaynaklanmaktadır. Ancak polimer, demir-çelik gibi ham bir malzeme, plastik ise su borusu, otomobil, buzdolabı, gıda ambalajı gibi bitmiş bir ürün, yahut onun parçasıdır.

Plastik mamul sektörü son iki yılda üretiminin miktar bazında yaklaşık % 18’ini direk olarak ihraç etmiştir. 2014 yılında 5 milyar dolar olan ihracat değeri, ihracat fiyatlarının gerilemesi ile 2015 yılında 4,4 milyar dolara inmiştir. 2016 yılının ilk 4 aylık gerçekleşmeleri 2016 yılında plastik mamul direk ihracatının, miktar bazında % 22’yi aşacağını ancak değer bazında 4 milyar doları biraz geçeceğini göstermektedir.

Ancak, Türkiye, otomobil, gıda ambalajı olarak endirekt ihracatı yapılan plastik mamullerinin de ilave edilmesi ile üretimin % 50’sini dolaylı ve dolaysız olarak ihraç etmektedir.

Bu açıdan bakıldığında plastik mamul sektörünün 15 milyar dolar gibi bir dış ticaret fazlası verdiği görülmektedir.

Türkiye plastik mamullerde dış ticaret fazlası verirken, devletin dış ticaret kayıtlarında petrokimya sektörünün verdiği dış ticaret açığı, tüm plastik mamul sektörünün dış ticaret açığı gibi görüldüğünden, plastik sektörü en çok dış ticaret açığı veren sektörler içinde yer almıştır.

Bugün, en büyük ihracatçı sektörlerde, örneğin otomotivde, taşıt araçları üretimi için kullanılan başta motor ve çelik olmak üzere, parça ve komponentlerin, ham ve yardımcı maddelerin ve malzemelerin büyük kısmı ithalatla karşılanmaktadır. Ancak bu amaçla yapılan ithalat miktarları, dış ticaret rakamlarında yer almadığından, otomotiv sektörü ülkenin en büyük ihracatçı sektörlerinden birisi şeklinde algı yaratılmaktadır. Plastik mamul sektörü de otomotiv sektörü gibi hammaddesini büyük ölçüde ithalatla karşılamaktadır.

Bu açıdan değerlendirildiğinde, diğer sektörler için yapılan dış ticaret açığı / fazlası hesaplamalarının plastik mamul sektörü için yapılmadığı, petrokimya sektöründeki yetersiz üretim nedeni ile ithal edilen plastik hammaddelerin ithalat miktarının sektörün dış ticaret istatistiklerine yansıtıldığı ve sektörümüz için haksız bir olumsuz algının yaratıldığı görülmektedir.

Yine başka bir açıdan bakılınca plastik sektörü ile polimer sektörünün çok büyük katma değer farkı mevcuttur. Nitekim plastik mamul sektörünün ortalama birim ihracat fiyatı 3 $ / Kg’a yakınken, polimer sektörü 1 $ / Kg civarındadır.

Plastik mamul sektöründe faaliyet gösteren firmalarının girişimcilik, tasarım, inovasyon, istihdam ve kârlılık yönlerinden polimer endüstrisinden pozitif yönde ayrıştığı nettir. Nitekim yapılan araştırmalar plastik sektöründeki her 15 istihdama karşılık petrokimyasal endüstrisinde sadece 2 istihdam yaratılmaktadır.

Petrol ve polimer zengini Ortadoğu ülkeleri yeteri kadar istihdam yaratamadıkları ve katma değeri yurtiçinde tutamadıkları için başta Türkiye olmak üzere tüm Dünya’dan plastik mamul üreticilerini cazip teşviklerle kendi ülkelerine çekmek istemektedirler. Dolayısıyla plastik sektörü açısından bu algıdan kurtulmamız gerektiğine inanıyoruz. Çünkü bu algı yüzünden ülkemizde üretilmeyen ve üretilmesi petrol olmadığı için fizibl olmayan hammaddelere dâhi vergi konulmaktadır. Stratejik olmayan ve harç-ı alem dediğimiz tipteki bu hammaddeler, stratejikmiş gibi tanıtılıp, bu hammaddelere ithalat vergileri ve koruma önlemleri alınmaktadır. Bugün özellikle Avrupa’da polimer firmaları bu tür ürünleri üretmeyi ya bırakmışlar ya da hammadde zengini Ortadoğu ülkelerine kaydırmışlardır.

Türk plastik sektörünün en önemli sorunu olan hammadde ithalatındaki yüksek vergi problemi 2015 yılında da değişmemiştir. Önemli olan Türkiye’de katma değeri yüksek hammaddeleri üretmektir. Sektörün yurtiçinden ihtiyacını karşılayamadığı polipropilen ve polietilen gibi harç-ı alem hammaddeleri ithal ederken ödediğimiz vergiler rekabetimizi de olumsuz etkilemektedir.

Bu olumsuzlukları ortadan kaldırdığımızda sektörümüzün Türkiye ekonomisine sağladığı katma değeri daha da artıracağı bilinmektedir.

Türkiye plastik sektörü hızla gelişmekte ve global pazarlardan daha fazla pay almaktadır. Sektörün, 2023 ihracat vizyonu, kimya sektörü için hedef alınan 50 milyar dolarlık ihracat hedefinin en az 17 milyar dolarını gerçekleştirmektir. Mevcut durumda 17 milyar dolar ihracata erişilmesi son derece zor görülmektedir. Nitekim bu düzeyde bir ihracatın gerçekleştirilmesi için sektörün büyümesine paralel olarak artan sorunlarının çözümünün dışında, 3 $/Kg’ın altına inmiş birim ihraç fiyatlarının gelişmiş ülkeler ortalaması olan 4,5 $ /Kg’a çıkaracak tedbirlerin alınmasının yanı sıra yatırım teşviklerinden de azami ölçüde yararlanması gerekmektedir.

Dünya ve Türkiye ekonomisindeki olumsuz gelişmeler, plastik sektöründe yerinde sayan hatta gerileyen satış fiyatları ile rekabet etmeyi zorlaştırmakta ve kâr marjlarını daraltmaktadır.

Sektörün en önemli sorunu, yeterli katma değer sağlayamamasıdır. Üretim ve ihracatta daha yüksek katma değer sağlamanın başlıca 2 yolu vardır. Bunlar; katma değeri yüksek inovativ ürünler imal etmek ve / veya kaliteden ödün vermeden maliyetleri düşürerek kâr marjını arttırmaktır.

Sektörün kaliteden ödün vermeden global pazarlarda rekabetçi üretim ve ihracat olanaklarını arttırması için Avrupa standartlarında ve çevreye uyumlu üretim yapması kaçınılmazdır.

Rekabetin artması nedeniyle fiyatlarındaki değişikliklerle rekabet edemeyen firmalar artık, kârlılık için “Maliyet Rekabetini” ön plana çıkartmak zorundadır. Rekabeti başarılı kılacak maliyet farkı yaratmak için, bilinen yöntemlerin dışında değişen dünyanın değişen tasarruf tekniklerini uygulamak gerekmektedir.

Değişime uyum sağlamak için AR – GE ve ÜR – GE’ye önem verilirken, müşteri memnuniyeti odaklı bir değer zinciri oluşturulması gerekmektedir. Artan global rekabet karşısında, rekabet avantajı geliştirmenin tek yolu, bugünün ve geleceğin maliyetlerini yönetmek ve yeni bir maliyet yönetim sistemi kurmaktır. Sektörde yüksek teknoloji ürünlerine geçmek ve katma değer artışı sağlamak için teknolojik ve AR - GE yatırımlarına ihtiyaç duyduğundan, sektöre yönelik teşvik olanaklarının revize edilmesi gerekmektedir.

Türkiye’nin hayatı kolaylaştıracak ileri plastiklerin üretim merkezi olması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Sektörde katma değer sağlamayan geleneksel üretim modelinin ileri plastiklerin üretimine dönüştürülmesi sağlanmalıdır.

Sektör, ihtiyacının sadece % 13’ünün yerli üretimle karşılanmasına rağmen, yerli üretimin korunması amacıyla, daha ekonomik fiyatlarla hammadde temin olanaklarından, ithalata vergiler konularak mahrum edilmektedir. Bu durum, yerli hammadde üreticisinin korunması adına sektörün küresel piyasalarda rekabetçi ihracat olanaklarını azaltmaktadır. Yerli üretici, hammadde ithalatına vergiler konulması yerine, üretim ve yatırım maliyetlerini azaltacak teşvikler uygulanarak korunmalıdır. Plastik hammadde üretimi ihtiyacı karşılamıyorsa, ithalatın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Plastik sektörü dış ticaret verilerine bakılmaksızın stratejik yatırımlar içine dâhil edilmeli ve asgari yatırım tutarı 5 milyon dolar olarak belirlenmelidir.

Plastik mamul üretiminde lokal bazda faaliyet göstermenin daha rasyonel olması sebebiyle, plastik sektörü her bölgede en az bir ilde desteklenmelidir. Sektörde nitelikli eleman temini için gerekli tedbirler alınmalıdır.

”Kaynak: PAGEV verileri.               

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı