Biyobozunur Polibütilen Süksinat (PBS), Polikaprolakton (PCL) ve Polihidroksialkanoat’ların (PHA) Otomotiv Uygulamaları
Özet
Bu makalede atık yönetimi ve sürdürülebilirlik gibi çevresel nedenlerle tercih edilen biyobozunur polimerlerden Polikaprolakton (PCL) ve polibütilensüksinat (PBS)’ın otomotiv sektöründeki kullanım imkânlarına odaklanılmıştır. Bu malzemelerin biyobozunurluk özelliklerinin yanı sıra geliştirilmiş mekanik, elektriksel ve termal özellikleriyle otomotiv uygulamalarına katkıları değerlendirilmiştir. Ayrıca, polihidroksialkanoatların (PHA’ların) diğer polimerlerle yapılan karışımlarının (blend) otomotivdeki potansiyel kullanımları incelenmiştir. Biyobozunur polimerlerin çeşitli metotlarla geliştirilen özellikleri ile gelecekteki otomotiv trendlerinde nasıl bir yer edinebileceğine dair kapsamlı bir bakış sunulmuştur.
Anahtar kelimeler: Polimer, Biyobozunur, Polikaprolakton (PCL), Polibütilen süksinat (PBS), Polihidroksialkanoat (PHA)
Biyobozunur Polimerlerin Otomotiv Sektöründeki Yükselen Rolü
Günümüzde fosil yakıt kaynaklı polimerlerin doğada uzun yıllarda çözünmemesinden oluşan çevre kirliliği göz ardı edilemez bir sorun haline gelmiştir. Bu durum, çevre dostu biyobozunur polimerlerin bir alternatif olarak önem kazanmasına yol açmıştır. Biyobozunur polimerler, karbon ayak izini azaltan, atık bertarafını kolaylaştıran ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan çevresel avantajlara sahip malzemelerdir. Yapılan araştırmalar, biyobozunur polimerlerin dayanıklılık, termal kararlılık, elektriksel yalıtkanlık gibi mevcut mekanik özelliklerinin geliştirilebileceğini göstermiştir. Bu gelişmeler, biyobozunur polimerlerin yalnızca çevresel avantajlarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda mekanik dayanıklılık, geri dönüşüm kolaylığı ve fonksiyonel kullanım özellikleriyle de dikkat çektiğini ortaya koymuştur.
Halojen İçermeyen Kablo Bileşenleri Geleneksel ve Yenilikçi Yaklaşımlar
Özet
Güvenlik ve çevresel faktörlerin ön plana çıktığı günümüzde, elektrik iletim kabloları için malzeme seçimi oldukça önem arz etmektedir. Halojensiz kablo malzemeleri, gelişmiş güvenlik önlemleri ve sürdürülebilirlik açısından modern elektrik tesisatlarında önemli bir bileşen olarak ortaya çıkmaktadır (Matteucci vd., 2024). Kablo sektöründe özellikle poliolefin ve kopolimer karışımlarından oluşan ince duvarlı halojen içermeyen kablo yalıtımı ve ince duvarlı halojensiz düşük yanma dirençli bileşikler poliolefin elastomerler (POE) ve etilen vinil asetat (EVA) karışımları gelişmektedir.
Bu makalede, halojensiz kablo malzemesinin tanımı, neden önemli olduğu, avantajları, tarihsel gelişimi, teknolojik ilerlemeleri, kullanım alanları, üretimi ve geleneksel malzemelere kıyasla avantajları, yenilikçi yaklaşımlarla HFFR üretiminde nanoteknolojik uygulamalar, biyobozunur malzemeler, gelişmiş formülasyon teknikleri gibi konular ele alınmaktadır. Ayrıca HFFR kablo teknolojisindeki son zamanlarda kullanılan uluslararası kullanılan standartlar ve regülasyonlarda kısaca ele alınmıştır.
Anahtar kelimeler: HFFR, Ekstrüzyon, Nanokil, ATH, MDH, HFFR standartları
Otomotiv Endüstrisinde Plastikler
Geçmiş, Bugün ve Geleceğe Bakış
Plastikler, son yarım asırdır otomotiv dünyasının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bir otomobilin toplam ağırlığının %20’sinden fazlasını oluşturan plastikler, içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara kadar her dönemde otomobillerin tasarımını ve performansını şekillendirmiştir. Araçların güvenliği, estetiği, maliyetleri ve çevresel etkileri üzerinde önemli bir rol oynayan bu malzemeler, otomotiv endüstrisinin sürdürülebilirliğe yönelik ilerleyişinde de kritik bir konumdadır.
Bu yazıda, plastiklerin otomotiv endüstrisindeki tarihsel gelişimi, modern kullanımları ve gelecekteki potansiyel etkilerini derinlemesine inceleyerek, bu materyallerin otomotiv dünyasını nasıl dönüştürdüğüne yakından bakacağız.
Plastiklerin Tarihsel Gelişimi: İlk Kullanımlardan Modern Döneme
1970’ler: İç mekânlarda ilk plastik uygulamaları
Plastiklerin otomotiv sektöründe ilk geniş çaplı kullanımı, 1970’lerde iç mekân elemanlarıyla başladı. O dönem, deri ve ahşap kaplamaların yerini alan plastikler, daha dayanıklı, ekonomik ve estetik çözümler sunuyordu. Araçların gösterge panelleri, kapı iç kaplamaları ve tavan döşemeleri plastikle kaplanmaya başladı. Plastiklerin, dayanıklılığı ve düşük maliyeti, onları otomobil iç mekânlarında vazgeçilmez kıldı.
Biyobozunur Aktif ve Akıllı Gıda Ambalajı Üretimi; Sürdürülebilirlik ve Yenilikçi Yaklaşımlar
Özet
Son yıllarda, gıda ambalajları sürdürülebilirlik açısından büyük bir öneme sahip hale gelmiştir. Geleneksel plastik ambalajların çevresel etkilerinin farkına varılmasının ardından, biyobozunur ambalaj malzemelerinin geliştirilmesi, gıda endüstrisi için yeni bir çözüm sunmaktadır. Biyoatıklardan elde edilen biyobozunur aktif ve akıllı ambalajlar, sadece çevresel sürdürülebilirliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda gıdaların taze kalmasını sağlayarak gıda israfını da önler. Bu çalışma, biyobozunur aktif ve akıllı ambalajların üretiminde biyoatıkların kullanımını incelemekte, bu alanda yapılan çalışmaları, son gelişmeleri, potansiyel faydaları ve uygulama alanlarını açıklamaktadır.
Anahtar kelimeler: Biyoatık, biyobozunurluk, sürdürülebilirlik, gıda ambalajı.
1. Giriş
Gıda ambalajları, gıda ürünlerinin taze kalmasını sağlayan, güvenli bir şekilde taşınmasını ve saklanmasını mümkün kılan önemli ürünlerdir. Ancak, geleneksel plastik ambalajların doğada bozunmaması ve çevreye zararlı etkilerinin olması, sürdürülebilir alternatiflere olan talebi artırmıştır. Biyobazlı atıklardan elde edilen biyobozunur malzemeler, bu gereksinime cevap verebilmek adına önemli bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Biyobozunur ambalajlar, sadece çevre dostu olmakla kalmaz, aynı zamanda aktif ve akıllı özelliklerle de gıdaların ömrünün uzatılmasını sağlayabilmektedir [Siracusa ve Varricchio, 2021]. Şekil 1’de biyobozunur bir polimerle üretilmiş plastik şişenin doğada kaybolma süresi gösterilmiştir.
WVU araştırmacıları polipropileni geri dönüştürmek için mikrodalga teknolojisi geliştirdiler
Araba parçalarından bahçe sandalyelerine, gıda ambalajlarından giysilere kadar her şeyde kullanılan bir plastik olan polipropilen, Batı Virginia Üniversitesi’nin araştırması sayesinde yakında daha çevre dostu hale gelebilir.
Dünya, polietilen dışında diğer tüm plastik reçinelerden daha fazla polipropilen üretiyor. Mutfak eşyalarında, spor ekipmanlarında, çamaşır suyu şişelerinde, borularda, pil muhafazalarında, tıbbi cihazlarda, tekstil ürünlerinde ve daha fazlasında polipropilen bulunuyor. Çoğu polipropilen ürünü, fast food servis bardakları gibi tek kullanımlık plastiklerde kullanılıyor. Neredeyse hepsi sonunda çöp sahalarını doldurarak veya çevreyi kirleterek çöp haline geliyor.
ABD Enerji Bakanlığı'ndan alınan 1 milyon dolarlık hibe, WVU (West Virginia University) kimya mühendisi Yuxin Wang'ın atık polipropilen ürünlerinden kimyasal bileşik propileni geri kazanmak için mikrodalga teknolojisini kullanma çabalarını destekliyor.
WVU Benjamin M. Statler Mühendislik ve Mineral Kaynaklar Fakültesi'nde yardımcı doçent olan Wang, “Amerika'nın bol miktardaki plastik atığıyla başa çıkmak için stratejilerimizi çeşitlendirmemiz gerekiyor. Şu anda polipropilenin yalnızca %1 gibi oldukça düşük bir geri kazanım oranı var, bu da polipropilen ürünlerinin %99'unun çöp olduğu anlamına geliyor. Polipropilenden propileni geri kazanmak için mikrodalga ışınlama kullanarak bunu değiştirmek istiyoruz" diyor.