Saturday, Nov 23rd

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

You are here: Home Examples of the Reader Haberler

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Güvenli gıdaya ulaşım ‘ambalaj’ ile mümkün

Dünyada talep ve beklentilerin her geçen gün farklılaştığını, iş yapış şekillerinin değiştiğini, çevreye olan hassasiyetin her geçen gün arttığını ve sürdürülebilirliğin giderek daha da önem kazandığını ifade eden Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, ambalaj sanayicileri olarak yaşanan değişim ve dönüşümü yakından takip ettiklerini söyledi. Değişen dünya düzeninde gelecek için kaygıların arttığına vurgu yaparak, ambalaj sektörü olarak bu kaygıları minimum seviyelere indirmeyi hedeflediklerini kaydetti. Haziran ayının dünya için iki önemli güne ev sahipliği yaptığını hatırlatan Zeki Sarıbekir, “5 Haziran’da Dünya Çevre Haftası başlıyor ve 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü olarak belirlenmiş durumda. Dünya çevre haftası ve gıda güvenliği günü sektörümüzü aslında çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü gıda güvenliğini sağlamanın ilk ve en etkili yolu ambalajdan geçiyor” dedi. Gıdada israfın önüne geçmek ve dünyada artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılayabilmek için ambalajlı gıda ve içecek tüketiminin büyük önem taşıdığını kaydeden Zeki Sarıbekir, “Yaşanan pandemi sürecinde ve sonrasında ambalajlı gıdalar ön plana çıktı. Ambalajın ne kadar önemli olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. İnsanların ‘güvenli gıdaya’ ulaşması en temel haklar arasındadır. Ambalaj da güvenli gıda için olmazsa olmaz şartlar arasında ilk sıralarda yer alır” diye konuştu. 

Sürdürülebilir ambalajlar

Ambalajın içerdiği ürün hakkında bilgi veren; ürünü koruyan, taşıyan ve tüketiciye ulaştıran bir araç olduğunu vurgulayan Zeki Sarıbekir, “Kaynaklarımızın sınırlılığı dikkate alındığında; üretimden son kullanıcıya kadar tam koruma sağlayan ambalajlı ürünler özellikle gıdaların hijyenik bir şekilde tüketiciye ulaşmasını mümkün kılıyor. İhtiyacımız olan ambalajın çevreye etkisi düşünülerek üretilmesi gerekiyor. Sektör olarak biz de buna dikkat ediyor, ona göre adımlar atıyoruz. Ambalajlı ürün kullanıldıktan sonra geri dönüşüm sürecine dâhil edildiğinde çevreye ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor. ASD olarak, sektörün tüm paydaşlarının desteğiyle geri dönüştürülebilir, sürdürülebilir ambalajlara odaklanılmasının çevrenin korunması, sosyal ve ekonomik refahın sürdürülebilirliği için önemli olduğunu düşünüyoruz. Ambalaj çevre kirliliği yaratan bir unsur değildir. Ambalajları ülkemizin ekonomisi için çok ciddi bir girdiye dönüştürebiliriz, kaynaklarımızı koruyarak kendi atığımızdan çevre ve ekonomi için artı değer yaratabiliriz. Ancak bunun için ülkemizdeki geri dönüşüm sektörünün daha da güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

Bakioğlu Grubu, ülkemiz ekonomisine sağladığı katkıyı başarılarla taçlandırıyor

Esnek ambalaj sektöründe dikey entegre iş modelinde faaliyet gösteren Bakioğlu Holding Ambalaj Grubu Şirketleri’nden Bak Ambalaj ve Polibak bu yıl da “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” arasında yerini almanın gurunu yaşıyor.

Sürdürülebilirlik odağıyla ve inovatif bakış açısıyla plastik film üretimi gerçekleştiren Polibak, ISO 500 listesinde 227. sırada yerini alırken, esnek ambalaj sektöründeki 50 yıllık deneyimiyle ve %100 yenilenebilir ambalaj gruplarına yönelik AR-GE faaliyetleriyle öne çıkan Bak Ambalaj ise, 448. sırada yerini aldı.

Grup şirketlerinin ISO 500 başarılarının yanı sıra yine Bak Ambalaj, Polibak ve Bareks, geçtiğimiz ay Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) tarafından açıklanan 2023 yılı üretimden satışlarına göre “100 Büyük Sanayi Kuruluşu" sıralamasında yer aldı. Polibak, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan "Türkiye'nin İlk 1000 İhracatçısı" arasında, Kimyevi Maddeler ve Mamulleri sektöründe 23. sırada yer almanın gururunu ayrıca yaşadı.

Esnek ambalaj sektörünün önemli şirketleri arasında bulunan Bakioğlu Holding Ambalaj Grubu Şirketleri, yüksek kalite anlayışı ve mükemmellik odağıyla üretmeye; esnek ambalaj döngüsel ekonomisini destekleyerek sürdürülebilir bakış açısıyla ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaya devam etmeyi hedefliyor.

Kimpur ve Ravago Petrokimya’dan önemli iş birliği

Kimpur, Ravago Petrokimya ile başarılı bir iş birliğine imza attığını duyurdu. Yapılan açıklamada, bu iş birliği kapsamında, Ravago tesislerinde üretilen ‘Ravapol’ marka poliüretan sistemlerin artık Kimpur tesislerinde üretileceği ve satışa sunulacağı bilgisi verildi.

Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu içinde 204. sırada bulunan ve dünya çapında 5 kıtada 50’den fazla ülkeye ihracat yapan Kimpur, Türkiye’de 141 bin ton kapasiteli Gebze Üretim Tesisi ve Temmuz 2024’te faaliyete geçen 30 bin ton kapasiteli Düzce Üretim Tesisi ile, Avrupa’daki 25 bin ton kapasiteli bağlı ortaklığı aracılığıyla bölgedeki en büyük poliüretan sistem evi olarak konumunu pekiştirirken, bu yeni iş birliği ile globaldeki pozisyonunu daha da sağlamlaştırmayı hedefliyor.

Açıklamada ayrıca, Ravago firmasının poliüretan makine parkının, Kimpur’un Düzce tesislerine taşınacağı ve ek 85.000 ton kapasite yaratılacağı ifade edildi. Bu ek kapasite ile Kimpur Grubu’nun 255 bin ton Türkiye ve 25 bin ton Letonya tesislerinde olmak üzere toplam 280.000 ton kapasiteyle sektöründe dünyada ilk 10 üretim kapasitesine erişme hedefine bir adım daha yaklaşmış olacağı bilgisi de paylaşıldı.

Kimpur CEO’su Cavidan Karaca konu ile ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Amerika, Almanya ve İngiltere’de kurduğumuz uluslararası şirketler ve genişlettiğimiz ihracat portföyümüz, bu yeni iş birliğiyle daha da güçlenecek. Bu iş birliği, global pazarlarda varlığımızı pekiştirerek dünya çapında daha fazla tüketiciye ulaşmamızı ve mevcut ürün portföyümüzü genişletmemizi sağlayacaktır.”

OMV, Borealis ve TOMRA’dan yeni iş birliği

OMV ve Borealis, yakma ve atık sahalarına giderek kaybolacak karışık atıktan ayıklanan geri dönüşüm ham maddesi için TOMRA ile uzun vadeli tedarik anlaşmaları imzaladı

Metal ve atık geri dönüşümünde sensör bazlı ayıklama sistemleri alanında faaliyet gösteren TOMRA, yıllık 80.000 metrik ton kapasiteli bir ayıklama tesisi inşa ettiğini duyurdu. Almanya'da, 2025'in sonunda faaliyete geçecek olan bu tesis, TOMRA'nın yapay zekâ ve sensör teknolojilerini kullanarak malzemelerin etkin bir şekilde ayıklanmasını sağlayacak. Böylece TOMRA Feedstock, ön ayıklanması yapılmış tüketim sonrası karışık plastik atıkları dönüştüren yenilikçi bir süreç başlatacak. Genellikle yakılmak üzere olan bu atıklar, şirketin yenilikçi işlemleri sayesinde polimerlerine göre temiz fraksiyonlara ayrılacak. Bu fraksiyonlar daha sonra OMV ve Borealis tarafından işletilen mekanik ve kimyasal geri dönüşüm tesislerinde işlenecek. 

OMV, TOMRA Feedstock tarafından kimyasal geri dönüşüm ham maddesi tedariki için uzun vadeli bir sözleşme imzaladı. Bu ham madde, OMV'nin geliştirdiği ve patentli olan ReOil® teknolojisi için kimyasal geri dönüşümde birincil poliolefinlerin yerine kullanılacak. Böylece, geri dönüşüm hedeflerini karşılama konusunda önemli bir katkı sağlanacak. 

OMV'nin Kimyasal ve Malzeme İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Daniela Vlad: "Bu uzun vadeli tedarik anlaşması, yüksek kaliteli sürdürülebilir plastik üretimi için ham madde sağlamak üzere ReOil® teknolojimize kaynak sağlayacak. Bu şekilde, plastikler için döngüsel ekonominin oluşturulmasına önemli bir katkıda bulunuyoruz" şeklinde açıklıyor.

Borealis ise, bu ham maddeyi kendisinin Borcycle™ M teknolojisine dayalı operasyonlarında kullanacak. Bu teknoloji sayesinde poliolefin bazlı tüketim sonrası atıkları yüksek performanslı polimerlere dönüştürerek, otomotiv, enerji, altyapı, sağlık, ev aletleri ve tüketici ürünleri gibi endüstrilerde talep edilen uygulamalar için uygun hale getirecek. 

Borealis'in Poliolefinler, Döngüsel Ekonomi Çözümleri, İnovasyon ve Teknoloji İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Craig Arnold: "Bu anlaşma, Borealis'in geniş yelpazedeki yüksek performanslı ürünlerde geri dönüştürülmüş içerik oranının arttırılması taahhüdüne yönelik başka somut bir adım oluyor.  Müşterilerimiz, portföylerinde değer katan geri dönüştürülmüş plastiklerin kullanımını artırabilecekler" açıklamalarında bulunuyor.

TOMRA Recycling Başkanı Dr. Volker Rehrmann ise konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: "Bu anlaşma, değer zincirindeki ana oyuncuların bir araya gelerek gerçekten önemli bir etki yaratmasının mümkün olduğunu gösteriyor. Teknolojimiz sayesinde, aksi takdirde yakılarak kaybolacak olan tüketim sonrası plastikleri geri kazanma yeteneğine sahibiz. Bunlar, en azından ikinci bir yaşamı hak eden değerli malzemelerdir. Plastiklerdeki döngüsel boşluğu kapatmaya büyük bir katkı sağlamak için OMV ve Borealis ile birlikte çalışmaktan memnuniyet duyuyoruz." 

OMV, Schwechat, Avusturya'da bir ReOil® pilot tesisi işletiyor ve aynı yerde yıllık 16.000 metrik ton kapasiteli yeni bir ReOil® tesisi inşa ediliyor. Mevcut pilot tesisi gibi, yeni tesisin de Uluslararası Sürdürülebilirlik ve Karbon sertifikası (ISCC PLUS) alacağı verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.

RePlast Eurasia Fuarı, düzenlendiği ilk yılda büyük başarı kaydetti

Avrupa’dan Çin’e uzanan geniş coğrafyadaki pek çok ülkeden ziyaretçileri ağırlayan fuar, geri dönüşüm ham maddeleri ve teknolojilerini üreten firmaların buluşma noktası oldu.

PAGEV’in kardeş kuruluşu, PAGÇEV Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği ile TÜYAP’ın iş birliğinde 2-4 Mayıs tarihleri arasında ilki düzenlenen RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm ve Hammaddeleri Fuarı, geri dönüşüm endüstrisinin önemli aktörlerini İstanbul’da buluşturdu. 

Plastik geri dönüşüm endüstrisindeki son teknolojiler ve yenilikçi ürünler, ulusal ve uluslararası katılımcıları bir araya getiren platformda 10.000 m2’lik alanda sergilendi. Plastik atıkların geri kazanılması sürecinde toplama, ayrıştırma, yıkama ve temizleme, öğütme, yeniden işleme ve üretim, inovasyon aşamalarının tümünde hizmet veren 10 ülkeden 124 katılımcı son teknoloji ürün ve hizmetlerini sergiledi. RePlast Eurasia Fuarı; plastik sanayi, makine sanayi, ambalaj sanayi, makine yan sanayi, mobilya endüstrisi, metal sanayi, otomotiv sanayi sektörlerinden hizmet veren sektör profesyonelleri tarafından yoğun bir ilgi ile karşılandı. Fuar; Çin, Rusya, Hollanda, Almanya, Suudi Arabistan, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve Azerbaycan başta olmak üzere 85 ülkeden 8.253 ziyaretçiye ev sahipliği yaparak düzenlendiği ilk yılda sektörün buluşma noktası olarak büyük bir başarıya imza attı.

Avrupa Plastik Üreticileri Birliği’nin (European Plastics Converters - EuPC) de desteklediği RePlast Eurasia Fuarı’nın açılışında konuşan PAGÇEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Ülkemizin, yeşil ekonomiye entegrasyonunu hızlandıracak RePlast Eurasia; geri dönüşüm sektöründe, ham maddeden makina ve ekipman teknolojilerine kadar endüstrimizin tüm yeniliklerine ev sahipliği yaptı. Ülkemizde faaliyet gösteren en önemli geri dönüşüm markalarının yer aldığı fuarımıza ilk yıl ciddi katılım memnuniyet vericiydi. En önemsi ise fuar katılımcısı yerli yabancı firmaların tamamı önümüzdeki sene tekrar fuarda katılımcı olacağını belirtirken, ilk sene çeşitli sebeplerle katılamayan firmaların önümüzdeki sene fuarda yer alabilmek için yoğun talebi RePlast’ın dünyanın en önemli Plastik Geri dönüşüm fuarlarından biri olmak üzere emin adımlarla ilerlediğini ispatladı.”

Türkiye geri dönüşümde küresel merkez haline gelecek

Yeşil Mutabakat Yol Haritası ile Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dünya için atıkların, stratejik ham madde haline dönüştüğünü belirten Eroğlu; “Atık savaşlarının yaşanmaya başladığı konjonktürde ithal ham maddeye bağımlı olan Türkiye, geri dönüşüm sektörünü güçlendirdiği oranda cari açığını azaltma ve yeşil dönüşüme entegre olma şansını yakalayacak. Geri dönüşüm çağının başladığı önümüzdeki dönemde atıkların, petrol gibi değerli hale geleceği süreci birlikte yaşayacağız. Tüm sektörler, geri dönüştürülmüş hammaddeye ulaşmak için birbirleriyle rekabete girecekler. Devletler, kendi atıklarına sahip çıkmak için pek çok regülasyonu devreye alırken, özel sektöre bağlı markalar söz konusu atıklarla üretimlerini gerçekleştirmek için deyim yerindeyse kıran kırana rekabete girişecekler” dedi.

PAGÇEV olarak, Türkiye’nin yeşil dönüşümde proaktif rol alması gerektiğine odaklanarak, RePlast Eurasia Fuarı’nı hayata geçirdiklerine dikkat çeken Eroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Fırsat ve risklerin yan yana olduğu Yeşil Dönüşümde, PAGÇEV Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği olarak taşıdığımız sorumluluğumuzun bilinciyle RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm ve Hammaddeleri Fuarı’na ev sahipliği yaparak Türkiye’nin, değişen ve dönüşen yeni ticaret paradigmasında lider olmasının yolunu açmayı hedefledik. Aylar süren hazırlıklarımız neticesinde düzenlediğimiz RePlast Eurasia Fuarı’mızla eş zamanlı olarak PAGÇEV Plastik Geri Dönüşüm Konferansı’mızı da gerçekleştirdik. Uluslararası markaların yer aldığı ve birbirinden önemli sektör liderlerinin konuşmacı olarak katıldığı konferansımızın içinde bir de PAGÇEV Geri Dönüşüm Ödül Töreni’ni icra ettik”.

Atıkların, ekonomik değer olduğunu belirterek, tüketiciyi geri dönüşüm konusunda teşvik edecek sistemlerin kurulması gerektiğini hatırlatan Eroğlu, “Bugün atık bulmak oldukça zor ve bu süreç gitgide zorlaşacak. Cari açık ve çevreyi koruyabilmenin ilacı atıkları geri dönüştürmektir. Yakın gelecekte ülkeler arasında atık bulabilmek için atık savaşları yaşanacak. Önümüzdeki dönemde atıklar petrolden daha değerli olacak. Farklı sektörlerden birçok marka, geri dönüştürülmüş ham maddeye ulaşmak için büyük bir rekabete girecek. Tüketiciyi teşvik edecek, kaynağında ayrı toplama sistemleri, etkin atık yönetim sistemleri ve geri dönüşüm sürecine dahil edecek depozito sistemine benzer çözümler sunmalıyız” şeklinde konuştu.

Fuar Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri ve Konferansı’na ev sahipliği yaptı

Fuarın ilk günü düzenlenen Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri’nde 7 farklı kategoride ödüller sahiplerini buldu.

•Otomotiv Elektrikli veya Elektronik Ürün kategorisi birincisi “Burpol Polimer Plastik A.Ş.” 

•Altyapı ve İnşaat Malzemeleri kategorisi birincisi “Metroplast Ambalaj Teks. San. ve Tic. A.ş.” 

•Ev Mutfak Gereçleri ve Eğlence kategorisi birincisi “Sem Plastik San. ve Tic. A.Ş., Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş., Certiloop Yeşil Dönüşüm Sertifikasyon Hizmetleri A.Ş.” 

•Plastik Paketleme ve Ambalaj Malzemeleri kategorisi birincisi “Burkasan Plastik Atık Yönetimi ve Çevre Danş. Hiz. İnş. San. ve Tic. LTD. ŞTİ. – Unilever Sanayi ve Ticaret Türk A.Ş.” 

•İnovasyon ve Teknoloji: Ürün Teknolojisi kategorisi birincisi “Plastic Biolive Biyolojik ve Kimyasal Teknolojiler Sanayi ve Tic. A.Ş.” 

•İnovatif Geri Dönüşüm Makineleri kategorisi birincisi “Altech Makine San. ve Tic. A.Ş.” 

•Plastik Geri Dönüşüm Elçisi kategorisi birincisi “Ali Kantur” oldu.

Plastik geri dönüşüm ödüllerinin ardından düzenlenen konferans ve paneller geri dönüşüm alanında bilgi paylaşımını teşvik eden bir platform oluşturdu. Plastik Geri Dönüşüm Sektörüne Genel Bakış: Regülasyon, Teknoloji ve Fiyat Trendi, Çevresel Faktörler ve Plastik Geri Dönüşümündeki İyi Uygulamalar, Otomotiv Sektöründe Geri Dönüşüm Plastik Kullanımı ve Tedarik İmkânları, Deniz Atıkları ve Mikroplastik konularının ele alındığı panellerde alanında uzman konuşmacılar en güncel sektörel bilgilerini paylaştı.

Düzenlendiği ilk yıl gördüğü yoğun ilgi ve talep ile plastik geri dönüşüm endüstrisinin buluşma noktası olan RePlast Eurasia Fuarı, gelecek sene 8-10 Mayıs 2025 tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde ikinci kez ziyaretçilerine kapılarını açacak.

Plastik sektörü NPE 2024 Fuarı’nda Türkiye’yi başarıyla temsil etti

Plastik sektöründe dünyanın en önemli üç fuarından biri olma özelliği taşıyan ve bu yıl 6-10 Mayıs 2024 tarihleri arasında ABD’de gerçekleştirilen NPE 2024 fuarına, Türkiye’den 34 firma katıldı. İKMİB tarafından 3’üncü defa düzenlenen milli katılım organizasyonu ile fuara katılan 10 firma ve bireysel olarak katılan 24 firma plastik ham madde ve plastik makine ekipmanlarına yönelik Türk markalarını alıcıların beğenisine sundu. 2 bin 100’den fazla firmanın katılımcı olarak yer aldığı fuar, 50 binden fazla kişi tarafından ziyaret edildi.

T.C. Miami Ticaret Ataşesi Ömer İnce ile birlikte fuara katılan İKMİB Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Gülsün, Erkan Aydın ve Fatma Köktaş katılımcı firmaları ziyaret ederek başarı dileklerini iletti.

Adil Pelister: “ABD’ye plastik sektörü ihracatı yüzde 20,5 arttı”

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “İKMİB olarak bu yıl 3’üncü defa NPE 2024 fuarında ülkemizi başarıyla temsil ettik. Fuara 10’u milli katılım ve 24’ü bireysel olmak üzere toplam 34 Türk firmamız katıldı. Plastik sektörünün en önemli küresel etkinliklerinden biri olan fuarda Türk markalarının tanıtılması, yeni iş birliklerinin sağlanması sektör ihracatçılarımız açısından önemli bir fırsat. ABD pazarı ülkemiz ve sektörümüz açısından hedef pazarlarımız arasında bulunuyor. Plastik sektörümüzün ABD’ye ihracatına baktığımızda 2023 yılında 385 milyon dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Bu yıl ise ilk dört aylık dönemde ABD’ye yapılan plastik sektörü ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,5 artış ile 145,6 milyon dolara ulaştı ve sektörde en çok ihracat yaptığımız dördüncü ülke oldu. Plastik sektörünün genel ihracatı ise 2023 yılında 9,16 milyar dolar olurken, bu yıl ilk dört aylık dönemde ise yaklaşık 3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektörün ihracat artışını istikrarlı sürdürebilmesi için bu tarz etkinliklere katılmalarını önemsiyoruz. İKMİB olarak, plastik sektöründe ülkemizi uluslararası platformlarda temsil etmekten gurur duyuyor ve katılımcı firmalarımızın bu önemli fuarda elde ettikleri başarıların devamını diliyoruz” dedi.

FANUC’un sürdürülebilirlik taahhüdü iki ödül birden kazandı

Şirket, farklı endüstriler için robotik çözümler dahil fabrika otomasyonu ürünleri üretirken çevreyle uyum içinde çalışmayı da felsefisinin önemli bir parçası olarak görüyor.

FANUC, uzun bir geçmişe sahip olan sürdürülebilirlik taahhüdü ile Clarivate Plc tarafından “Top 100 Global Innovators 2024” listesine dahil edilirken CDP tarafından da yıllık A Listesi’ne ilk kez alındı. Top 100 Global Innovators listesinde daha önce 2012, 2013, 2022 ve 2023 yıllarında da yer alan şirket, iklim değişikliğiyle mücadele alanındaki çalışmalarıyla dünyanın en önemli çevre girişimlerinden biri olan Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project-CDP) tarafından 21 binden fazla şirketin değerlendirildiği kategoride ise A Listesine dahil edilen 346 şirketten biri oldu.

FANUC’un 2030 mali yılına yönelik hedefleri küresel kurumlarca onaylanmış durumda

Kazanılan ödüllere dair değerlendirmede bulunan FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Uzun bir geçmişe sahip olan ve çevreyle uyum içinde çalışmanın odak noktasını oluşturduğu FANUC sürdürülebilirlik taahhüdünün ödüle layık görülmesi gurur verici. Kurulduğu günden bu yana otomasyon çözümlerini geliştirip müşterilerinin hizmetine sunarken sürdürülebilirliğe ve çevreye özen göstermeye odaklanan şirketimiz, çevreye saygı konseptini her zaman benimseyerek adım atıyor. Nitekim rekabet avantajını korumak ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmek için yapılan çalışmaların ödüle layık görülmesi doğru yolda ilerlediğimizin göstergesi olurken, bize bu konuda daha büyük sorumluluklar da yüklüyor. Sera gazı emisyonlarını azaltmak için orta ve uzun vadeli hedefler belirleyip bu hedeflere ulaşmak için çok sayıda çabayı teşvik eden bir şirket olarak 2030 mali yılına yönelik hedeflerimiz, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi, Dünya Kaynakları Enstitüsü ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı’na dayanan SBT (Bilim Temelli Hedefler) girişimi tarafından da onaylanmış durumda. Yalnızca kendi faaliyetlerimizden değil, aynı zamanda gelişmiş enerji tasarrufu performansına sahip ürünlerimizin geliştirilmesi ve sağlanması yoluyla müşterilerimizin faaliyetlerinden kaynaklanan emisyon azaltımlarını teşvik ederek karbon-nötr bir toplumun gerçekleştirilmesine katkıda bulunuyoruz. Bundan sonra da sürekli değişen küresel iş ortamına uyum sağlayabilecek fikri mülkiyete yatırım yapmaya devam ederken sürdürülebilirlik taahhüdümüz sayesinde çevreyle duyarlı çözümler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.

Sürdürülebilirlik için stratejik iş ortaklığı

Koroplast, CSR Plastic ile gerçekleştirdiği stratejik iş ortaklığı kapsamında çöp torbalarında geri dönüştürülmüş ham madde kullanımını 2024 yılında yüzde 35’e çıkartmayı hedefliyor.

Tüm sürdürülebilirlik projelerini “Yaşanılabilir Bir Dünya Birlikte Kolay” çatı söylemi altında birleştiren Koroplast, çevresel sürdürülebilirliğin farkındalığını arttıracak çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda stratejik iş ortaklığına bir yenisini daha ekleyen marka, 30.000 m² alana sahip tesiste tehlikesiz atık toplama ve geri dönüşüm faaliyetlerini yürüten CSR Plastic ile yeni projeler üretmek üzere düğmeye bastı. 

Bulunduğu sektörlerde güçlü olan iki şirketin döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak iş ortaklığı kapsamında Koroplast; CSR Plastic’in gelişmiş teknolojilerle donatılmış tesisinde geri dönüştürdüğü plastikten elde ettiği ham maddeyi alarak, teknolojik alt yapısı ve gelişmiş endüstri standartlarıyla çöp torbası üretiminde kullanacak. 

Koroplast Operasyon Direktörü Ersen Yılmaz, “43 yıllık bilgi birikimimiz, teknolojik donanımımız, uzman satış ve pazarlama kadromuzla sektörün öncü markasıyız. Sunduğumuz yeniliklerle sektöre liderlik ediyor, tüketicilerin hayatını kolaylaştırıyor aynı zamanda çevreye ve topluma karşı sorumluluklarımızı da yerine getirmek için birçok iş ortaklığı ve proje yürütüyoruz. Bu doğrultuda CSR Plastic ile döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak ortak amaçlar dahilinde bir araya geldiğimiz için oldukça heyecanlıyız. Bu iş ortaklığı kapsamında çöp torbalarımızı yakın zamanda %100 geri dönüştürülmüş ham maddeden üretebilecek; hedefimiz doğrultusunda da 2024 yılında geri dönüştürülmüş ham madde kullanımımızı %35 seviyelerine çıkartacağız. Aynı zamanda hedef ihracat pazarımız olan Avrupa’da, regülasyonların zorunlu kıldığı sertifikalı geri dönüştürülmüş ham madde kotalarına karşı uyum sağlayan bir şirket olurken bu sayede de ihracat pazarlarındaki rekabetçi konumumuzu güçlendirme fırsatımız olacak” dedi.

Türkiye’nin en gelişmiş plastik geri dönüşüm tesisine sahip CSR Plastic

CSR Plastic, ayrıştırma ve su arıtma tesislerinin yanı sıra laboratuvarında gerçekleştirdiği yeniliklerle yarının dünyasını hedef alan çalışmalar hayata geçiriyor. Atık yönetimi ve geri dönüşüm faaliyetlerinde verimlilik, yerel ve uluslararası mevzuatlara uyum ile çevreye saygılı faaliyet açısından bir operasyonel mükemmellik örneği taşıyor. Döngüsel ekonomi modellerine katkı sağlayan güçlü bir altyapıya ve bilgi birikimine sahip olan CSR Plastic’in yenilebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımları ve su tüketimini minimize ettiği arıtma tesisi bulunuyor. Fiziksel ve kimyasal arıtma ile yıkama sürecinde kullanılan atık sular, Entegre Atıksu Arıtma Tesisi’nde arıtılıp kapalı döngü içerisinde sürekli olarak kullanılıyor ve tesisler sıfır atıksu deşarjıyla çalışıyor. 

Sürdürülebilir bir dünya için atıkların azaltılması ve geri dönüşümün önemli olduğunu belirten CSR Plastic Genel Müdürü Ali Sarp Bingöl, “Sektöründe lider firma olan Koroplast ile aynı amaçta buluştuğumuz ortak projeler üretmekten mutluluk duyuyoruz. Çevresel sürdürülebilirliği her daim odak noktamıza alarak, stratejik iş ortaklığımızı daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz. Türkiye’nin en gelişmiş geri dönüşüm tesisimizle endüstri standartlarını yükseltmeyi ve sektördeki diğer şirketlere de çevre dostu uygulamaları hayata geçirmesi için örnek olmayı amaçlıyoruz” diye ekledi.

Burpol Polimer, başarısını ödülle taçlandırdı

Bursa Kayapa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında plastik atıkları yüksek teknoloji ve yenilikçi yöntemlerle doğaya zarar vermeden dönüştürerek ham madde olarak yeniden üretime kazandıran Burpol Polimer Plastik, RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm Teknolojileri ve Hammadde Fuarı’na katılım gerçekleştirdi. Şirket ayrıca PAGÇEV’in fuar kapsamında düzenlediği “Plastik Geri Dönüşüm Ödül Töreni”nde, “Yılın Otomotiv, Elektrik veya Elektronik Ürünü-Otomotiv ve Elektrik Ürünlerinde Kullanılan ve Geri Dönüştürülmüş Malzeme İçeren Plastik Parçalar” kategorisinde ödülün sahibi oldu. Ödülü Burpol Polimer Plastik Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Canbolat aldı.

Diğer taraftan; fuar kapsamında düzenlenen ve sektörün güçlü temsilcilerini bir araya getiren panelde bir konuşma yapan Burpol Polimer Plastik Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü İlkay Yıldırım, “Otomotiv Sektöründe Geri Dönüşüm Plastik Kullanımı ve Tedarik İmkânları” konulu sunumunu gerçekleştirerek, otomotiv sektörünün geri dönüşüm konusundaki ihtiyaç ve beklentilerinden bahsetti.

Avrupa Yeşil Mutabakatı 2050 Karbon Nötr hedefi kapsamında AB’nin döngüsel ekonomiye geçişi için önceliklendirdiği 7 alandan biri olan plastiklerin otomotiv sektörü için çok büyük bir girdi kaynağı olduğunu belirten İlkay Yıldırım, “2030 yılında Türkiye’de 2,5 milyon araç üretilmesi öngörülürken her araçta da ortalama 200 kg. geri dönüşüm plastik kullanılacağı varsayılıyor. Bu sebeple sadece Türkiye’deki otomotiv sektörünün geri dönüşüm ham madde ihtiyacı yaklaşık olarak yıllık 500 bin tondur” dedi.

Otomotiv firmalarının hedeflerini, her yıl sunulan “Sürdürülebilirlik Raporları” ile gözlemleyebildiklerini ifade eden Yıldırım, “Bu raporlar neticesinde otomotiv sektöründe kullanılan plastiğin; 2030 yılında yüzde 25, 2035’de ise yüzde 30 geri dönüştürülmüş plastik olması gerekmektedir. Hatta kullanılan geri dönüştürülmüş plastiğin de tüketici atıklarından oluşması ve en az yüzde 25 kadarının da ömrünü tamamlanmış araçlardan geri kazanılmış olması gibi ciddi hedefleri bulunmaktadır” diye konuştu.

Burpol Polimer Plastik’in post-endüstriyel plastik atıklardan ürettiği plastik ham maddelerden otomotiv parçalarının üretildiğini vurgulayan Yıldırım, “Granül haline getirdiğimiz ham maddelerden, düşük emisyon, yüksek performanslı ve yüksek darbe dayanımlı özellikler başta olmak üzere; iç ve dış döşeme parçaları, kapı paneli, konsol parçaları, koltuk parçaları, b sütunu - c sütunu iç parçaları, torpido gözü ve torpido gözü kapağı, ön kapı eşiği, arka kapı eşiği, merkez direk kaplama, şanzıman kapağı, direksiyon kutusu, el freni kapağı ve alet kutusu üretimi yapılıyor” şeklinde konuştu.

Son olarak sürdürülebilir bir dünya için çalışmaya devam edeceklerinin altını çizen Yıldırım, “Plastik kirliliğiyle mücadeleye ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmaya ilk günkü heyecanla devam edeceğiz. Küresel bir sorun haline gelen plastik kirliliği sorununu hep birlikte çözebiliriz. Burpol Polimer Plastik olarak daha temiz ve sağlıklı bir dünya için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuşmasını tamamladı.

Bakioğlu Holding, “Dijital Rotasında” dijital dönüşüm yolculuğuna devam ediyor

Sürekli yatırım ve gelişimle tüm faaliyet alanlarında en iyiye ulaşarak, ülkesine değer katan dünya çapında saygın bir Grup olarak “Baki kalma” misyonu ile üretim faaliyetlerine devam eden Bakioğlu Holding, bu amaca hizmet edecek en önemli yapı taşlarından biri olarak gördüğü dijital dönüşüm yolculuğuna, “Dijital Rota” çatısı altındaki faaliyetleriyle devam ediyor. 

Bakioğlu Holding, dijital dönüşüm yolculuğunda, çalışanları ve müşterilerinin deneyimini iyileştirmeyi; üretkenliği artırmayı ve operasyonel maliyetleri azaltmayı hedefliyor. Bu hedefe doğru giderken de değişimi, inovasyonu, liderliği ve sağlam temelleri olan kurum kültürünü, Dijital Dönüşüm yolculuğunun bileşenleri olarak görüyor. Bu felsefeyle ele aldığı ve sürekli geliştirmeye devam ettiği dijital dönüşüm yolculuğunu da “Dijital Rota” olarak adlandırıyor.

Dijital Rota doğrultusunda faaliyetlerine erken yıllarda başlayan Bakioğlu Grubu, 2018 senesinde geçtiği SAP alt yapısını düzenli şekilde güçlendirirken, 2019 senesinden bu yana RPA (Robotic Process Automation, Robotik Süreç Otomasyonu) robotlarını kullanıyor ve iş süreçlerini çok daha verimli hale dönüştürüyor. AR (Artırılmış gerçeklik) uygulamaları sayesinde hem yeni yatırım süreçlerinde hem müşterilerinin işletme ziyaret taleplerinde, fiziki ziyaret ihtiyacını ortadan kaldırarak zaman ve maliyet avantajı yaratarak daha iyi bir müşteri deneyimine hizmet sunuyor. Dijitalleşmedeki son dönem uygulamaları başarıyla uygulayan Bakioğlu Grubu, bilgi güvenliği yönetim sistemlerine verdiği önemi ve güçlü alt yapısını ISO 27001 sertifikasının 2022 versiyonuyla tescilliyor.

Bakioğlu Grubu’nun tüm dijital dönüşüm sürecine liderlik yapan ve aynı zamanda T.C. İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban başkanlığında oluşturulan İzmir Dijital Dönüşüm Koordinasyon çalışmalarına katılan Baknet AŞ Genel Müdürü Fatih Güllükaya, “MEXT Teknoloji merkezi ile çalışarak Dünya Ekonomik Forumu tarafından önerilen dijital olgunluk değerlendirme programı olan SIRI (Smart Industry Readiness Index) ile 16 boyutta Dijital Olgunluk Seviyesini ölçtürdük, burada önemli olan bize değer yaratacak dijital dönüşüm alanlarını tespit etmekti ve buna göre Dijital Dönüşüm Yol haritamızda gerekli revizeleri yaptık. Her yıl gözden geçirmeye ve gelişmeler doğrultusunda revize etmeye de devam edeceğiz.” diye belirtti. Tüm bu stratejik adımların yanı sıra, “Grup Şirketlerindeki dijital dönüşüm kaslarının gelişimi ve her bir çalışanın dijital dönüşüm süreçlerinin aktif paydası olması için güncel teknolojilere ilişkin farkındalık seminerleri gerçekleştirdiklerini, dönemin en önemli gelişmeleri arasında yer alan ve oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan ‘Yapay Zekâ ve Üretken Yapay Zekâ’ üzerine webinar serisi ele aldıklarını; bu doğrultuda eğitim programlarını, Bak Akademi iş birliğiyle tasarladıklarını” kaydetti. Öte yandan, Bakioğlu Holding olarak, “Yapay Zekâ ve Üretken Yapay Zekâ” üzerine Türkiye'de farkındalığı artırmak ve ekosistemi geliştirmek amacıyla kurulan Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi (TRAI) destekçileri arasında yer aldıklarına vurgu yaptı.