Saturday, Feb 22nd

Last updateFri, 21 Feb 2025 7am

Buradasınız: Home Ürünler Haberler

Kimya Teknoloji Merkezi kapılarını geleceğe açtı

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), Vizyon 2030 stratejisi doğrultusunda Türk kimya sektörünü geleceğe taşıyacak bir ilke daha imza attı. Türkiye’de daha önce yapılmayan test ve analizleri gerçekleştirecek akredite laboratuvarları, yeni nesil start-up projelerinin mutfağı olacak kuluçka merkezi ve yüksek katma değerli yerli ve milli ürünlerin Ar-Ge çalışmalarına ev sahipliği yapacak Kimya Teknoloji Merkezi kapılarını açtı.

Ticaret Bakanlığı’nın destekleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın katkılarıyla İKMİB tarafından sektöre kazandırılan Kimya Teknoloji Merkezi, yaklaşık 5 yıl süren kapsamlı fizibilite ve yapım çalışmalarının ardından faaliyetlerine başladı. 7 bin metrekare kapalı alanda 1.650 metrekarelik kuluçka merkeziyle test ve analizlerden girişimciliğe, Ar-Ge ve inovasyon projelerinden yüksek katma değerli ürün geliştirmeye kadar uzanan geniş bir perspektifle kurgulanan Kimya Teknoloji Merkezi, kimyayı geleceğe taşıyacak yeni bir ekosistemin buluşma noktası olacak.

Kimya ihracatçıları 2025 yılında 35 milyar dolarlık ihracat hedefliyor

2024 yılında gerçekleştirdiği 30,8 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren 2’inci sektörü olarak başarı istikrarını sürdüren kimya sektörü, İKMİB’in öncülüğünde 2025 yılına yeni hedeflerle güçlü bir adım attı. 2025 yılında yüksek katma değerli ihracat parolasıyla nitelikli ürünlerle pazar çeşitliliğini artırmaya odaklanacak kimya ihracatçıları, 35 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için İKMİB’in çizdiği yol haritasıyla dünyayı arşınlayacak.

2024 yılında 231 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirerek Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 13,6 pay aldıklarına dikkat çeken İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, küresel ticaretteki yavaşlamaya rağmen kimyanın ihracatında 16 alt sektörün 9’unda büyümeyi başardıklarını ifade etti.

Form Şirketler Grubu, 2024’te yüzde 15 büyüdü

Tunç Korun Form Şirketler Grubu Yönetim Kurulu BaşkanıÜretimde sürdürülebilirlik yaklaşımını merkezine alan şirket, 2025 yılında mevcut kaynaklarını etkin bir şekilde kullanarak hem ürün kalitesini artırmayı hem de müşteri erişimini güçlendirmeyi hedefliyor.

Türkiye iklimlendirme sektöründe 60 yıllık köklü geçmişe sahip Form Şirketler Grubu, 2024 yılında başarılı bir performans sergileyerek dolar bazında yaklaşık yüzde 15 büyüme ve 161 milyon dolar ciro elde etti. Bu büyümede, grubun güçlü bayi ve distribütör ağı, genişleyen ürün gamı ve sürdürülebilirlik stratejilerine olan bağlılığı önemli bir rol oynadı. Özellikle ihracatta elde ettiği başarılar ile dikkat çeken Form Grup, toplam cirosunun yüzde 17’sini ihracattan elde etti. Türki Cumhuriyetler, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Avrupa gibi stratejik bölgelerde de güçlü iş ortaklıkları geliştirerek önemli bir ivme yakaladı.

2025 yılında dolar bazında %10 büyüme ile 177 milyon dolar ciro hedefleyen ve sürdürülebilirlik alanında ‘2030 yılına kadar karbon sıfır’ hedefiyle faaliyetlerini sürdüren grup; üretim tesislerinde şu anda yıllık elektrik ihtiyacının tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediyor.

“2030 yılına kadar tüm firmalarımızda karbon nötr olmayı hedeflerken gelirimizin %2’sini Ar-Ge Çalışmalarımıza ayırıyoruz”

2024 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Form Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Korun, şu ifadeleri kullandı: "Sürdürülebilirlik ve inovasyon odaklı hedeflerimizi somut adımlarla hayata geçirmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda İzmir’deki fabrikamızda Ar-Ge merkezi olduk. Ar-Ge bütçesiyle mevcut cihazlarımızı geliştirmeye ve ısı pompası, klima santrali gibi konularda yeni ürünler tasarlamaya odaklanıyoruz. Mevcut fabrikamızı daha efektif kullanabilmek için önemli yatırımlar yaptık. Sürdürülebilirlik ve çevre konusundaki hedeflerimiz doğrultusunda 2024 yılında ilk karbon ayak izi raporumuzu yayınladık. 2030 yılına kadar ise karbon emisyonumuzu nötrlemeyi hedefliyoruz.”

Plastik endüstrisinde sürdürülebilirlik

Avusturyalı makine üreticisi Starlinger, 2022'nin ardından ikinci sürdürülebilirlik raporunu yayınladı. Starlinger’in sosyal sorumluluğunu uzun zamandır çeşitli şekillerde yerine getiren, orta ölçekli Avusturya şirketlerinden biri olduğunu belirten Starlinger Kurumsal Sosyal Sorumluluk (CSR) Departmanı Başkanı Ilona Wimmer, “İlk sürdürülebilirlik raporumuzu 2022 yılında yayınladık. Bu, o dönemdeki KSS ve sürdürülebilirlik alanındaki mevcut durumumuzun bir analiziydi. Bu analiz temelinde önlemler belirledik ve bunların çoğu şu anda uygulanıyor veya tamamlandı. Mevcut rapor, Starlinger’de sürdürülebilirlik ve KSS açısından son iki yılda neler olduğuna dair bir genel bakış sunuyor” açıklamalarında bulunuyor.

Yeni sürdürülebilirlik raporu, şirket içi ve dışı paydaşların toplam 18 sürdürülebilirlik konusuna ilişkin değerlendirmelerini içeren bir önceliklendirme analizinin yanı sıra, şirketteki enerji tüketimi, emisyonlar ve atık üretimine ilişkin ayrıntılı analizler ve uygulanan enerji tasarrufu önlemleri hakkında bilgiler içeriyor. Sosyal alanda ise “Fit & X'sund Weissenbach” projesi 2023 yılından bu yana işyerinde sağlık ve memnuniyet konusunu ele alıyor. Starlinger ayrıca, dernekler ve araştırma kurumları tarafından yürütülen sürdürülebilirlik odaklı araştırma projelerini de destekliyor. Şirket şu anda, Wiener Neustadt Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nin bir parçası olan Tulln Biyoteknoloji Kampüsü'ndeki (Biotech Campus Tulln) Tekstil Ürünleri Geri Kazanım Stratejileri (ReSTex) için Josef Ressel-Zentrum ile pamuk-polyester karışımlarından yapılmış giysi ve tekstil ürünlerinin geri dönüşümüne yönelik bir proje üzerinde iş birliği yapıyor.

Türkiye 'ambalajın yıldızı' oldu, dünyada ilk beşe girdi

Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından düzenlenen WorldStar 2025 yarışması sonuçlandı. Bu yıl rekor bir katılımla gerçekleşen yarışmaya tam 40 ülkeden 550 proje başvurdu ve 260 ambalaj ödül kazandı. Dünyada ambalaj sektörünün en güçlü ülkeleri arasında yer alan Türkiye, 17 ödül ile en başarılı ilk beş ülke arasında yer aldı. Ödüller, 30 Mayıs 2025 tarihinde, Milano’da düzenlenecek olan WorldStar Ödül Töreni ile sahiplerini bulacak.

'Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması sektörün tasarım gücünü tüm dünyaya ilan ediyor'

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) olarak bu yıl 11'incisini düzenledikleri Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda ödül alan tasarımların, Türkiye ambalaj sektörünün globaldeki gücünü ve yenilikçi vizyonunu bir kez daha kanıtladığını belirten ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, aynı zamanda bu tasarımların WorldStar 2025'te elde ettiği başarının, sektörün yaratıcı, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretebilme yeteneğinin bir göstergesi olduğunu belirtti. Ambalajda tasarımın önemini her platformda anlattıklarının altını çizen Zeki Sarıbekir, "Katma değerli ihracat, sadece sektörümüzün değil, ülkemizin ekonomik büyümesi için de kritik bir unsur. Daha fazla katma değer yaratmak, yalnızca ihracat rakamlarımızı artırmakla kalmıyor, ülkemizin küresel rekabet gücünü ve marka değerini de yükseltiyor. Burada Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması'nın rolünü de özellikle vurgulamak istiyorum. Ambalaj Ay Yıldızları, ülkemizin ambalaj sektöründe bir inovasyon merkezi haline gelmesinde önemli bir rol oynuyor ve sektörün tasarım gücünü tüm dünyaya ilan ediyor. Yıllardır ulusal ölçekte sektör temsilcilerimizin yeteneklerini sergilediği ve rekabet ettiği bu platform, firmalarımızın uluslararası başarılarını destekleyen önemli bir basamak oldu" dedi.

Türkiye’nin ambalaj sektöründeki başarısının yalnızca ekonomik bir değer yaratmakla kalmadığını, aynı zamanda çevreye duyarlı, sürdürülebilir ve inovatif çözümlerle sektöre öncülük eden bir yaklaşımı temsil ettiğini kaydeden Zeki Sarıbekir, "Türk ambalaj sektörü, son yıllarda gösterdiği istikrarlı büyüme ve küresel başarısıyla ülkemizin en dinamik ve stratejik sektörlerinden biri haline geldi. Bugün dünya pazarlarında adından söz ettiren, kalitesiyle öne çıkan ve yenilikçi çözümleriyle fark yaratan bir sektör olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Gelecek yıllarda da hem WorldStar Awards hem de diğer uluslararası platformlarda daha büyük başarılar elde edeceğimize inanıyorum" diye konuştu.

Ambalaj sektörü olarak ana hedeflerinden birinin dünya pazarlarında "Türk Ambalajı" markasıyla tanınır ve güvenilir bir yer edinmek olduğunu söyleyen Zeki Sarıbekir, "Bu hedefe ulaşırken, çevresel ve sosyal sorumluluklarımızı da unutmuyoruz. Türk ambalaj sektörü olarak çevre dostu malzemeler, inovatif tasarımlar ve akıllı ambalaj teknolojileriyle dünya pazarında güçlü bir konuma sahibiz. Çevreye duyarlı, geri dönüştürülebilir ve yenilikçi ambalaj çözümlerimizle, sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyoruz. Bu vesileyle ödül alanları bir kez daha tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum" ifadelerini kullandı.

Sakarya Üniversitesi’nin ‘Geri Dönüşüm Makinası’ patent başvurusu tescil edildi

Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Akın Akıncı, Prof. Dr. Murat Özsoy ve Doç. Dr. Neslihan Özsoy’un buluş sahipliğindeki “Geri Dönüşüm Makinası” isimli patent başvurusu, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü adına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edildi.

Patent, cam takviyeli termoset matriksli boru üretiminde, üretim hattının altına yerleştirilerek malzemeleri toplayıp yarı mamul haline getiren bir geri dönüşüm makinesi. Geliştirilen makine, Cam Takviyeli Polimer (CTP) boru üretimi sırasında alt kısma dökülen cam fiber, kum ve polyester reçinelerini tek adımda toplayarak, yarı mamul haline getiriyor. Toplanan bu mamulün tekrar kompozit malzeme üretiminde kullanılmasına olanak sağlıyor.

Yeni makine otomotiv, elektrik-elektronik, havacılık ve savunma sanayi uygulamalarında kullanılarak geri dönüşüme katkı sağlayacak. Bu geri dönüşüm yöntemi ayrıca polyester türleri dışında kullanılan epoksi gibi diğer termoset matriksli kompozit malzeme atıklarının da değerlendirilerek, direkt ürüne çevirme işlemlerinde de kullanılabilecek.

Plastik & Ambalaj Teknolojisi Dergisi 313 Sayı-Şubat 2025

Polibak, 2024 yılında da ihracatın yıldızları arasında

Bakioğlu Holding Ambalaj Grubu Şirketlerinden birisi olan ve Türkiye’nin önde gelen plastik film üreticileri arasında bulunan Polibak, Ege İhracatçı Birlikleri’nin geleneksel “İhracatın Yıldızları Ödülleri”nde "Kimya" kategorisinde elde ettiği üçüncülük derecesiyle, ülke ekonomisine sağladığı katkıyı taçlandırmanın gururunu yaşıyor.

Polibak, Bakioğlu Holding'in bugüne kadar gerçekleştirdiği en kapsamlı ve en büyük yatırım projesi olan 6. BOPP Hattı'ndan sonra, 3 katlı ve 10,4 metre genişliğindeki 7. BOPP Hat yatırımı sayesinde, yıllık 197 bin tonluk kapasiteyle, Avrupa’nın en büyük ikinci üreticisi konumunda bulunuyor. 9. Metalize Ünitesi ile de Avrupa’nın en büyük metalize film üreticisi konumuna ulaşan Polibak, sektörünün önde gelen şirketleri arasında yerini alıyor.

Bakioğlu Holding Ambalaj Grup Başkanı Enver Bakioğlu, “Tüm Bakioğlu Holding ve Grup Şirketlerimizde, sürekli yatırım ve gelişimle, yer aldığımız tüm faaliyet alanlarında daima “en iyiye” ulaşma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyor, sürdürülebilirlik odağıyla yol alıyoruz. Bu başarıda emeği geçen çalışanlarımız başta olmak üzere tüm iş ortaklarımıza en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz” diyerek başarılarının ardında yatan felsefeyi aktardı.

Plastik & Ambalaj Teknolojisi Dergisi 313 Sayı-Şubat 2025

Plastik ekstrüzyon sektöründe öne çıkan marka: Jwell Machinery

1997 yılında Şanghay’da kurulan Jwell Machinery, Çin plastik ekstrüzyon endüstrisinin önde gelen markaları arasında yer alıyor. Ekstrüzyon teknolojisi çözümleri ile küresel bir tedarikçi olan şirketin, 27 yıllık istikrarlı gelişiminin ardından, Şanghay, Zhoushan, Suzhou, Changzhou, Haining ve Tayland'ın yanı sıra Chuzhou ve Quanjiao'da bin dönümden fazla bir alanı kapsayan sekiz üretim üssü bulunuyor. Ayrıca Jwell’e bağlı 30’dan fazla profesyonel şirketi, 3000’i aşkın çalışanı ve profesyonel iş bölümü olan çok sayıda yönetim ve iş ortağını bünyesinde barındırıyor.

Yüksek kaliteli bir Ar-Ge ekibine ve mekanik-elektrik alanında deneyimli mühendis kadrosunun yanı sıra gelişmiş mekanik işleme üslerine ve standartlaştırılmış montaj atölyelerine sahip olan Jwell Machinery, her yıl 3000’den fazla set, yüksek otomasyonlu, enerji tasarruflu ve verimli plastik ekstrüzyon ekipmanı üretiyor.

Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri sahiplerini buldu

ÇEVKO Vakfı tarafından, 2014 yılından bu yana, çevre konusunda sürdürülebilir katkılarıyla öne çıkan ve Türkiye'de Yeşil Nokta sembolünü kullanan firmaların katılımına açık olarak düzenlenen Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri, düzenlenen törenle 7. kez sahiplerini buldu.

ÇEVKO Vakfı’nın Türkiye’de temsilcisi olduğu Yeşil Nokta sembolünün dünyada 150 binden fazla üretici tarafından yılda 400 milyarı aşan ambalajın üzerinde 170 ülkede tüketicilerle buluştuğunu vurgulayan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Günümüzde döngüsel ekonomiye geçiş, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) modelinin önemini daha da artırdı. Sorumlu üreticilerin geri dönüşüm sistemine yaptıkları finansal katkıyı simgeleyen Yeşil Nokta sistemleri, dünyada GÜS modelinin en başarılı uygulama örnekleri arasında yer alıyor. 2024 yılında gerçekleştirdiğimiz ‘Yeşil Nokta Algı Araştırması’, ülkemizde 18 yaş ve üzeri 50 milyonluk bir nüfus kesiminde, her iki kişiden birinin Yeşil Nokta işaretini daha önce gördüğünü ve her 5 kişiden birinin, yani 10 milyon kişinin işaretin ne anlama geldiğini doğru olarak tanımladığını gösterdi. Araştırma sonuçları, tüketicilerin ambalajlarında Yeşil Nokta’yı kullanan şirketler hakkındaki olumlu algısını da kanıtlar nitelikte” dedi.

Küresel plastik sektörü Plast Eurasia İstanbul’da buluştu

Sürdürülebilirlik ve yenilikçi teknolojilerin ön planda olduğu fuarda, Türkiye’nin plastik ve makine sanayisinde küresel bir merkez olma hedefi bir kez daha vurgulandı. 

Plastik sektörünün en büyük buluşmalarından biri olan Plast Eurasia İstanbul, bu yıl da uluslararası arenadaki gücünü kanıtladı. Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuar, organizatör tarafından verilen bilgiye göre, toplam 75.239 ziyaretçi ile büyük bir başarıya imza attı. Ziyaretçilerin 62.857’si yerli, 12.382’si yabancı katılımcılardan oluşurken, Avrupalı ziyaretçi sayısında %30’luk bir artış kaydedildi. 114 ülkeden gelen ziyaretçiler, fuarın global ölçekteki önemini bir kez daha ortaya koydu.

Plastik sektöründe geleceğin kapıları açıldı

Tüyap Fuarcılık Grubu ve PAGEV iş birliğiyle düzenlenen Plast Eurasia İstanbul, plastik endüstrisinin nabzını tutmaya devam etti. Bu yıl 33. kez kapılarını açan fuar, 4-7 Aralık tarihleri arasında hem yenilikçi teknolojilere hem de sektördeki önemli iş birliklerine ev sahipliği yaptı. 1.606 katılımcı firma, plastik makineleri, ekipmanlar, kalıp, geri dönüşüm teknolojileri ve biyoplastikler gibi birçok alanda en yeni ürün ve çözümlerini sergiledi.

Fuar küresel iş birlikleri ile daha da güçlendi

Fuar, Almanya, Çin, İtalya, İran ve İspanya gibi ülkelerden gelen güçlü katılımcılarla, plastik sektöründe küresel iş birliklerini güçlendirmek adına önemli bir platform sundu. Fuarda ayrıca alım heyeti organizasyonu ile 25 ülkeden profesyonel alıcı ağırlandı. Dünyanın farklı bölgelerinden gelen profesyoneller bir yandan ticari faaliyetlerini geliştirmeye, artırmaya yönelik görüşmeleri yaparken bir yandan  da sektörel bilgi paylaşımında bulundular. Uluslararası yatırımcıların, Türkiye’de ortak projeler gerçekleştirme konusundaki ilgisi fuarın başarısını pekiştirdi.

Kimya sektöründen 2,5 milyar dolarlık ihracat

Plastikler ve mamulleri ihracatı, 790 milyon 247 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı kasım ayında 22,3 milyar dolar oldu. Kimya sektörü ise kasım ayında en çok ihracat yapan ikinci sektör olarak 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek, toplam ülke ihracatından yüzde 13 pay aldı. Sektörün on bir aylık ihracatı ise 28 milyar doları aştı.

Kimya sektörünün Kasım ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Kasım ayında kimya sektörümüz 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek tüm sektörler arasında en çok ihracat yapan 2’inci sektör konumunu korudu. Ülkemizin toplam ihracatından yüzde 13 pay aldık. Bu yıl Ocak-Kasım dönemi ihracatımız ise 28 milyar doları aştı. Başta Avrupa Birliği ülkelerinde devam eden küresel talepteki yavaşlama, enflasyon ile mücadele, faiz ve kur baskısı yanı sıra uzun bir süredir bakımda olan ve yeniden üretime başlayan petrokimya tesisinin ihracatımıza etkilerini görüyoruz. Bu zorlu koşullara rağmen hem aylık bazda hem de yıllık bazda ülke ihracatına en çok katkı veren ikinci sektörüz. On bir aylık ihracatımız 28 milyar dolar ile geçen yıla göre bir miktar üzerinde seyrediyor. Yılı pozitif tamamlamak için var gücümüzle çalışmaya ve sektörümüzü desteklemeye devam ediyoruz.” dedi.

Kasım ayında kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında plastikler ve mamulleri ihracatı, 790 milyon 247 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı. İkinci sırada 599 milyon 553 bin dolarlık ihracatla mineral yakıtlar ve ürünler yer alırken, anorganik kimyasallar ihracatı 222 milyon 753 bin dolarla üçüncü sırada yer aldı.

Hollanda kasım ayında en çok ihracat yapılan ülke oldu

Kasım ayında en çok ihracat yapılan ülke 214 milyon dolar ile Hollanda oldu. İtalya, ABD, Rusya, Romanya, Almanya, Irak, İspanya, İngiltere ve Gürcistan en çok ihracat yapılan ilk on ülke arasında yer aldı. Kasım ayında ilk 20 ülke arasında en çok artış yüzde 76,56 ile ABD’de oldu.

Küresel piyasalar, 2025 yılına yüksek risk ve belirsizliklerle giriyor

Ekonomi dünyası yeni bir yıla hazırlandığımız şu günlerde, ekonomik trendleri mercek altına aldı. İş dünyası profesyonelleri 2025 yılına ait ekonomik öngörüleri merak ederken, küresel ekonominin geleceğine de dikkat kesildi. Küresel çapta rekabet eden şirketler, yatırımcılar ve girişimciler için dünya ekonomisinin geleceğini anlayabilmek, hayati önem taşıyor. Hiç şüphesiz 2025 yılı da bu açıdan dikkat çekici bir yıl olarak karşımızda duruyor.  

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, küresel ekonomide yaşanan gelişmelerin, ülke ekonomisinde belirleyici bir unsur olacağını söyledi. Küresel ekonomiye ilişkin risk ve belirsizliklerin, 2024 yılında olduğu gibi yeni yılda da oldukça yüksek olduğunu anlatan Karadeniz, “2024 yılının genelinde dünya, ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler yaşarken hiç şüphesiz ülkemiz de bu süreçten nasibini aldı” dedi. 

Yüksek enflasyon, büyümedeki yavaşlama ve cari açık ile yeni bir yıla giriş yapacağımızı belirten Karadeniz, 2025 yılının kolay bir yıl olmayacağını ifade etti. Yeni yılın ilk birkaç ayında enflasyon rakamlarının iyi izlenmesi gerektiğine dikkat çeken Karadeniz, “Oluşan enflasyon rakamlarına göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde faiz indirimlerini görebiliriz. Göstergelere baktığımız zaman yılın ilk altı ayının zor geçeceğini söyleyebiliriz. Enflasyonun düşmesi ve faizlerin geri gelmesiyle yılın ikinci yarısı şekillenecek” diye konuştu. 

Çinli heyet Türkiye'ye ortak yatırım için geldi

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), PAGEV Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nin 17’ncisini düzenledi. Kongre kapsamında üç panel ile “Plastik Endüstrisinde Gelecek: Finansal Riskler, Regülasyonlar ve Yeşil Pazar Stratejileri” teması ele alındı.

Kongrenin açılışında bir konuşma yapan PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, kongrenin 17 yıldan bu yana düzenli bir şekilde yapıldığını, yerli ve yabancı katılımcıların katkıları ile sektöre bilgi akışı sağlamaya devam ettiklerini belirtti. Bu sene kongreye Çin'den çok önemli bir katılım sağlandığına dikkat çeken Eroğlu, Çin Makine Üreticileri Derneği'nin Türkiye'deki yatırım olanaklarını görüşmek üzere 22 firmayı Türkiye'ye getirdiğini kaydetti. Eroğlu, "PAGEV'in birinci önceliği Türkiye'nin sanayisi ve üretimidir. Biz kimsenin Türkiye'yi pazar yapmasını istemiyoruz, ortak yatırımlar yapalım ve hep birlikte kazanalım istiyoruz. Çin'den gelen heyet burada yatırım yapmak istiyor ve Türk sanayicilerle ortak yatırım fırsatlarını görüşecekler. Türkiye'yi dünyada küresel bir merkez haline getirmek için bu tip girişimler son derece önemli. Biz Türkçede 'ahenk' diyoruz, onlar 'harmoni'. İşte biz bu ahenk ile sanayimizi büyütmek, Türk sanayisinin hassasiyetleri içerisinde bu işi yürütmek istiyoruz" dedi.

BYCHEM, Plast Eurasia Fuarı’nda yeni ürünlerini tanıttı

BAYEGAN’ın iştiraki BYCHEM, 2019 yılından bu yana plastifiyan üretim faaliyetlerini gerçekleştirmenin yanı sıra ürün portföyünü genişletirken, yenilikçi ve doğa temelli çözümler geliştirme misyonunu da sürdürüyor.

Şirket, 4-7 Aralık 2024 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşen Plast Eurasia Fuarı’nda yeni ve inovatif ürünlerini tanıttı.

BYCHEM’in BYFLEXX markası altında sunduğu TPU ürün yelpazesinde BYMELT ve BYVENT markaları altında termoplastik yapıştırıcılar, BYBIOFLEX biyo TPU çözümleri ve BYFOAM hafifletilmiş TPU (E-TPU) çözümleri dikkat çekti. Fuarda ayrıca, BYESTER markası altında polyester poliol ürün gamını ve BYFLEXX markası altında fitalat içermeyen plastifiyan çözümleri de (DOTP, DOA, TOTM) tanıtıldı. Bununla birlikte, yapıştırıcı sektöründe özel bir uzmanlık gerektiren reaktif poliüretan hotmelt (HMPUR) ürün gamı da fuarda yerini aldı.

Orta Doğu, Avrupa ve Türkiye'de önde gelen DOTP üreticilerinden biri olan şirket, yeni girişimiyle yerel ve ihracat pazarlarını hedefliyor. Gebze’deki GEBKİM Organize Sanayi Bölgesi'nde 35.000 metrekarelik alan üzerine kurulu tesisinde, Ar-Ge ve inovasyonu çalışmalarının odağına alarak uluslararası kabul görmüş yönetim ve kalite sistemlerini benimsiyor, global ve sektöre özel standartlara uygun olarak faaliyet gösteriyor.

Ambalajda 10 milyar dolar hedefi yakın pazarlarla gelecek

Hem bölgenin hem de dünyanın önemli üreticileri arasında yer alan Türk ambalaj sektörü 2025 yılına büyük beklentilerle başlıyor. Sektördeki son gelişmeleri değerlendiren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, özellikle 2025 ikinci yarısı ve sonrasından çok umutlu olduklarını belirtti. Türkiye'nin etrafındaki savaş ortamının yavaş yavaş sona erdiğini kaydeden Sarıbekir, "Suriye'deki savaş bitti, Ukrayna-Rusya Savaşı da mutlaka bitecektir. Bunların ardından o ülkelerde ciddi bir inşaat faaliyeti başlayacak. İnşaat sektörü dediğimiz de boya başta olmak üzere ambalajdır. Ayrıca marketlerdeki gıda rafları da dolmaya başlayacak. Ben 2025 ve sonrası için çok ümitliyim. Ekonomide tekrar boğa piyasasına döneceğimizi ve 10 yıl boyunca bir yükselişin yaşanacağını düşünüyorum. Bu da ambalaj sektörünü çok olumlu bir şekilde etkileyecektir" dedi. 

Ambalaj sektöründe hedef olarak belirledikleri 10 milyar dolar ihracat rakamına 2030 gelmeden ulaşacaklarına inandıklarını ifade eden Sarıbekir, sektörün toplam büyüklüğünün de 30 milyar dolara yükseleceğini belirtti. 

Yakın pazarlar çok daha önemli

İhracat pazarlarında son dönemlerin öne çıkan konularının başında 'nearshoring' kavramının geldiğini ve bunun da üretimin veya tedarikin tüketim pazarlarına yakın yerlere konumlandırılması olduğuna dikkat çeken Sarıbekir, şöyle devam etti: 

tesa, Türkiye’deki 30’uncu yılında

Yapışkan bant ve kendinden yapışkanlı ürün çözümlerinde faaliyet gösteren tesa, Türkiye’deki 30’uncu yılını kutluyor. Şirket, 1994’te girdiği Türkiye pazarında geniş ürün yelpazesi ve yenilikçi çözümleriyle sanayi kuruluşlarının ve bireysel kullanıcıların çözüm ortağı olmayı sürdürüyor. Son 30 yılda istihdam ve makine yatırımının yanı sıra şirketin global yapısında Türkiye stratejik görev de üstlenmiş bulunuyor.

Otomotiv, beyaz eşya, baskı & ambalaj, genel endüstri ve tüketici segmentlerinde yenilikçi çözümleriyle pazarda önemli bir konuma sahip olan şirket, Türkiye’nin büyüme potansiyeline uyum sağlayarak organizasyonel, lojistik ve sistemsel alt yapısını güçlendirdi. Son yıllarda bazı ürünlerini işlemek üzere Türkiye’de makine yatırımı yapan marka, müşterilerinin özel ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için de çözümler geliştiriyor. Özellikle otomotiv ve elektronik sektörleri için delik kapatma, ekranlar için optik şeffaf yapıştırıcılar, elektrikli araç bataryalarının montajı ve yapısal bağlama gibi uygulamalar için özel çözümler üretiyor.

Formül Plastik, Suriye pazarına dönmeyi hedefliyor

Veliköy ve Çerkezköy'deki modern fabrikalarında PPR, PVC boru ve ek parçaları, PERT boru ile pirinç insert ve bağlantı parçaları üreterek 5 kıtada 90'dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Formül Plastik, son gelişmelerin ardından Suriye pazarındaki faaliyetlerine yeniden başlamaya hazırlanıyor.

Formül Plastik Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Hot, Arap Baharı olarak da anılan iç savaştan önce Suriye’nin Formül Plastik’in en önemli ihracat pazarı olduğunu belirterek yeni dönemde yıllık ortalama 8 ila 10 milyon dolar düzeyinde bir ihracat rakamına ulaşmak istediklerini açıkladı. İç savaş öncesi dönemde ürünlerini, iki büyük ana bayiaracılığıyla Suriye’nin her tarafına ulaştırdıklarını ifade eden Ömer Hot, “Formül ve Aquapa markalarımız ülkenin en iyi plastik boru markaları olarak tanınıyordu. İç savaşın başlamasından önceki 16 aylık bir dönemde, o zamanki değerle 2,4 milyon doları Formül markası ile, 714 bin 845 bin doları da Aquapa markası olmak üzere toplam 3,1 milyon doları aşkın plastik boru ve bağlantı elemanları satışı gerçekleştirdiğimiz Suriye pazarının önümüzdeki dönemde çok büyük fırsatlar sunacağına inanıyoruz” dedi.

Woojin Plaimm, Türkiye'deki ilk seminerini düzenledi

Woojin Plaimm, 27-28 Kasım 2024 tarihlerinde Türkiye'deki ilk teknik seminerini başarıyla gerçekleştirdi. Etkinlik, İstanbul’un hem Asya hem de Avrupa yakasında organize edildi. Şirket için bu seminer, yerel müşterilerle doğrudan etkileşim kurmak, gelişmiş enjeksiyon kalıplama teknolojilerine ilişkin içgörüleri paylaşmak ve karşılıklı ilişkileri güçlendirmek için önemli bir fırsat oldu.

Resmi olarak "1. Türkiye Teknik Semineri" olarak adlandırılan etkinlik, katılımcılara Woojin Plaimm’in yenilikçi enjeksiyon kalıplama teknolojileri ve ürünleri hakkında derinlemesine bir bilgi sağlamayı amaçladı. Genel hedef, mevcut ve potansiyel müşterilerle güven oluşturmak ve iş birliği fırsatlarını keşfetmekti.

Seminer, İstanbul'un coğrafi çeşitliliğini yansıtacak şekilde iki ayrı lokasyonda düzenlendi. Avrupa yakasındaki etkinlik 14 firmadan toplam 33 katılımcı ile gerçekleşti. Asya yakasındaki etkinliğe ise, 18 firmadan 41 kişi katılım gösterdi.

Etkinlik programı; Woojin Plaimm’in şirket içi üretim süreçlerine giriş, PLAIMM-X ve Süper Köpük teknolojileri hakkında ayrıntılı sunumlar, çevrimiçi teklif sisteminin bir gösterimi ve şirketin yaklaşan KOPLAS ve K2025 fuarlarının katılımına ilişkin duyurular dahil olmak üzere birkaç önemli konuyu kapsadı.

İlka Plastik, esnek ambalaj filmleri ile öne çıktı

İlka Plastik, ambalaj sektöründeki yenilikçi çözümlerini dünya sahnesine taşıyarak, İsveç'te düzenlenen ScanPack ve ABD'de gerçekleşen Pack Expo 2024 fuarlarına katıldı. Her iki fuarda da yoğun ilgiyle karşılanan şirket, esnek ambalaj çözümlerinden oluşan geniş ürün yelpazesi ile ziyaretçilerine yenilikçi ve çevre dostu seçenekler sundu.

Şirket, ScanPack Fuarı’nda her türlü ihtiyaca yönelik geniş ürün yelpazesini İsveç, Norveç ve Danimarka gibi İskandinav ülkelerinden gelen ziyaretçilerin beğenisine sundu.

İlka Plastik, Pack Expo’da ise ABD pazarına yönelik esnek ambalaj çözümlerinin avantajlarını vurgularken, sektördeki yeniliklere odaklandığı ürünlerini sergiledi. Önde gelen sektör profesyonellerinin ziyaret ettiği fuarda, inovasyon odaklı ürünleriyle dikkat çekti ve geniş kitlelere ulaşma imkânı buldu. Şirket, uluslararası pazarlardaki varlığını güçlendirme hedefiyle katıldığı bu fuarlarda, inovatif ürün yelpazesiyle yeni iş fırsatları yaratarak bölgedeki etkinliğini daha da pekiştirdi.

Kalite ve yenilikçi yatırımlarıyla global pazarlarda gücünü artırıyor

İlka Plastik Genel Müdürü Bayram Bahadır Karaarslan, Türkiye’de kalite ve istikrar odaklı üreticilerden biri olarak müşterilerden ve yeni müşteri adaylarından büyük ilgi gördüklerini belirterek, “Sürekli gelişen ambalaj teknolojileri ve müşteri ihtiyaçları doğrultusunda kendimizi geliştirmeye devam etmek adına sektörün bu büyük organizasyonun bir parçası olduğumuz için mutluyuz. Ürün yelpazemizi endüstriyel ihtiyaçlara uygun çözümler getirecek şekilde genişletmekte ve bu alandaki yatırımlarımıza devam etmekteyiz. Gıda muhafaza pazarına hitap eden, çok katlı ve farklı yapıdaki filmleri üretmek üzere makine ve alt yapı yatırımlarımız bulunmaktadır” açıklamalarında bulundu.

EMKO Elektronik, makine imalat sanayinin yüksek teknoloji çözüm ortağı olarak etkin rol oynuyor

EMKO Elektronk Genel Müdür Yardımcısı Coşku IspalarEMKO Elektronik, başta makine imalat sanayi olmak üzere pek çok sektöre hizmet veriyor. Tasarımdan üretime kadar bütün zincirde çözüm ortaklığı sunan şirket, sanayi kuruluşlarının dijitalleşmesine katkı sağlıyor.

Sanayinin endüstri 4.0 yatırımlarında etkin rol oynayan EMKO Elektronik, bir yandan da kendi tesisinde dijitalleşme çalışmaları yürütüyor. Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde ileri teknoloji yatırım teşvik belgesi kapsamında kurdukları 16 bin metrekarelik tesislerinde bu alana sürekli yatırım yaptıklarını anlatan EMKO Elektronik Genel Müdür Yardımcısı Coşku Ispalar, dijitalleşmede yüzde 80’i aşan başarı sağladıklarını söyledi. Kendi tesislerinde bu alanda çalışmalar yürütürken, endüstriye de dijital çözümler ürettiklerini vurgulayan Ispalar, “Üretim teknolojilerinde çıtayı yükseltmek için gerekli altyapıya sahibiz. Tozsuz alanlarda üretim, elektronik teknolojilerinde kalite unsurlarına uygun üretim yatırımlarımızı tamamladık. Dijital teknolojilere büyük ölçüde yatırım yapıyoruz. Bütün üretim alanları ve depolarda sıcaklık, toz kontrolleri ve elektrostatik koruma üst seviyede” dedi. Programlanabilir kontrol cihazları ve modüllerine farklı bakış açısı kazandırdıklarına vurgu yapan Ispalar, sanayide dillendirilen Endüstri 4.0’ın uygulanmasında kritik bir rol oynadıklarını söyledi. Pazara sunacakları ürünleri önce kendi tesislerinde kullanarak test ettiklerini ve geliştirdiklerini ifade eden Ispalar, bu sayede ürün geliştirmede esnek, hızlı ve etkin olabildiklerinin altını çizdi.

“Rekabet fiyatını belirleyici konumdayız”

Sanayi üretiminin artması için otomasyon malzemelerine ihtiyaç duyulduğunu ve EMKO Elektronik'in başta makine imalat sanayi olmak üzere tasarımdan üretime kadar bütün zincirde hizmet verdiğini anlatan Coşku Ispalar, tedarik zinciri içinde önemli bir ara malları üreticisi olduklarına işaret etti. Ispalar şu bilgileri verdi: “Ölçüm kontrol cihazları, profesyonel operatör panelleri, sıcaklık ve nem sensörleri, endüstriyel mutfak kontrol cihazları, kümes otomasyonu, jeneratör kontrol cihazları gibi pek çok farklı alan ve ihtiyaçlara yönelik üretim yapıyoruz. EMKO’nun en büyük özelliği profesyonel endüstriyel elektronik alanında faaliyet göstermesi. 1986 yılından bu yana sattığı bütün ürünleri kendisi tasarlamış ve üretmiştir. Bu köklü bir Ar-Ge geçmişi anlamına geliyor. 2017 yılından bu yana da Sanayi Bakanlığı’ndan onaylı resmi Ar-Ge merkezi statüsündeyiz. Ürün çeşitliliğimiz de ikinci büyük özelliğimizdir. 2 binin üzerinde 3 bine yakın ürün kodu var. Rekabet fiyatını belirleyici konumdayız.”

Yeni ürünlerle pazarda

Geçtiğimiz yıllarda akıllı endüstriyel sistemler içeren IPERTU’yu pazara sunduklarını hatırlatan Ispalar, IPERTU’nun en önemli özelliğinin akıllı ve gerçek zamanlı endüstriyel kontrol sistemlerini içermesi olduğunu dile getirdi. Coşku Ispalar, “IPERTU ismi bir şemsiye. Onun altında sahada endüstriyel bilgi toplayan modüller, kendi başına ya da PLC ünitesiyle birlikte çalışan modüller, bulunduğu alanı kontrol eden modüller, HMI ekranları, uzaktan erişim, SCADA yazılımları ve IPERTU’ya entegre edilebilen akıllı algoritmalar için bilgi toplayan bir takım özel modüller yer alıyor. IPERTU, bilgi toplayarak parametreleri daha da iyileştirme yolunda bir takım önerilerde bulunan sistemler içeriyor” dedi. Ispalar, daha önce pazara sundukları PROOP markalı profesyonel operatör paneli ürünlerinde de yüzde 100 yerli malı tescili bulunduğunu, gömülü yazılıma sahip standart kontrol cihazları ve tek başına çalışan IPERTU genişleme modülleri sayesinde plastik endüstrisine yönelik proses kontrolü, veri toplama, MES sistemlerine uyumlu ileri teknoloji kontrol cihazları ile sektöre çözümler sunduklarını belirtti.

Ravago’dan sürdürülebilirlikte yeni ufuklar

Döngüsel ekonomi, mevcut lineer üretim-tüketim modeline alternatif olarak sürdürülebilir bir yaklaşım sunar. Geleneksel modelde kaynaklar çıkarılır, ürünler üretilir, tüketilir ve atık oluşur. Döngüsel ekonomi ise kaynakların maksimum verimle kullanıldığı, atıkların minimize edildiği ve yeniden değerlendirildiği bir sistemdir. 

Tüm faaliyetlerinde çevre dostu üretim ve sürdürülebilirlik ilkelerini temel alan Ravago Petrokimya Üretim AŞ.’de, plastik sektöründe yenilikçi bir yaklaşımla mevcut düzeni geliştirerek fark yaratmak için çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, İzmir Aliağa’da kurulan Polipropilen (PP) geri dönüşüm tesisi ile hem yerel hem de küresel ölçekte çevresel etkiyi azaltma taahhüdünün simgelerinden biri olmayı başarıyor.

Ravago’nun 60 yılı aşkın geri dönüşüm deneyimi, çevre, insan ve iş dengesi arasında sürdürülebilir bir bağ kurma hedefini destekliyor. Ravago Global bünyesinde bulunan tüm firmaların “Sürdürülebilir Çözümler, Sorumlu Operasyonlar ve Güçlendirilmiş İnsanlar” başlıklarında şekillenen sürdürülebilirlik stratejisi, Ravago Petrokimya’nın Aliağa tesisinde hayata geçirilen projelerle de somutlaştırılıyor.

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı