“Tak-Çalıştır ve Üretime Başla” teknolojisi ile Universal Robots

50’den fazla ülkede yüzde 58’lik pazar payıyla sektördeki faaliyetlerini sürdüren Universal Robots, şimdiye kadar yaklaşık 25 bini aşkın cobot kurulumuyla globalde ve Türkiye’de insan merkezli otomasyonu herkese ulaştırmayı hedefliyor. Universal Robots’un cobot’ları robot programlama uzmanlığı gerektirmeyecek şekilde kolay programlanabilir olması, hızlı kurulum, esnek konumlandırma ve iş birliğine dayalı (Collaborative) yapısı sayesinde KOBİ’lere önemli avantajlar sağlıyor.

Öncelikle kendinizden kısaca bahseder misiniz? 

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Maden Mühendisliği ve ikinci ana dal olarak Makine Mühendisliği’nden 2003 yılında mezun oldum. 2011’de Gebze Teknik Üniversitesi’nde İşletme üzerine MBA eğitimimi tamamladım. Bir süre yurtdışı tecrübesinin ardından Türkiye’ye dönerek sektörün önde gelen yerli ve uluslararası robotlu otomasyon şirketlerinde farklı pozisyonlarda çalıştım. Yaklaşık 15 yıldır robotik otomasyon ve mekatronik konularında uzmanlaşarak, 2017 sonunda iş birliğine dayalı robotlar üzerine faaliyet yürüten Universal Robots’un Türkiye merkezini kurma görevini üstlendim. Aynı zamanda Yunanistan, İsrail ve Ortadoğu Ülkeleri ile ilgili Türkiye üzerinden çalışmalarımızı sürdürüyorum.

Firmanızı tanıyabilir miyiz? Kuruluş aşamalarınız ve gelişim süreciniz hakkında okuyucularımızı bilgilendirir misiniz?

Universal Robots olarak merkezi Danimarka’da olan bir firma olarak 2005’te kurulan, cobot (Collaborative Robots) olarak adlandırdığımız, hafif ve esnek robot kollarıyla endüstriyel robotiği yeniden keşfeden, alanında dünyanın bir numaralı şirketiyiz. Universal Robots olarak 50’den fazla ülkede distribütörlüğümüz bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Çin, Hindistan, Singapur, Japonya, Güney Kore, Meksika ve Tayvan’daki bölgesel ofislerimize Türkiye’yi de ekleyerek dünya çapında yaklaşık +400 partnerlik güçlü dağıtım ağıyla faaliyet gösteriyoruz. Son olarak iş birliğine dayalı cobot’larda standartları belirleyerek, robot teknolojisinin Nobel’i sayılan Engelberger Ödülü’nün de sahibi olduk.

Universal Robots olarak çözümlerinizden bahseder misiniz? Ürün yelpazeniz hakkında bilgi verir misiniz?

UR3, UR5 ve UR10 adında, her biri kilogram birimindeki yük kapasitesine göre adlandırılan, esnek, dayanıklı ve yüksek hassasiyete sahip ürünlerimiz mevcuttur. UR ailesinin en küçük üyesi UR3’ün masaüstü iş birliğine dayalı cobot’u, hafif montaj görevleri ve yüksek hassasiyet gerektiren işler için mükemmel seçim oluyor. Tüm bilek eklemlerinde 360 derece dönme ve 6. eksende sonsuz dönme özelliği olan UR3, piyasada bulunan en esnek, çok yönlü ve iş birliğine dayalı cobot’tur. 3 kg’a kadar olan görevleri otomatikleştirir, erişim alanı yarıçapta 500 mm’e kadar hizmet verir. Robotların kullanım dili standart olarak Türkçe hizmet verebiliyor.

Biraz daha büyük ölçülere sahip UR5 cobot; alma ve bırakma, test vb. birçok düşük ağırlıktaki uygulamaları otomatik hale getirmek için idealdir. Orta büyüklükteki bu cobot kolunun programlanması kolay, kurulumu hızlıdır. Sektördeki en kısa yatırım geri dönüşüm sürelerinden birini sunar. 5 kg’a kadar olan görevleri otomatikleştirir. Erişim alanı yarıçapta 850 mm’e kadar hizmet verir.

UR ailesinin en büyük yük kaldırma kapasitesine sahip UR10 cobot’u da yüksek hassasiyete sahiptir. İş birliğine dayalı kolu ağır yük içeren, yük gerekliliklerinin 10 kg’a kadar çıktığı işlemlerdeki görevleri otomatikleştirir. Yarıçapta 1300 mm’lik erişim alanı sayesinde paketleme, paletleme, montaj, alma ve bırakma gibi farklı çalışma alanları arasındaki mesafenin daha uzun olduğu görevler için özellikle uygundur.

Müşteri profilinizi kimler oluşturuyor? Öncelikli olarak Türkiye pazarında hedef aldığınız sektörler hangileridir?

Universal Robots cobot’ları; metal, makine, otomotiv, gıda ve tarım, mobilya, ilaç ve kimya, plastik ve polimer vb. birçok sektörde kullanılıyor. Birbirinden farklı sektörlere hizmet verdiğimiz için Türkiye pazarında da tüm sektörleri hedefliyoruz. Çünkü hedefimiz otomasyonu herkes için erişilebilir hale getirmek.

Universal Robots olarak plastik ambalaj sektörüne yönelik sunduğunuz robot çözümlerinizden ve özelliklerinden bahsedebilir misiniz?

Plastik ve ambalaj sektöründe genel olarak; plastik enjeksiyon, makine besleme ve boşaltma, montaj işlemleri, kalite kontrol, paketleme ve paletleme uygulamalarında Universal Robots cobot’ları kullanılıyor.

Kolay programlama, hızlı kurulum, esnek konumlandırma ve uygulama, iş birliğine dayalı, insan ile beraber çalışmaya uygun yapısıyla kullanıcılara avantaj sağlayan Universal Robots, enerji verimliliği, yatırım geri dönüşünün hızlı olması, az alan kaplamasıyla sağladığı alan tasarrufuyla da firmaların maliyetlerini azaltıyor. Cobot’lar ile UR+ ekosisteminde bulunan farklı firmaların geliştirdiği Universal Robots tarafından sertifikalandırılan robot çevre ekipmanları kullanılmak suretiyle hızlı entegrasyon ve programlama sağlanıyor. Böylece cobot’lar üretimde farklı uygulamalarda esnek bir şekilde kullanılabiliyor. Bu avantajla üretimdeki hızlı değişim ve ihtiyaçlara hızlı şekilde cevap veriliyor.

Endüstriyel üretim süreçlerinde Universal Robots firmasına ait cobot’ların firmalara sağladığı avantajlar hakkında neler söylersiniz?

UR3, UR5 ve UR10 cobot’larımızın insan makine iş birliğiyle çalışmaya uygun olması, risk değerlendirme analizlerine bağlı olarak güvenlik bariyerleri olmadan kullanılabilmesi, az alan kaplaması, hafif yapısıyla esnek konumlandırma, kolay programlama özelliği (ücretsiz online cobot programlama eğitimiyle 1,5 saat ile programlama öğrenilebilir) yatırımın geri dönüş süresinin dünya ortalaması için 6 ay olması, tüm eksenlerinin 360 derece hareket kabiliyeti, az enerji tüketimi, elle hareket ettirilerek ya da kontrol kumandası ile programlanabilmesi vb. birçok avantajıyla kullanıcılara birçok açıdan fayda sağlıyor. Bunlara bağlı olarak da üretim maliyetlerinin düşmesi, kalite, insanın üretim sürecinde daha uygun yerlerde yer almasını sağlama imkânı, ergonomi, iş sağlığı ve güvenliği vb. önemli kazanımlar sağlıyor.

Yenilikçi UR+ ‘Tak Çalıştır ve Üretime Başla!’ konseptiyle kolay ve hızlı kurulum sağlayabilen bir firma olarak, ücretsiz online eğitim sunduğumuz Universal Robots Academy ile iş birliğine dayalı robot kavramlarını öğrenmek isteyenler için bir platform sunuyoruz. Yüksek esneklik sağlayan cobot’larımız birçok uygulama alanında alanda üretimin birçok evresinde kullanılabiliyor.

Satış öncesi ve satış sonrası hizmet ağınızdan bahseder misiniz? Müşteri memnuniyeti için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Ürünlerimiz kolay programlanabilir olması sayesinde endüstride birçok alanda son kullanıcılar ve sistem entegratörleri tarafından verimli şekilde kullanılabiliyor. Ürünlerimizin satış ve satış sonrası hizmetleri son kullanıcı ve sistem entegratörü firmalara distribütörlerimiz üzerinden ulaştırılıyor. Universal Robots Türkiye teknik destek ekibiyle tüm iş ortaklarımızın en etkin şekilde ürünlerimizi kullanmaları, cobot’larla yaptıkları uygulamalarda daha hızlı ve verimli sonuçlar almalarını amaçlıyoruz. Bu anlamda Universal Robots tarafından tüm iş ortaklarına eğitimler, seminer ve gerek duyulduğunda teknik destek hizmeti sağlıyoruz.

Teknolojik gelişmelerin takipçisi misiniz? Ar-Ge çalışmalarınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Dünyanın 1 numaralı kolaboratif robot üreticisi olan Universal Robots, kolaboratif robotun mucididir. İş birliğine dayalı robotların insan ile yan yana en güvenli şekilde çalışacağı ve endüstriyel anlamda nasıl fayda sağlayacağı, yıllarca yapılan geliştirme faaliyetleri sonucunda günümüzdeki ileri teknoloji seviyesine ulaştı. Bu özellikler, Universal Robots’un endüstriyel robotik alanında yeni bakış açısının oluşmasına, bu yeniliklerle teknolojik ilerleyişe öncülük etmesini sağlamıştır. Universal Robots, cobot’larının alanında sahip oldukları özel teknik özelliklerine ilave olarak UR+ platformunu geliştirdi. Bu platform bir Ar-Ge platformu olup, dünyadaki birçok üreticiyle yapılan çalışmalar sonucunda, farklı uygulamalar için robotlarla birlikte kullanılabilen robot çevre ekipmanlarından oluşuyor. UR+ ekosistemi, Tak-Çalıştır ve Üretime başla! konsepti ve UR Akademi bunlardan bazılarıdır. Bu anlamda Universal Robots, sahip olduğu 65’ten fazla patent ve 40’ı aşkın uluslararası ödül ile bu alanda ne kadar etkin bir şekilde yer aldığını gösteriyor.

Firmanızın piyasadaki konumunu nasıl buluyorsunuz? Pazar geliştirme için faaliyetleriniz nelerdir?

Universal Robots olarak kullanıcı dostu ‘Tak-Çalıştır ve Üretime Başla’ teknolojisi, hızlı kurulum, devreye alma ve hızlı geri ödeme süresi sayesinde kolaboratif robot teknolojisindeki liderliğimizi pazar payıyla da devam ettiriyoruz. 50’den fazla ülkede yüzde 58’lik pazar payıyla sektörümüzün lokomotifi olarak, şimdiye kadar yaklaşık 25 bini aşkın cobot kurulumu yaptık. 2017’de yüzde 72 büyüdük, 2018 sonunda yüzde 100 büyüme hedefimiz var. Pazarımızı daha da geliştirmek için öncelikle insan merkezli otomasyonu tüm dünyada herkes için ulaşılabilir hale getirmeyi amaçlıyoruz. Bunun için de yenilikçi çalışmalarımıza hiç ara vermeden devam ediyoruz.

Önümüzdeki dönemde hedef ve beklentileriniz nelerdir? Sırada yeni ürün, yatırım veya projeleriniz var mı?

2017’yi çok verimli geçirdik. 2018 sonunda da bölgesel satış ağımızı artırmayı ve teknik destek ve eğitim hizmetlerimizi geliştirmeyi amaçlıyoruz. Dünya çapında 20 binden fazla kullanıcıya sahip olan Universal Robots ağını genişletmek, çalışanlarımız ve iş ortaklarımızın hedeflerine ulaşmaları için onlara sağladığımız desteği ve eğitim fırsatlarını daha da geliştireceğiz.

Öte yandan, son dönemlerde bizi çok heyecanlandıran bir gelişmeden bahsetmek isterim. İnsanları üretimde daha güçlü hale getirmek ve üretimi daha da kolaylaştırmak amacıyla e-Series ile otomasyon teknolojisinde çığır açıyoruz. e-Series ile ilgili önümüzdeki süreçte sizlerle bilgiler paylaşıyor olacağız.

Biraz da sektör hakkında değerli düşüncelerinizi almak isteriz. Robot teknolojilerinin Türk sanayisi içerisindeki geleceğini nasıl görüyorsunuz? Türkiye’de robotik sistemler nereye gidiyor, siz neler gözlemliyorsunuz? Şu anda size göre sektördeki en önemli trendler nelerdir?

Bu değerlendirmeyi yaparken Uluslararası Robot Federasyonu’ndan (IFR) aldığımız veriler bir projeksiyon sunacaktır. Bu verilere göre, Türkiye’deki robot kullanım yoğunluğuna göz attığımızda; imalat sektöründe 10 bin işçiye 23 robot, otomotiv sektöründe 10 bin işçiye 154 robot, diğer sektörlerde ise 15 robot düşüyor. Özellikle yıllık robot kullanılarak proje yapılma sayısı ve robot satışlarının diğer bölge ülkelere göre fazla olması Türkiye’yi dünya pazarı içerisinde umut vadeden bir konuma sokuyor.

Bunun yanında ülkemizde kolaboratif robot uygulamalarının büyük çoğunluğunun KOBi’ler olduğu düşünüldüğünde, kolaboratif robot insan iş birliğinin avantajlarından faydalanılarak üretim süreçleri ve toplam kalitenin artacağına inanıyorum. Bu açıdan da sektördeki en önemli trendin esnek üretime cevap verebilecek bir üretim faaliyeti yürütebilmek olduğunu söyleyebilirim.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Teşekkür eder, insan ve makine iş birliğinde kaliteli, sürdürülebilir, esnek üretim yapabileceğiniz kolaboratif robot teknolojisiyle buluşmanızı dilerim.

*** Kandan Özgür Gök

Universal Robots Türkiye Satış Geliştirme Yöneticisi