Saturday, Nov 23rd

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

You are here: Home Interview Haberler

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

B12 Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda 3 farklı ödül kazandı

Pazarlama sektöründe fark yaratmak ve tüketicinin ilgisini her daim dinamik tutmak isteyen markalar, ambalaj tasarımlarında da işinin ehli profesyonellerle çalışarak başarıyı yakalıyor. Ambalaj Sanayicileri Derneği de başarılı markaların arkasındaki görünmez kahramanlar olan ambalaj tasarımcılarını ve ambalaj üreticilerini belirlemek için iki yılda bir sektörün en prestijli ödül programı olan Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nı düzenliyor. Markalara ve ambalaj üreticilerine uluslararası pazarlarda rekabet gücü kazandıracak özgün tasarım ve uygulamaları özendirmek amacıyla düzenlenen yarışmanın 2020 kazananları açıklandı.

Farklı sektörlerden pek çok markanın yaratıcı ambalajlarını tasarlayan kreatif ajans B12 Creative Branding, Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda 3 farklı ödüle layık görüldü. Yerli ve yabancı firmalar tarafından tasarlanan ambalajların değerlendirildiği yarışmada B12, Türkiye’deki pek çok restoran zincirine ürün temin etmenin yanı sıra perakende sektöründe de şarküteri ve taze et ürünleriyle öne çıkan yerli et üreticisi Amasya Et Ürünleri için tasarladığı ambalajlarla iki altın ödül ve Türkiye’nin ilk endüstriyel ambalajlı dondurma üreticisi Panda için tasarladığı ambalajla ise gümüş ödül sahibi oldu.

“Ödüller ambalaj tasarımına verilen önemin artmasını sağlıyor”

Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda aldıkları üç ödül sebebiyle çok mutlu olduklarını belirten B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, “B12 olarak sektörünün öncü markaları için tasarladığımız ambalajlarla Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda 3 farklı ödül kazandık. Uluslararası arenada yetkinliğe ve geçerliliğe sahip olan bu ödüller, tüm ekipte bir bayram havası yarattı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da kazandığımız ödüller, bizi daha iyisini yapmak adına motive ettiği gibi ambalajlara verilmesi gereken önemi daha görünür hale getirdiği için de çok kıymetli” açıklamasında bulundu.

PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu: “YEKDEM’de indirim sanayiciye olumlu yansır”

Cep yakan elektrik faturalarıyla boğuşan sanayicinin Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) bedeliyle ilgili tepkisi olumlu yanıt buldu. Yenilenebilir enerji yatırımları daha önce dolar bazlı desteklenirken artık Türk Lirasına bağlanacak. Ayrıca düzenlemeyle bugünkü kurlarla kilovatsaat başına 97 kuruş destek alan güneş santrallerine uygulanan destekleme fiyatları yüzde 67 azalışla 32 kuruşa geriledi. Halen 53 kuruş ödenen rüzgar santrallerine verilen destek yüzde 40 düşüşle 32 kuruşa çekilirken, hidroelektrik santrallerine verilen 53 kuruşluk destekleme fiyatı yüzde 25 azaltılarak 40 kuruş seviyesine düşürüldü. Yenilenebilir enerjiye verilen destek fiyatının düşürülmesi sanayicinin faturasına yansıyan rakamların düşmesi anlamına geliyor.

YEKDEM bedelinin, sanayici üzerinde ciddi baskı oluşturduğuna dikkat çeken PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, aylardan beri TOBB, Sanayi Odaları ve Sivil Toplum Örgütleriyle iş birliği halinde YEKDEM’de değişikliğe gidilmesi gerektiğini savunduklarını anımsatarak, yeni düzenlemenin sanayicinin taleplerine uygun şekilde yürürlüğe girecek olmasından memnun olduklarını söyleyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sanayici olarak temiz enerjiden yanayız fakat yenilenebilir enerji yatırımlarının, sanayicinin sırtına yüklenmesinin artık sürdürülebilir olmadığını savunduk. Pandemi döneminde yavaşlayan çarklara bağlı düşen elektrik tüketimine rağmen yüzde 100 artan YEKDEM bedeli nedeniyle sanayicimizin faturaları yine yüksek geliyordu. Bizler de YEKDEM bedelinden kaynaklanan bu artışlara kalıcı çözüm önerimizi aylardır kamuoyuyla paylaşıyorduk. Ülkemizdeki yenilenebilir enerji yatırımlarının bir noktaya geldiğini ve bu yatırım maliyetlerinin artık sanayicinin sırtına yüklenmemesi gerektiğini ifade ediyorduk. Devletin, yenilenebilir enerji yatırımlarına sağladığı desteğin dolar yerine, TL bazlı olmasına dönük talebimizin yeni düzenlemede yer almasını memnuniyetle karşıladık. Öte yandan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim yatırımlarına verilen kilovatsaat (kWh) başına fiyat alım garantisi tutarlarının yüzde 67’ye varan oranlarda düşürülmesini de sanayicinin, faturasına eklenen YEKDEM bedeline düşüş olarak yansıyacağından olumlu karşılıyoruz.”

Ankutsan 2021 için 1,8 milyar TL ciro hedefliyor

Oluklu mukavva sektörünün öncü şirketlerinden Ankutsan, 2020 cirosunu bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 50 arttırdı. Şirketinin 2014 yılından bu yana her dönemde sektörünün oldukça üzerinde büyüme kaydettiğinin altını çizen Ankutsan Yönetim Kurulu Başkan’ı Rüstem Kesgi, hızlı ve sürdürülebilir büyümenin en önemli kaynağını, müşterilerinin beklentilerine uygun, inovatif ve hızlı çözümler sunmaları olarak gördüklerini dile getirdi.

Ülkemizi derinden etkileyen koronavirüs pandemisine rağmen göstermiş oldukları büyümenin önemli bir başarı olduğunun altını çizen Rüstem Kesgi “Dünyayı saran virüsün yarattığı tüm olumsuz gelişmelere rağmen tarihimizin en yüksek cirosuna ulaştık. Sektörümüzdeki tüm daralma beklentilerine karşın şirket olarak bu yılda büyümemizi sürdürecek, 2021 yılında 1,8 milyar TL ciro hedefini aşmak için var gücümüzle çalışacağız” dedi.

Rüstem Kesgi, “Gelişen dijital altyapımız ve Endüstri 4.0 yaklaşımı ile kurduğumuz üretim tesislerimiz ile dünyanın her yerine hizmet verir ve her yerinden ulaşılabilir konumdayız. 2020 yılında Ankutsan ailesine dâhil olan yeni müşterilerimiz ile gücümüze güç katmaya devam ediyoruz‘’ şeklinde konuştu. Geçen yıla göre tonaj bazında yaklaşık yüzde 30 büyüdüklerini dile getiren Kesgi, ihracatta bu yıl dolar bazında yüzde 45 büyüme ve 50 milyon dolar ciro ile sektöründe önemli bir konumda olan şirketinin, ihracat rakamlarını 2021 yılında daha da artıracaklarını ifade etti. Global bir marka olma yolunda ciddi katkı sağlayacak Turquality programına da dikkat çeken Kesgi, “Turquality kapsamında dâhil oldukları marka desteği programı ile birincil hedef pazarlarımızda hızla büyüyeceğiz” şeklinde konuştu. Ayrıca bu yıl gerçekleşecek olan birçok fuara katılarak Türkiye’yi ve Ankutsan’ı en iyi şekilde temsil edeceklerini vurguladı. Şirket ayrıca Türkiye’de en yüksek ihracat yapan ilk 1000 şirket arasında yer alıyor.

WorldStar 2021’den Türkiye’ye 12 ödül

 

Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından düzenlenen WorldStar 2021 Yarışması’nda Türkiye 12 ödül birden kazandı. Başkanlık Ödülü, Sürdürülebilirlik Ödülü, Pazarlama Ödülü ve Gıdayı Koruyan Ambalaj Ödülü ise Mayıs 2021'de açıklanacak.

Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından düzenlenen ve sektörün en prestijli yarışmalarından biri olan WorldStar 2021’in sonuçları açıklandı. 34 ülkenin 12 farklı kategoride yarıştığı ve toplam 345 başvurunun olduğu WorldStar 2021’den Türkiye'ye 12 ödül birden geldi. En çok ödül alan ülkeler 26 ödülle Japonya, ardından 22 ödülle Çin, 14 ödülle ABD, 13 ödülle ANZ (Avustralya & Yeni Zelanda) ve 12’şer ödülle Çekya ve Türkiye oldu. Özel kategorilerin kazananları; Başkanlık Ödülü, Sürdürülebilirlik Ödülü, Pazarlama Ödülü ve Gıdayı Koruyan Ambalaj Ödülü ise Mayıs 2021'de gerçekleşecek WorldStar Töreni'nde açıklanacak.

Yarışmanın sonuçlarını değerlendiren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, “Türk Ambalaj Sektörü küresel alandaki yükselişini sürdürüyor. Burada ödül alan tüm firmalarımızı tek tek tebrik ediyorum. Ambalaj sektörü olarak ülkemizi yurt dışında başarılı bir şekilde temsil etmeye devam edeceğiz. Salgın dönemine rağmen 12 firmamızın ödül kazanması bizleri gururlandırdı” dedi.

Zeki Sarıbekir ayrıca ASD olarak düzenledikleri Ambalajın Ay Yıldızları 2020 yarışmasına da değindi. Zeki Sarıbekir, “Yarışmamız uluslararası arenada yetkinliğe ve geçerliliğe sahip ülkemizdeki tek Ambalaj Yarışmasıdır. Bu yarışmayı marka sahiplerine, tasarımcılara ve ambalaj üreticilerine uluslararası pazarlarda rekabet gücü kazandırmak için başlattık. Kazananlarımız Dünya Ambalaj Örgütü’nün düzenlediği WorldStar’ın yanı sıra Asya Ambalaj Federasyonu’nun düzenlediği AsiaStar yarışmasına da katılabiliyorlar” diye konuştu.

Mitsubishi Electric 100’üncü yılını kutluyor

Mitsubishi Electric, 2021 yılında bir asırdır faaliyetlerini sürdürmenin gurunu yaşıyor. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de enerji verimli, çevreci, yenilikçi ürünleri ve ileri teknoloji çözümleriyle evden uzaya kadar çok sayıda sektörde öncü teknolojiler geliştirdiklerini söyleyen Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Şevket Saraçoğlu, şu açıklamalarda bulundu: “1921 yılında Japonya’da ticari faaliyetlerine başlayan şirketimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünü kutlamanın mutluluğu ve gururunu yaşıyoruz. Şirketimiz, 100 sene boyunca tarihe tanıklık etti. Son olarak, geçen sene tüm dünyayı etkisi altına alan zorlu ve öngörülemeyen pandemi döneminde de faaliyetlerimize hız kesmeden devam ettik. Bu yeni normal dönemde; çalışanlarımız, iş ortaklarımız ve toplum sağlığına öncelik verdik ve şirketimizde tüm önlemleri alarak faaliyetlerimizi sürdürdük. Tüm zorluklara rağmen dünya çapında olduğu gibi Türkiye’deki iş ortaklarımıza ve tüketicilerimize de inovatif ürün ve çözümlerimizle en iyisini sunmak üzere çalıştık.”

Yüzde 30 büyüme hedefleyen Schunk Türkiye Körfez ülkelerini markajına aldı

Şirket istikrarlı büyümesini sürdürerek uzun vadede Türkiye’de üretim yapmayı amaçlıyor.

Dünya çapında 50’den fazla ülkede faaliyet gösteren ve robotlu otomasyon ekipmanları, CNC tezgah iş parçası bağlama sistemleri ve takım tutucuları pazarında yer alan Schunk, Türkiye’deki istikrarlı büyümesine artan bir ivmeyle devam ederek 2021 yılında yüzde 30'luk bir büyüme hedefliyor. Şirketin 2021 yılı hedeflerini açıklayan Schunk Türkiye ve Orta Doğu Ülke Müdürü Emre Sönmez; “Schunk Türkiye olarak son 5 yıldır ortalama yüzde 30 büyüme sağlıyoruz ve gösterdiğimiz bu başarıdan dolayı Schunk global tarafından 2015 yılında Ortadoğu’nun merkez üssü seçildik. Sektördeki konumumuzu güçlendirmeyi ve yüzde 30’luk büyüme başarımızı bu yıl da korumayı amaçlıyoruz. 2021 yılında Türkiye genelinde yayılımımızı artırmakla birlikte yeni bayi ağlarımız aracılığıyla güney ve doğu bölgelerinin yanı sıra Körfez ülkelerinde de yoğunlaşmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Markamızın ürün ve hizmetlerini her yıl olduğu gibi geliştirmeye ve müşterilerimize satış sonrası teknik servis için en verimli şekilde hizmet vermeye odaklanacağız. Schunk Türkiye olarak Schunk global içerisindeki payımızı daha da artırarak uzun vadede Türkiye'de üretim yapan bir şirket konumuna gelmeyi hedefliyoruz“ dedi.

Kimya sektörü ihracatı Ocak ayında 1,64 milyar dolar oldu

Plastikler ve mamulleri ihracatı, 534 milyon 913 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre, 2021 yılı Ocak ayında 1 milyar 636 milyon dolarlık kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı gerçekleştirildi. Ocak ayında en fazla kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı yapılan ülke İtalya olurken, ABD yüzde 76,70 artışla ikinci sırada yer aldı. Lübnan’a yapılan ihracat ise yüzde 68,33 arttı.

Kimya sektörünün Ocak ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Kimya sektörümüz, 2020 yılını 18,3 milyar dolarlık ihracatla en fazla ihracat yapan ikinci sektör olarak tamamladı. Bu yıl Ocak ayında ise geçen yıl Ocak ayına göre yüzde 2,82’lik azalışla 1,64 milyar dolarlık kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı gerçekleştirildi. Küresel olarak pandemi gölgesinde yıla başlasak da umudumuz aşılamanın yaygınlaşmasına ve etkisine bağlı olarak özellikle yılın ikinci yarısı daha olumlu bir sürece gireceğimiz yönünde. Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) verileri Aralık’ta 50,8 olan endeksin, Ocak ayında 54.4'e yükseldiğini gösteriyor. Üretimdeki artışın önümüzdeki aylarda ihracatımıza da olumlu yansıyacağını öngörüyoruz. Hükümetimizin reform çalışmaları kapsamında kimya sektörümüze de yatırımlarda öncelik verilmesini bekliyoruz. İKMİB olarak biz de sektörümüze yönelik yatırım yapılabilecek öncelikli alanları belirleyen bir rapor hazırladık. “Türk Kimya Sektörü Yatırım Öncelikli Ürünler Raporu”nu hem ilgili Bakanlıklarımızla hem de sektörümüzle ve kamuoyu ile paylaştık. Bu raporumuzun da sektörümüze yerli yatırım yapmak isteyenlere yol göstereceğine inanıyoruz. İhracatımızda 2021 yılını yüzde 12 büyümeyle tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.

2021 Türkiye Kimya Sektör Şurası dijital olarak gerçekleştirilecek

Kimya Sektör Platformu, Türk Kimya Sanayi’nin nabzını tutan Kimya Sektör Şurası’na hazırlanıyor

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)’in 17’inci dönem başkanlığını yürütmekte olduğu Kimya Sektör Platformu (KSP) bünyesinde iki yılda bir gerçekleştirilen Kimya Sektör Şurası, bu yıl 12-13 Mart tarihlerinde dijital olarak gerçekleştirilecek.

Pandemi dolayısıyla fiziki yerine dijital olarak gerçekleştirilecek 2021 Türkiye Kimya Sektör Şurası’na T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, Kimya Sektör Platformu (KSP) Başkanı Adil Pelister başta olmak üzere kamu, özel sektör, STK kuruluşlarından temsilcilerin ve akademi üyesi birçok konuşmacı ve davetlinin katılması bekleniyor. 

İki günde 7 oturum ile sektörün geleceği ele alınacak

İki gün boyunca sürecek Şura’da, STK ve Dernek Başkanlarının ele alacağı sektörel sorun ve çözüm önerilerinin yanı sıra “Pandeminin Dünya ve Türkiye Kimya Sektörüne Etkileri ve Gelecek Beklentileri”, “Türkiye Kimya Sanayinin Yatırım İhtiyacı”, “Kimya Sektörünün Dış Ticareti, Finansmanı, Lojistiği ve Dijitalleşmesi”, “Gümrük Birliği’nin Revizyonu ve Ticaret Anlaşmalarının Kimya Sektörüne Etkileri”, “Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Kimya Sektörüne Etkileri”, “Kimya Sektöründe Sürdürülebilirlik Yönetimi” ve “Kimya Sanayi ile Üniversite İş Birliği” ana konu başlıklarından oluşan 7 oturumda sektörün geleceği tartışılacak.

Sanayide cobot kullanımı son 3 yılda yüzde 60 arttı

Endüstri 4.0’ın en belirleyici bileşenleri olan insan–robot / cobot iş birliği, üreticilere yeni bir alan açarak rekabet ortamını sertleştirdi. Sanayinin farklı ihtiyaçlarına cevap veren robotlar ve cobotlar, küçük veya büyük ölçekli firmaların seçimlerini de değiştiriyor. Özellikle güvenlik çitini ortadan kaldırarak insanlarla birlikte çalışabilen ve sezgisel kullanıma açık cobotların kullanım oranı son 3 yılda yüzde 60 oranında artmış durumda. 

Robot ve cobotlar stratejiyi belirliyor

Bugün kurumların strateji ve yatırımlarını şekillendiren bir ana çerçeve haline gelen Endüstri 4.0’ın belirleyici bileşenleri olan robotlar ile cobotların birbirleriyle etkileşimi ve iş birliği, verimliliği artırarak rekabeti canlandırıyor. Güvenlik nedeniyle robotlarla insanların aynı ortamda çalışması her zaman ve şartta uygun olmadığından belirli proseslerde insanlara yardımcı olması adına geliştirilen cobotlar, insanlar ile aynı ortamda, güvenli bir şekilde çalışabiliyor. Cobotların hızları, belirlenen ISO standartları doğrultusunda herhangi bir çarpışma anında zarar önleyici şekilde optimize edilebiliyor. Cobotlar, eksen ve gövdelerinde bulunan force sensörler ile sürekli olarak hassas biçimde kuvvet algılama yapıyor, böylece herhangi bir temas anında daha hızlı tepki vererek insanlara zarar vermiyor. Robotlar ise yüksek hızlarda üretim gerektiren uygulamalarda etrafı güvenlik çitleri ile çevrilmiş veya kapalı bir ortamda iş görüyor. Anlık tork bilgilerini motorlar üzerinden alan robotlar, çarpışma anında kendisine ve etrafına ufak zararlar verebiliyor, bu nedenle gerekli güvenlik önlemleri alınarak robot çalışma hücreleri tasarlanıyor. 

Plastik ham maddedeki astronomik fiyat artışına iki adımlı çözüm önerisi

Plastik ham madde fiyatlarında Ağustos ayından bugüne yüzde 137’lere varan astronomik zamlara karşı plastik sanayicilerinin çıkarlarına yönelik girişimlerini sürdüren Türk Plastik Sanayicileri, Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) 24 Şubat 2021 tarihinde online olarak gerçekleştirdiği “Ham madde Fiyatlarında Astronomik Artış ve Çözüm Önerimiz” toplantısı ile yaşanılan süreci ve çözüm önerilerini sektör temsilcileri ile paylaştı.

Dünya ekonomisinin sarsıldığı pandemi sürecinde bile çarkların hızla dönmeye devam ettiği üretim alanlarında ham madde tedarik sorunu yaşanıyor. Fiyatların katlandığı günlerde ham madde bulamayan Türk Sanayicisi, sipariş yağmuruna tutulsa da yetersiz ham madde üretiminden kaynaklanan mal bulamama sorunu yüzünden sipariş taleplerini karşılayamıyor. “Ham madde sıkıntısı yaşayan sektörlerin başında plastik endüstrimiz geliyor” diyen Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, ham madde sorununa ve çözümüne ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak, “İhracatta, otomotivden sonra ikinci sırada yer alan kimya bünyesindeki plastik sektörümüz, ham madde tedarikinde yaşanan problem nedeniyle ihracatta hızla kan kaybetmeye başladı. Fiyatlarda yaşanan yüzde 100’lük artışa rağmen ham madde bulmakta zorlanıyoruz. Bu durum, üretime ağır darbe vuruyor” dedi.

Döngüsel ekonomiyi birlikte kuralım, geleceğimizi tehdit altında olmaktan kurtaralım!

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından Türkiye’de ilk kez düzenlenen ‘Uluslararası 1. Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’na katılan özel sektör, kamu, akademi ve sivil toplum temsilcileri, iş dünyasına ‘döngüsel ekonomiyi zaman geçirmeden oluşturma’ çağrısında bulundu.

Sürdürülebilirlik Akademisi, Türkiye’de ilk kez döngüsel ekonomiyi derinlemesine ele alarak, ‘plastik kirliliğinin yaşanmadığı bir dünyanın mümkün olup olmadığına değil, bunu gerçekleştirmek için birlikte neler yapılabileceğine’ odaklanan uluslararası bir konferans düzenledi. Özel sektörden kamuya, akademiden sivil toplum kuruluşlarına kadar değişimde kilit rol oynayan tüm paydaşlar, bu konudaki görüşlerini açıklamak için ‘çevrimiçi’ düzenlenen Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’nda buluştu.

Ambalajlı tüketim mallarında dijital dönüşüm verimliliği artırıyor

Merkezi Almanya'da bulunan ProLeiT, dünya çapındaki tüm proses mühendisliği endüstrileri için proses kontrol teknolojisi, otomasyon çözümleri ve entegre MES fonksiyonlarına sahip proses kontrol sistemleri sunuyor.

Özellikle içecek endüstrisi olmak üzere tüm gıda, kimya ve ilaç sektörlerine yönelik otomasyon çözümleri sunan ProLeiT, Schneider Electric tarafından alınmasının ardından daha da güçlenerek fabrikaların dijital dönüşümünü hızlandırmayı hedefliyor.

“İş birliğimizin ilk projesi için heyecanlıyız”

ProLeiT firmasının Satıştan Sorumlu Başkanı Leonard Mitranescu, söz konusu iş birliği ve ilk proje ile ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:

“Yeni sistem entegratörümüz İDA Proses firmasına ‘hoşgeldiniz demekten onur duyarım’. CEEMEA Bölgesi’nde (Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika) en büyük Türk küresel gıda üreticilerinden biri için ortaklaşa ilk projeyi yürütmekten dolayı büyük heyecan duyuyoruz. Projenin başlangıç aşamasında, bizi güvenle ve mükemmel bir şekilde destekleyen Schneider Electric Türkiye'den meslektaşlarımıza özel teşekkürlerimizi sunarız.

SOCAR Ar-Ge ve ODTÜ'den ortak proje

İki kurumun iş birliğiyle plastik atıkların yeniden hammaddeye dönüştürülerek kullanımına yönelik, yenilikçi teknolojilere imza atılması hedefleniyor.

SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş, plastik atıkların kimyasal geri dönüşümü için Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile ortak bir proje başlattı. ODTÜ Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) aracılığı ile yürütülen proje kapsamında SOCAR Ar-Ge ve ODTÜ’de görev yapan araştırmacılar, atık plastikleri temel bileşenlerine dönüştürerek tekrar ve sürdürülebilir bir şekilde plastik hammaddelerin üretiminde kullanılması yönünde çalışma yürütecek. Böylece bir yandan doğal kaynaklar korunurken diğer yandan döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak temel teknolojinin geliştirilmesi yönünde önemli bir adım atılmış olacak.

Deneyler SOCAR Ar-Ge ve ODTÜ laboratuvarlarında yapılacak

3 yıl boyunca devam edecek olan proje ile SOCAR Türkiye’nin kendi özgün yöntemini ve teknolojisini geliştirme şansına da sahip olacağını ifade eden SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş. Genel Müdürü Bilal Guliyev, “Amacımız öncelikle yeni teknoloji geliştirmek. Endüstriyel boyutta uygulanmasına karar verildikten sonra atık yönetimi yapan şirketlerden ve bu atıkların alınabileceği diğer kaynaklardan hammadde sağlanmasını planlıyoruz. Bu proje ile SOCAR bünyesinde açığa çıkan atıkların kullanılması da mümkün olacak. Atık plastiklerin kimyasal geri dönüşümü ile Petkim’in temel hammadde girdisi olan nafta için alternatif bir kaynak geliştirerek bir yandan çevreye ve sürdürülebilir ekonomiye, bir yandan da SOCAR Türkiye’ye rekabet üstünlüğü sağlayacak yeni iş modellerinin oluşmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz” dedi. Projede, yurtdışında atık plastiklerden motor yağı elde edilmesi konusunda makaleleri yayınlanan ve patent başvurusu bulunan ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Gökhan Çelik’le birlikte çalıştıklarını kaydeden Guliyev, gerekli deney çalışmalarının tümünün SOCAR Ar-Ge ve ODTÜ’nün laboratuvarlarında yapılacağını, projede kullanılacak katalizörlerin ise ODTÜ’de geliştirileceğini ifade etti.

PlastiQ eğitim merkezinde Engel makineleri devreye alındı

Merkezi Avusturya’da bulunan enjeksiyon kalıplama makinesi üreticisi ve otomasyon uzmanı ENGEL, Belçika’daki plastik endüstrisindeki uzmanların eğitimini ve gelişimini desteklemek amacıyla eğitim kurumu PlastIQ ile çeşitli destek çalışmaları yürütüyor. Bu amaçla kapsamlı enjeksiyon 4.0 paketleri içeren iki enjeksiyon kalıplama makinesini kuruluşa teslim eden Engel aynı zamanda hem geleceğin hem de bugünün deneyimli enjeksiyon kalıplama uzmanlarını eğitiyor. Bu amaçla PlastIQ’nun Kortrijk’teki Dairesel Malzeme Merkezinde victory 330/80 kolonsuz makine devreye alındı. Başka bir e-Victory 310/80 kolonsuz plastik enjeksiyon makinesi Genk’teki T2 Master Kampüsü’nde bulunuyor. Hem PlastIQ hem de ENGEL bu iki lokasyonda eğitim kursları sunuyor. PlastIQ kursları öncelikle enjeksiyon kalıplama prosesine odaklanırken, ENGEL tarafından düzenlenen kurslar CC300 makine kontrol ünitesi, enjeksiyon kalıplama prosesi otomasyonunu ve ENGEL plastik enjeksiyon makineleri ve robotlarının bakımını ele alıyor.

PlastIQ ile yapılan işbirliği ENGEL Benelux’ün bölgedeki eğitim desteklerini daha da genişlettiğini ortaya koyuyor. ENGEL, Belçika Oostakker’deki satış ve servis ofisinde ve Houten’deki Hollandalı yan kuruluşunda ayrıca kendi eğitim merkezlerini de işletiyor.

Üretim hattında ilk yapay zekâ donanımlı optik denetim sistemi onaylandı

Gıda ve ilaç alanlarında makine otomasyonunda uzmanlaşmış olan Syntegon Technology tarafından geçtiğimiz günlerde yapay zekâlı optik kontrol makinesi devreye alındı. Oluşturulan sistemin, ilaç sektöründe yazılım, teknoloji ve doğrulama uzmanlığını ve yapay zekâ açısından kilit önemde olduğu vurgulanıyor. Önemli ölçüde daha yüksek partikül algılama oranları ve daha düşük ıskarta oranları sağlayacak şekilde yapay zekâya sahip dünyanın ilk şırınga kontrol makinesinin, şu anda müşterinin üretim hattında doğrulanmış olduğu da bildiriliyor.

Kurulum, şirketin yapay zekâyı ilaç alanında optik denetime dâhil etme çabasında önemli bir adım teşkil ediyor ve böylelikle sektördeki büyük ölçüde açıklık olan bölgeleri keşfediyor. Projenin sorumlusu Dr José Zanardi, uygulamanın temelinde uzun süreli bir optik kontrol uzmanlığı, sağlam yazılım, ilaç validasyon yeterliliği, sınırları aşma cesareti ve müşterilerle iyi bir ortaklığın sonucu olarak başarıya ulaştıklarını vurguluyor.

Yeni yılın ambalaj trendlerine sürdürülebilirlik teması damga vuracak

2021 yılında çevre dostu ambalajlar başrolde olacak

Sürdürülebilirlik, küresel iklim değişikliğinin etkisiyle hızla azalan dünya kaynaklarının bir sonucu olarak çok uzun süredir markaların odak noktasında yer alıyor. Eğitim ve farkındalık seviyesinin yükselmesiyle sürdürülebilir yaşam tüketiciler için de önem kazanmaya başladı. Bu noktada sürdürülebilir bir dünya için hayatın her alanında değişiklikler yapmak bir gereklilik haline geliyor. Eko sistem dengesinin gittikçe zarar görmesi pandemi koşullarıyla da birleşince bu durum üreticiler ve markaları sürdürülebilirlik konusunda daha somut adımlar atmaya teşvik ediyor. Artık kendini dünyaya karşı sorumlu hisseden tüketicilerin kalplerini kazanmanın yolu sürdürülebilirliği odak noktasına koyan ürünler üretmekten geçiyor. 

Son yıllarda sürdürülebilirliğin ambalaj tasarımında da giderek önem kazandığını belirten B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli,  “Dünya genelinde çevre konusunda duyarlılık artıyor. Bu doğrultuda yakın gelecekte çevre bilinci olmadan hareket eden markaların kendisine bir tüketici kitlesi oluşturabilmesi ise pek mümkün görünmüyor. Sürdürülebilir bir başarı grafiğine sahip olmak isteyen markaların bu konuda daha somut ve gerçekçi adımlar atması gerekiyor” dedi.

2020 yılında makine ihracatı 17,1 milyar dolar oldu

Son çeyrekte Almanya, ABD ve İngiltere’ye ihracat yüzde 21 arttı

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine göre ihracat ana pazarlarındaki uzun Noel tatiline rağmen Aralık ayında yüzde 17,5 artış sağlayan makine sektörü, 2020 yılını 17,1 milyar dolar ihracatla kapattı. Son çeyrekte büyük bir atılım yaparak yüzde 9 artış kaydeden sektörün ihracatı, TÜİK hesaplamasına göre 18 milyar doları aştı. Yurtdışından makine alımı yüzde 9 ile 21 arasında düşen Almanya, ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde, Türk makine sektörü ihracat düşüşünü yüzde 3'ün altında tutmayı başardı. Rusya ile ticari ilişkilerini güçlendirmeye devam eden makineciler, bu ülkeye ihracatını da yüzde 22 oranında artırdı. 

Küresel makine ticaretinin yaklaşık yüzde 12 düştüğü yılda, ihracat düşüşünü yüzde 4 seviyesinde tutabilmesinin Türkiye'nin küresel rekabet gücünü bir kez daha ispat ettiğine işaret eden Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Dünya makine ihracatının arttığı yıllarda tüm rakiplerimizden daha hızlı artış sağladığımız gibi, küresel ticaretin daraldığı bu yıl da ihracat düşüşünü daha sınırlı tutmayı başardık. Giderek yükselen teknoloji seviyemiz ve rekabetçi fiyatlarımızın da desteğiyle düşüşü yüzde 4 seviyesinde durdurabildik. Pandemi döneminde makine ithalatı milyarlarca dolar azalan Almanya, ABD ve İngiltere gibi en güçlü olduğumuz pazarlarda ciddi bir kayıp yaşamayarak vazgeçilmez bir imalatçı olduğumuzu da kanıtladık. Karantina dönemindeki bağlantılarımızın neticesinde bu üç ülkeye ihracatımız son çeyrekte yüzde 21 arttı. Tüm dünyada KOBİ'lerin krizler karşındaki esnekliklerini ve çevikliklerini test eden bir süreç yaşandı. AB’deki makine imalatçısı KOBİ’ler felç olurken biz birçok büyük ekonomide pazar payımızı artırdık.”

GEBKİM MTAL Eğitim Kadrosu sanayi ile iç içe gelişiyor

GEBKİM MTAL öğretmenleri, Kompozit Sanayicileri Derneği’nin desteği ve işbirliği ile gerçekleştirilen eğitimlerle, kompozit malzemelerin üretim prosesleri ve kullanım alanlarına yönelik bilgiler aldılar.

GEBKİM Eğitim, Araştırma ve Sağlık Vakfı tarafından desteklenen GEBKİM Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, mesleki eğitimde ülkemize örnek olan bir model ortaya koyuyor. Öğrencilerinin yanı sıra Yönetici Kadrosu ve öğretmenlerinin de sanayi ile yakın diyalog ve işbirliği içerisinde olmalarına öncelik veriliyor. Mesleki eğitime katkıları ile öne çıkan Kompozit Sanayicileri Derneği, son olarak kompozit malzemenin ana hammaddeleri olan bağlayıcı malzemeler (Reçineler), Camelyafı ve karbon elyaf konusunda eğitimler düzenlenmesi noktasında okula destek verdi. 

Kimya sektörünün en önemli bileşenleri arasında yer alan kompozit malzemelerin sanayideki kullanım alanları, üretim prosesleri, güncel gelişmeler ve uygulamalar konusunda düzenlenen eğitimlerin ilki geçtiğimiz günlerde GEBKİM Kimya İhtisas OSB’de faaliyet gösteren Turkuaz Polyester ve Ece Boya firmalarında gerçekleştirilmişti. Kompozit malzemenin iki ana hammaddesinden biri olan bağlayıcı malzemeler (Reçinelerin) eğitiminin ardından bu kez takviye hammaddelerin en büyük grubu olan Camelyafı eğitimi, Şişecam’ın Çayırova’daki Bilim Teknoloji ve Tasarım Merkezi'nde düzenlendi. 

İKMİB, kimya sektöründe yatırım yapmak isteyenlere pusula olacak

Kimya sektörünün çatı kuruluşu İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), kimyada ithalatı frenleyecek ve cari açığın azalmasında etkin rol oynayacak önemli bir sektörel rapora imza attı.

Dünya ekonomisi ve küresel ticaret, Covid-19 pandemisinin gölgesinde zorlu bir yılı geride bırakırken, kimya sektörü 2020 yılını 18,3 milyar dolarlık ihracat ile tamamlayarak Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü oldu. Hammadde ve ara mamullerde yüzde 70 oranında ithalata bağımlığını sürdüren kimya sektörü, 2020 yılı Ocak-Kasım döneminde 57,54 milyar dolar değerinde ithalat gerçekleştirdi. TÜİK verilerine göre 2020 yılı Ocak-Kasım döneminde kimya sektöründe toplam ithalat 57,54 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 36,2 oldu. 

Sektörün çatı platformu İKMİB, tüm bu veriler ışığında Türk kimya sektörünün en fazla ithal ettiği hammadde ve ara mamulleri mercek altına alan stratejik bir çalışmaya imza atarak “Türk Kimya Sektörü Yatırım Öncelikli Ürünler Raporu”nu hazırladı. Kimya sektörünün uluslararası ticarette rekabet üstünlüğü kazanmasını hedefleyen ve bu alandaki dış ticaret açığının yeni bir yerli üretim yatırımı hamlesiyle aşılacağını analiz eden İKMİB, kimya alanında en fazla ithal edilen 157 ürün kategorisi ile yerli üretim hamlesi bekleyen öncelikli 103 stratejik ürün alanını belirledi.

Ambalajın Ay Yıldızları ödüllendirildi

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından dokuzuncusu düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları 2020 Yarışması’nda kazananlar ödüllendirildi. 278 ambalajdan finale kalan 134 ambalaj arasından Altın, Gümüş, Bronz ve Yetkinlik ödülü alanlar ilan edildi. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, 13 farklı kategoride başvuru alan yarışmada ürünlerin, üretim kalitesinden çevre duyarlılığına, tasarımdan özgünlüğüne kadar 11 kriter doğrultusunda değerlendirildiğini vurguladı. 

Salgına rağmen ilgi büyük

Ambalaj Ay Yıldızları 2020 Yarışması’nın sonuçlarını değerlendiren Zeki Sarıbekir, “Salgın dönemine rağmen yarışmamıza ilgi büyüktü. ASD olarak düzenlediğimiz bu yarışma ve diğer çalışmalarımızla katma değerli ihracatımızı daha da artırıp ülke ekonomimize katkı sağlamaya devam edeceğiz. Yarışmamıza katılım gösteren herkese tek tek teşekkür ediyorum. Türkiye Ambalaj Sektörünün daha da ilerilere gitmesi için çalışmalarımıza son sürat devam edeceğiz. Ambalaj Ay Yıldızları 2020 Yarışmamız hem sektörümüz hem de ülke ekonomimiz için büyük önem taşıyor. ASD olarak ülke ekonomimize çok büyük katkı sağlayan Ambalaj Sektörü için önemli çalışmalara imza atmaya devam edeceğiz” dedi.

En fazla başvuru gıda, grafik tasarım ve içecek kategorisinde

Yarışmanın iki yılda bir düzenlendiğini aktaran Zeki Sarıbekir, “Yarışmaya en fazla başvuru gıda, grafik tasarım ve içecek kategorilerinden oldu. ‘Altın Ödül' almaya hak kazanan ürünler arasından ise Türk Standartları Enstitüsü (TSE) işbirliği ile 3 adet ‘Altın Ambalaj Ödülü' de belirlendi. Yarışmamıza ambalaj üreticileri, marka sahipleri ve tasarımcılar piyasadaki ambalajlarıyla katıldı. Yarışmamız 2015 yılından beri yurtdışından da başvuru kabul ediyor. Yarışmamız, WPO-World Packaging Organization (Dünya Ambalaj Örgütü) ve APF-Asian Packaging Federation (Asya Ambalaj Federasyonu) tarafından akredite edilen uluslararası arenada yetkinliğe ve geçerliliğe sahip ülkemizdeki tek ambalaj yarışmasıdır. Kazananlar WorldStar ve AsiaStar yarışmalarına da katılım gösterdiler. Ödül alan tüm firmalarımızı yürekten tebrik ediyorum. Marka sahiplerine, tasarımcılara ve ambalaj üreticilerine uluslararası pazarlarda rekabet gücü kazandırmak için başlattığımız yarışmamız sayesinde, katma değere odaklanan sektörümüzün dünyada bilinirliği gün geçtikçe artıyor” diye konuştu.

Ağaç atıkları kurumsal bilgisayarlara dönüşüyor

Dell Technologies, yüzde 21 oranında biyoplastik bulunan bilgisayarları ile doğa dostu malzemelerini ve ambalajlarını kullanıcılarıyla buluşturmaya devam ediyor

Dell Technologies, tasarımı ve performansının yanı sıra sürdürülebilirlik konusunda da herkesin güven duyabileceği ürünlerini piyasaya sürmeye devam ediyor. Tasarımında ağaç atıklarından elde edilen plastiklerin kullanıldığı yeni Latitude 5000 ve Precision 3560 ise sürdürülebilirlik konusunda bir adım daha ileride. Dell Technologies tarafından hazırlanan, 2030 yılına gelindiğinde ürünlerinin yarısından fazlasının geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemelerden oluşmasına ilişkin “Dell'in 2030 hedeflerini” destekleyecek şekilde kâğıttan elde edilen bir yan ürünün kullanıldığı bu cihazlarda yüzde 21 oranında biyoplastik içeriğe1 sahip kapaklar bulunuyor.

Dell, Latitude 5000 serisindeki2 geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir tüm malzemeler ile yaklaşık 40 milyon km otomobil sürmenin, yani dünyanın etrafında 971 kereden fazla yol kat etmenin sonucunda ortaya çıkacak CO2 emisyonuna eş değer bir CO2 azalmasına3, 5.564 eve bir yıl boyunca güç sağlayacak kadar enerji4 ve 226 olimpik yüzme havuzunu doldurmaya yetecek kadar su tasarrufuna4 eşdeğer bir kullanım sağlıyor. Tüm yeni ticari bilgisayarlar ve monitörler ise enerji kullanımını azaltmaya yardımcı olan ENERGY STAR sertifikasına sahip ve EPEAT Gold ve Silver tescilli4.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1 Eylül 2020 tarihli Dell şirket içi analizi temel alınmıştır. LCD kapakta % 21 biyoplastik kullanılmıştır.

2 Ağırlık bazında ölçülmüştür.

3 Latitude 5320, 5420 ve 5520 modellerini içerir.

4 ISO 14040:2006 ve ISO 14044:2006’ya göre düzenlenen Yaşam Döngüsü Değerlendirmelerinden elde edilen veriler temelinde hesaplanmıştır. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin sistem sınırı tüm yaşam döngüsünü (Cradle-to-Gate) içerir