T-MAX Sektöre Sunduğu Çözümlerle Fark Yaratmaya Devam Ediyor
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
30 yılı aşkın deneyimi ve uzmanlığı ile plastik makine sektöründe öncü bir konuma sahip olan T-MAX Proses ve Yardımcı Ekipmanlar, uluslararası markaların distribütörlüğünün yanı sıra yerli üretimle de sektördeki yerini güçlendiriyor. Robot otomasyon sistemlerinden ham madde yükleyicilere, kalıp şartlandırma ünitelerinden kırma makinelerine kadar uzanan geniş ürün yelpazesiyle, müşterilerinin ihtiyaçlarına özel çözümler sunuyor. Bu sayede, işletmelerin üretim süreçlerini optimize ederek verimliliklerini artırmayı hedefliyor.
T-MAX’in kurucularından Semih Doğan ve Genel Müdür-Yönetim Kurulu Üyesi Sadrettin Nikbay ile şirketin sektördeki lider konumu, sunduğu çözümler ve ileri teknolojiler üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
T-MAX Proses ve Yardımcı Ekipmanlar’ın kuruluş hikâyesinden bahseder misiniz?
Semih Doğan: T-Max, Tepro’nun yerli üretim vizyonunun bir ürünü olarak 2000’li yılların başında hayat buldu. Plastik sektörünün ihtiyaçlarını yakından takip ederek, özellikle yan ekipmanlar konusunda önemli bir ihtiyaç boşluğunu doldurmayı hedefledik. Başlangıçta, yurt dışındaki üreticilerle iş birliği yaparak ürünlerimizi Türkiye pazarına sunduk. Ancak, yerli üretime olan inancımız ve ülkemizin üretim kapasitesine olan güvenimiz sayesinde, kısa sürede kendi üretim tesisimizi kurmaya karar verdik. Balıkesir’deki organize sanayide mevcut 7.000 m2 fabrikamızla birlikte, tamamen yerli sermaye ile üretim yapmaya başladık. T-Max olarak, Türkiye’ye katma değer sağlayan ve istihdama katkı sunan bir marka olmaktan gurur duyuyoruz.
Plastik sektörüne yönelik hangi çözümleri ve ürünleri sunuyorsunuz?
Sadrettin Nikbay: T-Max olarak, plastik işleme sürecinin her aşamasında kullanılan geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Kırma makinelerinden soğutma sistemlerine, ham madde besleme, kurutma ve karıştırma sistemlerinden konveyör sistemlerine kadar birçok farklı ürünümüz bulunmaktadır. Özellikle, yüksek hacimli alüminyum ham madde depolama ve stoklama silo sistemleri konusunda uzmanlaşmış durumdayız. Bunun dışında yüksek hacimli ham madde mikser çözümlerimiz ve Big Bag boşaltma, otomatik torba açma – boşaltma sitemlerimiz ile Türkiye’de ve yurtdışında önemli bir tedarikçiyiz. Müşterilerimize özel çözümler üreterek, üretim süreçlerini optimize etmelerine yardımcı oluyoruz.
Müşteri memnuniyeti politikası T-MAX için ne ifade ediyor ve bu politikayı nasıl uyguluyorsunuz?
Semih Doğan: Müşteri memnuniyetini en önemli önceliğimiz olarak görüyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlamak ve onlara özel çözümler sunmak için sürekli olarak iletişim halindeyiz. Satış öncesi ve sonrası süreçlerde müşterilerimize tam destek veriyoruz. Teknik servis ekibimiz, 7/24 hizmet vererek oluşabilecek sorunlara hızlı ve etkili çözümler üretiyor. Ayrıca, müşteri geri bildirimlerini değerlendirerek ürün ve hizmetlerimizi sürekli olarak geliştiriyoruz.
Satış sonrası hizmetlerinizde sunduğunuz teknik servis ve yedek parça destek süreciniz nasıl işliyor?
Sadrettin Nikbay: Satış sonrası hizmetlerimize büyük önem veriyoruz. Geniş bir yedek parça stoğuna sahip olmakla birlikte, gerekli durumlarda kısa sürede yedek parça temin edebiliyoruz. Teknik servis ekibimiz, alanında uzman kişilerden oluşmaktadır ve müşterilerimize yerinde veya uzaktan destek sağlamaktadır. Ayrıca, periyodik bakım sözleşmeleri yaparak, müşterilerimizin makinelerinin ömrünü uzatmalarına yardımcı oluyoruz.
Uluslararası pazarlardaki hedefleriniz ve büyüme stratejileriniz nelerdir?
Sadrettin Nikbay: T-Max olarak hem yerel hem de global pazarlarda büyümeyi hedefliyoruz. Özellikle, komşu ülkeler başta olmak üzere, Avrupa ve Asya pazarlarının önemli tedarikçilerinden biri olmayı hedefliyoruz. Katma değeri yüksek ürünlerimiz ve rekabetçi fiyatlarımızla, uluslararası pazarlarda önemli bir oyuncu haline gelmeyi hedefliyoruz.
Katılım sağlayacağımız uluslararası fuarlar ve iş birlikleriyle, marka bilinirliğimizi sürekli artırıyoruz. Şu an mevcut %25-30’luk ihracat hedefimizi kısa vadede %50 üzerine çıkararak ülke ekonomimize katkıda bulunmak için gayretle çalışıyoruz.
T-MAX’in teknolojik hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?
Sadrettin Nikbay: Teknolojik gelişmeleri bir sonraki aşamaya taşımak için sürekli Ar-Ge yatırımları yapıyoruz. Özellikle enerji verimliliği ve otomasyon alanında yenilikçi çözümler geliştirerek, müşterilerimize daha çevreci ve ekonomik seçenekler sunuyoruz. Üretim süreçlerimizde dijitalleşme ve Endüstri 4.0 teknolojilerini uygulamayı hedefliyoruz.
Plastik işleme sektöründe sürdürülebilirlik konusundaki global eğilimler hakkında ne düşünüyorsunuz? T-MAX bu trendlere nasıl ayak uyduruyor?
Semih Doğan: Sürdürülebilirlik, plastik işleme sektöründe giderek daha önemli hale geliyor. Küresel eğilimler, geri dönüştürülebilir malzeme kullanımı, enerji verimliliği ve karbon ayak izini azaltma gibi unsurlara odaklanıyor.
T-Max olarak çevre dostu üretim politikalarına büyük önem veriyoruz. Ürünlerimizde enerji verimliliği ve geri dönüştürülebilir materyallerin kullanımına özen gösteriyor; aynı zamanda üretim süreçlerimizde atık yönetimini optimize ederek karbon ayak izimizi azaltmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, enerji verimli makineler geliştiriyor ve geri dönüştürülebilir malzemelerin işlenmesine uygun çözümler sunuyoruz. Üretim süreçlerimizde çevresel etkileri azaltarak, sürdürülebilir ve ekonomik çözümler yaratıyor, müşterilerimizin daha çevre dostu üretim hedeflerine ulaşmalarına katkı sağlıyoruz.
Sektörde lider konumunuzu sürdürmek adına hangi stratejileri hayata geçiriyorsunuz?
Sadrettin Nikbay: Lider konumumuzu sürdürebilmek için müşteri memnuniyetini ön planda tutan bir hizmet anlayışını benimsiyoruz. Bu doğrultuda, müşteri ihtiyaçlarına hızlı yanıt verebilmek ve her zaman en iyi hizmeti sunabilmek için geniş bir servis ağı ve güçlü teknik destek ekibi ile çalışıyoruz. Teknolojiyi yakından takip ederek en güncel ve yenilikçi çözümleri müşterilerimize sunmayı amaçlıyoruz. Ayrıca, yerli üretim kapasitemizi artırmak ve rekabet gücümüzü pekiştirmek için yatırımlar yapıyor, T-Max markası altında geliştirdiğimiz yerli ürünler ile sektördeki konumumuzu daha da sağlamlaştırıyoruz. Bu stratejilerle, müşterilerimize sadece bugünün değil, geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler sunmayı hedefliyoruz.
Uluslararası pazarlarda genişlemek için hangi stratejileri izliyorsunuz? İhracat faaliyetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Semih Doğan: Uluslararası pazarlarda büyümeyi sürdürülebilir bir stratejiyle ele alıyoruz. Bu stratejinin temelinde, güçlü yerel üretim kapasitemizi global taleplerle uyumlu hale getirmek ve yenilikçi ürünlerimizi dünya çapında pazarlara sunmak yatıyor. İlk olarak, ürün kalitemizi ve teknolojik çözümlerimizi küresel pazarlarda tanıtmak için çeşitli uluslararası fuarlara katılım sağlıyor, potansiyel iş ortaklarıyla stratejik bağlantılar kuruyoruz. Ayrıca, bölgesel distribütör ağımızı genişletmek ve kilit pazarlarda yerel ortaklıklar kurarak hem satış hem de satış sonrası hizmet kalitemizi artırmayı hedefliyoruz.
İhracat faaliyetlerimizde, öncelikli olarak Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerine odaklanıyoruz. Bu bölgelerdeki yüksek teknolojiye olan talebi karşılamak adına, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik kriterlerini ön planda tutan çözümler geliştiriyoruz. Balıkesir fabrikamızda ürettiğimiz makineler ve ekipmanlar, bu uluslararası pazarlara ihraç edilmekte olup, T-Max'in marka bilinirliğini global düzeyde artırmayı sürdürüyoruz. Gelecek hedeflerimiz arasında, Kuzey Amerika ve Asya pazarlarında daha fazla varlık göstermek ve dünya çapında lider bir marka haline gelmek yer alıyor.