Mikrosan bir dünya markası olarak algılanıyor
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Plastik hammadde ile üretim yapan firmaların çözüm ortağı olarak faaliyet gösteren Mikrosan Makine ve Kalıp Sanayi A.Ş Satış ve Pazarlama Müdürü Sayın Rauf Rustamov ile firmanın dünya pazarında geldiği son noktayı konuştuk. Özellikle ekstrüderler hakkında dergimize bilgi veren Rustamov, yoğun ve emin adımlarla yaptıkları çalışmalar neticesinde bir dünya markası olarak firmanın ismini duyurduklarını belirtti. Sizleri bu bilgilendirici röportajımızla baş başa bırakıyoruz.
Firmanız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Mikrosan Makine ve Kalıp Sanayi A.Ş 1978 yılında kuruldu. Kurulduğu günden bu yana plastik hammadde ile üretim yapan firmaların çözüm ortağı olarak faaliyet gösteriyor. Mikrosan olarak hedefimiz sürekli makine üretmek ve hizmet verdiğimiz üretici firmaların üretim aşamalarını kolaylaştırmak, daha yüksek kalitede üretim yapmalarını sağlamak, başarı grafiklerini yükseltmek ve üretim maliyetlerini düşürerek karlılıklarını artırmak için sürekli projeler geliştiriyoruz.
Ana hedefimiz profil ve boru sektöründe hizmet veren ekstrüder makineleri yapmaktır. Dünya üzerinde çeşitli ülkelerde hizmet veren müşterilerimizde yaklaşık 4 binden fazla makinemiz çalışır vaziyette bulunmaktadır. Şuan konum itibariyle dünyada beşinci sırada yer alıyoruz. Türkiye’de ise birinci sırada yer aldığımızı rahatlıkla ifade edebiliriz. Dünyanın önde gelen firmalarının birçoğundan da daha iyi makineler üretmekteyiz. Dünya pazarının hemen her yerinde çok iyi tanınan bir markayız. Müşterilerimiz artık bize Mikrosan ismiyle, arayarak ulaşıyorlar. Bu durum Mikrosan ailesini çok mutlu ediyor. Yani genel olarak bahsedecek olursak ana işimiz profil ve boru sektöründe hizmet vermektir.
Ürün çeşitleriniz nelerdir? Özelliklerinden bahseder misiniz?
Ana başlık olarak çift vidalı ve tek vidalı ekstrüderler üretiyoruz. Aynı zamanda makinelerimizi Profil Ekstrüzyonu, Boru Ekstrüzyonu ve Granül Ektrüzyonu olmak üzere üç ana başlık altında topluyoruz. Kullanılacak olan malzeme çeşitlerine göre tek vidalı veya çift vidalı ekstrüderleri seçmekteyiz. Profil hatları dediğimiz zaman bütün profil hatları aklınıza gelebilir. Bunlar kapı pencere profil hattı, teknik koşullar gibi akla gelecek her türlü profil, yani kenar bandından tutun mobilya sektörüne, inşaat sektörüne, savunma sanayi sektörüne otomotive, tekstile yönelik bütün tip işletmelere Mikrosan olarak profil makineleri üretiyoruz. Aynı zamanda boru sektörüne yönelikte ekstrüderler üretiyoruz. Temel su borusu, atık su borusu, kanalizasyon borusu, şebeke boruları, bina dışı borular, ısıtma boruları, izolasyonlu borular gibi aklınıza gelebilecek her türlü boruyu 1000 mm çapa kadar üretimini yapmaktayız.
Tek ve çift vidalı ekstrüderleriniz hakkında detaylı bilgi verir misiniz? Her iki ürünlerin aralarındaki fark ve müşterilere avantajları nelerdir?
Her bir üretim şekli ana başlıklara ve ürünün kullanım amacına göre değişir. Profilin taşıyacağı mekanik yükler, kimyasal yükler, güneş enerjisi, bulunacağı ortam ve yapacağı hizmete göre profilin malzemesi seçilir. En üst seviyede hijyenik olması gerekiyorsa burada polipropilen malzeme kullanılır. Tek vidalı ekstrüderler polyolefin dediğimiz içinde poletilen tarz malzemesi ihtiva eder. Bu maddelerde doğası gereği çift vidalı ekstrüderler kullanılmaz. Çift vidalı ekstrüderler malzemeyi karıştırmak amacıyla daha çok PVC için kullanılır. Çünkü PVC birçok içerikten oluşur. Ondan sonra ekstrüderi verdiğimiz zaman, makineye daha da iyi bir karışım elde etmek için, daha mükemmel bir ürün almak amacıyla kullanılır. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki kırma hakkında Türkiye de birçok firma tarafından yapılan bir yanlış var. Birçok üretici kırma kullandıklarında tek vidalı ekstrüder tercih ediyor. Düzgün malzeme kullanıldığında çift vidalı ekstrüder tercih ediyorlar. Bu çok yanlış bir anlayıştır. Aslında kırma kullanıldığında çift vidalı ekstrüder kullanılmadır ki daha mükemmel bir sonuç elde edilsin. Biz yine Mikrosan olarak iç piyasada bunun savaşını veriyoruz. Çift vidalı ve tek vidalı ekstrüderlerin ana amacı budur. Proses esnasında verdiği ısılar ya da uyguladığımız kontrol nasılsa, ona göre kalıptan profil ya da boru olarak çıkıyor. Yani tek vidalı ve çift vidalı ekstrüderlerin ana farkı malzemeye göre kullanılıyor olmasıdır. Eğer ki polyolefin tarzı malzeme kullanılacaksa o zaman tek vidalı olur PVC ve benzeri malzeme kullanılacaksa o zaman çift vidalı ekstrüderleri tercih ederiz.
Avrupa gibi bir pazara hakim konumdasınız. Yoğunluk olarak hangi ülkelere satış yapıyorsunuz?
Avrupa’ya yıllardan beri ürün satıyoruz. Finlandiya, İsveç, Danimarka, Hollanda, Almanya, Fransa, İspanya, İtalya gibi sayabileceğimiz pek çok Avrupa ülkesine ihracat yapıyoruz.
Avrupa gibi teknolojik olarak çok gelişmiş bir pazara girmeyi nasıl başardınız?
Avrupa’nın teknolojisinin bizden ileride olduğu konusunda hem fikir değilim. Teknolojiye otomobil olarak bakarsanız maalesef Türkiye’nin kendi ürettiği bir arabası olmadı ve Türkiye bu konuda komplekslidir. Teknolojik olarak bakacağımız zaman ilerde olduğumuz noktalar var elbette ancak Türkiye’nin de şuan bugün geldiği nokta yadsınamayacak derecede. Mikrosan’ ın yapmış olduğu makineler bu gün en az Avrupa’daki makineler kadar gelişmiştir.
Makinelerinizin, hız, verimlilik ve enerji tasarrufu gibi özelliklerinden bahseder misiniz?
Enerji tasarrufu projeleri konusunda 2007’den beri çalışıyoruz. Şuanda mesela kalibre masalarında, vakum havuzlarında, ektrüderin kendisinde, optimizasyona gittik. Profil hatlarında %30, boru hatlarında ise yaklaşık olarak %50 enerji tasarrufu sağladık. Bu çok önemli bir başarıdır. Avrupa makineleri bizim makinelerimize oranla %30 daha fazla enerji harcıyor. Aynı malzeme, aynı ürün, aynı kalıp, aynı şartlarla daha ekonomik bir makine yapmış bulunmaktayız. Bu da bizim için alkışlanacak bir konudur. Özellikle mühendislerimiz açısından önemli bir başarıdır. Hız olarak bakacak olursanız dünyanın yakalamış olduğu hız neredeyse biz de oradayız. Boru hatlarında 40m/dk’ya kadar çıkabiliyoruz. Damla sulama hatlarında 150m/dk’ya kadar çıkabiliyoruz. Bu zaten dünyanın yakalamış olduğu son noktadır. Küçük profillerde ise 12-17 m/dk.’ya ulaşmış bulunmaktayız. Kapı pencere profillerinde ortalama 4-6m’ye çıkabildiğimiz şartlar da var. Orda tabiî ki kalıbı ve soğutması çok önemlidir.
Satış öncesi ve satış sonrası hizmet ağınızdan bahseder misiniz?
Mikrosan olarak dünyada 52 ülkeye ihracat yapıyoruz. Grup olarak bakacak olursak İskandinavya ülkelerinde Fransa’da Kuzey Afrika ülkelerine yönelik, Batı ve Doğu Almanya ülkelerinde, Amerika’da, Hindistan’da ve İran’da distribütörlüklerimiz bulunuyor. Distribütörlüklerimizin hepsinde değil ancak dördünde servis merkezlerimiz var. Oradan direk servislerimiz herhangi bir arıza durumlarında müdahale edebiliyor. Tabi ana işimiz buradan müdahale etmek. Serviste ortalama 10-12 çalışanımız mevcut. Bir arıza bir sıkıntı olduğu takdirde müşteri bize ulaşıyor ve o sorunu en geç 72 saat içinde çözmüş oluyoruz. Bu sonuca ortalama %80 ulaşıyoruz. Sorunun çeşidine göre müdahale süresi elbette değişebiliyor. Ancak en kısa zamanda çözmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca uzaktan müdahale edebildiğimiz için makinelerimize çok daha hızlı sorun giderme durumu da söz konusu olabiliyor. Müşterilerimiz telefonlarla makinelerin ne durumda olduklarını da görüntüleyerek öğrenebiliyor. Bu bir teknolojidir bunlar birer yatırımdır. Biz bunların hepsini geliştirdik ve müşterimiz kendi telefonundan ofiste oturduğu yerde hatta bir başka ülkede makinesinin nasıl çalıştığını neden durup neden durmadığını nasıl bir sorunun olduğunu alarmlarıyla birlikte görebilecek şekilde tasarlanmıştır.
Müşteri memnuniyeti için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Dönem dönem müşterilerimiz için hazırladığımız anketlerimiz var onları gönderip cevaplamalarını sağlıyoruz. Müşterilerimizin makine ve hizmetlerimizden memnun olup olmadıklarını öğrenmek için feed-back alıyoruz. Aldığımız sonuçlara göre de varsa eksiklerimiz düzeltmemiz gereken durumlar ona göre ürünlerimizi geliştiriyoruz. Müşterilerimizle zaten anketlerin dışında sürekli iletişim halindeyiz. Birebir ilişkilerimiz her şekilde devam ediyor.
Üretim hacminiz ne kadar?
Yılda ortalama 330 hat yapma kapasitesine sahibiz. Dünyanın bir numaralı firmasının yılda 400 hat yaptığını düşünürsek biz nerdeyse onları yakalamış durumdayız.
İhracat yaptığınız ülkeler hangileri?
Dünyanın 52 ülkesine ihracat yapıyoruz. California’dan başlayın güneyde en son Vietnam’a kadar ulaşmış durumdayız. Arada kalan tüm bu coğrafyaya makine satıyoruz. Yine sayacak olursak, Pakistan, Afganistan, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Rusya pazarlarında da aranan bir markayız. Bir firma makine alacaksa, bir firma ihaleye girecekse, bir proje yapmayı düşünüyorlarsa acaba Mikrosan ne derdi şeklinde düşünüp ona göre bize danışırlar. Bir bakıma pazarda belirleyici bir nitelik taşıyoruz. Mikrosan tam orta noktada bulunuyor. Kalite olarak istenen kaliteyi verebilir fiyat olarak da istenen fiyatı verebilir. Bu çok hassas ve çok düzgün bir dengedir.
Türk yapımı makineler dünyada nasıl bir konumda görünüyor?
Ben öncelikle Türkler kadar çalışkan başka bir millet görmedim. Hemen hemen bütün dünyayı dolaşıyoruz. Hakikaten başta Mikrosan çalışanları olmak üzere bu sektörde hizmet veren tüm çalışanları takdir etmemiz gerekir. Her sektörde çalışan her insanın çok çalışkan olduğunu gördük. Bu çok güzel bir olay ve bizler rekabet oluşturuyoruz. Aslında en iyi demokrasi Türkiye’ de var. Bizler serbest pazarın en güzelini burada yaşamaktayız. Dünyanın tamamı buraya geliyor. Çok güzel müşteriler yakalayabiliyoruz. Diğer firmalar nasıl yapıyor onu bilmemem ancak Mikrosan en iyisini yapıyor diyebilirim.
Teknolojik gelişmelerin takipçisi misiniz? AR-GE çalışmalarınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Şuan dördüncü fabrikamızı kuruyoruz. Dünyada eşi benzeri bulunmayan bir tesis olma özelliği taşıyan fabrikamız Gebze Plastikçiler Sanayi bölgesinde kuruluyor. Bu tesis tamamen malzeme prosesi konusuna eğilimli olacak. Yani müşterimizin çok özel bir malzemesine özel çözümler sunabileceğimiz kapasitede bir tesis olacak. Böyle bir yatırım içersindeyiz. Plastik konusunda dünyadaki en bilgili firmalardan biri haline gelmiş olacağız.
Örneğin piyasadaki bazı firmalar parçaları farklı ülkelerden toplayarak makine üretimi yapıyorlar. Ancak bu doğru bir yöntem değil. Neden o malzemenin kullanıldığı konusuna bile vakıf olmadan üretim yaptıklarını zannediyorlar. Devir bilgili firma devri. Farkınız sizin bilginiz olacaktır. Biz de Mikrosan olarak bunun için çalışıyoruz. Bu proje için yaklaşık 10 yıldır hazırlık yapıyoruz. Bu konuda çok büyük bir yatırım yaptık. Aşağı yukarı 20 milyon dolara yakın bir yatırım oldu bu. Müşterimizin istediği şartlara yönelik cevap verebilecek konumda olacağız. Fabrikamız 2013 itibari ile faaliyete geçecek.
Biraz da üretim sahanızdan bahsedebilir miyiz? Üretim tesisleriniz nerede bulunuyor? Tesisleriniz, istihdam profiliniz ve sahip olduğunuz kalite belgeleri ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
3 fabrikamızda üretim yapıyoruz. Toplam 36 bin m2’lik bir kapalı alanda konuşlanmış bir firmayız. İzmit’teki fabrikamızı ana konstrüksiyon olarak kullanmaktayız. Bu fabrikamızda ise montaj, test, deneme, sevkıyat ve servis ağımız mevcuttur. Yeni yapılan fabrikamızda ise Ar&Ge çalışmalarına ağırlık verilecek.
Bünyemizde şuan 162 personel çalışıyor. Bu tüm fabrikalarımızdaki toplam çalışan sayısıdır.
Piyasadaki konumunuzu nasıl buluyorsunuz? Pazar geliştirme için faaliyetleriniz neler?
Yaptığımız da konuştuklarımız da ortada. Türkiye’deki birçok firma mutlaka takdir edilecek gelişmeler göstermektedir. Hepsine saygı duyuyoruz, hepsini kucaklıyoruz ama biz en iyisini yapıyoruz. Hiçbir zaman durmadık durmuyoruz. Örnek verecek olursak geçtiğimiz günlerde Peru’da bir firmaya makine sattık. Bu yıl hedeflerimizden biri de Şili. Her sene başında yıllık planla hedef belirliyoruz. 4+4 diye adlandırdığımız bu hedefi açacak olursak, var olduğumuz 4 ülkede pazarımızı daha da genişletip 4 yeni ülke pazarına da girmektir. Tabi bunlar yalnızca hedeflerdir. Yıl içersindeki çalışma ve gelişmelere göre bu hedef sayı düşebilir. Firma olarak yeni pazar geliştirme taktiğimiz ağır ve sağlam adımlarla ilerlemektir. Geç gidelim ancak tam gidelim şeklinde bir anlayışa sahibiz. Her yıl bu şekilde ilerleyerek pazar geliştirme faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Bu durum elbette üretim ve satış kapasitemizle de ilgili. Sattığımız makinenin mutlaka servis ihtiyacı var. Bunu sağlayabilmek için pazar olarak hedef seçtiğimiz o ülkede öncelikle altyapıyı oluşturmamız gerekiyor ki daha sağlıklı bir hizmet verebilelim.
Türkiye’de makine sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Makine sektörü Türkiye’de daha yeni yeni gelişmekte olan bir sektördür. Bir anda oluşmayacak bir sektör çünkü makine yapmak zaman, tecrübe ve bilgi birikimi gerektirir. Standartları oturtmadan bir firma oluşuyor ve standartlara uygun olmayan bir makine üretiyor. En basitinden makineye dokunsanız boyası kalkıyor. Türk markasını dışarıda yansıtmak adına daha özenli davranılmasından yanayız. Bence bu tarz kalite yönetim sistemleri olması gerekiyor. Hem firmaların bünyelerinde hem de dışardan bunu kontrol eden bir mekanizma olması gerekiyor. Çünkü bu tarz makineyi ihraç ettiğiniz zaman işini özenli yapan büyük firmaların yurt dışındaki pazarını da etkilemiş oluyorsunuz. Son zamanlarda Mikrosan başta olmak üzere ihracat konusunda önemli adımlar atan diğer makineciler de bu olumsuz imajı silmiş durumda. Ancak bundan 5-10 yıl kadar önce yabancı müşterilerle görüşmelerimizde Türk firması olmamız bizim için bir dezavantajdı. Artık yabancı firmalar Mikrosan’a üzülerek söylüyorum ki Türk markası olarak değil dünya markası gözüyle bakıyor. Keşke her Türk firması bu şekilde çalışsa. Tük bayrağını şahlandırmak adına Mikrosan olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Her şeyden önce kaliteli iş yapılmasından yanayım. Uzun zamandan beri bu sektörde hizmet veren derginizin kalite düzeyi ortadadır. Bir işte iyi olacaksanız kalitenizden ödün vermemelisiniz. Herkesin kaliteli ve güzel iş yapması en büyük arzumuzdur.