Sunday, Dec 22nd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

Buradasınız: Home Teknoloji Makale PLM: Ürün Geliştirme Süreç Yönetimi

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

PLM: Ürün Geliştirme Süreç Yönetimi

Özet

PLM, şirketlerin ürünlerini ilk fikir oluşumundan ürünün kullanım ömrünü tamamladıktan sonraki aşamadan geri dönüşüme kadar geçen yaşam döngüsü boyunca en etkili şekilde yönetme faaliyetidir. PLM, müşteriler ve şirket hissedarları için hem mevcut hem de gelecekteki ürünlerin değerini arttırmayı hedeflemektedir.

PLM; iyi ve açıkça tanımlanmış, belgelenmiş, proaktif ve belirli bir tasarıma göre gerçekleştirilmiş ürünleri yaşam döngüsü boyunca yönetme etkinliği anlamına gelmektedir. Bu sayede şirket ürün maliyetinin azalması, ürün portföyünün değerinin ve üründen elde edilen gelirlerin artması ile belirlenen hedeflere ulaşabilir. Şirketlerin, müşteri beklentilerini karşılayacak şekilde ürüne odaklanmaları gerekir. Sonuçta ürün şirketin gelir kaynağıdır. Ürün yaşam döngüsü boyunca ürünün performansı (finansal ve teknik) üst yönetim tarafından izlenebilmeli ve ürünün şirkete para kazandırdığından emin olunmalıdır.

Diğer taraftan da ürün çeşitliliğinin müşteri beklentilerini karşılayacak şekilde giderek artması, ürün geliştirme sürecini destekleyen mevcut bilgisayar destekli tasarım (CAD) ve PDM yazılımlarıyla zorlaşmıştır. Bu duruma somut örnekler vermek gerekirse;

• ABD’de Ford Pickup F150 aracında 16 farklı ürün özelliği müşterinin seçimine sunulmaktadır. Müşteriye ürün satışını cazip kılmak için sunulan uygulama sonucunda 654x1012 farklı ürün kombinasyonu ortaya çıkmaktadır.

• Çin bilgisayar üreticisi LENOVA 3,5 ayda bir yeni bir akıllı telefon piyasaya sürmektedir.

Otomasyon yazılımları ve otomasyon tekniklerinin PLM ile kombinasyonu sayesinde verimlilik artar ve rekabet edilebilir hale gelinir. Böylece yeni ürünün pazara sunumu (Time to Market – TTM) %50 oranında azalırken; enerji tasarrufu ve kaynakların verimli kullanımı artmakta, ürün kalitesi iyileşmektedir.

Bu makalede öncelikle firmalarda ürün geliştirme sürecinde uygulamaları genel hatlarıyla analiz edilmiş; daha sonra PLM yazılımları ürün geliştirme süreç yönetiminin mevcut duruma göre nasıl değiştiği belirtilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Ürün Geliştirme Yönetimi, Ürün Geliştirme Süreç Yönetimi, PLM, PLM – Ürün Geliştirme Süreç Yönetimi

1-Giriş 

Ürün geliştirme, müşteri beklentilerinin ürüne dönüştüğü ve kuruluşların rekabet gücünü arttıran bir süreçtir. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak ürün geliştirme süreci hızlı bir tarihsel gelişim göstermiştir. Ürün tanımlama veri yönetimi olarak algılan ürün veri yönetimi (PDM) teknik ve organizasyonel olarak proses, proje, iş ve konfigürasyon yönetim modellerini kapsamaktadır. 

Ülkemizde ürün geliştirme süreci kavramı gelişmiş ülkelere göre oldukça yenidir. Uluslararası düzeydeki sektör öncüsü kuruluşlar kendi uyguladıkları ürün geliştirme süreçlerini dokümante ederek standartlaştırmışlardır. Meslek kuruluşları ile sektörel kuruluşlar bu konudaki işbirliğini henüz sağlayamadıkları için yukarıda verilen örnek benzeri çalışmalar yapılamamaktadır.

Ürün geliştirme sürecinin tarihsel gelişimine bakıldığında ülkemizde 80’li yılların başında tasarımı ana üretici tarafından yapılan parça ve alt komponentlerin tedariğinde yardımcı sanayi kuruluşları sadece üretici olarak yer almış, tasarım ve geliştirme katkıları sınırlı olmuştur. 90’lı yıllarda proje ekibi içerisinde farklı disiplinlerdeki uzmanlar mümkün olduğunca aynı fiziksel ortamı paylaşarak ürün geliştirme sürecinde yer almaktaydılar. Bu çalışma metodu halen bazı kuruluşların ürün geliştirme sürecinde uygulanmaktadır.

Endüstri kuruluşlarının ana prosesi ürün yaşam döngüsüdür. Ürün yaşam döngüsü, ürünün planlanması ve geliştirilmesi, üretim planlaması ve üretim aşamalarından oluşmaktadır. Ürün planlamanın alt aşamaları: program ve portföy planlama, proje planlama, proje ekibi ve bütçesi, konsept tasarımdır. 

Ürün geliştirme; mekanik, elektrik ve elektronik tasarım, yazılım geliştirme, fiziksel ve dijital model (Dijital Mock-up – DMU) , testler ve dokümantasyon aktivitelerinden oluşmaktadır. Üretim planlamada ise; üretim planı, üretim kaynaklarının planlaması, kalıp ve aparat tasarımı, satınalma simülasyon ve test aşamaları vardır. Üretim aşamaları ise; imalat, montaj, kalite güvencedir.

2- Ürün geliştirme süreç yönetimi 

Ürün geliştirme, ürünün fiziki yapısını bugünkü görünüşünden ve işlevinden farklı hale getirmek, maliyetini azaltmak, kalitesini yükseltmek demektir. Ürünün kendisini ya da süreçlerini geliştirmek demektir. Yeni ürün geliştirme süreci her şeyden önce, işletme ve pazarlama yönetiminin genel stratejileri ile buna bağlı olarak yeni ürünlerle ilgili stratejik bakış açısına bağlı olarak gelişir.

Firmalar, varlıklarını sürdürebilmek için küresel pazarda rekabet etme yeteneğine sahip olmalıdırlar. Teknolojik yenilikleri, birikimleriyle birleştirerek ürüne dönüştüren ve ekonomik kazanç sağlayan kuruluşlar, rekabette önemli avantajlar elde ederler. Bu nedenledir ki ürün geliştirme konusunda yürütülen çalışmalar firmaların gündeminde önemli bir yer tutar.

Bir firma iki şekilde yeni ürün elde edebilir.  

Başka birinin ürününü elde etmek için tüm bir şirketin, bir patentin ya da lisansın alınması. 

Şirketin kendi araştırma geliştirme bölümünde yeni ürün geliştirilmesi

Yeni ürünler firmanın geliştirdiği özgün ürünler, ürün geliştirmeleri, ürün değişiklikleri ya da markalardır. 

Ürünün pazara sunum süresi kadar ürünün müşteriye toplam maliyeti (Total Cost of Ownership -TCO) de oldukça önemlidir. Ürün maliyetinin %70'i ürün tasarım aşamasında oluşmaktadır. Süreç boyunca ürün maliyetinin oluşumu, süreci takip eden diğer adımlarda tamamlanmaktadır. Ürün geliştirme sürecinin ilk evrelerinde (müşteri talepleri, ürün planlama, ürün tasarımı) değişim maliyetleri düşüktür. Ürünün tasarım aşamasında olması nedeniyle düşük olan değişim maliyetleri, süreç ilerledikçe üretim planlama ve üretim evrelerinde oluşan hataların giderilmesi için donanım ve üretim ekipmanlarında yapılan değişiklikler nedeniyle artış gösterir. 

Bu durum aynı zamanda da ürünün pazara sunum süresini uzatır. Ürün geliştirme sürecindeki bu olumsuzluğu gidermek fiziksel ve dijital prototiplerin değerlendirilmesi ile minimize edilebilir. 80’li yıllarda ürün geliştirme sürecinde aktif olarak kullanılan fiziksel prototiplerin yerini 2000’li yıllardan sonra DMU’lar ve sanal gerçeklik (Virtual Reality -VR) almıştır. Böylece ürün geliştirme sürecindeki değişiklikler, sürece paralel olarak hızlı bir şekilde gerçekleşebilmektedir. Bu aşamada ürün ile ilgili geri bildirimler, oluşturulan fiziksel ve  dijital prototiplerde yapılan doğrulamalar sayesinde değişim maliyetlerinin düşük olması sağlanır.

3- PLM ve ürün geliştirme süreç yönetiminin ilişkisi

PLM platformunda üzerinde çalışılan ürünün tüm mühendislik, üretim, servis, kalite kontrol, dokümantasyon aşamaları internet ortamında saklı tutulur. Bu platformda isteyen birim, istediği bilgiyi alır ve üzerinde gerekli revizeleri yapar. Yapılan değişiklikten sonra tekrar aynı platforma koyar ve tüm birimlerin bilgisine sunar. Böylece ortak bir yerde herkes kendi işine yarayan dosyaya hızlıca erişip en güncel hallerini kullanır ve karışıklık, gecikme vs. gibi olumsuzluklar ortadan kalmış olur. Yani PLM; bir ürünün fikir aşamasından üretim haline kadar geçtiği tüm süreçlerin yönetilmesidir.

Teknoloji geliştikçe müşteri isteğiyle tedarikçiler arasındaki sistematik iletişim zorlanmaya başlamıştır. Bu nedenle, şirketler daha düzenli olabilmek ve müşterilerin isteklerini karşılayabilmek için PLM faaliyetlerini kullanmaya başladılar. Böylelikle, fikir aşamasından üretime kadar olan sürece kadar olan tüm süreçleri kullanıcılara sunarlar. Aşağıdaki şekilde PLM’in içerisinde ne kadar geniş çaplı çalışmaların döndüğünü görebilirsiniz.

Özellikle otomasyon alanlarındaki teknolojik ilerlemeler, tedarik bölümünün büyümesi, işçiliğin azaltılması, verimliliğin artması anlamına gelirdi. Fakat günümüzde dış ticaret hacmi eskiye oranla yükselmesi, şirketlerin bu süreçleri yönetmesi için bir sistem kullanmaya zorladı. PLM faaliyetleri ile birlikte otomasyon yazılımlarında ve tekniklerinde verimlilik daha çok arttı. Bu platform ile ürünün piyasaya sürülme süresi de oldukça düştü; enerji tasarrufu ve verimli kaynak kullanımı gibi artıları da beraberinde getirdi. 

PLM genellikle bir teknoloji gibi tanımlansa da aslında firmaların daha inovatif ve üretken hale gelmesi için birden fazla teknolojiyi (farklı türde yazılımları) uygulama stratejisi olduğunu söylemek daha doğrudur. Bu teknolojiler, imalat sanayinde çalışan firmaların tasarım ve imalat mühendisleri tarafından oluşturulan fikri mülkiyet haklarını elde etmesine, kullanmasına ve bunların üzerine yenilerini inşa etmesine imkân tanır ve tüm bu sayılanlar da bir ürünün kavram aşamasından ömrünün sonuna kadar devam eder. CAD kullanan mühendislerin ortak şikâyeti tasarımları için ihtiyaç duydukları verileri bulmakta çektikleri güçlüktür. Dosyaların, model resimlerinin arasından doğrusunu bulmak için çok fazla zaman harcamaları gerekir. Bu güçlük tüm işletmeyi etkiler; imalat mühendisleri bu tür verilere dayanarak araçları tasarlar ve imal eder, mühendislik departmanı dışındakiler örneğin finansçılar da belli bir konfigürasyona göre maliyet verilerini hesaplamaya çalıştıklarından benzer sorunlar yaşarlar. PLM, bu problemin üstesinden gelmek için tasarım mühendislerini, imalat mühendislerini, bakım mühendislerini ve malzemelerden, şartlardan, maliyetlerden, satışlardan ve pazarlamadan sorumlu mühendislik dışı personeli ve departmanları bir araya getirir. PLM, bir çalışanın firmadan ayrılması halinde bilgilerinin geride kalmasını da sağlar.

4-Sonuç ve değerlendirmeler

Günümüzde ürünlerin giderek karmaşıklaşması, ürün çeşitliliğinin artması ve ürünlerin pazara sunum sürelerinin kısalması, ürün yaşam döngüsü yönetimini zorlaştırmaktadır. PLM yönteminin desteklediği IT çözümleri sayesinde ürün ve üretim proseslerine ait verilerin dijital ortamda toplanması, farklı disiplin ve konumdaki kişiler arasındaki bilgi akışını güçlendirmektedir. PLM uygulamaları sayesinde bir taraftan ürün yaşam döngüsü yönetimi kolaylaşırken, diğer taraftan da kuruluşların rekabet gücü artmaktadır. 

Ülkemizde de sanayicilerimizin global pazarda yer alabilmeleri ve konumlarını koruyabilmeleri için PLM konusundaki gelişmeleri takip ederek tasarım, üretim ve tedarik süreçlerini yeniden yapılandırmaları gerekmektedir.

Firmalar, varlıklarını sürdürebilmek için küresel pazarda rekabet etme yeteneğine sahip olmalıdırlar. Teknolojik yenilikleri, birikimleriyle birleştirerek ürüne dönüştüren ve ekonomik kazanç sağlayan kuruluşlar, rekabette önemli avantajlar elde ederler. Bu nedenledir ki ürün geliştirme konusunda yürütülen çalışmalar, firmaların gündeminde önemli bir yer tutar. Bu konuda yürütülen çalışmaları titizlikle gerçekleştirmelidirler.

KAYNAKLAR

1.Ötleş, S., Şentürk, A. (2014). Gıda endüstrisinde ürün yaşam döngüsü yönetimi-1. Dünya Gıda Dergisi, 6, 75-77.

2.Ötleş, S., Şentürk, A. (2014). Gıda endüstrisinde ürün yaşam döngüsü yönetimi-2. Dünya Gıda Dergisi, 7, 66-72.

3.Sayer, S. (2014). Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi. Mühendis ve Makine, 55, (657), 65-72.

4.Schuh, G. (2008). “Process oriented frame work to support PLM implementation”, Volume 59, Issues 2–3, March 2008, 210-218.

5.http://www.idmkalip.com/index.php/2013-04-16-09-00-47/idm-urun-gelistirme-ve-sureci

6.https://www.endustri40.com/urun-yasam-dongusu-plm/

 

Funda Deniza,c, Semih Ötleşa,b

a Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Anabilim Dalı

b Ege Üniversitesi, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) Mükemmeliyet Merkezi

c CTS Makina

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı