Büyümeyi sürdürmek için artık ekonomiye odaklanma zamanı

Plastik sektörü 2016’da %4 büyüdü, mamul üretimi 33,8 milyar dolara ulaştı

Birçok sektör 2016 yılını düşüş ile kapatırken plastik sektörü yükseliş ivmesini bozmadı ve global pazarlardaki etkinliğini artırmaya devam etti. Sektör, 2016 yılında miktarda geçen yıla göre %3,5’lik artışla 8,9 milyon ton, değerde ise %3 artışla 33,8 milyar dolarlık plastik mamul üretimine ulaştı. 8,9 milyon tonluk plastik üretiminin 7,9 milyon tonu iç pazara yönelik gerçekleşirken bunun da yaklaşık 4 milyon tonu otomotiv, ambalaj, inşaat ve elektronik gibi ihracatçı sektörler kanalıyla dış pazarlara satıldı.

Yurtiçi talebin etkisiyle plastik sektörü geçtiğimiz yıl %4 büyüme kaydetti. Sektörün 2016 yılı plastik mamul ihracatı ise miktar bazında 1,55 milyon ton, değer bazında 4,10 milyar dolar oldu. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), plastik sektörünün 2016 yılındaki performansını değerlendiren bir rapor hazırladı. Rapora göre; çoğu küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere 6 bin 500 civarında üretici firmanın faaliyet gösterdiği plastik sektörü, 2016 yılında ülke ekonomisine 13 milyar dolarlık katkı sağladı. Türkiye plastik sektörü, geçtiğimiz yıl yakaladığı başarılı üretim grafiği ile Avrupa’daki ikinciliğini, dünyadaki altıncılığını korudu. 

Plastik mamul üretimi 8,9 milyon tona ulaştı…

Plastik sektörü 2016 yılında üretimdeki büyümeyi sürdürdü. Sektörün 2016 yılında mamul üretimi bir önceki yıla göre miktar bazında %3,5 artış ile 8,9 milyon tona yükseldi. Değer bazında ise %3 artış ile 33,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.

2016 yılındaki 8,9 milyon tonluk toplam plastik mamul üretimi içinde 3,5 milyon tonla plastik ambalaj malzemeleri ilk sırada yer alırken; bu ürün grubunu 1,9 milyon tonla yapı ve plastik inşaat malzemeleri takip etti.

Plastik sektörü söz konusu üretimle kapasitesini %72 oranında kullandı. Sektörün geride bıraktığımız yılda iç pazardaki tüketimi miktar bazında önceki yıla göre %4 oranında artarak 7,9 milyon tona yükseldi. İç tüketimin yaklaşık 3,9 milyon tonu otomotiv, ambalaj, inşaat ve elektronik gibi ihracatçı sektörler kanalıyla dolaylı olarak dış pazarlara satıldı. Kalan 3,9 milyon tonluk kısım ise iç pazarda doğrudan tüketicilere ulaştı.

2016 yılında sektörün makine teçhizat yatırımı önceki yıla oranla %5 artışla 880 milyon dolara ulaştı. Bu yatırımın %35’ini presler ve diğer makineler, %21’ini enjeksiyon makineleri, %19’unu aksam ve parçalar, %17’sini ekstrüzyon makineleri, %5’ini termoform makineleri ve %3’ünü şişirme makineleri oluşturdu.

En fazla plastik mamul ihracatı Irak’a…

Türk plastik sektörünün mamul ihracatı 2016 yılında 2015’e kıyasla miktar ve değer bazında geriledi. Miktar bazında ihracat %2 düşüş ile 1,5 milyon ton, değer bazında ihracat %5 düşüşle 4,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2016’da plastik sektörünün en çok plastik mamul ihracatı yaptığı ülkeler; Irak, Almanya, İngiltere, Fransa ve İsrail olarak sıralandı. Plastik mamulde net ihracatçı konumda olan Türkiye, geçtiğimiz yıl 1,2 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi.

Türk plastik sektörünün 2016’taki performansını değerlendiren PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Dünya ve Türkiye ekonomisindeki olumsuz gelişmeler tüm sektörlere olduğu gibi plastik sektörüne de negatif yansıdı. Özellikle küresel ticaretteki daralma, emtia fiyatlarındaki düşüş ve en önemli ihracat pazarlarımızdaki savaş ortamı ticari faaliyetlerimizi olumsuz etkiledi. Ancak tüm bu sorunlara rağmen sektörümüz üretim, ihracat ve tüketimde artışı yakaladı. 2016 yılında plastik mamullerde üretim artışı, iç pazar tüketimi ve dolaylı ihracattan kaynaklandı. Böylece geçtiğimiz yıl plastik mamul ve hammadde üretimimiz toplamda 9 milyon tonu geçti. Geride bıraktığımız yıl iç pazardaki plastik tüketimi miktar bazında %4 oranında artarak 7,9 milyon tona yükseldi. İhracatımız ise mamul ve hammadde dâhil 5 milyar doların üzerine çıktı” dedi.

“Plastik sektörü 2017’de en az %4 büyüme hedefliyor. Siyasi istikrarla büyümemizi artırarak sürdüreceğiz” 

Yavuz Eroğlu, “Plastik sektöründe yerinde sayan hatta gerileyen satış fiyatları rekabet etmeyi zorlaştırıyor ve kâr marjlarımızı daraltıyor. Söz konusu risklerden etkilenmemizin başında yeterli katma değer sağlayamamamız geliyor. Bu nedenle artık sektörde katma değer sağlamayan geleneksel üretim modelinin ileri plastiklerin üretimine dönüştürülmesi sağlanmalı. Değişime uyum sağlamak için Ar-Ge ve Ür-Ge’ye önem vermeli, müşteri memnuniyeti odaklı bir değer zinciri oluşturmalıyız. Bu doğrultuda sektöre yönelik teşvik olanaklarının da revize edilmesi gerekiyor. Sektörün katma değerini arttırmak için PAGEV Mükemmeliyet Merkezi kurulması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Sektörümüz Türkiye büyümesinin sürekli üzerinde büyüyen bir trend izliyor. Özellikle siyasi istikrarla; ekonomik konularda alınacak rasyonel ve kararlı adımlar sektörümüzün büyümesinin en az %4 seviyelerinde gerçekleşmesini sağlayacaktır. Artık Türkiye gündemi ekonomi olacağı içinde son derece mutluyuz” diyerek sözlerine son verdi.