IONPURE; Gümüş iyonlu, FDA onaylı, 500 °C’a dayanıklı antimikrobiyal
Kimyasal bileşik sektörünün gümüş iyonlusu olarak bilinen ve 500 derece sıcaklıklara dayanıklı olduğu kanıtlanan Ionpure, antimikrobiyal denildiğinde akıllara ilk gelen maddelerden bir olarak plastik sektöründe de kullanılıyor. Her türlü kimyasal bileşik hakkında bilgi ve tecrübesiyle faaliyetlerini sürdüren Eskiz Kimya ise Ionpure Türkiye satış ofisi olarak bu malzemenin teminini sağlıyor.
Ionpure ve Plastik Malzeme Bağlantısı
Ionpure, kablo ve plastik malzemelerde bakterilerin büyümesini kontrol ve bertaraf etmek suretiyle polimerin kendisinin de bozulmasını engelleyebiliyor.
Güçlü bir antimikrobiyal ajan olan Ionpure güvenilir bir koruma sağlayarak; bakteri, küf, pas hastalığı gibi leke, koku ve ürün bozulmasına neden olabilen mikroplar ürün yüzeyiyle temasa girdiklerinde, mikrobun hücre duvarından geçerek temel hücre faaliyetlerini sekteye uğratıyor ve böylece mikrop işlevlerini yerine getiremez, büyüyemez veya çoğalamaz hale geliyor.
Antimikrobiyal, havadaki nemle temasa geçtiğinde de etkisini gösteriyor. Nemin varlığında, cam matrisi kademeli olarak parçalanıyor ve Ionpure’nin gümüş iyonu serbest kalıyor. Malzemenin benzersiz güçteki özelliklerinden birisi de, etkinliğinin mevcut Na miktarından bağımsız olması olarak öne çıkıyor. Havada nem mevcut olduğu müddetçe, cam matrisi kademeli olarak parçalanmaya ve gümüş iyonu salmaya devam ediyor.
Clariant yeni nesil Tonsil 9193 FF’yi piyasaya sürdü
Clariant’ın kısa süre önce piyasaya sürdüğü Tonsil 9193 FF, çeşitli yağ ham maddelerin ön arıtma işlemine tabi tutulması için maliyet performans oranının iyileştirilmesine yardımcı oluyor. Bu yeni nesil adsorban; bitkisel yağlar, hayvansal yağlar veya diğer atıklar da dâhil olmak üzere çok çeşitli hammadde kaynaklarının saflaştırılmasına yönelik uyarlanabilir bir çözümle biyo ve yenilenebilir yakıt üretimine yönelik artan talebi karşılıyor.
Clariant Fonksiyonel Mineraller Arıtma Bölümü Global Pazarlama Başkanı Erik Wolski, yeni Tonsil 9193 FF hakkında şunları söyledi: “Müşterilerimiz, üretim süreçlerinden taviz vermeksizin ham madde kullanımı sırasında esneklik sağlamak açısından zorluklar yaşamaya devam ediyor. Clariant olarak hayata geçirdiğimiz yenilikler sayesinde müşterilerimizin yaşadığı bu zorluklara karşı çözümler üretiyoruz. Bu sayede müşterilerimizin artan çoklu ham madde kaynağı kullanımı gereksinimlerine yanıt olacak şekilde de arıtma portföyümüzü her daim geliştirmeye devam ediyoruz.”
Avrupa Birliği’nin Yenilenebilir Enerji Direktifi’nin (RED II) bir sonucu olarak, yenilebilir dizele olan talep, bitkisel yağ gibi geleneksel ham madde kaynaklarının arzını geride bırakıyor. Buna karşılık, yenilebilir dizel üreticileri, kullanılmış yemeklik yağ (UCO), hayvansal yağ ve işlenmiş palm yağı atığı (POME) gibi alternatif kaynaklara giderek daha fazla yöneliyor. Ancak bunlar, kalite açısından önemli ölçüde farklılık gösterir ve üretim prosesleri için yeni zorluklar ortaya çıkarır.
Ön arıtma, dizel dönüşümünde kullanılan katalizörün ömrünü kısaltan ve ona zarar veren kontamitantların yok edilmesi için çok önemli bir adım. Clariant bu adım için güvenli bir bariyer olan özel Tonsil 9193 FF adsorbentini piyasaya sürüyor. Bu ürün ayrıca çok çeşitli ham maddelerde mevcut kontamitantlar yelpazesine uygun olacak şekilde tasarlandı.
SIBUR, portföyüne yeni rafyalık PP ürünleri ekledi
SİBUR, ekipman verimliliğini ve üretimde devamlılığı artıran PP H043FF/3 ve PP H063FF/3 kodlu yeni rafyalık PP hammaddelerini üretmeye başladı. Bu malzemeler, torba, çuval, su geçirmez çatı altı örtüleri gibi kumaş ve esnek ambalaj ürünlerinin imalatında kullanılan düz şerit ipliğinin yüksek hızlı üretimi için tasarlandı.
Yeni ürünler, yüksek akışkanlık değerleri sayesinde daha yüksek hızlarda üretim yapılmasına olanak sağlıyor: deneyen müşteriler, ağır ipliklerde %15'e ve hafif ipliklerde %23'e varan verimlilik artışı aldıklarını belirtmekteler.
Üreticiler, ekstruder bölgelerinde sıcaklığı %5 düşürerek, ekstruder kalıbı ve filtresi üzerindeki basıncı 10 bar indirerek ve kalsit dağılımını iyileştirerek elektrik maliyetlerini düşürme imkânına kavuşabiliyor.
SİBUR PolyLab Araştırma Merkezi’nin Reçete Geliştirme Bölümü tarafından geliştirilen özel katkı paketi, şerit ipliklerde olası fire oranını vardiya başına sıfır kopmaya kadar düşürebiliyor.
Polipropilen lotlarının kontrollü parametre aralığı dar olduğundan üretim sürecine yapılan ayar sıklığı azalmakta ve nihai ürünün kalite stabilizesi arttırılarak üretim sürecinde istikrar sağlanabiliyor.
Flokser Kimya, ortak poliol ve prepolimer ile geliştirilmiş taban sistemleri sunuyor
Poliüretan sistemler, avantajları sayesinde ayakkabı sektöründe de önemli bir role sahip oluyor.
Türkiye’nin bakanlık onaylı özel poliüretan Ar-Ge merkezine sahip şirketi Flokser Kimya, ürünleriyle birçok sektörün gelişimine katkı sağlıyor. Flokser Kimya’nın mobilyadan yapı sektörüne kadar farklı özellikleriyle farklı alanlara uygulama için formüle ettiği poliüretan sistemler, avantajları sayesinde ayakkabı sektöründe de önemli bir role sahip oluyor.
Günlük hayatın vazgeçilmezi ayakkabılar, görünümlerinin yanı sıra rahatlık ve sağlamlıklarıyla da tercih ediliyor. Birçok alanda kullanılan poliüretan sistemler ise ayakkabı üreticilerinin rekabet sağlayacağı rahatlık, esneklik, sağlamlık ve hafiflik gibi kriterleri eş zamanlı karşılayabiliyor. Şirketin aynı anda ikiden fazla taban grubu üreten firmalar için geliştirdiği ortak poliol ve prepolimerler ile çalışan sistemleri, üreticilerin yaşadığı üretim sorunlarını ortadan kaldırarak, üretim verimliliğinin artmasına destek olmayı hedefliyor.
Plastik ambalajların sürdürülebilir tasarımı
Plastship, RecyClass girişiminin resmi belgelendirme kuruluşu olarak Avrupa çapında geri dönüştürülebilirliğe ilişkin kanıt sunuyor.
Plastship ve RecyClass birlikte şu soruya yanıt veriyor: Plastik ambalaj geri dönüşüm için ne kadar uygundur?
Geri dönüştürülmüş plastiklerin tedariki ve kalite güvencesi alanında faaliyet gösteren bir platform olan Plastship ve ambalajın geri dönüştürülebilirliğini geliştirmek için çalışan sektörler arası bir girişim olan RecyClass, güçlerini birleştiriyor. Plastik ambalaj üretici ve dağıtıcıları, Avrupa’da plastiği geri dönüştürenlerin perspektifinden geliştirilmiş bir geri dönüştürülebilirlik değerlendirme standardı olan RecyClass'ı kullanarak, tüketicinin sürdürülebilirliğe yönelik artan talebini karşılayabilir. Bir belgelendirme kuruluşu olarak Plastship, RecyClass’ın yöntemine dayanarak plastik ambalajların geri dönüştürülebilirliğini değerlendirir ve belgelendirir. Böylece, geri dönüştürülebilir ambalaj çözümleri konusunda markaları ve üreticileri destekler. Kolayca geri dönüştürülebilir ambalajlar tüketiciler için etiketlenebilir. Plastship, değerlendirmenin sonucunda bir sertifikayla ilgili ambalaj geri dönüştürülebilirlik ölçeğinde (A'dan F'ye) sınıflandırır, sonuç raporu ve sertifika numarası içeren bir logo sunar.
MULTIVAC’tan yeni BASELINE doğrusal web yazıcı serisi
MULTIVAC, 2020’nin ikinci yarısında, düşük ve orta çıktı aralığındaki termoform paketleme makineleri için BASELINE marka adıyla yeni bir doğrusal web yazıcı serisi piyasaya sürdü.
Doğrusal web yazıcıları, paketleme makinelerinde filmlerin verimli ve güvenilir bir şekilde basılabilmesi için bir araç olarak kullanılmaktadırlar. MULTIVAC, kanıtlanmış DP 2x0 serisine ek olarak, optimum hijyen ve maksimum güvenlik standartları bakımından ödün vermeyen iki uygun maliyetli giriş seviyesi modeli olan DP 110 ve DP 130 doğrusal web yazıcılarını geliştirdi. Her iki model de R 0xx’den R 5xx serisine kadar tüm termoform paketleme makinelerine kurulabiliyor.
Kompakt ve yerden tasarruf sağlayan tasarımı, yükleme alanının tamamen boş bırakılmasına olanak sağlıyor. Kullanılan step motor sürücüleri nedeniyle herhangi bir muhafaza gerekmediğinden, yazıcıya erişim hızlı ve kolay.
Milliken’den PP için RecyClass tarafından onaylı Millad NX 8000
Avrupa’da plastik ambalajların geri dönüştürülebilirliğini arttırmak için çalışan sektörler arası bir girişim olan RecyClass’a göre, Milliken’in Millad® NX® 8000 teknolojisi, Avrupa’daki polipropilenin (PP) geri dönüşüm süreçleriyle tamamen uyumlu olup geri dönüştürülebilirlik konusunda herhangi bir sorun yaratmamaktadır.
RecyClass’ın verdiği onay geliştirilmiş teknoloji için geçerlidir. Teknolojide kullanan ambalajın PP geri dönüşüm akışıyla tamamen uyumlu olarak kabul edilmesi için belirli koşullara uyulması gerekir. Bu koşullar, toplam ambalaj ağırlığına kıyasla teknoloji içeriğinin maksimum % 0,4’ünü içerir.
Testler, Plastics Forming Enterprise tarafından APR PP Kritik ve Uygulama Kılavuzu protokolüne uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Arıtma maddesi içeren ambalajın geri dönüştürülmesiyle elde edilen malzemeler, yüksek kaliteli uygulamalarda kullanılabilir. Bu protokolde % 50’lik bir konsantrasyon limiti test edilir.
Renksan Etiket’te dijital flekso devrimi
Bobst Master M5 flekso baskı makinesi ile Renksan Etiket üretimde otomasyon ve dijitalizasyonu yakalamayı hedefliyor.
Türkiye’deki 8. Master M5 Flekso Baskı Makinesi, geçtiğimiz günlerde Renksan Etiket firmasının geniş üretim parkurundaki yerini aldı. Bobst’un 29. Flekso Baskı Makine kurulumu İstanbul’da Renksan Etiket firmasında başarı ile gerçekleşti.
2008 yılında kurulan, ileri teknoloji ve maksimum kaliteyi hedefleyen Renksan Etiket arka arkaya yaptığı teknoloji yatırımlarıyla öne çıkıyor. Değişik yelpazedeki adet ve türdeki etiketlere hitap eden firma, flekso yatırımında tercihini Bobst’tan ve temsilcisi Imeks Grup’tan yana kullandı. Renksan Etiket firmasından Orhan Tüyyüz; Flekso projelerinde çok sıkı ve ciddi bir araştırma süreci sonrası, üretim parkurlarını Bobst gibi bir markanın yakında dönemde en çok tercih edilen ‘’MASTER M5’’ modeli ve Türkiye’deki etkili altyapı ve teknik servis hizmetine sahip mümessilliği Imeks Grup’u çözüm ortağı olarak seçerek hedefledikleri otomasyon ve dijitalizasyona bir adım daha yaklaştıklarını, ’MASTER M5’’ üzerinde yer alan her bir teknolojiyi dikkatle incelediklerini ve özellikle patentli teknolojilerinden oldukça etkilendiklerini ifade etti.
LANXESS yeni biyo-bazlı polimer serisi Adiprene Green’i piyasaya sundu
Almanya merkezli özel kimyasallar üreticisi LANXESS, yenilenebilir biyo-bazlı hammaddeler içeren yeni bir MDI polieter prepolimer serisi geliştirdi. LANXESS, “Adiprene Green” marka adı altında pazarladığı ürünlerinin, dayanıklı poliüretan (PU) elastomerler üretmek için kullanılan mevcut fosil bazlı polieter prepolimerlerin yerini alabileceğini belirtiyor.
Lanxess tarafından yayınlanan basın açıklamasına göre, Adiprene Green serisini geliştirmelerindeki ana amaç, poliüretan işleyicilerinin arkalarında daha az karbondioksit izi bırakarak bileşenlerini üretmelerini sağlayan bir dizi biyo-bazlı polimer yaratmaktı. Nişasta bazlı polieter poliollerin kullanılması sayesinde, fosil bazlı prepolimerlere kıyasla karbondioksit salınımında sisteme bağlı olarak yüzde 20 ila 30 oranında azalma sağlanabilmektedir. Biyo-bazlı hammaddelerin payı, hedeflenen sistem sertliğine bağlı olarak yüzde 30 ila 90 arasında değişmektedir. Mevcut poliüretan işleme kapasiteleri değişmeyecek olup nihai poliüretan elastomerin özellikleri, fosil bazlı polieterle üretilen elastomerlerin özelliklerine benzer, hatta daha üstün olabilecektir.
Plastik bileşimlerini metal kirleticilerden arındırmak
Sesotec, plastik üreticilerinin uygun bir metal ayırıcı seçmesine yardımcı olmak için yeni bir teknik rapor yayınlandı.
Plastik bileşimler ile masterbatch üretimleri sırasında, makinelerde belirli bir miktarda aşınma ve yıpranma görülmesi beklenir. Dolayısıyla, makinelerin aralıklarla yenilenmesi, spesifik parçaların değiştirilmesi ve tesislerin güçlendirilmesi gerekebilmektedir. Makinelerin bakıma alınarak üretimden geçici süreyle kaldırılmaları kaçınılmaz sonuç olsa da metalik kirletici içeren malzemelerin üretimde sık ve öngörülmeyen şekilde, maliyetli onarımlar gerektiren ve kalite güvence sorunlarına yol açan duraklamalara sebep olduğu bilinmektedir. Metal ayırıcılar, metal kirleticileri ürün akışlarından uzak tutmada önemli bir rol oynamaktadır.
Metalik kirletici maddelere karşı korumada granül üreticileri ve birleştiricileri özel gereksinimlere sahiptir. Üretimde kullanılacak metal ayırıcılar, hem yüksek algılama doğruluğu ile çalışmalı hem de temizlik sürelerini kısaltmayı garanti etmelidir. Güvenilir metal ayırıcılar, üretim hatlarının kullanılabilirlik süresini artırabilmekte; ürün kalitesini güvence altına alabilmekte ve müşteri şikâyetlerini önleyebilmektedir. Özellikle bileşim ve masterbatch üretim hatları için metal ayırıcılar kârlılığı artırabilmektedir.