Friday, Mar 29th

Last updateThu, 28 Mar 2024 9am

Buradasınız: Home Haberler

PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu: “İran’ın kaçak ürünleri yerli üreticiyi vurdu”

Yerli üretici, İran’dan Türkiye’ye yarı mamul olarak getirilen ürünler nedeniyle zora girdi. Bir kısmı tarife saptırma yöntemi bir kısmı ise kaçak olarak yurda sokulan poşet, streç film gibi ürünler bobin halinde getiriliyor. İç piyasayı istila eden söz konusu ürünlerin haksız rekabete yol açtığına dikkat çeken PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, yerli üreticiyi korumak gerektiğine vurgu yaparak; gözetim, denetim gibi tedbirlerin acil olarak devreye alınması gerektiğini savundu. İstanbul’dan Gaziantep’e kadar ülkenin değişik şehirlerinde üretim yapan pek çok yerli üreticinin söz konusu haksız rekabete maruz kaldığı için makine kapatmaya doğru sürüklendiğinin altını çizen Eroğlu, “plastik poşet, streç film gibi ürünleri üreten yerli firmalarımız, İran’dan yarı mamul şeklinde gelen malların yarattığı haksız rekabetten şikâyetçi. Nitekim bobin şeklinde yarı mamul olarak getirilen mallar, basit kesim ve yapıştırma işlemiyle poşete dönüştürülüp, iç piyasada satılıyor. Ham madde üreticisi olan İran, kendi firmalarına avantaj sağlamak için çok ucuz ham madde imkânı sunuyor ve bu ham maddeler işlenip yarı mamul olarak ülkemize sokuluyor. Türkiye’ye tarife saptırma hilesiyle sokulan ürünler, basit kesim işleminin ardından satılıyor. Neredeyse yerli üreticimizin ham madde fiyatına, bitmiş ürünler geliyor ve haliyle rekabet mümkün olmuyor. Bu malzemelerin yüzde 90’lık kısmı ağırlıklı olarak Doğu Bayazıt Gürbulak Sınır Kapısı’ndan giriyor ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde faturasız satılıyor” dedi. Yerli yatırımın, üretimin ve istihdamın yara aldığına vurgu yapan Eroğlu, kayıt dışı ekonomi nedeniyle devletin de vergi kaybına uğradığını hatırlattı. Yerli üreticinin, haksız rekabete yol açan bu sorunla ilgili çözüm beklediğini dile getiren Eroğlu, sorunun çözümü için gümrük sınırlarında gerekli tedbirlerin alınması, gözetim tedbiri ve iç piyasadaki denetimlerin ivedilikle yapılması çağrısında bulundu.

İşletmeler makine kapattı 

İran’dan hazır bobin şeklinde getirilen ürün miktarının hızla arttığını söyleyen PAGEV Poşet Üreticileri Komite Başkanı Rüknet Yeşilyurt, “PAGEV Poşet Üreticileri Komitesi olarak ülkemizdeki poşet ve streç film üreticilerini temsil ediyoruz. Kendim de poşet üreticisi firmalardan biriyim. Meslektaşlarımız gibi biz de makinelerimizi kapatmak zorunda kaldık. İşin ilginç yanı Türkiye’de poşetin ücretli hale gelmesinden sonra hem çevre hem üretim açısından poşet konusu daha dengeli hale gelmişken İran olayı her şeyi bozdu. İran’dan gelen kaçak mallar nedeniyle yerli üretici zarar görürken diğer yandan Bakanlığın ücretli poşet uygulaması delinmiş oldu. Özetle bu sorunun çözümü hem yerli üreticimizin hem çevrenin korunması adına oldukça önemli” şeklinde konuştu.  

PAGEV Poşet Komitesi’nin düzenlediği toplantıda konuşan AKD Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akdoğan ise İran ürünlerinin, yerli üretici için giderek artan bir tehlike arz ettiğini savunarak, “Menşei ve Tarife Saptırma” yoluyla Türkiye’ye sokulan İran malları, yerli üretimi bitirme noktasına sürüklüyor diyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Gaziantep’te streç film üretimi yapan firma olarak, İran’dan gelen ve haksız rekabete yol açan ürünler nedeniyle pek çok yerli firma gibi bizler de aylık 1500 ton streç film üretme kapasitesine sahip makinemizi kapatmak zorunda kaldık. Ağırlıklı olarak kaçak gelen malların oluşturduğu tahribata baktığımızda maalesef streç film üretimimizde yaklaşık yüzde 80’lik üretim kaybı yaşadık. Yerli yatırım ve üretimde yaşanan bu daralma sektörümüzde istihdam ve ihracatta da kayıplara yol açacaktır. İran’dan gelen malların engellenmesine yönelik sektör olarak acil çözüm bulunmasını talep ediyoruz.”

Poşet üreticisi Özgünen Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Özer de tehlikenin sadece poşet veya streç üretimiyle ilgili olmadığını, yerli üretim ve istihdamın korunmaması halinde poşet, streç film gibi ürünlerin dışında diğer bazı ürünlerle ilgili de bu tür haksız rekabet ortamının oluşabileceği uyarısında bulundu.  

Plast Eurasia fuarı büyümeye devam ediyor

2021 yılında sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirerek katılımcı ve ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunan, 138 ülkeden 60.742 profesyonel ziyaretçi ile 39 ülkeden 852 lider firmayı buluşturarak dev bir ticaret platformu haline gelen Plast Eurasia İstanbul Fuarı 2022 yılında da büyümesine devam ediyor.

Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş tarafından plastik sektörünün birleştirici gücü PAGEV iş birliğinde 31’inci kez düzenlenecek olan Plast Eurasia İstanbul Fuarı 23-26 Kasım 2022 tarihleri arasında sektör profesyonellerini bir araya getirmeye neredeyse hazır. 

Türkiye’nin en büyük, dünyanın lider plastik endüstrisi fuarlarından biri olan Plast Eurasia İstanbul Fuarı, güçlü sektörün de desteğini alarak istikrarlı büyümesini devam ettiriyor. 

Sektörün yoğun talebi üzerine yeni makine ve ham madde salonları açıldı

Sektör firmalarından gelen yoğun katılım talebi üzerine, mevcut salonlara yenileri eklendi. Ham madde bölümü için 9A, makine bölümü için 11’inci salon katılımcı ve ziyaretçilere açıldı. Satışların %95’inin tamamlandığı belirtildiği fuarda makine firmaları 2-3-4-10-11-12-14 nolu salonlarda, ham madde firmaları ise  5-6-7-8-9-9A salonlarında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Yapılan basın açıklamasına göre; PDA Otomasyon Makina, Ais Mühendislik, Bilgili Makina, Varilsan, Birlikflex Makine İmalatı ve Pazarlama, Uçkan Test ve Ölçüm Sistemleri, Toroplas Plastik Kalıp, Nokta Plastik, DMK Dizayn Makine Kalıp, Gülnar Plastik, Güven Makine Kalıp, Vakumsan Ambalaj, Tekno Kalıp, Enkosan Kompresör ve Makine, Candar Otomasyon Sistemleri ve Benli Plastik 11. salonda hemen yerini alan firmalar arasında bulunuyor.

Uluslararası arenadan da yoğun ilgi sürüyor

Almanya, Amerika, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya, Güney Kore, Hindistan, Hollanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Malezya, Taylan, Tayvan ve İran katılımcı ülkeleri arasında yerini aldı. Bu ülkelerin yanı sıra Rusya ve İngiltere ile de görüşmelerin yoğun bir şekilde devam ettiği fuarda 50’nin üzerinde ülkeden 1.000’e yakın katılımcı firmanın yer alması bekleniyor. 

T.C. Ticaret Bakanlığı ve KOSGEB’den yine destek var

T.C. Ticaret Bakanlığı ve KOSGEB tarafından destek kapsamına alınan fuarın katılımcıları kendilerine en uygun desteğe, fuar sonrasında başvuru yaparak harcamalarının bir kısmını geri alabiliyor.

Raceplast’ın Türkiye fabrikası Ankara’da kuruluyor

Mühendislik plastikleri alanında hizmet vermek amacıyla geçtiğimiz aylarda Türkiye fabrikası için şirket kurulumlarını gerçekleştiren Raceplast’ın, ülkemizdeki üretim merkezi olarak Ankara belirlendi. Fabrika kurulumunun, üstün donanımlı ve son teknoloji makinelerinin yerleşimi ve tecrübeli ekibinin istihdamına başlanmasıyla birlikte yılın son çeyreğinde üretime hazır hale gelmesi bekleniyor. Türkiye fabrikasında çalışacak olan CNC operatörlerine de kurum içi eğitim amacıyla Raceplast Almanya ofisinde eğitim verilmeye başlandı. 

Konu ile ilgili olarak Raceplast Kurucusu ve CEO’su Süleyman Ceyran şunları kaydetti “Raceplast olarak, sürekli ve doğru araştırma, tasarım, üretim ve testlerin yanı sıra tüm dünyada kullanıcı dostu ve çok güvenilir olan yüksek kaliteli mühendislik plastiklerini ülkemiz sanayisinin hizmetine sunmaya hazırlanıyoruz. Ankara merkezli olarak lokasyonunu belirlediğimiz ve halen kurulumunu gerçekleştirmekte olduğumuz yeni fabrikamızın ülkemiz sanayisine katkı sağlamasını ümit ediyoruz.” 

Sözlerine üretim teknolojileri konusunda gösterdikleri özen ile devam eden Ceyran şunları ekledi; “En modern makineler ve deneyimli çalışanlarımızla, daha sonraki işlemler için ihtiyacınız olan bitmiş parçalar ve tornalanmış parçalar üretmeyi planlıyoruz. Türkiye’de de aynı kalite standartlarında üretimimizi yapıp, tüm dünyaya ulaştırmayı hedefliyoruz. Raceplast olarak, savunma sanayisi, yenilenebilir enerjiler, inşaat endüstrisi, makine ve tesis kurulumu, baraj ve liman inşaatı, otomotiv sanayii, elektrik endüstrisi, tarım endüstrisi, havacılık ve uzay, gemi ve tekne yapımı, tıp teknolojisi, elektronik ve gıda endüstrisi için inovatif ürün portföyümüz ile değer üretmeye devam edeceğiz.”

Mitsubishi Electric, Türkiye’deki 10’uncu yılını kutluyor

Şirket, yıl dönümü kutlaması kapsamında global düzeyde birçok önemli yöneticiyi Türkiye’de ağırladı.

Mitsubishi Electric, ülkemizde uzun yıllar önce distribütörlüklerle başlattığı hikâyesini daha da güçlendirmek amacıyla 2012 yılında Türkiye’deki faaliyetlerine resmi olarak başlamasının 10’uncu yıl dönümünü kutluyor. Japonya ve Avrupa’dan birçok önemli yöneticiyi İstanbul’daki yıl dönümü organizasyonunda ağırlayan şirket, Manisa’da yer alan klima üretim üssü Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri Üretim A.Ş. fabrikasına ziyaret de düzenledi. Ziyaret heyetinde; Mitsubishi Electric Corporation Başkan ve CEO’su Kei Uruma, Mitsubishi Electric Corporation Global Stratejik Planlama ve Pazarlama Grup Başkanı Noriyuki Shimizu, Mitsubishi Electric Europe Başkan ve CEO’su Shunji Kurita ve Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri Üretim A.Ş. Başkanı Shingo Nonoue başta olmak üzere üst düzey isimler yer aldı.

Üretim gücüne inandığı Türkiye’de yatırımlarını sürdürecek

Mitsubishi Electric’in Türkiye’de son 10 yılda öncü işlere imza atmasından gurur duyduklarını ifade eden Mitsubishi Electric Corporation Başkan ve CEO’su Kei Uruma; “Bir dünya devi olan şirketimiz; bu sene 10’uncu yılını kutladığı Türkiye’nin potansiyeline, stratejik konumuna, genç ve dinamik nüfusuna her zaman güvenerek çok büyük yatırımları burada gerçekleştiriyor. En önemlisi de bir üretim üssü olarak Türkiye’ye büyük önem veriyoruz ve fabrikamızda yatırımlarımız hızla devam ediyor, Türkiye’den dünyaya uzanan bir ihracat ağı oluşturuyoruz. Üretim gücüne inandığımız Türkiye’ye katma değer sağlayacak projeler hayata geçirmeye ve yatırım yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 

İhracat ‘Ambalajı’ büyüttü

Geçtiğimiz yılı 6,5 milyar dolarlık ihracat geliri ile tamamlayan ambalaj sektöründeki istikrarlı büyüme, ekonomi çevrelerinde referans olarak kabul gören ‘İSO Birinci 500 + İkinci 500, İSO 1000’ Büyük Sanayi Kuruluşu listesine de yansıdı.

Üretim, ihracat ve istihdam odaklı çalışan ambalaj sektörü Türkiye'nin toplam ihracatına verdiği katkıyı sürdürüyor. Sektör, geçen yılı yüzde 26 değer artışı ile 6,5 milyar dolar ihracatla kapattı. En fazla ihracat yapılan ilk üç ülke sırasıyla Birleşik Krallık, Almanya ve Irak oldu.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin ilk 1000 (Birinci 500 + İkinci 500) Büyük Sanayi Kuruluşu arasında 2021 yılında 42’si Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) üyesi olmak üzere toplam 65 ambalaj sektörü firması yer aldı. Ambalaj Sektörünün yıllık değişimine bakıldığında; İSO ilk 1000’de yer alan firmaların sayısının 62’den 65’e yükseldiği; bu 65 firmanın gerçekleştirdiği üretimden satışlarının bir yıl öncesine göre yüzde 43,77 oranında arttığı; ihracatlarının yüzde 32,79 ve çalışan sayılarının yüzde 28,66 arttığı görüldü.

Ambalaj sektöründeki firmaların 2021’de İSO Birinci 500 + İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu firmalarının üretimden satışlarının yüzde 3,1; ihracatlarının yüzde 1,6 ve çalışan sayılarının ise yüzde 1,9’unu oluşturduğu belirtildi.

İSO 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde, ambalaj sektöründe yaşanan büyümenin devam ettiğini söyleyen Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, büyümenin odağında ihracatın yer aldığını söyledi. Sektörün, 2021 yılında 2,7 milyar dolar dış ticaret fazlası vererek cari açığa yapılan pozitif katkının arttığını belirten Zeki Sarıbekir, "Ambalaj Sektörü olarak her geçen gün daha çok ihracat yapmayı hedeflemeliyiz. Türkiye’de ürettiğimiz ambalajların en az yarısını ihraç edebilmek amacıyla çalışmalıyız" dedi.

Emtia fiyatları, ham madde sorunu, üretim maliyetlerinde 3 kata varan artışlar, konteyner sıkıntılarının ihracatı olumsuz etkileyen faktörlerin başında geldiğini belirten Zeki Sarıbekir, atık ithalatına karşı olduklarını yineledi. Zeki Sarıbekir, İSO 1000 listesine giren tüm ambalaj üreticilerini tebrik etti ve başarılı çalışmalarının devamını diledi.

Yakında etiketlerde su ayak izi de yazacak

İklim krizi devletler kadar şirketlerin de odağında artık. Hem global hem de Türk sanayi şirketleri özellikle son iki yıldır karbon emisyonu azaltımı, su ayak izi ve sürdürülebilirlik hedeflerini içeren raporlar yayınlıyorlar. Dünyanın ortak hedefinin iklim krizine karşı mücadele etmek olduğunu ifade eden TOBB E-ticaret Meclis Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucu CEO’su Cenk Çiğdemli, sürdürülebilirlik mecburiyetinin e-ticaret sektörünü de kökten dönüştürdüğünü belirtti.

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Glasgow’da 197 ülke Glasgow İklim Paktı’na imza atmıştı. Glasgow’da, küresel sıcaklık artışının hangi seviyede sınırlandırılacağı, fosil yakıtlar, iklim krizinden en kötü etkilenen ülkelerin kayıp ve hasarlarının tazmini gibi konular tartışmaların odak noktası olmuştu. Glasgow İklim Paktı sonucuna göre, 130 trilyon doları kontrol eden yaklaşık 450 finans kuruluşu, yenilenebilir enerji gibi temiz teknolojileri ve fosil yakıt endüstrileri dışındaki doğrudan finansmanı desteklemeyi taahhüt ettiler. Türkiye ise, 2053 yılına kadar net sıfır karbon olma hedefini burada açıkladı.

“Herkes elini taşın altına koymalı”

E-ticaret dahil her sektörün elini taşın altına koymak zorunda olduğunun tartışılmaz bir gerçek olduğuna vurgu yapan Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucu CEO’su Cenk Çiğdemli, “Global iklim kuruluşu Climate Action Tracker’ın yayınladığı rapora göre, dünya yüzyılın sonunda kadar 2.4 derecelik sıcaklık artışıyla karşı karşıya kalacak. Bu, dünyamız ve yaşam için çok kritik bir artış. Bu artışı yavaşlatmak için sürdürülebilir üretim, üretim ve tüketimde su ayak izinin azaltılması, karbon emisyon azaltımı, geri dönüşüm ve fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek ilk başta yapılması gerekenler arasında yer alıyor” dedi.

10. Ambalaj Ay Yıldızları’nda finalistler belli oldu

Bu yıl rekor katılımın olduğu yarışmaya başvuru yapan 278 ambalaj, 12 farklı kategoride değerlendirildi ve 126 ambalaj finale kaldı. Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması'nda dereceye girenlere ödülleri Ekim ayında İstanbul’da düzenlenecek özel bir törende verilecek.

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu yıl onuncusu düzenlenen ‘Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’ sonuçlandı. Ambalaj üreticileri, marka sahipleri ve tasarımcıların son iki yıldır piyasada var olan ambalajlarıyla katıldıkları yarışma hem yurtiçinden hem de yurtdışından yoğun ilgi gördü. 

ASD Ambalaj Binası’nda, 23-24 Haziran 2022 tarihlerinde bir araya gelen Seçici Kurul Üyeleri, yarışma şartnamesinde yer alan 11 kriter doğrultusunda başvuruları değerlendirdi. Kullanım kolaylığı ve üretim kalitesinden çevreye duyarlılığa, tasarımdan özgünlüğe kadar yapılan değerlendirme sonrası toplam 126 ambalaj finale kaldı. Bir başarı öyküsü haline gelen ve artan katılımıyla Türkiye genelinde marka olan yarışmanın ödül töreninde; finale kalan ambalajlar arasından Altın, Gümüş, Bronz ve Yetkinlik Ödülü alanlar ilan edilecek. ‘Altın Ödül’ almaya hak kazanan ürünler arasından ise Türk Standardları Enstitüsü (TSE) işbirliği ile en fazla 3 adet ‘Altın Ambalaj Ödülü’ verilecek.

Kimya sektörü ihracat liderliğini koruyor

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre, kimya sektörü Haziran ayında 3,2 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. Haziran ayında da ihracat lideri olan sektör, üst üste dördüncü kez birinci olurken ilk altı aylık dönemde gerçekleştirdiği 16,7 milyar dolar ihracat ile yüzde 39,9 büyüdü.

Bu yıl ihracat performansını artırmaya devam eden kimya sektörü Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında üst üste ihracat lideri olurken ilk altı aylık dönemde de birinci sektör olarak öne çıkıyor. Sektörün Haziran ayı ihracatı, geçen yıla kıyasla yüzde 34,6 artarken, ilk altı aylık dönemde yapılan toplam ihracat ise yüzde 39,9 artarak 16,7 milyar dolara ulaştı. 

Kimya sektörünün Haziran ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet Muş ve TİM Başkanımız Sayın Mustafa Gültepe’nin önderliğinde İhracatçı Birliklerimizin Başkanları ile birlikte geldiğimiz Erzurum’da Haziran ayı ihracatı basın açıklaması gerçekleştirildi. Kimya sektörümüz Haziran ayında da ihracat liderliğini korumayı başardı. Haziran ayında 3,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek yine lider sektör olmayı başardık. İlk altı aylık ihracatımız ise yaklaşık yüzde 40 artışla 17 milyar dolara ulaştı. Yaşadığımız enflasyon ve faiz baskısı, kurdaki volatilite, gıda ve emtia fiyatları artışı sıkıntılarına rağmen yılın ilk yarısı sektörümüz oldukça başarılı bir performans gösterdi. Üretim ve ihracatın gücünü büyüme rakamlarımızda da görüyoruz. Diğer sektörlere girdi sağlayan kimya sektörümüz, üretime ve ekonominin büyümesine katkı sağlayan stratejik önemi yüksek bir sektör. Dolayısıyla özellikle teşvik, destek ve yatırımlarda sektörümüze öncelik verilmesi büyük önem taşıyor. Diğer yandan ihracatçılarımızın döviz bozdurma konusunda yaşadıkları sorun ve çözüm önerilerini istişare ettik. İhracatçılarımız mevzuatlarla ilgi konuların daha hafifletilmesi gerektiğini belirtti. Konuyla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ülkemizin sürdürülebilir geleceğinde kimya sektörümüzün rolü büyük. Bu bilinçle sadece kimya sektörümüzü değil tüm sektörleri düşünerek hareket ediyoruz. Çevreci, doğa dostu, yüksek katma değerli ürünlerin üretilebilmesi, yeşil dönüşüm ekonomisine ve dijital dönüşüme öncülük eden bir anlayışla bütüncül bir ekosistem oluşturmak üzere Kimya Teknoloji Merkezi projemizi hayata geçiriyoruz. Plastikten kozmetiğe, ilaçtan gübreye, kauçuktan boyaya kadar 16 alt sektörümüz ile 2030 yılında hedeflediğimiz 50 milyar doları aşmak ve yine ihracatta kalıcı birincilik hedefini gerçekleştirmek üzere tüm gayretimizle üretmeye ve ihracata devam ediyoruz” dedi.

Toplumsal cinsiyet rollerine karşı nötr markalaşma ve tasarım yükselişte

Z kuşağının satın alma kararında cinsiyetten bağımsız markalar ön plana çıkıyor

Son zamanlarda yapılan pazarlama kampanyaları, ürünlerin kadın-erkek ayrımını gözeterek pazarlandığına dair tartışmaları hareketlendiriyor. 7 milyarı aşkın dünya nüfusunun yaklaşık üçte birini kapsayan Z kuşağı, kadın ve erkek üzerine odaklanan cinsiyet rollerine karşı daha nötr bir konumlandırma benimsiyor. Yapılan araştırmalarda, tüketicilerin satın alma kararı verirken dikkat ettiği özellikler arasında, kabul edilen cinsiyet rollerine yönelik çağrışımlar 30’uncu sıralarda yer alıyor. Tüketicilerle arasındaki bağı kuvvetlendirmek isteyen markaların, kadına pembe, erkeğe mavi gibi geleneksel normlardan ziyade nötr markalaşmaya yönelmeleri gerektiğini vurgulayan Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, tüketicilerin satın alma kararlarını toplumsal cinsiyet rollerine göre değil, ihtiyaçlarına göre şekillendirdiklerini belirtiyor.

Kadına pembe erkeğe mavi klişesi yıkılıyor

Geçmiş zamanlardan beri pembe rengi kadınlarla, mavi rengi ise erkeklerle özdeşleştirilmişti. Kıyafetlerden yiyeceklere, oyuncaklardan bilgisayar oyunlarına kadar birçok ürün ve hizmet, kadın ve erkeklere özel ayrı ayrı geliştiriliyordu. Günümüzde ise tüketiciler pazarlama kampanyalarının cinsiyetlere yönelik nötr ve kapsayıcı olması hususunda daha hassaslar. Designalytics’in ambalajlar üzerinde gerçekleştirdiği araştırmada, erkeklere sorulan şampuan ya da duş jeli gibi ürünleri satın alırken dikkat ettikleri özelliklerde "Beni erkeksi hissettiriyor” seçeneği 34’üncü sırada yerini alıyor. Gelişen dünyada tüketiciyle arasındaki bağı kuvvetlendirmek isteyen markaların cinsiyetlere karşı nötr markalaşmaya odaklanmalarının büyük önem taşıdığını belirten Musa Çelik, Z kuşağının cinsiyetten bağımsız markalaşma ve tasarımlara çok daha fazla önem verdiğini vurguluyor.

Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı için geri sayım başladı

12-15 Ekim 2022 tarihleri arasında 27. kez düzenlenecek Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı için geri sayım artık başladı. Türkiye içinden ve dışından yüzlerce firmanın yerlerini aldığı fuarda katılımcı firmalar fuar ziyaretçileri ile buluşmaya hazırlanıyor. Binlerce kişin fuarı ziyaret etmek için şimdiden kayıt yaptırdığı Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, Reed Tüyap Fuarcılık A.Ş. ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) iş birliğinde; Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD), Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD), Etiket Sanayicileri Derneği (ESD), Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD), Metal Ambalaj Sanayicileri Derneği (MASD), Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) ve Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği (SEPA) destekleri ile Büyükçekmece, İstanbul’daki Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.

Online Bilet 31 Ağustos’a kadar ücretsiz!

Fuarı ziyaret etmek isteyenler, Ağustos ayının sonuna kadar fuar web sitesi üzerinden ücretsiz alınabilecek Online Bilet ile 4 gün boyunca, sıra beklemeden katılımcı firmalarla görüşebilecek, yeni tedarikçi ve iş ortaklarıyla tanışabilecekler.

Koroplast’tan 367,4 milyon liralık halka arz

Halka arzını başarıyla tamamlayan Koroplast, gong töreniyle birlikte borsada işlem görmeye başladı.

Türkiye'yi ilk çöp torbası, buzdolabı poşeti gibi ürünlerle tanıştıran ve mutfak yardımcı ürünleri kategorisinin mimarı olan Koroplast, düzenlenen gong töreninin ardından 28 Temmuz Perşembe günü itibarıyla borsada işlem görmeye başladı. 20-22 Temmuz tarihlerinde Yapı Kredi Yatırım liderliğinde 38 adet aracı kurumdan oluşan konsorsiyum tarafından gerçekleştirilen Koroplast’ın halka arzında toplam büyüklük 367 milyon 380 bin TL oldu.

Yatırımcılardan 6,84 kat talep geldi

Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayınlanan ve 1 TL nominal değerli pay için fiyatın 4,68 TL olarak belirlendiği Koroplast’ın halka arzında ek satışsız halka arz büyüklüğünün 6,84 katına, ek satışlı halka arz büyüklüğünün 5,82 katına denk gelen, 456 milyon 645 bin 363 TL nominal değere tekabül eden talep toplandı.

114 bin 886 yatırımcıdan talep toplanan halka arzda, kurumun borsa kodu ise “KRPLS” olarak belirlendi. Halka arz edilen payların yüzde 26,24’ü yurt içi yüksek başvuru yapan bireysel yatırımcılara, yüzde 26,24’ü yurt içi bireysel yatırımcılara, yüzde 46,88’i yurt içi kurumsal yatırımcılara ve yüzde 0,64’ü de yurt dışı kurumsal yatırımcılara dağıtıldı. 

Şirketin sermayesi halka arz sonrasında 150 milyon TL’den 174 milyon 600 bin TL’ye yükseldi. Tamamlanan talep toplama süreci sonunda, ek satışla birlikte toplam sermayenin yüzde 44,96’sına karşılık gelen paylar halka arz edildi.

İhracatla birlikte üretim artmaya devam edecek

Türk plastik sektörünün 2022 yılının ilk 6 ayını değerlendiren PLASFED–Plastik Sanayicileri Federasyonu Başkanı Ömer Karadeniz, “2022 yılının geride bırakmış olduğumuz ilk yarısında birçok sıkıntıya rağmen üretim hızla devam etti. Maliyetlerdeki artış her ne kadar sanayiciyi zorluklara çekse de üretim artmaya devam etmiş, üretimle birlikte ihracatımız hız kazanmıştır. 2022 yılının son 6 aylık süreçteki beklentimiz de ihracatla birlikte üretimin artmaya devam etmesidir” dedi.

Yerli ham madde üretimi desteklenmeli

Sektörün ham madde tedarikinde %85 oranında ithalata bağımlı olması sebebiyle küresel arz şoklarına karşı daha kırılgan bir yapıya sahip olduğunu belirten PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz, “Yurtiçinde ham madde arzının çok yetersiz olduğu aşikar. Son 8 aylık süreçte yaşanan döviz kurundaki önlenemez artıştan dolayı zaten yüksek olan fiyatlar daha da artmış durumda. Ülkemiz sanayisinin rekabet gücünün daha fazla olumsuz etkilenmemesi için yerli ham madde üretimimiz arttırılmalı. Sanayiciler olarak yerli ham madde üretiminin kesinlikle desteklenmesi düşüncesindeyiz. Ülkemizin ihtiyacını karşılayacak yatırımlara yenileri eklenmeli ve ülkemizin yerli ham madde üretimi arttırılmalıdır. Burada kamu otoritelerimizin destekleri çok önemli” dedi.

FANUC Türkiye 2022 Robot Entegratörleri Buluşması İstanbul’da gerçekleştirildi

Yenilikçi robot teknolojilerinin bugün ve yarınının konuşulduğu “FANUC Türkiye 2022 Robot Entegratörleri Buluşması”, endüstriyel robotların öncüsü olan Japonya merkezli FANUC tarafından İstanbul’da gerçekleştirildi. FANUC Avrupa Kıdemli Başkan Yardımcısı Ralf Völlinger ve FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit’in ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte 2022 yılı itibarıyla 46.2 milyar dolara ulaşan robotlu otomasyon pazarı, pandemi sonrası yeni dönemde fırsatlar, global projeksiyonların görünümü ve yenilikçi robot teknolojilerini de içeren konular ele alındı. 

Robotlu otomasyon pazarı 2030 yılında 102,4 milyar dolar büyüklüğe ulaşacak

Buluşmanın açılış konuşmalarının ardından söz alan FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Yeni Dönemde Fırsatlar” başlıklı sunumunda “2022 yılında robotlu otomasyon pazarı 46.2 milyar dolara ulaşmış durumda. 2030’a kadar ise 102,4 milyar dolarlık bir pazar öngörülüyor. Zor olduğu kadar geleceği olan iyi bir sektörde yer alıyoruz. Pandemiyle birlikte otomasyona olan talepte tam anlamıyla patlama yaşandı. Bu da robotlu otomasyon sistemlerine yeni sektörlerin kapısını açtı. Şu anda perakende, lojistik ve e-ticaret alanında robotlu otomasyon sistemlerine çok talep var. İyi fırsatlar barındıran bu alanlara da ağırlık vermemiz gerekiyor. Bunun yanı sıra sektörde nitelikli eleman açığının da olduğunu gözlemliyoruz” dedi.

Moretto Türkiye 10’uncu yılını kutluyor

2012 yılında kurulan Moretto MTR, kazanmaya alışkın tecrübeli ekibi ve tamamlanmış pek çok iddialı projeleriyle kuruluşunun 10’uncu yıl dönümünü kutluyor. 

Merkez firmanın değerlerinden ve felsefesinden ilham alan şube, plastik işleme endüstrisi için otomasyon tedarikinde, Türkiye pazarı için önemli bir referans noktası haline geldi. Türkiye’nin en büyük metropolü olan İstanbul'da, Avrupa ve Asya arasında stratejik bir konumda yer alan ve ülkemizin plastik endustrisi için ana üretim destek tedarikçilerinden biri olan Moretto Türkiye; nitelikli danışmanlığı, müşteri isteklerinin dikkatli analizi, titiz, müşteriye özel ve etkin teklif sunumları ile öne çıkıyor. Şube pazardaki doğrudan mevcudiyeti ile, müşterilerine zamanında ve etkili satış sonrası destek sunuyor.

Şubelerinin 10’uncu yıl dönümü ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Moretto Türkiye Bölge Satış Müdürü Tolga Bostancı açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

“2012 yılının Eylül ayında resmi açılışı yapılan Türkiye Ofisi, Kasım ayında ilk ham madde yükleme sistemi tedarikiyle sektör kullanıcılarından kısa zamanda olağanüstü bir geri bildirim aldı. Daha sonra Aralık 2012'de, Plast Eurasia fuarına Moretto SpA ve Moretto MTR'nin birlikte ilk katılımıyla pazara girişimiz resmileşti. Bu organizasyon, lokal plastik sektörüne bir dizi teknolojik gelişme sunmanın ve sürekli büyümenin başlangıcıydı. Oldukça zorlu ve rekabetçi bir pazarın ihtiyaçlarını, evrimini öngörerek ve yoğun olarak tahmin ederek zaman içinde gelişebilen bir grubun parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Yenilikçi, entegre ve müşteri odaklı çözümler sunmamıza olanak sağlayan grubumuzun desteği ile sektörde öne çıkan ve aranan bir konuma geldik."

Raceplast’tan gıda sanayisine uygun özel mühendislik plastikleri çözümleri

2007 yılında mühendislik plastikleri alanında hizmet vermek amacıyla Almanya Legden’de kurulan Raceplast, bugün sektörünün liderleri arasında yer alıyor. Geçtiğimiz aylarda Türkiye fabrikası için şirket kurulumlarını gerçekleştiren firma kurucusu ve CEO’su Süleyman Ceyran, gıda endüstrisine özel inovatif ürünleri hakkında bilgiler paylaştı.

Öncelikle gıda ambalajlarının önemine değinen Ceyran açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Gıdaların ambalajlanması, depolama ve dağıtım zinciri boyunca ürünün muhafazasında önemli bir rol oynamaktadır. Ambalajlamanın temel amacı gıdayı kontaminasyondan korumak ve raf ömrünü uzatmaktır. Raceplast olarak, sürekli ve doğru araştırma, tasarım, üretim ve testlerin yanı sıra tüm dünyada kullanıcı dostu ve çok güvenilir olan yüksek kaliteli mühendislik plastiklerini gıda sanayisinin hizmetine sunuyoruz. Ürünlerimiz gıda ile veya gıda ile doğrudan temasa geçen ambalajların üretim, şişeleme, dolum veya kapaklama süreçlerinde tercih edilmektedir.” 

Hafiflik ve kolay işlenebilirlik özellikleri sayesinde, gıda endüstrisinde kullanılabilir plastiklerin et, balık ve kümes hayvanları işleme ve süt ürünleri, unlu mamuller ve şekerleme üretimi için tesis ve makinelerin çeşitli uygulamalarındaki metallerin yerini alabileceğinin altını çizen Süleyman Ceyran, “Raceplast’ın gıda ile temasa uygun malzemeleri üretimi canlandırır ve üretim sürecinde hız ve güvenliği artırır. Ayrıca, metal algılanabilirliğinin gerekli olduğu yerlerde, özel metallerin tespit edilebildiği plastiklerimiz ve gıda için optik olarak tespit edilebilir mavi malzemelerimiz, gelişmiş performans ve masrafını azaltma için geleneksel plastiklere alternatif olabilir” diyerek sözlerini tamamladı. 

Ambalaj grubu şirketlerinden büyüme başarısı

Baskılı esnek ambalaj sektöründe dikey entegrasyon yapısıyla faaliyet gösteren Bakioğlu Holding Ambalaj Grubu şirketlerinden Bak Ambalaj, Polibak ve Bareks; üretime, ihracata ve Türkiye ekonomisine verdikleri önemi; EBSO 100, İSO 500 ve TİM 1000 listelerinde aldıkları yerle bir kere daha kanıtladılar. 

Her sene “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” olarak yayınlanan İSO 500 listelerinin 2021 yılı sonuçlarında Polibak Plastik Film San. Tic. AŞ, 2020 yılındaki 178. sırasını, 2021 listelerinde 26 sıra birden iyileştirerek 152. sıraya yükseltirken; Bak Ambalaj San. Tic. AŞ 477. sırada yerini aldı. 

Bunun yanı sıra, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan, “Üretimden Satışlarıyla Ege Bölgesi’nin En Büyük 100 Firması 2021 listesinde” Polibak 13. sırada, Bak Ambalaj 41. sırada ve Bareks 69. sırada yer aldılar. Türkiye’nin önde gelen plastik film üreticilerinden biri olan Polibak aynı zamanda, Türkiye İhracatçılar Meclisi 2021 raporunda; Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Firması arasında kendi sektöründe 13. sırada konumlanarak, sektördeki üretim gücünü ve ülkemiz ekonomisinde yarattığı katma değeri bir kere daha ortaya koydu.

PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün: “Sanayiye bir darbe de haksız rekabetten”

Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, son dönemde plastik sektöründe yaşanan ham madde ve enerji başta olmak üzere hızla artan girdi maliyetlerini değerlendirdi. Açıklamalarına kurlarda yaşanan hareketliliğe rağmen üretime ara vermeksizin devam etmek üzere büyük bir öz veriyle çalışan plastik sanayine bir darbenin de haksız rekabetten geldiğini dile getirerek başlayan Selçuk Gülsün, “Son aylarda İran’dan yurda giren polietilen ambalajların piyasada ham madde fiyatının da altında satıldığına ve yaşanan bu damping sebebiyle çok sayıda işletmenin üretim yapamaz hale geldiğine şahitlik ediyoruz. Söz konusu duruma bir önlem alınmaması halinde bu mamul grubunda tamamen ithalata bağımlı bir yapı oluşması dahi söz konusu olabilir” dedi.

Açık bir damping uygulanmakta

İran’ın polietilen film grubu ürünlerde açık bir damping uyguladığının ve ülke sanayisini hedef aldığının altını çizen Selçuk Gülsün, “Herkesin bildiği üzere plastik sektöründe ham madde fiyatları küresel piyasalarda belirleniyor, bu sebeple fiyatlar arasında görülen ufak farklar ancak lojistik maliyeti kaynaklı olabiliyor. İşte bu şartlar altında İran’dan gelen ürünlerin ham madde fiyatının dahi altına yurtiçi piyasamıza sokuluyor olmasının tek açıklaması kasıtlı bir damping yaparak Türkiye’de yerleşik sanayinin rekabet gücünü yitirmesi ve üretimini durdurmasının hedefleniyor olmasıdır. Öyle ki, plastik film, poşet ve streç grubunu incelediğimizde bir önceki yıla göre İran’dan yapılan ithalatın miktar bazında 4 kat arttığını gözlemliyoruz. İran daha önce farklı ürün gruplarında da damping uygulamasına gitmişti. Örneğin bir dönem polistiren grubu ürünleri stiren ham maddesinin dahi altında satmaya başlamış, Ticaret Bakanlığımızın yürüttüğü anti-damping süreci neticesinde bu yıkıcı rekabete karşı firmalarımızın korunması mümkün olmuştu. Bugün de yaşanan durum bundan ibaret olup bir an önce koruyucu önlemler hayata geçirilmelidir” dedi.

İKMİB Başkanı Adil Pelister TİM Başkan Vekili oldu

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’de, Mustafa Gültepe’nin başkanlığında oluşturulan yeni yönetim kurulunda görev dağılımı yapıldı. 

İki dönemdir İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanlığı görevini başarıyla sürdüren ve güçlü yönetimi ile kimya sektörünü ihracatta birinciliğe taşıyan Adil Pelister, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanlığı’na seçilen Mustafa Gültepe’nin yeni yönetim kurulunda TİM Başkan Vekili olarak görev yapacak. 

Pelister: “Güçlü ihracat ailemizle birlikte yeni hedeflere yürüyeceğiz”

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin yeni yönetimiyle birlikte Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı payı artırmak için çalışacağını ifade eden TİM Başkan Vekili ve İKMİB Başkanı Adil Pelister, “Öncelikle TİM Başkanımız Sayın Mustafa Gültepe’yi kutluyor ve yeni yönetim kurulumuza başarılar diliyorum. Ülke ekonomimizin büyümesinde, sanayimizin gelişmesinde ve istihdamımızın artmasında ihracat ailemiz çok önemli bir rol üstleniyor. TİM çatısı altındaki 27 sektör ve 61 ihracatçı birliği ile güçlü ve büyük bir aileyiz. Özellikle son 2 yıldır ihracatta tarihi rekorlara imza atarken; ihracatımızın niteliğini artırmak, “Made in Türkiye” kalitesini dünyanın dört bir yanına taşımak, küresel ihracattan aldığımız payı yükseltmek ve kilogram başına ihracat değerimizi en üst seviyeye taşımak için güç birliğiyle çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde yine aynı ortak akıl ile hareket ederek, Türkiye’ye ihracatta eşik atlatacak vizyon dolu projelere imza atacağımıza inanıyorum. İKMİB’de kimya ihracatçılarımızla yakaladığımız sinerji ile kimya sektörümüzü ihracatta birinciliğe taşımayı başardık. Kalıcı birincilik için de var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Bununla birlikte söz verdiğimiz üzere TİM Yönetim Kurulu’nda da kimya ihracatçılarımızı en üst düzeyde temsil edeceğiz. İhracat ailesi olarak TİM’in önderliğinde yeni rekorlar kıracağımıza ve Türkiye’yi ihracatta bir üst lige taşıyacağımıza inanıyoruz. Bir önceki dönem TİM Başkanımız olan İsmail Gülle’ye de bugüne kadarki özverili ve başarılı çalışmaları için teşekkür ediyorum” dedi.

Avrupa’nın geri dönüşüm hedefi 10 milyon ton

Yavuz Eroğlu: “AB, 2025 yılında 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastiğin, plastik mamul üretiminde kullanılmasını hedefliyor.”

Brüksel merkezli Avrupa Plastik Mamul Üreticileri Birliği (EuPC), 51 plastik derneğinin çatı örgütü olarak 50 binden fazla plastik üreticisini temsil ediyor. Yıllık 280 milyar Euro’luk ciro yapan ve 1 milyon 600 bin kişinin çalıştığı EuPC, Avrupa Birliği Parlamentosu’nda plastikle ilgili kararların alınmasında etkin rol üstleniyor. Birlik, çevre ve yeni düzenlemeler başta olmak üzere sektörü ilgilendiren tüm konularda söz hakkına sahip. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen EuPC Genel Kurulu’nda Herige Group CEO'su Benoît Hennaut, 4 yıllık yöneticiliğin ardından görevi devreden Renato Zelcher'in yerine 2022-2024 dönemi için yeni Başkan seçildi. Genel Kurul’da, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu da EuPC Yönetim Kurulu Üyeliği’ne yeniden seçildi. 

Fırsatlar ve zorluklar bir arada  

EuPC Başkanı seçilen Hennaut: "Önümüzde, Avrupa'daki plastik endüstrimizin döngüselliğine yönelik yıllara yayılmış fırsatlar ve güçlükler var. İhtiyaç duyulan bu dönüşüme, sektörümüzdeki inovasyon ve karbon tasarrufu sayesinde öncülük etmeye devam edeceğiz” dedi. Yeni EuPC yönetimi, CPA Projesi’ni de AB Komisyonu ile devam ettirecek. “CPA”, Circular Plastics Alliance ile AB Komisyonu, EuPC’nin de dahil olduğu sivil toplum inisiyatifi sayesinde 2025 yılında 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastiğin, plastik mamul üretiminde kullanılmasını hedefliyor. 

Yavuz Eroğlu yeniden EuPC yönetimine seçildi

Avrupa Birliği dışından özel statü ile EuPC yönetimine tekrar seçilen Yavuz Eroğlu ise yeniden seçilmesinin ardından yaptığı açıklamada: “Avrupa’da her sene 21 milyon ton atık toplanıyor. Bunun önemli bir kısmı enerji dönüşüm tesislerinde elektriğe dönüşürken (plastiğin, kömürden daha büyük olan kalorifik değeri sebebiyle), 9,2 milyon tonluk kısmı toplama ayırma tesislerinde ayrıştırılarak geri dönüşüm tesislerine gönderiliyor. Geri dönüşüm sonrasında ise 5,2 milyon tonluk geri dönüştürülmüş plastik ham maddesi elde ediliyor. Dolayısıyla AB’nin, 2025 yılına kadar, 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastiği, plastik mamullerin içinde kullanma hedefi, önemli bir artışa işaret ediyor” dedi. 

CPA Projesi çok değerli

Eroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “PAGEV olarak ‘Plastiğin Doğada Yeri Yok, Hayatımızda Yeri Çok, Dönüştürelim’ mottosu ile çalışmalar yürütüyoruz. Tüm Avrupa kıtasında geri dönüşümü arttıracak sistemler ve bilincin geliştirilmesi önemli. Hem Avrupa hem Türkiye’de bu konuda aktif çalışmalarımıza devam edeceğiz. AB Komisyonu ile yürüttüğümüz CPA Projesi çok değerli. Şöyle ki; plastiği sadece geri dönüştürmeyip, bunun aynı zamanda ürün içinde kullanılması kritik öneme sahip. Bu sebeple hedef, Avrupa Birliği içerisinde 2025 yılında, 10 milyon ton plastiği dönüştürmek değil, 10 milyon ton geri dönüştürülmüş ham maddeyi plastik ürünlerde kullanmak olmalı. Avrupa’daki bu projeden alınacak iyi uygulama örneklerini, Türkiye’ye de taşımak istiyoruz.”  

Sarten’in 2025 hedefi 1 milyar dolar

Sarten Ambalaj yeni yatırımlarla büyümeyi planlıyor. Şirket olarak 50'inci yıllarını kutladıklarını belirten Sarten Ambalaj CEO'su Zeki Sarıbekir, bu yılın planlarını 10 yıl önce yaptıklarını, 60'ıncı yıl planlarının da şimdiden hazır olduğunu söyledi. 2030’da 1 milyar dolarlık bir ambalaj şirketi olma hedefi koyduklarını ancak bunu daha erkene çektiklerini ifade eden Sarıbekir, en geç 2026 yılında hedefe varacaklarını tahmin ettiklerini kaydetti. Sarıbekir, 2030'a gelindiğinde de Sarten'in bölgesel bir lider firma olacağını vurguladı. 

2030’da 30 fabrika hedefleniyor 

Bu seneyi 700 milyon dolar ciro ile bitireceklerini öngördüklerini anlatan Sarıbekir, "Fabrika yatırımlarımız devam ediyor. Her sene bir fabrika kurarak 2030 yılına 30 fabrika ile girmeyi hedefliyoruz. Bu yıl Çerkezköy’de bir fabrika kurduk. Son olarak Niğde'de bir fabrika yatırımına başladık, 2023 yılının Nisan-Mayıs aylarında fabrikayı açmayı planlıyoruz. Niğde ve çevresi tarım ve tarıma dayalı sanayinin gelişeceği yerler olacak. Aynı zamanda tarım olarak Türkiye’nin geleceği. Bu yüzden Niğde'deki yatırımımıza çok önem veriyoruz. Ambalaj üreticisi olduğumuz için müşterilerimiz nereye gidiyorsa oraya gidiyoruz" dedi. 

PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz: “Eğitime yapılacak yatırım, sanayinin en büyük teminatıdır”

Nitelikli eleman konusunda yaşanan ciddi sıkıntıların üretimi ve sanayinin işleyiş çarkını olumsuz etkilediğini söyleyen PLASFED – Plastik Sanayicileri Federasyonu Başkanı Ömer Karadeniz, “Son yıllarda eğitimde yaşanan ciddi sıkıntılara bağlı olarak artan nitelikli eleman ihtiyacı, geleceğe dair sanayimiz için ciddi tehlikelerin sinyallerini veriyor” dedi.

Türkiye’nin sayısal olarak genç nüfus anlamında diğer ülkelere göre üstünlüğüne dikkat çeken Ömer Karadeniz, “Sayısal olarak genç nüfus anlamında büyük bir güç olan ülkemizin, nitelik olarak sanayiye tam anlamıyla katkı sağlayamaması üzüntü verici bir durum. Ülkemizde nitelikli personel bulamayan işveren sayısı maalesef çok fazla. Bu da şunu gösteriyor ki; nitelikli eleman eksikliği gelecekte sanayimizin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkacak. Bir diğer ciddi sorun ise iyi eğitimli, üretken, sürekli düşünen, nitelik sahibi genç nüfusun yurtdışına gitmesi ya da gitmeyi düşünmesi. Son yıllarda beyin göçü hız kazandı. Ülkemizde nitelikli ve iyi eğitim almış bireyler ekonomik gerekçelerle yurtdışına çıkmanın yollarını arıyorlar. Ülkemiz bu gençlerimizi maalesef yabancı ülkelere kaptırmakta. Bu durum hem sanayimiz hem de ülkemiz için ciddi bir beka sorunu. Türkiye’nin hızlı kalkınma sürecini devam ettirmesi ve uluslararası alanlarda ekonomisinin rekabet gücünü arttırması için bu ciddi sorun daha fazla göz ardı edilmemeli” dedi.

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı